‘Güvenli bir gelecek öz savunma ile inşa edilebilir’
Her geçen gün önem kazanan öz savunma ile halklar ekonomik, siyasi ve askeri geleceğini tayin etme hakkını kullanıyor.
Öz savunma her ne kadar zor olsa da toplumun buna ihtiyacı vardır. Toplumun birliğine ihtiyaç duyan öz savunma aynı zamanda ekonomik kaynaklara da ihtiyaç duymaktadır. Öz savunma bölgesel ve uluslararası savunmaya oranla daha az maliyet gerektirir.
Önder Öcalan savunmalarında şöyle diyor: “Yemek, savunma ve çoğalma doğanın kanunlarıdır. Öz savunma tüm canlıların kutsal bir hakkıdır.”
Öz savunmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Genel Meclis Üyesi Ednan Kalo, Kuzey ve Doğu Suriye halkları için öz savunmanın var olmak ve yaşamı devam ettirmek anlamına geldiğini söyledi.
Halklara karşı yapılan savaşın milliyetçi ve mezhepçi saldırılardan meydana geldiğini belirten Ednan Kalo, kapitalist sistemlerin bunu örgütlediğini kaydetti. 2018 ve 2019 yıllarında Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’de yaşananlar Kalo’nun sözlerini doğrular niteliktedir. İşgalci Türk devleti işgal ettiği yerlerde ilk olarak tarihi mekanlara ve kültürün izlerini gelecek nesillere taşıyan kurumlara saldırdı.
Kalo değerlendirmesine şöyle devam etti: “Bu savaşlardan her iki taraftan da saldırı ve savunma (eylem ve misilleme) araçları çıkıyor. Birincisi, korkularını ve ajanlarını topluluklara yaymak için tüm araçları kullanan özel savaştır. Diğeri ise korumadır, savunma insanları kendilerini, varlıklarını, kültürlerini ve güvenliklerini korumak için öz savunmayı esas almıştır.”
Ednan Kalo, öz savunmanın toplumların kültürüne dayandığını belirterek, "Herhangi bir toplumun tarihi, kültürü ve dili, toplumu yıkım ve baskıdan koruyan, toplumu korumanın ana yoludur” dedi.
Kalo, bir toplumun kültürü yok edildiğinde ruhsuz bir beden gibi kaldığını kaydederek, işgalcilerin varlığını toplumun kültürünün ve kimliğinin yok edilmesinde gördüğünü ifade etti.
Kalo şunları ekledi: “Tarihte kadınlar, toplumun kültürlerini koruyan ilk üyeleridir ve çocukları yetiştirmekten ve onlara toplumun değerlerini öğretmekten sorumludur, özel savaş araçları kadınları soykırım ve kültürel baskıyı hızlandırmak için hedef alır. Çünkü toplumların kültürü öncelikle kadınlarla ilgilidir."
Kapitalist güçlerin siyasetini topluma kabul ettirmeyi kolaylaştırmak için her ailede bir erkek imparatorluğu inşa ettiğini söyleyen Ednan Kalo, kadın özgürlüğünün sınırlandırılması için erkeğe sınırsız özgürlük sağlandığını ifade etti.
Kapitalist güçlerin özel savaş argümanlarıyla toplumların tüm değerlerine saldırdığını vurgulayan Ednan Kalo, “Din kurumunu kendi tekeline alan kapitalizm, din olgusunun altını boşaltarak dini çıkarları için kullanıyor” dedi.
Ednan Kalo, DAİŞ’in ortaya çıkışını da kapitalist güçlerin Ortadoğu’yu işgal etmek istemesine bağladı. DAİŞ’in bilinçli bir şekilde ortaya çıkarıldığını vurgulayan Ednan Kalo, kapitalist güçlerin DAİŞ’le birlikte Ortadoğu’yu işgal kapılarını açtığını sözlerine ekledi.
Tarih boyunca Kürdistan'a karşı, gerek askeri gerekse ideolojik, ekonomik, siyasi veya kültürel yollarla Kürt halkının kültürünü baskı altına almak ve Kürt halkını katletmek amacıyla bilinçli savaşlar yapılmıştır. Önder Abdullah Öcalan buna tepki olarak sahneye çıktı.
Önder Öcalan’ın fikirleri Rojava devrimine öncülük etti. Demokratik ulus fikri temelinde gelişen Rojava devrimiyle birlikte bölgede halkların kardeşliği projesi de hayata geçti.
(rr)
ANHA
‘Güvenli bir gelecek öz savunma ile inşa edilebilir’
Öz savunma her ne kadar zor olsa da toplumun buna ihtiyacı vardır. Toplumun birliğine ihtiyaç duyan öz savunma aynı zamanda ekonomik kaynaklara da ihtiyaç duymaktadır. Öz savunma bölgesel ve uluslararası savunmaya oranla daha az maliyet gerektirir.
Önder Öcalan savunmalarında şöyle diyor: “Yemek, savunma ve çoğalma doğanın kanunlarıdır. Öz savunma tüm canlıların kutsal bir hakkıdır.”
Öz savunmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Genel Meclis Üyesi Ednan Kalo, Kuzey ve Doğu Suriye halkları için öz savunmanın var olmak ve yaşamı devam ettirmek anlamına geldiğini söyledi.
Halklara karşı yapılan savaşın milliyetçi ve mezhepçi saldırılardan meydana geldiğini belirten Ednan Kalo, kapitalist sistemlerin bunu örgütlediğini kaydetti. 2018 ve 2019 yıllarında Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’de yaşananlar Kalo’nun sözlerini doğrular niteliktedir. İşgalci Türk devleti işgal ettiği yerlerde ilk olarak tarihi mekanlara ve kültürün izlerini gelecek nesillere taşıyan kurumlara saldırdı.
Kalo değerlendirmesine şöyle devam etti: “Bu savaşlardan her iki taraftan da saldırı ve savunma (eylem ve misilleme) araçları çıkıyor. Birincisi, korkularını ve ajanlarını topluluklara yaymak için tüm araçları kullanan özel savaştır. Diğeri ise korumadır, savunma insanları kendilerini, varlıklarını, kültürlerini ve güvenliklerini korumak için öz savunmayı esas almıştır.”
Ednan Kalo, öz savunmanın toplumların kültürüne dayandığını belirterek, "Herhangi bir toplumun tarihi, kültürü ve dili, toplumu yıkım ve baskıdan koruyan, toplumu korumanın ana yoludur” dedi.
Kalo, bir toplumun kültürü yok edildiğinde ruhsuz bir beden gibi kaldığını kaydederek, işgalcilerin varlığını toplumun kültürünün ve kimliğinin yok edilmesinde gördüğünü ifade etti.
Kalo şunları ekledi: “Tarihte kadınlar, toplumun kültürlerini koruyan ilk üyeleridir ve çocukları yetiştirmekten ve onlara toplumun değerlerini öğretmekten sorumludur, özel savaş araçları kadınları soykırım ve kültürel baskıyı hızlandırmak için hedef alır. Çünkü toplumların kültürü öncelikle kadınlarla ilgilidir."
Kapitalist güçlerin siyasetini topluma kabul ettirmeyi kolaylaştırmak için her ailede bir erkek imparatorluğu inşa ettiğini söyleyen Ednan Kalo, kadın özgürlüğünün sınırlandırılması için erkeğe sınırsız özgürlük sağlandığını ifade etti.
Kapitalist güçlerin özel savaş argümanlarıyla toplumların tüm değerlerine saldırdığını vurgulayan Ednan Kalo, “Din kurumunu kendi tekeline alan kapitalizm, din olgusunun altını boşaltarak dini çıkarları için kullanıyor” dedi.
Ednan Kalo, DAİŞ’in ortaya çıkışını da kapitalist güçlerin Ortadoğu’yu işgal etmek istemesine bağladı. DAİŞ’in bilinçli bir şekilde ortaya çıkarıldığını vurgulayan Ednan Kalo, kapitalist güçlerin DAİŞ’le birlikte Ortadoğu’yu işgal kapılarını açtığını sözlerine ekledi.
Tarih boyunca Kürdistan'a karşı, gerek askeri gerekse ideolojik, ekonomik, siyasi veya kültürel yollarla Kürt halkının kültürünü baskı altına almak ve Kürt halkını katletmek amacıyla bilinçli savaşlar yapılmıştır. Önder Abdullah Öcalan buna tepki olarak sahneye çıktı.
Önder Öcalan’ın fikirleri Rojava devrimine öncülük etti. Demokratik ulus fikri temelinde gelişen Rojava devrimiyle birlikte bölgede halkların kardeşliği projesi de hayata geçti.
(rr)
ANHA
