İşgal denkleminin yeni kilidi: GARÊ!-HALİT ERMİŞ

İşgal denkleminin yeni kilidi: GARÊ!-HALİT ERMİŞ
12 Feb 2021   04:47

 

Türk devleti 10 Şubat 2021 gecesi saat 02.55'te medya savunma alanlarına bağlı Garê alanına işgal saldırısı başlattı.

Garê Dağı, aylardır Türk devletinin işgal saldırısı altında olan Heftanin, Xakurke, Metina, Zagros, Zap gibi medya savunma alanlarının diğer bölgelerine göre, Bakurê Kurdistan sınır hattından yaklaşık 40 km uzakta. Dolayısıyla Başûrê Kurdistan’ın derinliklerinde yer alan bir bölge. Gaz ve petrol potansiyeliyle son derece zengin, yüksek, engebeli ve sık ormanlık yapısıyla gerillacılığa oldukça elverişli bir alan.

Kuzeyinde Amediye, kuzeydoğusunda Deraluk, güneyinde Musul ovası, güneybatısında Duhok, batısında Rojava, kuzey doğusunda Zap, Zagros, güneydoğusunda Kandil bulanan Garê son derece stratejik bir önemde. Buradan Zap, Avaşin, Barzan bölgesine saldırı gerçekleştirme ve yeni işgal alanlarına açılma açısından da son derece elverişli.

Yine Garê’nin en önemli özelliği Musul-Duhok gibi şehirlerle sınır olmasının yanı sıra Başûr sınırları içinde Kandil’e uzanan bir hat teşkil etmesi.

Bu stratejik konumu göz önünde bulundurulduğunda, Türk devletinin Garê alanına işgal saldırısını başlatması, uzun vadede planladığı Başûrê Kurdistan işgal planıyla da yakından bağlantılı olduğu görülecektir. Garê işgal edilebilirse diğer gerilla alanları da güneyden kuşatılmış olacak ve bölgeye dört taraftan yayılma yolları da açılmış olacaktır.

EĞER GARÊ İŞGAL EDİLİRSE NE OLUR?

Türk devleti, bir yandan medya savunma alanlarına açılabilecekken, bir yandan da Garê’de bulunan Çiyayê Spi üzerinden Rojava sınırına inip, Rojava ile Başûr bağlantısını tümden koparma fırsatı bulacak. Daha ilk günden Siyane denilen alana indirme yapması, saldırıyı buradan başlatmış olmasının en önemli özelliklerinden biri de Garê’nin en yüksek ve stratejik tepesi olan ve Garê eyaletini paralel bir şekilde ortadan ikiye bölen en stratejik dağın ortasında bulunmasındandır. Eğer Siyane ele geçirilirse Garê’nin en stratejik dağı ele geçirilmiş olacak, Garê alanının tümden denetime alınmasının yanı sıra buradan Rojava sınırına en hakim bölge olan Çiyayê Spî alanına doğru hakim koridor açılmış ve böylelikle de Rojava-Başûr hattı denetime alınmış olacak.

ROJAVA-BAŞÛR HATTI KOPARSA NE OLUR?

Birincisi; Garê’ye kalıcı yerleşen Türk devleti PKK’nin Medya Savunma Alanları olarak ilan ettiği tüm alanlara istediği gibi saldırı gerçekleştirebilecek. Bir yandan Bakurê Kurdistan’dan, bir yandan Amediye, Bamerni, Şeladize hattında kurduğu askeri üslerden, bir yandan da Garê’ye kuracağı yeni askeri üslerden Zap, Metina, Haftanin ve tabi en önemlisi de Kandil alanlarına istediği şekilde üç yerden saldırı gerçekleştirebilecek. 

İkincisi; Türk devleti Garê’ye askeri üs kurduktan sonra Musul, Duhok hattına yerleşmiş olacak. Dolayısıyla zaten ekonomik, istihbari, siyasi olarak denetime aldığı bu hatta askeri açıdan da tam hakimiyet kurabilecek.

Ama sadece bu da değil; Türk devletinin Kerkük’te Türkmen Cephesi üzerinden kurduğu Haşdi Türkmen çete yapılanmasıyla bölgenin derinliklerine daha fazla nüfuz etmiş olacak. Zaten Musul’un Başika ilçesinde Haşdi Watani ve alanda bulundurduğu askeri üssüyle Musul-Kerkük-Tel Affer-Şengal üzerinde ciddi bir tehdit konumunda. Bu durumda burada kendisine bağlı paramiliter güçleri istediği şekilde konsolide ederek bölgedeki işgal durumunu genişletmeye çalışacak.   

PEKİ BU NE ANLAMA GELİYOR?

Aslında en önemli soru işareti bu. Türk devleti neden bu kadar geniş bir coğrafyada yayılma peşinde.

Başûrê Kurdistan’ın Hewler-Kerkük-Süleymaniye başta olmak üzere Musul’u da misak-ı milli sınırları içinde gören Türk devleti bu şekilde bölgede tam bir hakimiyet kurmak isteyecektir.

Garê bu planda son derece önemli bir yerde duruyor. Oradan Musul ovasına inen Türk devleti Tel Affer üzerinden Şengal planını devreye koyarak yeni bir Ezidi katliamı gerçekleştirmiş olacak.

Çünkü Garê ile birlikte sınırdan içeriye doğru 40 km yerleşecektir. Kerkük’te Türkmen Cephesi, Hewler-Duhok-Zaxo’da KDP ile kurduğu ittifaklar sonucu zaten yüzlerce istihbarat elemanını da bölgeye yerleştiren Türk devleti hem içten hem dıştan Başur Kurdistanı tümden ablukaya alarak iradesini teslim almış olacak. Sonrasında Şengal’e ulaşması kendisi açısından zor olmayabilir.

KDP’NİN HESABI…

Burada önemli bir soru işareti de, KDP neden TC ile bu işgal planına yattı.

KDP’nin en büyük hesabı PKK’nin tasfiyesi. KDP, PKK’nin tasfiyesi durumunda başta Başûrê Kürdistan olmak üzere tüm Kürdistan parçalarının yegane hakimi olmayı planlıyor. Hesaba göre, Türk devleti dört bir yandan PKK’yi kuşatmaya alacak, her türlü tekniği de devreye koyarak tasfiye edecek ve sonuçta bölgede mutlak hakim güç KDP olacak.

Mesrur Barzani’nin işgal saldırılarının ilk günü can havliyle çıkıp işgali meşrulaştırmaya çalışmasının arkasındaki hesap bu. Ancak tarihin bize gösterdiği gerçek şu ki, Türk devletinin planladığı asıl şey, tüm Kürtleri yeni bir soykırımdan geçirmek için işbirlikçiliği aktif şekilde hizmetine almaktır.

 ‘’2003 yılında kuzey Irak’ta hata yaptık’’ derken, Erdoğan aslında tam da Kürt katliamını yapmamaktan, Başûrê Kurdistan’da federasyon ilanına sessiz kalmaktan söz ediyor ve bunu düzelteceklerini mesajını veriyor.

Dolayısıyla Garê üzerinden TC işgalci sömürgeciliğinin KDP’yi de dahil ederek ön gördüğü Kürt soykırım planı gerçekleşirse geriye KDP ya da Başûrê Kurdistan diye bir şey de kalmamış olacak. 

AMA…

Türk devletinin tüm bu planlarını uygulayabilmesi için öncelikle Garê’yi tümden işgal altına alması ve medya savunma alanlarına yayılan gerilla gücünü tasfiye etmesi gerekecek.

Yıllardır Xakurkê, Xınêrê, son olarak da aylardır Heftanin’de yürütülen işgal saldırılarına karşı Kürdistan gerillası nasıl direndiyse ve ilk günden Garê’de nasıl Türk ordusunu şaşkına çevirip darbe vurduysa aynı şekilde direniş devam edecektir.

Direnen gerillayla birlikte, devrimci halk savaşı perspektifiyle Kürt halkının her yerde serhildana kalkması Türk devletini büyük bir yenilgiye uğratacaktır. Türk devletinin yenilgisi KDP şahsında Kürdistan’da yaşatılmaya çalışılan yerel işbirlikçiliğe de büyük darbe olacaktır. Mesrur Barzani’nin alelacele çıkarak işgali meşrulaştırmaya çalışması ve PKK’ye düşmanlık yapması, gelişecek bu topyekûn halk direnişinden duyduğu korkudandır. 

ANHA