Şiêtat Katliamı'nın 10’uncu yıldönümünde dayanışma çağrısı

Toplumsal kesimler, Şiêtat Katliamı'nın 10’uncu yıldönümünde QSD ve Demokratik Özerk Yönetim'e sahip çıkma çağrısında bulundu.

Şiêtat Katliamı'nın 10’uncu yıldönümünde dayanışma çağrısı
7 Aug 2024   07:30
REQA
ENES MIHEMED

Ağustos 2014'te Şietat aşireti DAIŞ çetelerine teslim olmayı reddedince insanlık dışı bir katliama maruz kaldı. DAIŞ, katliamı Dêrazor kentinin doğusunda gerçekleştirdi.

DAIŞ çetelerinin Haziran 2014'te Musul'u işgal etmesi ve 29 Haziran 2014'te Musul'daki Büyük El Nûrî Camii'nden İslam Hilafetini ilan etmesinin ardından saldırılarını artırarak Suriye'ye doğru ilerledi. Ancak Dêrazor'a girmek istediklerinde Arap Şiêtat aşiretinin üyeleri DAIŞ’e karşı durdu.

Şiêtat aşireti, Dêrazor Kantonu’nun doğu kesiminde Fırat Nehri'nin kuzey kıyılarına yayılmış olan İgêdat kabilesinin aşiretlerinden biridir. 2010 nüfus sayımına göre sayıları 100 bini aşan Şiêtat aşireti, Suriye rejimi tarafından ihmal edildikleri için 2011 yılında başlayan Suriye'deki barışçıl harekette yerini alarak rejimin devrilmesi çağrısında bulundu.

Temmuz 2014'te DAIŞ çeteleri Dêrazor'un Şihêl bölgesini işgal etmiş ve Şihêl halkını 2 hafta boyunca zorla yerinden etmişti. Bölgedeki savaş büyüyünce DAIŞ çeteleri, teslim olmayı reddeden Şiêtat aşiretine yönelik intikam saldırısı başlattı.  Aşirete  yönelik saldırıyla ilgili fetva veren Ebû Ebdullah El Kiwêtî, Şiêtat aşiretinden teslim olmayı reddedenlerle anlaşma yapılmaması ve esir alınanların ne parayla ne de başka bir yöntemle serbest bırakılmaması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullanmıştı: “Şiêtat aşiretinden olan kişilerin kestikleri hayvanların etleri yenmemeli, hiç kimse bu aşiretten olan hanımlarla evlenmemeli, onlardan esir alınanların, kaçanların ve yaralıların katledilmeleri meşrudur. Hatta onlardan savaşmak istemeyenlerle bile savaşılmalıdır."

Fetvanın ardından DAIŞ çeteleri, Dêrazor'un doğusundaki Tenik petrol sahasında çalışan Şiêtat beldesinden 50'den fazla işçiyi infaz etti.

DAIŞ çeteleri, Ağustos ayının ilk haftasında Ebu Hemam beldesini askeri bölge ilan etti ve yolu kapatarak saldırdı. Saldırılardan 5 gün sonra Ebû Hemam, Keşkiye ve Xeranîc beldeleri işgal edildi. DAIŞ vahşeti nedeniyle binlerce sivil bu bölgelerden kaçtı.

Şiêtat aşiretinin köy ve kasabalarında katliamlar yaşandı ve hatta bu katliamlar birçok bölgeye de yayıldı. Dêrazor'un kuzey ve kuzeydoğusundaki kırsal bölgelerde katliamlar gerçekleşti. Ebû Hemam, Keşkiye, Xeranîc, Ebû Herdob beldeleri ve köylerinden El Bahra beldesine kadar olan bölgeyi hedef alan çeteler, yolları kapatarak evlere saldırdı ve Şiêtat aşiretinden çok sayıda erkeği rehin aldı.

Raporlara göre DAIŞ çeteleri bin 700'den fazla erkek ve kadını katletmiş, kaçırdıkları binden fazla kişiyi de topluca infaz etmiş. Çeteler, halkı korkutmak için en vahşi yöntemleri kullandı, kurbanları toplu mezarlara gömdü ve taziyeye izin vermedi.

Bu suç ve katliamların ardından Şiêtat aşiretinden çok sayıda kişi, Kuzey ve Doğu Suriye ile Irak gibi en güvenli yerlere kaçtı. Bununla birlikte aşiretin toplumsal ve kültürel mozaiği de yok edildi. Bu katliam, aşiretin direniş gücünü zayıflattı ve DAIŞ'ın bölgede uzun bir süre etkin olmasına yol açtı.

Konuyla ilgili olarak ajansımıza konuşan Şiêtat aşireti kanaat önderi Ebdurehman El Dixêfiç, "Başta BM olmak üzere uluslararası toplum birçok platformlarda ve toplantılarda bu vahşi suçu kınadı. Hala insanları katletme, medeniyetleri ortadan kaldırma gibi şiddet yanlısı görüşler var. Bu şiddet yanlısı görüşleri bertaraf etmek için uluslararası ve yerel düzeyde dayanışmaya ihtiyaç var.  Çete yöntemleriyle terör uygulayan ya da bölgede karışıklık çıkarmaya çalışan farklı gruplara karşı da halka lojistik, psikolojik ve askeri eğitimler verilmesi gerekiyor” diye belirtti.

Mart 2019'da Dêrazor'un DAIŞ çetelerinden özgürleştirilmesi ve Dêrazor Sivil Meclisi'nin kurulmasıyla birlikte ulusal birlik ve toplumsal mozaik ön plana çıktı.

2024 yılının başından itibaren DAIŞ çetelerinin Suriye kırsalında yeniden canlanması ve oraya geri dönüş girişimleri yaşandı. Sene başından bu yana düzenledikleri saldırılarda çoğunluğu Şam hükümetine bağlı güçlerden olmak üzere 478 kişi katledildi. Ayrıca Reqa ve Dêrazor kantonları ile Hesekê kentinde çete hücrelerinin saldırıları arttı.

‘TERÖRE KARŞI MÜCADELE İÇİN BÖLGESEL BİRLİK ÇAĞRISI’

El Dixêfiç, bölgede güvenlik ve istikrarın gelişmesi Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin desteklenmesi, bölge üzerindeki ambargonun kaldırılması, koridorların açılması ve gıda ve ilaç geçişine izin verilmesi çağrısında bulunarak, “Bu toplum üzerinde uygulanan terörün ve fiziksel ve psikolojik baskıların etkilerini tedavi edecek psikiyatri kuruluşlarına bağlı örgütler olmalı” dedi.

Reqa Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi Kültürel ve Tarihi Eserler Konseyi Eş Başkanı Hesen Mistefa, “Bölge halkları, özellikle DAIŞ çetelerine bağlı hücrelerin yayıldığı bu son dönemde bu suçlara karşı uyanık olmalıdır. Çok sayıda bölge sakinini ve askeri noktaları hedef aldılar” ifadelerini kullandı.

Mistefa, bu saldırılarla bölge halkı arasına korku salma ve evlerinden göç etmelerinin amaçlandığını söyledi.

Mistefa, bölge halkının bu tür hücrelerin hareket alanını engellemesi ve karışıklık çıkarma girişimlerini yenmek için birbirleriyle ilişkilerini gelişmeleri ve aşiretler arasında güçlü ittifaklar kurmanın asli görevleri olduğunu söyledi.

Mistefa konuşmasını, “DAIŞ çetelerini hem fiziki hem de coğrafi olarak yenilgiye uğratmanın tek yolu Demokratik Suriye Güçleri’ne (QSD) sahip çıkmaktır. Bölge halkı  arasında bilinçlenme olmalı, teröristlerin planlarının peşine düşmemeliler. DAIŞ çetelerinin geçmişten kaldığını ve şu anda yaşananların sadece terör örgütleri olduğunu ve onları birlik ve beraberlikle yenebileceğiz” sözleriyle tamamladı.

DAIŞ çetelerinin egemenliği döneminde Şiêtat Katliamı’na maruz kalanlar, DAIŞ7in barbarlığına şahit oldu. Bu katliam, Suriye krizinin en büyük parçalarından biridir ve siviller üzerindeki etkisi yıkıcıydı. Bu aynı zamanda teröre ve şiddete karşı da güçlü bir duruşu gerektirir.

(mab-df)

ANHA