Kürt aydınları ortak tutumu tartışıyor-1 

İşgalci Türk devletinin Kurdistan’ın tüm kazanımlarına karşı saldırılarının arttığı, KDP’nin de açıktan ve fiilen destek verdiği bu dönemde, saldırılar karşısında gösterilen büyük gerilla ve halk direnişinin yanı sıra, Kürt aydınları da ortak tutumu tartışıyor. 

Bakur, Başur, Rojhilat ve Rojavayê Kurdistan’dan aydınlar, saldırılar ve işbirlikçiliğe karşı ortak tutumun önemini ve aydınlara düşen görevleri ANHA’ya anlattı.

ELÎ KERÎMÎ: KDP KÜRTLERİN BAŞINA BELA OLMUŞ

Rojhilatê Kurdistan aydınlarından Elî Kerîmî, Kurdistan işgalcilerinin dört taraftan saldırdığını hatırlatarak, "Amaçları huzuru bozmak ve Kürtlerin Ortadoğu'da bağımsız olmasını engellemektir. Mesela Başurê Kurdistan'da geçen yılın baharından bu yana işgale doymayan Türk devletinin nasıl saldırdığı açık bir şekilde görülüyor” dedi.

Parti ve tarafların Türk devletine yardım etmemesi halinde söz konusu işgal saldırıları ve politikalarını yürütemeyeceklerine dikkat çeken Kerîmî, “Maalesef Türklerden hiçbir farkı kalmayan KDP ve Barzani ailesi gibi bazı Kürtler, işgalcilerin yanında saf tutuyor. Türkiye’nin ajandasına göre hareket ediyorlar, Türkiye’nin Başur üzerindeki egemenliği umurlarında bile değil. Zaten ne kadar kötü bir iş varsa yapıyorlar. Bu nedenle büyük bir sorun haline gelen KDP, Kürlerin başına büyük bir bela olmuş” diye konuştu.

‘AMAÇLARI SADECE PARA TOPLAMAK`

KDP’nin işgal saldırılarına karşı tutumunu, "Dar aile çıkarlarını ulusal çıkarların üstünde tutuyorlar” cümlesiyle özetleyen Elî Kerîmî konuşmasının devamında, “KDP’nin dar çıkarı tamamen maddi odaklıdır. Kurdistan'ın refahını kendi basit çıkarı için kullanıyor ve bu çıkarları doğrultusunda Kurdistan halkını kurban ediyorlar. KDP’nin tek amacı servet ve paradır. Türkiye ile birlikte Kürtlere karşı savaşmaya hazır.  Dar aile çıkarını, ulusal çıkarın üstünde tutuyor. Türk devleti, Barzaniler olmadan kesinlikle Başurê Kurdistan topraklarının tek bir karışında adım bile atamaz. Bu durum, her yurtsever Kürdün bilmesi gereken bir hakikattir. Barzani'nin Kürtlük için çalışmadığına dair en ufak bir şüphemiz artık kalmamalıdır" ifadelerini kullandı.

‘BİR OLMAZSAK ROJAVA VE BAŞUR YENİLİR’

Kürdistan'ın kazanımlarına yönelik risklerin bulunduğunu hatırlatan Elî Kerîmî devamla şunları belirtti: "Bu sürecin en büyük riski Başûr ve Rojavayê Kurdistan’daki deneyimin başarısızlıkla sonuçlanmasıdır. Eğer birlik olup Barzani'ye, hainlere ve işgalcilere karşı güç oluşturabilirsek işgalcilerin projelerini de boşa çıkarırız."

‘AYDINLAR AYDINLATMA ROLÜNÜ OYNAMALI, KENDİNİ DÜŞÜRMEMELİ’

Kürt halkının kazanımlarının korunması ve haklarının elde edilmesi konusunda aydınların rolüne dikkat çeken Kerimi, “Aydınlar birkaç kuruş uğruna ülkelerini satmamalı. Aydınların rolü öncülüktür. Ne yazık ki aydınlar bu rollerini halen yerine getirmiş değil. Aydınların aydınlatma rollerini oynamaları gerekiyor. Ancak ne yazık ki çoğu iktidarlardan kazanç elde ediyor. Kendi çıkarları, bir maaş için ülke davasını unutmaları büyük bir günahtır. Aydınları çoğu yolsuzluğa batmış iktidarların kanatları altına girmiş durumda, sürece karşı sorumlulukları karşısında başı öne eğik, sessiz kalıyorlar. Bir takım elbise ve kravat için sessizliği seçiyor, davalarını satıyorlar. Bunu yapmamaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘BİR AN ÖNCE ULUSAL KONGRE YAPILMALI’

Kurdistan'a yönelik tehlike ve risklere karşı Ulusal Kongre'nin yapılmasının aciliyetine vurgu yapan Elî Kerîmî konuşmasının sonunda, Kürt halkının KDP politikasını sadece Başur genelinde değil aynı zamanda ülke tamamında ve yurt dışında teşhir etmesi gerektiğini belirterek değerlendirmesini şu ifadelerle tamamladı: “Bu ihanete karşı mutlaka mücadele edilmeli. Ne yazık ki mevcut durumdaki çalışmalarımız yeterli değil, meydanlarda ve sokaklarda daha aktif olunmalı. İhanetçilere bir daha fırsat verilmemesi için ulusal kongre için çalışılmalı. 70 yıllık tarihi süreçte Barzaniler sürekli olarak ihanet etmiş ve saldırmadığı tek bir Kürt gücü kalmamıştır.”

(rd)

ANHA