Şehit Zilan'ın sözleri bugüne de ışık tutuyor

Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'nde yeni bir süreç başlatan ve kadın özgürlük mücadelesinin sembolü olan Zilan’ın şahadetinin üzerinden 28 yıl geçti.

Şehit Zilan'ın sözleri bugüne de ışık tutuyor
30 Jun 2024   02:40
HABER MERKEZİ

Dersim'de 30 Haziran 1996 tarihinde, sömürgeciliğe karşı fedai eylem gerçekleştiren Zeynep Kınacı (Zilan) Kürt kadınları ve Kürdistan Özgürlük Hareketi için örnek biri oldu. Şehit Zilan, fedai eylemi gerçekleştirmeden önce arkasında bıraktığı mektupta, “Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Başkan APO Önderliğinde yürütülen Ulusal Kurtuluş Mücadelemiz, çok yakında zafere ulaşarak ve mazlum halkım dünya insanlık ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacaktır. Yaşam iddiam çok büyük, anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum” diyor. 

ŞEHİT ZİLAN

Zilan, 10 Ağustos 1972 yılında Malatya merkeze bağlı Elmalı köyünde doğdu. Zilan'ın siyasete ilgisi üniversite yıllarında gelişti. 1994’te Adana'da 1 yıl boyunca cephe faaliyetlerinde bulunan Zilan, bu süreye ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Ciddi bir eğitim sürecinden geçmedim. Ardından yönetim düzeyinde yakalanmaların olmasından dolayı yeterli bir desteğin sağlanmaması, bireyi sivilleştiren, etkisiz hale getiren gibi nedenler, yine kişilik dönüşümü yapamama gibi nedenlerle aslında çok istekli olmama rağmen fazla bir gelişme ve başarının sahibi olamadım."

1995 yılında Dersim'de gerillaya katılır. Katılmasında neden olan en önemli etken ise, 1993 yılında Batman Sason'da korucular tarafından öldürülen bir yakının cenazesini alamamaları olur. Zilan'ın bundan dolayı oturup ağladığını ve bu olaydan sonra katılım yapma kararı aldığı söyleniyor. Zilan, 1995’te PKK saflarına katıldı. 6 Mayıs 1996’da Önder Abdullah Öcalan’a yönelik suikast girişimi oldu. Zilan, bu suikast girişimine karşı fedai eylem kararı aldı. Zilan gerçekleştirdiği eylemde, "Kürt kadınının direniş sembolü olmak istiyorum" diyor.

Şehit Zilan bıraktığı mektupta şunları belirtiyor: “Başkan APO, sadece kimliği değil, beyni de egemenler adına çalışan, ona hizmet eden, onun için savaşan ve giderek hayvanlaşmanın eşiğine getirilen ve emperyalizmin de hizmetine sunulan Kürt halkını ölüm uykusundan uyandıran, dirilten, kendi özgürlüğü için savaşan, savaştıran bir konuma getirmiştir.

Önder, yaşatılmak istenen yenilik ve gelişmeleri en üst düzeyde temsil eden, yeni insanın, yeni toplum düşüncesine denk bütün yaşamını bir halkın yaşamına göre düzenleyen, kendi kaderini halkın kaderinde bulan ve o halkın acılarını, duygu ve taleplerini en derinden yaşayan ve kurtuluş için pratik görevleri en üst düzeyde omuzlayandır.

ÖNDER APO KÜRTLERİ YENİDEN VAR ETTİ

Partimiz PKK öncülüğünde gelişerek, tüm insanlığa mal olan ve giderek ezilen halkların yüce sosyalizm yolundaki tek umudun haline gelen mücadelemiz, bir bütünen ulusal yok oluş sürecini yaşayan, soysuzlaşmanın eşiğine getirilen bir halkı tarihten ilk defa yücelerek hak ettiği yere getirmiştir. Böylesi ulusal değerlerini, beynini, ruhunun özlemliğini düşmana kaptıran bir halkı yeniden diriltmenin ağır görev, sorumluluk, tarihi bilinç ve üstün öngörü, büyük cesaret ve fedakarlık, yüce azim gerektirdiği açıktır. Yurtseverlik rolünden uzak, düşmana tabi, vatansız, tarihi egemenler tarafından yok edilen gerçek aydınlarını ve önderlerini istenilen düzeyde çıkaramayan, yitik bir ülke ve halk gerçekliği karşısında PKK ve onu var eden Başkan APO, aleyhte gelişen bu gelişmeyi tersyüz ederek, sadece kimliği değil, beyni de egemenler adına çalışan, ona hizmet eden, onun için savaşan ve giderek hayvanlaşmanın eşiğine getirilen ve emperyalizmin de hizmetine sunulan Kürt halkını ölüm uykusundan uyandıran, dirilten, kendi özgürlüğü için savaşan, savaştıran bir konuma getirmiştir. Büyük Kürt şairi Ahmede Xani ‘Eğer bizimde dürüst-namuslu önderimiz olsaydı, Arapların, Acemlerin ve Türklerin kölesi olmazdık’ diyor. Kendi bireysel, ailesel, aşiretsel çıkarlarını esas alan, ulusal gerçeklikten kopuk Kürdistan tarihindeki sahte önderlerin varlığı bu lanetli gerçeğin uzun bir süre devam etmesine neden olmuştur. Her halkın tarihine bakıldığında, özellikle devrim süreçlerinde mücadele veren, başarıya ve kurtuluşa götüren, yaşadıkları döneme damgasını vuran önderleri vardır.

MÜCADELEMİZ VİRVELEŞTİ

Özgürlük için emek harcayan, gelişim sağlayan ve bu uğurda kanını döken binlerce bayan şehidimiz var. Berivan, Rahime, Besê, Ronahi, Zekiye, Mizgin ve Ulusal Kurtuluş Mücadelemiz içerisinde zirveleşen yaşamları ve şehadetleriyle hem ulusal kurtuluş mücadelemiz içerisinde, hem de kadın özgürlüğü konusunda önemli süreçlerin yaşanmasının öncülüğünü yapmışlardır. Bu yoldaşlarımız savaşan bütün kadın özgürlük savaşçılarına, özelde bireysel olarak bize büyük moral ve cesaret vermektedir. Kürdistan toplumunun geri bırakılmışlığına, özelde ise kadın köleliğine olan o büyük öfkemizi düşünceyle, ideolojiyle ve politikayla birleştirerek, dönemsel görevlerimizi yerine getirmeli, ulusal kurtuluş mücadelesi içindeki rolümüzü oynamalı, hem de özgürleşmenin pratik adımlarını atmalıyız.

KENDİMİ ADAY OLARAK GÖRÜYORUM

Kendimi intihar eylemini gerçekleştirmek için aday görüyorum. Bizler, sizin bitmez, tükenmez emek ve çabalarınıza karşılık, canımızı bile versek yeterli değildir. Keşke canımızdan başka verecek şeylerimiz olsaydı. Siz yaşamınızla bir halkı yeniden yarattınız. Bizler sizin eseriniziz. Tüm Kürdistan Halkının ve dünya insanlığının geleceğinin teminatısınız. Yaşamınız bile onur veriyor, sevgi, cesaret, inanç veriyor. Tüm Kürdistan Halkı ve milyonlarca insan size ölümüne bağlıdır. Sizin bu çekiciliğiniz bizi de oldukça etkilemektedir. En zorlandığımız anlarda sizin bizlere olan sevginizi düşünüyor ve manevi güç alıyoruz. Şehide en çok bağlı olan sizsiniz. Bu temelde gözümüz kesinlikle arkada kalmayacaktır. Bu eylemi gerçekleştirmem gereken bir görev olarak görüyor ve kendimi sorumlu hissediyorum. Mevcut geriliklerimi aşmanın, özgürleşmenin ve kendimi gerçekleştirmenin yolunun savaştan geçtiğini ve bu savaşında gereğinin yerine getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Mazlum, Kemal, Hayri, Ferhat, Besê, Bêritan, Berivan ve Ronahi yoldaşların direnişlerine sahip çıkmak ve onların takipçisi olmak istiyorum. Halkımın özgürlük isteminin ifadesi olmak istiyorum. Emperyalizmin kadını köleleştiren politikalarına karşı, bombayı kendimde patlatarak hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek ve Kürt kadınının dirilişinin sembolü olmak istiyorum.

BU EYLEMLE YÜREKLERİNİZİN DİLİ OLAMYA ÇALIŞACAĞIM

Bu eylemle yüreklerinizin dili olmaya çalışacağım. Bizler dağlarda savaşan binlerce evladınız, sizlerin özgür yarınları için bir kez değil, binlerce kez canımızı feda etmeye hazırız. Savaşımızın bu en kızgın günlerinde sizlerde saflarınızı netleştirmelisiniz artık. Savaşımızın adı halk savaşıdır. Öyleyse halk savaşının gereklerini yerine getirelim. Özgürlük ağacı kanla sulanır diye bir deyim vardır. Özgürlüğünüzü ucuz terk etmemelisiniz. Şunu çok iyi bilince çıkarmak gerekiyor ki, ülkemiz çok değerli. Bunun için düşman bu kadar ısrarlı. Biz neden ısrarlı olmayalım ki? Canımızdan başka kaybedecek neyimiz var? Onurluca ölmeyi, onursuzca yaşamaya tercih edelim. Özgürlüğe çok yakınlaştığımız bu süreçte, halkımızın şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada PKK’nin başlattığı direniş mirasına sahip çıkacağına, ödediği bunca bedelden sonra bir o kadar da ödeyeceği ve özgür yarınları kendi elleriyle yaratarak, dünya toplumları içerisinde şereflice yerini alacağına olan inancımla selamlıyorum.”

ANHA