Adı gibi canlanan bir tanrıça: Zilan

‘Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum’ diyen Şehit Zilan’ın, Kürt halkı için yaşama ve anlama yeni bir ölçü getirdiği fedai eyleminin üzerinden 27 yıl geçti.

Adı gibi canlanan bir tanrıça: Zilan
30 Jun 2023   03:45
HABER MERKEZİ – CİHAN BİLGİN

Yaşam ölçülerini belirleyen, çizgiye dönüşen eylemi ile Zeynep Kınacı (Zilan), Özgürlük Hareketi’nde ve Kürdistan’da miladın adı oldu. Şehit Zilan bundan 27 yıl önce mekânı ve zamanı ile Kürdistan tarihinde yeni bir başlangıca imza atarken, teslimiyete karşı uçurumlardan atlayan kadınların, kaçırılıp devşirilen binlerce çoğun ahını bedenini volkan misali patlatarak aldı. Bir yanardağ misali ateşinde düşmanı yakan Şehit Zilan, ölümsüzlüğün adı olurken zaman ‘Zilan’dan önce’ ve ‘Zilan’dan sonra’ diye anılmaya başladı.

Kürdistan’ın ağır asimilasyon politikalarına karşı Kürtlüğünü koruyan Mamurekî aşiretinden olan Şehit Zilan, Malatya’nın Elmalı köyünde 1972 yılında dünyaya geldi. Sağlık Meslek Lisesi’nde okuyan ve ardından Malatya İnönü Üniversitesi'nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olan Şehit Zilan, üniversite yıllarında Malatya Hastanesi’nde röntgen teknisyeni olarak çalıştı. Özgürlük Hareketi’nin dalga dalga bütün Kürdistan’a yayıldığı 90’larda lise yıllarında PKK’ye sempati duymaya başlayan Şehit Zilan, 1994 yılında Adana’da cephe çalışmaları için yaklaşık bir yıla kadar çalışma yürütür. Üniversite yıllarında aynı üniversiteden arkadaşı ile evlenen Şehit Zilan, dayatılan toplumsal kalıplara sığmaz ve bunun mücadelesi önünde engel yapmaz. 1995 yılında Dersim bölgesinde PKK saflarına katılır ve Kürtçe’de canlanmak anlamına gelen Zilan ismini alarak koduyla özdeşleştirir.

‘Yaşamı insanları çok seviyorum...’

Şehit Zilan “Ordu safları içerisinde olduğum süre içerisinde geçmişe oranla kendi kişiliğimi tüm yönleriyle tanıyarak belli bir gelişmeyi sağladım. İddia, kararlılık, moral, netleşme gibi konularda güçlendiğimi belirtebilirim” cümleleriyle PKK’ye katılımının kendisi üzerinde yarattığı etkiyi dile getiriyor.

Ardından bıraktığı mektubunun bir bölümünde, "Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Kürt kadınının sembolü olmak istiyorum" sözleriyle tarihe not düşen şehit Zilan, 30 Haziran 1996'da Dersim merkezde düzenlenen bayrak töreninde işgalci Türk askerlerinin içine karışarak fedai eylem düzenler. Türk basını ölülerinin sayısını gizleyerek sadece 8 asker ölümünü verir. Ancak 50’den fazla Türk subayı ve askeri bu eylemde ölür.

Şehit Mehmet Tunç: Bir şahin gibiydi...

Bu eyleme tanıklık edenlerden biride Şubat 2016’da şehit düşen Özyönetim Direnişleri’nin sembol isimlerinden Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’tur. 1996 yılının yazında askeri birliğin bando şefi olan Tunç, Önder Abdullah Öcalan’a hitaben tuttuğu günlükte şehit Zilan’ın gözlerinin önünde yaptığı eyleme ilişkin kaleme aldığı bir yazıda, “O kadar profesyonel hareket ediyordu ki insanı hayretler içinde bırakıyordu. Güvenlik onu engelleyemedi, kameraman onu çekiyordu. Adeta düğüne gider gibi hareket ediyordu. Spor ayakkabısını ve kabloları gördükten sonra, kabloların mikrofonun kabloları olduğunu ve devletin gösterisinin bir parçası olduğunu sandım. Biz bando takımı dokuz kişi olduğumuz için hiç bizimle ilgilenmedi, durmadan bir şahin gibi rütbeli ve sayıca çok askerlerin içine daldı.

Askerlerin içine daldıktan sonra artık meydan ses ve cesetlerden mahşer gününe döndü. Patlama askerlerin içinde olduğu için bizim bando takımını fazla etkilemedi. Fakat bizim taburdan 22 asker öldü. Ben de dahil onlarca kişi yaralandı. Fakat bugün Kürdistan’da gerçekleşen tüm eylemler gibi, o zaman da devlet 22 askerden sadece 8 ölünün bilgisini verdi…" diyor.

Eylemin mekânı: Dersim’in teslim olmayan kadın geleneği

Bu tarihten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Sadece Kürdistan Özgürlük Hareketi için değil aynı zamanda Türk tarihinde de bu eylem şekli bir ilkti. Bu eylem karşısında Türk devleti şoka uğramışı, korku seline kapılmış ve sarsılmıştı.  Böylesi görkemli bir eylemin elbet mekânı da tarihe ve geleceğe iz bırakmalıydı. Dersim tarihten günümüze kadar egemenlerin hedefinden olan ‘sefer olup zafer olmayan’ Kürdistan’ın şehirlerinden biridir.  Son olarak 1938’de direnişin mekânı olan bölge, Zarifelerin, Beselerin teslim olmayan kadınların ve halkın mekanıydı. Binlerce yıldır, direniş ve işgal saldırılarının mekânı olan şehir, Şehit Zilan’ın eylemi ile toplumsal hafızanın yeni direniş biçimini öğretti.

Eylemin zamanı: Önder Öcalan’a yönelen komploya cevap

Şehit Zilan’ın gerçekleştirdiği fedai eyleminin milat olmasının bir diğer yanı ise aynı dönemde Önder Abdullah Öcalan’a yönelik suikast girişimine karşı bir cevap olmasıydı. Özgürlük Hareketi ve Kürt halkının geleceğine yönelik de tehlikeli bir yıldı. Önder Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan Özgürlük Hareketine karşı uluslararası güçler tarafından kapsamlı bir komplo planı devreye girmişti.

 Şam’da Önder Abdullah Öcalan’a karşı uzun bir süre boyunca bombalı saldırı gerçekleştirmek için hazırlık yapan Türk devletinin suikast timi, 6 Mayıs’ta harekete geçerek Parti Merkez Okulu yakınlarında 1 ton C4 yüklü aracı patlattı. Kimsenin zarar görmediği bu saldırının yanında Başûrê Kurdistan’da da gerillaların zayıflatılması ve tasfiye edilmesi de komplonun hedefindeydi. PKK yaşamı ve savaş tarzı ile oynamak isteyen tasfiyecilik de gittikçe gelişiyordu. Tüm bu tehlikeleri gören Şehit Zilan, bedeninin bu saldırılara karşı kalkan yaptı.

Önder Abdullah Öcalan Şehit Zilan’ın eylem zamanına yönelik şunları belirtiyor: “6 Mayıs’taki suikast girişimi başarısız olsa da bu yönelimin içerdiği büyük tehlikeyi çok iyi fark eden Zilan’ın (Zeynep Kınacı) 30 Haziran’da Dersim’de gerçekleştirdiği fedai eylemi, içte taktik tıkanma ve dışta imhanın dayatıldığı 1996 yılını taktiğin önünün açıldığı ve başarı yolunun daha da netleştiği bir yıla dönüştürdü.”

Şehit Zilan’ın halklara bıraktığı mesaj

Günümüzde Türk devletinin Önder Abdullah Öcalan, Kürt halkı ve Özgürlük Hareketine yönelik saldırıları ve komployu güncelleme çabaları devam ediyor. Yürütülen bu politikalara karşı devam eden körelmiş vicdanların sessizliği Şehit Zilan’ın dünya halklarına bıraktığı, “Eğer bu insanlık suçunu işlemek istemiyorsanız, Kürdistan halkına omuz verin, destek olun, Emperyalizmin dumura uğrattığı beyinlerinizin ve yüreğinizin pasını silin ve bir halkın özgürlük çığlıklarına kulak verin. Bu seste kardeşlik var, insanlık erdemleri var, dostluk var.” şeklindeki çağrıyı hatırlatıyor.

Dağlarda, ovalarda, şehirde yaşamın her alanında Şehit Zilan’ın ardılları mücadeleyi evrenselleştirirken ismi de aynı şekilde şarkılarda, günlüklerde, eğitim akademilerinde, anmalarda ölümsüzleşiyor.

Şehit Zilan’ı anarken Kürdistan dağlarında mücadele veren Awazê Çiya grubunun “Ölümün yüzüne gülümsediği Kürt kadın” için bestelediği şarkıdan bir kesit. 

Yeter dedi gülümsedi Zeynep

Halkının öfkesi oluverdi Zeynep

Dik tuttu başını yürüdü ölüme

Şimdi ölüm gülümsüyor yüzüne

Tarih otuz haziran yıl 96

Er meydanında düellosu vardı

Dik tuttu başını yürüdü ölüme

Şimdi ölüm gülümsüyor yüzüne

Söyleyin güneşe esmer yüzüne

Siyah saçlarına selvi boyunu

İncecik zekasını kıskanmasın Zeynebimin

Zeynebim oldu Türkülerin adı

ANHA