Müziğe olan sevgisiyle sanatçı oldu

Eymen Şakir 1973 yılında Dirbesiyê ilçesinde doğdu. İki çocuk babasıdır. Çocukluğundan itibaren sanat yapmaya başladı. Babasının kendisi için yaptığı ut çalıyor. Müziği rahmetli sanatçı Seid Yusif'ten öğrendi. 13 yaşında yani 1986 yılında sanat bölümüne girerek müzik dersleri vermeye başladı. Bu aynı zamanda sanatçı kişiliğini ve sanat alanıyla olan ilişkisini de güçlendirmiştir.

Şakir, "7. sınıftaydım, Xalid Silêman hocadan müzik dersleri aldım. Çok sevdiğim için ut öğrenmeyi seçtim" dedi.

Şakir'e göre kısa süre sonra ailesiyle birlikte Şam'a taşındı ve burada müziği profesyonel ve akademik yöntemlerle öğrenmek için Yüksek Müzik Okulu'na girdi. Müziğin temel konularının yanı sıra nota ve solfej eğitimi alan Şakir, aynı zamanda saz çalmayı ve şarkı söylemeyi de öğrenmeye başladı.

Şakir, 2003 yılında o dönemde Irak savaşı nedeniyle Şam'a yerleşen Yasir Xidir ve Sadun Cabir gibi birçok Iraklı sanatçıyla tanıştı. Her ikisi de Şakir'i etkiledi ve onların müzik deneyimlerinden yararlanarak kendi davranışını geliştirdi. Sonuç olarak Şam'da partiler ve müzik organizasyonları düzenlediler. Beyrut ve Ürdün'deki kutlamalara da katıldı.

Şakir, memleketi Dirbesiyê’ye döndüğü Rojava devriminin başlangıcına kadar sanat hayatını sürdürdü. Cizre bölgesi Kültür Sanat Komitesi’nin bünyesinde göreve başlayarak Şehit Zilan Topluluğu'na katıldı. Şakir bu süreci şöyle anlatıyor: “1996'da kurulan grup aracılığıyla devrime hizmet etmek ve sesimi duyurmak istedim. Grubumuz 12 sanatçıdan oluşmaktadır. Her biri farklı sanatlar sunar. Grup, davranışlarımı geliştirmemde bana çok yardımcı oldu."

10 SANAT ESERİ ÜRETTİ

Dirbêsiyê Kültür ve Sanat Merkezi'ne bağlı Zilan Grubu, Eymen Şakir'i Rojava devrimi, ülke hakkında birçok şarkı yazmaya ve savaşçılara moral verecek devrim şarkıları hazırlamaya teşvik etti. 10 eseri bulunan sanatçının tüm ezgileri kendisine ait. Bölgede çok yaygın olan Suriye'nin gelini Rojava en bilinen eseridir. Şakir, Kürtçe ve Arapça şarkılar söylemeyi seviyor.

Şakir, annesiyle ilgili şarkıları seslendirmeyi de seviyor. Bu nedenle Mêrdilî kültürüne ait olan ve anne özlemini anlatan "We bêrî min kir yadê" şarkısını seslendirdi. Ayrıca Halkların Gürzü Hamlesi savaşçılarının direnişine destek olmak için bir şarkı yazdı.

Şakir konuyla ilgili olarak, "Anneme ve ülkeme olan büyük sevgimden dolayı bu iki şarkı benim sanat hayatımda büyük önem taşıyor" dedi.

`KÜRT KÜLTÜRÜ KORUNMALIDIR'

Kürt kültürünün korunması ve geliştirilmesi çağrısında bulunan Şakir, "Sanatçılarımızın çoğu Batı sanatına yöneliyor ve Kürt özelliklerini unutuyor. Batı ezgileri fena değil ama özgünlüğünü korumak için Kürt ezgilerine ve Kürt kültürünün canlanmasına önem vermeliyiz. Ama Kürt usul ve yöntemleriyle, Batı yöntemleriyle değil” ifadelerini kullandı.

(rr)

ANHA