‘T.C savaş ve insanlık suçu kapsamında yargılanmalı’

İşgalci Türk devletinin Gerillaya karşı kimyasal silah kullanmasının ‘savaş suçu’ ve ‘insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında’ değerlendirilmesi gerektiğini belirten Rojava Üniversitesi öğretim üyesi Xalit Omer, Rojavalı hukukçular olarak bu suçları belgelediklerini söyledi.

‘T.C savaş ve insanlık suçu kapsamında yargılanmalı’
5 OCAK 2022   04:30
HABER MERKEZİ – HEVAL TAYLAN

İşgalci Türk devleti 23 Nisan 2021’de Medya Savunma Alanları’na saldırı başlattı. İşgal saldırılarında her türlü ileri silah teknolojisini kullanan Türk devleti, Gerilla direnişi karşısında ilerleyemeyince bu defa kimyasal silah sarıldı.

KCK, saldırılarda kimyasal silah kullanıldığına kamuoyu ile paylaşmış ve uluslararası bağımsız bir heyetin inceleme yapması çağrısı yapmıştı. Hemen ardından Kürt halkı ise Türk devletinin kimyasal silah kullandığını dünyanın her yerinde ifşa etti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rojava Üniversitesi öğretim üyesi Avukat Xalit Omer, Türk devleti dahil tüm ülkelerin 1993’te çıkarılan Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması’nın 1’inci maddesine uymak zorunda olduğuna dikkat çekti.

Avukat Xalit Omer, özellikle savaşlarda kimyasal silah kullanımın yasaklandığını, Türk devletinin anlaşmaya uymayarak başlı başına bir suç işlediğini kaydetti.

Kimyasal silah kullanımın bedelinin ağır olduğunu ve bunun hem insanlarda hem de doğada kalıcı etkiler bıraktığını belirten Xalit Omer, kimyasal silahların yasak olmasındaki başlıca etkenin ‘kitle imha silahı’ görevi görmesi olduğuna da işaret etti.

‘TÜRK CUMHURBAŞKANI VE ORDU KURUMLARI SAVAŞ SUÇU İŞLEMİŞ KONUMDA’

Türk cumhurbaşkanı ve ordu kurumlarının insanlık ve savaş suçu işlediğini kaydeden Xalit Omer, “Herhangi bir savaş olduğunda bunun yasaları vardır. Tarafların kullanabileceği ve yasaklı olduğu için kullanamayacağı silahlar vardır. Yasak olanların başında ise kimyasal silahlar gelmektedir. Bu bağlamda Türk devleti, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi maddelerini ihlal etmektedir ve Türk devletinin rejim, cumhurbaşkanı ve ordu kurumları, insanlık ve savaş suçu işlemiş konumdadır” dedi.

‘UCM 24 SAATTE HAREKETE GEÇEBİLİR’

Xalit Omer, Türk devletinin işlediği suçlardan dolayı yargılanması gereken süreci ise şöyle özetliyor: “Roma Statüsü’ne göre Türk devletinin işlediği suçlar nedeniyle ceza alabilmesi için öncelikle taraf ülkelerden en az birinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yapması veya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) UCM’ye talepte bulunması gerekiyor. UCM savcıları da kendilerine ulaştırılan belge ve raporları dayanarak soruşturma açabilirler. Ancak başka bir yönüyle baktığımızda bir orduya ya da rejime dava açabilmek bütün boyutlarıyla zorlaştırılmıştır. Bu bağlamda Türk devletinin yargılanabilmesi için uluslararası irade gerekiyor. BMGK üyesi devletler Türk devletinin yargılanması için ortak karar alırsa o zaman UCM, 24 saat içinde harekete geçer.”

‘ULUSLARARASI ÇIKARLAR YARGININ ÖNÜNE GEÇİYOR’

Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere bütün devletlerin ve uluslararası kurumların çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirten Xalit Omer, Şam hükümetinin 12 yıl boyunca savaş ve insanlığa karşı suç işlediğini, Türk devletinin ise Bakurê Kurdistan ve Kuzey ve Doğu Suriye’de aynı suçları işlemeye devam ettiği örneğini verdi.

Xalit Omer, ABD, Rusya ve Türk devletinin karşılıklı çıkarları olduğunu için birbirlerini koruduğunu ve karşıt kararlar alınmasını önlediklerine dikkat çekti.  

ABD’NİN ÇİFTE STANDARTLI AÇIKLAMALARI

PKK’nin ‘terör listesinde’ yer almasının da söz konusu çıkarların sonucu olduğunu belirten Xalit Omer, “ABD, Türk devletinin hatırı için PKK’yi terör listesine almıştır. ABD’nin gözünde ‘PKK terörist örgüt, Gerilla da teröristtir’ ve ABD bu yüzden Gerillaya ve Özgürlük Hareketine karşı Türk devletinin savaşını ‘teröristlere karşı savaş’ olarak görüyor, ‘iyi’ olarak değerlendiriyor. Bu savaşta Türk devletinin savaş kurallarını ihlaline göz yumuyor. Terörle mücadele, devletler arası savaş ya da devletlerin kendi halklarına saldırması, hangi savaş türü olursa olsun kimyasal silah kullanılmaz. Çıkarlar için olayın bir açısından bakarak ‘iyi’ değerlendirmesi yapılır, diğer açılardan bahsedilmez. Işığı bir tarafa tutup diğer tarafı karanlık bırakıyorlar. Bu durum meşru değildir” değerlendirmesini yaptı.

‘PKK ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE MEŞRU BİR HAREKETTİR’

PKK’nin devrimci bir hareket olduğunu ve devrimci hareketlerin uluslararası hukuka, BMGK kararlarına göre meşru olduğunu hatırlatan Xalit Omer, bir halka soykırım uygulayan rejimlere karşı o halkın içinden çıkmış hareketlerin verdiği savaşın meşru olduğunu da ekledi.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin bütün savaş kurallarına uyduğunu fakat Türk devletinin kimyasal silahlar, zehirli gazlar ve yasaklı silahlar kullandığını söyleyen Xalit Omer, işgalci Türk devletinin Bakurê Kurdistan’daki öz yönetim direnişini sırasında Nusaybin ve diğer kentlerde, Efrîn ve Serêkaniyê’de de sivillere karşı kimyasal silah kullandığını ifade etti.

‘HUKUKİ SAVUNMA İNİSİYATİFİ TÜM İHLALLERİ BELGELİYOR’

Rojava’daki Hukuki Savunma İnisiyatifi’nin uluslararası hukuk ihlallerini belgelediğini ve savaş suçları davalarının zaman aşımına uğramadığına dikkat çeken Avukat Xalit Omer, “İnsanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları hakkındaki davalar, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin zaman aşımına uğramazlar. Bu yüzden ‘aradan zaman geçerse Türk devleti yargılanmaz’ gibi bir algıya kapılmamak lazım. Kanunlara göre suç üzerinden 100 yıl geçse de yargı yolu açılabilir. Yani Türk devlet rejimine dava açma imkanı her zaman mevcuttur” ifadelerini kullandı.

‘YAPMAMIZ GEREKENLER…’

Xalit Omer, Kürdistan’daki hukukçuların Türk devletinin yargılanması için atması gereken adımları ise şöyle değerlendiriyor: “Bizim yapmamız gereken ise bu suçların belgelenip gerekli mercilere, zamanında bilgi ve belge olarak ulaştırılmasıdır. Bunlar ilgili kurumların arşivinde tutulur ki uluslararası bir irade oluştuğunda Türk devletine dava açılırsa yargı sürecinde kullanılsın. Bir başka yapmamız gereken de bu konuyu hukuki boyutlarıyla değerlendirdiğimiz yazılar ve açıklamaları kamuoyuna sunmaktır.”

‘KLASİK KANUNLAR YETERLİ DEĞİL’

Uluslararası hukukun eleştiri konusu olduğunu ve kanunların devletlerin değil halkların çıkarlarına göre yeniden yapılandırması gerektiğini söyleyen Xalit Omer, kanunların devletlerin çıkarlarına göre hareket ettiği sürece, suçlu devletlerin yargılanması ve adaletin yerini bulmasının da oldukça zor olacağı çıkarımını yaptı.

Avukat Xalit Omer değerlendirmesinin sonunda, halklara karşı günlük işlenen suçlara yaptırım uygulanması için yeni kanunların gerektiğini, klasik kanunların yeterli olmadığını ve bu kanunlar nedeniyle uluslararası toplumun devletlerden hesap soramadığı tespitini yaptı.

ANHA