İran-Suudi Arabistan yakınlaşması ve olasılıklar

Gözler Suudi Arabistan ve İran ilişkilerinin yakınlaşması çabalarındayken, iki ülke yetkililerinin bu konudaki açıklamaları ve görüşleri farklı. İki ülkenin yakınlaşma olasılığının bölgesel gerilimler üzerindeki etkisi ne olacak?

İran-Suudi Arabistan yakınlaşması ve olasılıklar
23 Oct 2021   04:28
HABER MERKEZİ – YEHYA EL-HEBÎB

İran ile Suudi Arabistan arasında 5 yıldır gergin olan ilişkiler son haftalarda “iyileşmeye” doğru evirilirken, gözlemciler taraflar arasında halen aşılması gereken uzun bir yol olduğu görüşünde.

Tahran ile Riyad arasındaki ilişkiler en son 2016’da İran’da protestocuların Suudi diplomatlardan oluşan bir heyete saldırmasıyla kopma noktasına gelmişti. Suudi diplomatlara karşı eylemcilerin tepkisi, Şii din insanı Nemir Baqir Nemir’ın Suudi Arabistan Krallığı tarafından infazı sonrası gelişmişti.

İran ile Suudi Arabistan, Yemen, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerde farklı güçlere verdikleri destekler üzerinde de karşı karşıya geliyor. Örneğin, Riyad, Tahran'ı petrol tesislerine saldırmak ve Husilere füze temin ederek, kraliyete yönelik gerçekleştirilen saldırılara destek çıkmakla suçluyor.

Bu çelişkilerin kısmen dindiği bir dönemde iki ülke arasındaki görüşmeler Bağdat’ta yeniden başladı. Görüşmelerin halen nasıl bir sonuç vereceği netleşmezken, Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan bin Ebdullah el-Suudi, Eylül ayının sonunda gerçekleşen 4’üncü tur müzakerelerinin ‘çözüm için zemin hazırlamasını’ umduğu yönlü bir açıklama yaptı.

İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abullahiyan, "Müzakereler doğru yönde ilerliyor. Sonuçlara ve anlaşmalara ulaştık, ancak halen daha fazla müzakereye ihtiyacımız var" dedi.

AMMAN VE IRAK’TA YÜRÜTÜLEN İLİŞKİLER

Uluslararası ilişkiler uzmanı Tariq Wehbê, “Suudi-İran görüşmeleri diye bir şey yok. Ancak Irak’ta bulunan Suudi Arabistan Büyükelçiliği ve Amman Sultanlığı’nı aracılığıyla gerçekleşen ilişkiler var” dedi.

Suudi Dışişleri Bakanlığınca iki ülke arasındaki diyalogun sürmesi için bir heyet kurulduğunu kaydeden Tariq Wehbê, “Ancak şimdi ilk adım Yemen dosyası ve İran'ın insansız hava araçlarıyla müdahalesi sorununu çözmek” diyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Fakat şu ana kadar İran bunu durdurmaya yardımcı olmadı. Husilerin tutumu, özellikle Suudi askeri komutanlığının krizi çözmek için hava saldırılarını azalttığını açıklamasından bu yana diplomatik çözümleri engelliyor.”

‘SUUDİ ARABİSTAN, İRAN’IN IRAK’A MÜDAHALESİNİN AZALDIĞININ FARKINDA’

İran’ın Irak’a müdahalesinin azaldığına dikkat çeken Tariq Wehbê “Suudi Arabistan'a göre özellikle İranlı taraftarlar parlamentodaki etkinliklerini kaybettikten sonra İran'ın Irak'a müdahalesinde de düşüş yaşanıyor. Ancak İran'ın Suriye ve Lübnan'daki etkisi devam ediyor. Burası Suudi Arabistan'ın gelecekte rol oynayacağı bir yer olarak gözükmüyor” dedi.

‘İRAN ULUSLARARASI BASKILARIN AZALMASI İÇİN ÇÖZÜM ARIYOR’

İran'ın mezhep çatışmasını derinleştirmek için elinden geleni yaptığını, hatta Körfez'deki Şii mezhep liderlerinin isimlerine bile müdahale ettiğini belirten, Tariq Wehbê, Suudi Arabistan için değil, bir bütün olarak Körfez İşbirliği Konseyi için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

‘UFUKTA BİR ÇÖZÜM GÖZÜKMÜYOR’

İkili ilişkilerin geliştirilmesine dönük çabalara değinen Tariq Wehbê, “Ufukta bir çözüm gözükmüyor. Özellikle İran'ın nükleer silahlara sahip olması bölge devletler için tehdit oluşturuyor. Tabi bunun için de net hedefleri olan bir kongre gerçekleştirilmeli” diye belirtti.

Riyad'daki bir yabancı diplomat AFP'ye, Bağdat'taki son görüşmelerle beraber, Riyad ve Tahran arasında durumun istikrara kavuşturulmasının yanı sıra bölgedeki vekalet savaşı konusunda bir anlaşmaya varıldığını söyledi.

Yabancı diplomat, iki tarafın önümüzdeki birkaç gün içinde gerçekleşebilecek anlaşmanın ayrıntılarını gelecekte netleştireceğinin de altını çizdi ve ekledi, “Her iki taraf da büyükelçiliklerin yeniden açılması konusunda anlaştı. Önümüzdeki birkaç hafta içinde ilişkilerin normalleşeceği kanaatindeyim."

Bütün bu gelişmelere rağmen Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Feysel Bin Ferhan, İran’ın nükleer programa geçişini hızlandırmasıyla, bölgenin tehlikeli bir sürece gireceğine işaret etti.

İki ülke arasındaki müzakereleri olumlu bulduğunu belirten Feysel Bin Ferhan, gözle görülür bir ilerleme kat edilmediğini söyledi.

ULUSLARARASI KONJONKTÖR DİPLOMASİDE HAREKETLİLİK YARATTI

Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve İran Araştırmacısı Dr. Iyad El-Mecalî, “Beyaz Saray’ın yönetilmesi konusunda Biden ve demokratlar arasındaki değişimler, diplomatik ilişkilerin güçlenmesine neden oldu. Bölgedeki bütün tarafların bu süreçte ittifakları yeniden kurmak, siyasi ve ekonomik çıkarları belirlemeye ihtiyacı var” dedi.

Dr. Iyad El-Mecalî, “Bölgedeki çatışmaların derinleşmesi, ABD’nin İran’ın nükleer programına yönelik tutumu ve İran’ın bölgedeki varlığını sınırlandırma girişimleri, gerilimin azaltılması ve Yemen’deki savaşın durdurulması kapsamında. Bu savaş Riyad’a büyük engeller çıkardı. Riyad bunun etkilerini azaltmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

‘ABD, YEMEN’DEKİ SAVAŞIN DURDURULMASINI DESTEKLİYOR’

ABD’nin Yemen’deki savaşa ilişkin tutumuna değinen Iyad El-Mecalî, “Öngörülere göre ABD iki taraf arasındaki diplomasi trafiği daha aktif hal almadan, uzun bir süre önce sahada pratik kazanımlar elde etmek istiyor. ABD’nin kendi çıkarlarını korumak için Yemen’deki savaşın durdurulmasını desteklediğini, Husilerin askeri olarak güçlenmesini istemediğini ve bununla ABD-Riyad petrol şirketlerine dönük hava saldırılarının önüne geçmek istediğini düşünüyorum” dedi.

Arap Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ne üye devletlerin güvenliği açısından olası bir mezhepler arası savaşın tehlikeli olduğunu belirten Iyad El-Mecalî, “Bu durum Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin Irak, Yemen ve Suriye’deki İran yanlısı milisler de dahil olmak üzere her türlü çatışmaya karşı barış ve güvenlik önlemleri almasına izin verecek. Öte yandan bu korkuların yanında İran füzelerinin tehlikesi ve İran’daki ekonomik krizin yarattığı endişeler var” dedi.

İLİŞKİLER ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Söz konusu yaklaşımın uygulanmasının olanaklarının getirdiği başarının büyük ölçüde İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkilerin geri dönüşünden kaynaklandığını belirten Iyad El-Mecalî, “İki taraf İslami siyaset açısından karşıt. Biri radikal Sünni krala karşı, diğeri ise İslam’ın temsilciliğini yaptığını iddia ediyor. Tahran ve Riyad arasındaki Şii-Sünni çatışması bir yakınlaşmanın oluşmasına izin vermiyor” ifadelerini kullandı.

’YAKINLAŞMA BÖLGEDE İSTİKRAR SAĞLAYACAK’

Riyad-Tahran arasında bir olası müzakere için başlatılan girişimlerin bölgede olumlu etkiler yaratacağına dikkat çeken Iyad El-Mecalî, “Bu istikrar ortaklık imkanlarını arttıracak, ama aynı zamanda diplomatik ölçülere göre çatışmanın boyutunu da azaltacak. Bunun yanı sıra Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan da bu durumdan olumlu açıdan etkilenebilir” şeklinde konuştu.

(na/ff)

ANHA