​​​​​​​‘Efrîn Halkı’nın geleceği için en tehlikeli süreç demografik yapının değiştirilmesidir’

3 yıldan uzun süredir Türk devletinin işgali altında bulunan Efrîn’de demografik yapı değiştiriliyor, inşa edilen sömürge evlerinin yanı sıra tarihi eserler dünyanın gözü önünde talan ediliyor.

​​​​​​​‘Efrîn Halkı’nın geleceği için en tehlikeli süreç demografik yapının değiştirilmesidir’
19 Oct 2021   06:40
ŞEHBA-ALAN REŞÎD

İşgalci Türk devleti 20 Ocak 2018’de yüzölçümü 3 bin 850 kilometrekare olan Efrîn’e 72 savaş uçağı eşliğinde büyük bir saldırı başlattı. Sivilleri hedef alan işgalciler, hastane gibi insani kurumlara dahi saldırdı. İşgalin üzerinden geçen 3 yılda Efrîn’de demografik yapı her geçen gün değiştirilmeye devam ediyor.

Türk devletinin işlediği suçlara uluslararası kurumların sessiz kalması nedeniyle Efrîn halkının büyük bir bölümü göç etmek zorunda kaldı. Şehba’ya yerleşen Efrîn halkı direnişini sürdürüyor.

https://www.hawarnews.com/ar/uploads/files/2021/10/19/055536_bkr-alw.jpg

Konuya ilişkin konuşan Efrîn Yürütme Meclisi Eş Başkanı Bekir Elo, Türk devletinin 3 yıldır sistematik bir biçimde Efrîn’in demografik yapısını değiştirdiğini söyledi. Efrîn halkının zorla yerinden göç ettirildiğini kaydeden Elo, göç eden halkın evine dışarıdan getirilen çete ailelerinin yerleştirildiğini belirtti. Demografik değişimi devam ettirmeye çalışan Türk devletinin Efrîn’de kalanlara yönelik kaçırma, tehdit ve öldürme gibi suçları işlediğini dile getiren Elo, insanların halen göçe zorlandığını ifade etti.

Uluslararası kamuoyunun işlenen suçlara gözünü kapattığını dile getiren Elo, “Demografik yapının değiştirilmesi insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Aynı zamanda bir savaş suçu olarak kabul edilir. Şu an Efrîn’de yaşananlar birer savaş suçudur” dedi.

https://www.hawarnews.com/ar/uploads/files/2021/10/19/055706_tghyyr-aldymghrafy-jrymh-la-taaqb-alyha-trkya-28429.jpg

Türk devleti 20 Ocak 2018’den bu yana Efrîn’de sayısız suç işledi. Onlarca katliama imza attı. Mehmûdiyê katliamı da bunlardan biridir. Türk devleti Mehmûdiyê’de kimyasal silahlar kullandı. Kimyasal silah kullanımı da uluslararası alanda kullanımı yasaklanan silahlardandır.

Elo sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devletinin işgalinden önce Efrîn’de Kürt nüfus oranı yüzde 95’ti. Saldırılardan sonra bu oran yüzde 25’e kadar düştü. Türk MİT’i tarafından göç eden Kürtlerin yerine Suriye’nin farklı bölgelerinden getirilen çete aileleri yerleştirildi.”

Türk devletinin Efrîn’i işgal etmesinin ardından Efrîn’in doğası da vahşi bir şekilde talan edildi. Binlerce zeytin ağacı ya kesildi ya yakıldı yada ağaçlara el konularak halkın geçim kaynağı elinden alındı.

Eğitim ve sağlık kurumları amaçları dışında kullanıldı. Bütün kurumlarda Türkçe konuşma zorunlu hale getirildi. Suriye lirası yerine Türk lirasının kullanımı zorunlu kılındı.

Türk devleti tarafından inşa edilen sömürge evlerine ilişkin olarak Bekir Elo, “Türk MİT’i Kuveyt ve Katar’a bağlı bazı kurumlarla birlikte Kürt halkının tarihini yok etmeye çalışıyor. İnsani yardım kurumları adı altında bölgede faaliyet yürüten kurumların amacı Kürt halkını imha etmektir. Êzidîlerin yaşadığı köylere cami inşa edilmesi Êzidîlerin yok edilmek istenmesinin sonucudur” değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜRK DEVLETİ OSMANLI’YI GERİ GETİRMENİN HAYALİNİ YAŞIYOR’

https://www.hawarnews.com/ar/uploads/files/2021/10/19/055619_tghyyr-aldymghrafy-jrymh-la-taaqb-alyha-trkya-28129.jpg

Efrîn’de demografik yapının değiştirilmesinin Suriye’nin geleceği açısından son derece tehlikeli olduğunu kaydeden Bekir Elo, “Türk devleti Suriye’de yaşanan savaşı uzatarak Osmanlı hayallerine ulaşmayı kolaylaştırmak istiyor. İnsani ve hukuki kurumların bunlara dur dememesi Suriye’nin geleceğini tehlikeye atmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

‘ŞEHBA’DAKİ DİRENİŞ EFRÎN’İ ÖZGÜRLEŞTİRMENİN İLK ADIMIDIR’

Efrîn halkının kamplarda zor koşullara rağmen direnişini sürdürdüğünü dile getiren Bekir Elo, “Efrîn halkı yaklaşık 4 yıldır kamplarda zorlu koşullarda yaşıyor. Her şeye rağmen direnişini sürdürüyor. Çünkü Şehba’da direnmenin Efrîn’i özgürleştirmenin ilk adımı olduğunu biliyorlar. Bu bilinçle direnmeye devam ediyorlar. Efrîn’i özgürleştirmek sadece Efrînlilerin görevi değildir. Suriye’de Osmanlı hayallerinin hayata geçirilmesini istemeyen herkesin Efrîn’i özgürleştirmek için mücadele etmesi gerekiyor. Osmanlı planlarına karşı mücadeleyi büyütmeli ve Türk devletine karşı direnmeliyiz. Türk devleti ve çetelerinin işlediği tüm suçları teşhir etmeli ve Efrîn’e dönmenin Efrînlilerin hakkı olduğunu bütün dünyaya haykırmalıyız” dedi.

(rr)

ANHA