Uluslararası güçlerin Kürtlere 9 Ekim komplosu-RAUF KARAKOÇAN

Uluslararası güçlerin Kürtlere 9 Ekim komplosu-RAUF KARAKOÇAN
4 Oct 2021   00:23

Rauf KARAKOÇAN

9 Ekim 1998 Kürtler için kara bir gündür. Kürt halkı o gün geleceksiz bırakılmak istenmiştir. Başı gövdeden koparırcasına, bir halkı öndersiz bırakarak kaderiyle oynamak, özgürlük mücadelesini tasfiye ederek sömürge koşullarında yaşamaya mahkûm etmek istediler. Suriye devletine baskı kurarak, savaşla tehdit ederek, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın Suriye’den ayrılmasını zorunlu hale getirdiler. Suriye’den ayrılmak zorunda kalan Başkan Apo’ya karşı dünya çapında büyük bir takibat başlatıldı. Belki de tarihte ilk kez dünya çapında böylesi bir takibat yürütüldü. Dünyanın en büyük istihbarat örgütlerince koordineli, eşgüdümlü yürütülen takipler neticesinde Başkan Apo Kenya’da Yunanistan elçiliğinde esaret altına alındı.

Uluslararası komplocu güçler, Önder Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkını cezalandırdılar. Uluslararası çapta büyük bir komplo düzenleyerek tarihin akışını değiştirmeyi hedeflediler. Kürt özgürlük hareketini ve dolaysıyla Kürt ulusal kurtuluş mücadelesini tasfiye etmeyi amaçlayarak, Ortadoğu’ya müdahalenin yolunu açtılar. Kürtlerden yana olan siyasi, askeri konjonktürel duruma müdahale ederek ibrenin yönünü değiştirmeye çalıştılar. Akabinde bölgeye yapılan askeri müdahalelerle Ortadoğu halkları adeta karanlık bir geleceğe mahkum edilmek istendi.

Günümüzde de Kürt özgürlük hareketine karşı yürütülen imha amaçlı saldırılar ve bu saldırılarda uluslararası komplocu güçlerin de yer alıyor olması, halen bu emellerinden vazgeçmediklerini göstermektedir. Türk devletine her türlü yardımı sunan kapitalist sistemin temsilcileri Kürt halkına karşı NATO destekli bir savaş yürütmektedirler. Irak ve Suriye’nin içinde bulunduğu duruma bakıldığında Ortadoğu halklarını da cezalandırdılar. Çıkarları uğruna Milyonlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına, milyonlarca insanın mülteci olmasına, ülkelerin yıkımına sebep oldular...

Ortadoğu’da yaşanan bu insani felaketlerin başlangıç fişeği 9 Ekim uluslararası komplo ile atıldı. 23 yıl önce yapılan komplonun yıkıcılığının bu kadar derin olacağını başlangıçta hiç kimse tahmin etmemişti. Aradan geçen yıllarda; uluslararası komplonun kapsamı ve derinliğinin tahmin edilenden de büyük olduğu ortaya çıktı. İlk günlerdeki linç girişimi ortamında yapılan göstermelik yargılamayla Önder Apo’yu idama mahkûm ettiler. Türkiye, bihaber olduğu yakalanma karşısında şaşkındı ve oyuna geldiğinin farkında bile değildi. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit ‘Apo’yu bize niçin teslim ettiklerini anlayamadık’ diyerek bu durumu açıkça itiraf etmiş oluyordu. Bütün bu senaryolara rağmen komplonun ön açtığı olası bir Türk-Kürt çatışması çok erkenden fark edilerek önü alınmış oldu.  

Siyaset bir anlamda sezgi gücüyle yürütülmektedir. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan uluslararası komplonun boyutlarını ilk olarak kendisi fark etmiş ve boşa çıkarmıştır. Kaba bir direnişten ziyade daha esnek ve daha kapsamlı bir zihniyet değişikliği ile sorunların çözüm yolunu gösterdi. Düşmanın alt edemeyeceği büyük bir düşünce gücüyle karşılık verdi. Büyük tasfiyeci girişimlere rağmen mücadeleyi başka bir kulvara taşıyarak devamını sağladı. Tezleriyle yeni bir tarihi süreç başlatarak Küresel komplocu güçleri boşluğa düşürdü. Düşünceleri İmralı zindanının dışına oradan da Kürdistan sınırlarını aşarak, halkların mücadelesine yeni bir yol açtı.

Etnik, dinsel farklılıkların çelişki ve çatışmalara dönüştüğü Ortadoğu’da, zihniyet değişimine ihtiyaç duyan, demokrasiye, cins özgürlüğüne kapsamlı çözümlemeler getiren yeni bir paradigma sunmuştur. Kapitalist sistemin toplumu parçalamada kullandığı farklılıkları, bir arada yaşama kültürü haline getirdi. Demokratik toplumun nasıl inşa edileceğini göstererek, halkların kendi kaderini tayin etmelerinde yeni mücadele yöntemleri geliştirdi. Dünyanın birçok yerinde kabul gören paradigmaya önemli bir enternasyonalizm dayanışmasını ortaya çıkardı.

Gelinen aşamada Başkan Apo’yu sahiplenen değişik halklar, topluluklar, gruplardan, çeşitli örgütlere kadar dünyanın birçok yerinden dayanışma içindedirler. Önder Apo’yu kendi önderleri gibi görerek fiziki özgürlüğü için mücadele yürütmektedirler. Gücünü düşüncesinden alan Önder Apo, küresel, sistemsel, yapısal sorunların çözüm gücü haline gelmesi anlaşılır bir durumdur. Ortadoğu halklarından Latin Amerika halklarına, İngiliz işçi sendikalarından Güney Afrika yönetimine kadar geniş bir yelpazede Demokrasi, Ekoloji ve Kadın özgürlükçü paradigma kabul görmüştür. Hem toplumsal sorunları çözen ve demokratik toplumların inşasına ışık tutmakta hem de devlet + demokrasi açılımıyla iktidar yönetim anlayışına da açıklık getirmiştir.

Uluslararası komplonun 24. yılında halklara bu tuzağı kuran kapitalist sistemi, küresel güçleri şiddetle kınıyoruz. Önder Apo’nun özgürlüğü halkların özgürlüğüyle eş anlamlı haline gelmiştir. Ağır tecrit koşullarında tutulması halkların tutsaklığı anlamına gelmektedir. Fiziki özgürlüğün gerçekleşmesi için uluslararası dayanışmayı daha fazla yükseltmeye, eylemler geliştirmeye ihtiyaç vardır.

Komploculara verilecek en önemli cevap Önder Apo’yu özgürleştirmekten ve paradigmasını pratikleştirmekten geçer.