Clare Baker: Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele büyütülmelidir

Önder Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için bütün halkların birleşik mücadele yürütmesi gerektiğine dikkat çeken Unite the Union Sendikası Direktörü Clare Baker, “Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için daha fazla sesimi yükselmeliyiz” dedi.

Clare Baker: Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele büyütülmelidir
1 Oct 2021   00:52
HABER MERKEZİ- ZANA DENİZ

İngiltere’nin en büyük işçi sendikası Unite the Union’un Uluslararası Direktörü ve “Öcalan’a Özgürlük Kampanyası” Sekreteri Clare Baker, Önder Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi ve sürdürülen uluslararası mücadeleyi ajansımıza değerlendirdi.

İngiltere’de onlarca sendikanın katılımıyla “Öcalan’a özgürlük kampanyası” 2016 yılında başladığını dile getiren Clare Baker, “Kampanyamız yoğun katılımlarla devam ediyor. Kampanyaya Üniversite ve Kolej Birliği (UCU),  İngiliz İşçi Sendikaları Kongresi (TUC) ve 16 sendika aktif bir şekilde katılıyor. Kampanya kapsamında milyonlarca insana ulaşarak Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini anlattık. Bu kapsamda çeşitli etkinlikler gerçekleştirdik. Kampanyaya katılan birçok sendika Sayın Öcalan’ın felsefesinden etkilendiklerini ve özgürlüğünü desteklediklerini belirtti. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için kampanyayı sürdürmeye devam edeceğiz” diye kaydetti.

Önder Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin amacının fikirlerinin kitlelerle buluşmasını engellemek olduğuna dikkat çeken Clare Baker; “Sayın Öcalan’ın tutsak edilmesindeki esas neden Türk devletinin Öcalan’ın fikirlerinden duyduğu korkudur. Sayın Öcalan’ın fikirleri geniş bir kesimde yankı uyandırıyor. Bu fikirler demokrasidir, kadın özgürlüğüdür, insanlıktır. Aslında Türk devleti korkmadan bu fikirleri savunmalıdır. Bu fikirlerde ve mücadele özgürlük vardır. Türk devleti işte bunları bastırmaya çalışıyor” değerlendirmesini yaptı.

‘TÜRK DEVLETİ YASALARI UYGULAMIYOR’

“Öcalan’a uygulanan izolasyon hem Türk devletinin yasalarına hukukuna hem de uluslararası yasalara ve hukuka aykırıdır” diyen Clare Baker, İmralı’da devam etmekte olan tecride ilişkin şunları ifade etti; “Tecrit sistemi Sayın Öcalan’a yönelik bir işkencedir. Bu izolasyon Türkiye’de Kürtlerin, işçilerin emekçilerin, kadınların, gazetecilerin, muhalefete yönelikte bir izolasyondur.”

CPT’nin tecride ilişkin defalarca raporlar hazırladığını fakat bunların sadece kâğıt üzerinde kaldığını dile getiren Clare Baker, “CPT’ye her yerden görevini yerine getirmesi için baskı uygulanmalıdır. CPT sorumluluğunu yerine getirerek raporlarında yazdıklarını takip etmeli halkı tecride ilişkin bilgilendirmelidir. AİHM’in de Sayın Öcalan için aktif bir tutum içerisine girmiyor. Sayın Öcalan Türk devleti tarafından büyük bir insan hakları saldırısına maruz kalıyor. Bunca saldırıya karşı AİHM’in sessizliği akıl alır bir durum değil. Türk devleti sadece Sayın Öcalan’a yönelik değil bir bütün olarak politik tutsaklara, gazetecilere ve gençliğe de benzeri düzeyde saldırılarını sürdürüyor. CPT ve AİHM Türk devletinin hapishanelerde ortaya koyduğu tutma karşı üzerlerine düşen sorumluluklarını yerlerine getirmeleri gerekiyor. İngiltere ise bu durumlara sadece göz yumuyor. Bunun nedeniyse Türk devletiyle kurdukları ikili ilişkilerdir” ifadelerini kullandı.

‘TECRİDE KARŞI TÜRK DEVLETİNE YAPTIRIM UYGULANMALIDIR’

Önder Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı Türk devletine herhangi bir yaptırımın uygulanmadığını ifade eden Clare Baker, “Biz kampanya olarak hem Britanya’daki İşçi Partisi milletvekilleri hem de Avrupalı parlamenterlerle çalışmalar yürüterek, yaşananlar hakkında onları bilgilendiriyoruz. Türkiye’nin hem sınırları içerisinde hem de sınır dışında insanlığa karşı işlediği suçlara ilişkinde bilgilendirmeler yapıyoruz” diye kaydetti.

Erdoğan’ın kendisine karşı olan her şeyi terörist göstermeye çalıştığına dikkat çeken Clare Baker, “Avrupa ülkeleri Erdoğan’ın bu oyununa maşa olmamalıdır. Erdoğan Kürt halkını yok etmek istiyor. İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri Erdoğan’ın göçmenleri öne süren tehditlerinden ve ekonomik çıkar ilişkilerinden kaynaklı, Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarına göz yumuyor. Erdoğan Avrupa’dan aldığı güçle tecridi derinleştiriyor. Politikacılar ortaya ciddi bir tutum koyup buna son vermelidir ve kesinlikle Sayın Öcalan’ın özgürlüğü gündeme getirilmelidir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile ancak Erdoğan rejimi ve zihniyeti son bulabilir ve barışın yolu ancak Öcalan’ın özgürlüğü ile sağlanabilir” ifadelerini kullandı.

‘KAMPANYA ETRAFINDA KENETLENMELİYİZ’

Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için birleşik bir mücadelenin yürütülmesinin önemine dikkat çeken Clare Baker değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı; “Birlikte çalışmalıyız, kampanyamızı güçlendirmeliyiz, mümkün olduğundan daha fazla, ülkelerdeki sol hareket ve partilerle ortak çalışmalar yapmalıyız. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bütün dünya ezilen emekçi halkları bakımından önemli olduğunu anlatmalıyız. Türk devletinin Kürt halkı ve Önder Öcalan’a yönelik saldırgan tutumunu bütün halklara anlatmalıyız. Türkiye’nin işlediği insanlık suçlarının önüne geçilmemesi durumunda bu suçu bütün dünyanın her yerinde işleyecektir. Kürt halkı sesini daha fazla yükselterek Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak için kampanya etrafında kenetlenmelidir.”

ANHA