‘Türk sömürgeciliğine karşı ortak savunma hattı oluşturulmalı’
Arap Konseyi’nin Türk devletini kınayan açıklamasına destek veren Arap akademisyen ve analistler, Türk devletinin sömürgeci planlarına karşı ortak savunma hattının oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türk devletinin Ortadoğu’da durmak bilmeyen işgal girişimlerini değerlendiren Arap Konseyi toplantısının ardından Arap Dışişleri Bakanları düzeyinde açıklama yapıldı. Açıklamada, Türk devletinin birçok Arap ülkesindeki askeri varlığı kınandı.
Türk devleti ise açıklamalara tepki göstererek, bunun gerçek olmadığını söyledi.
Konuya ilişkin konuşan Arap akademisyen ve analistler, Türk devletinin sömürgeci planlarına karşı ortak savunma hattının oluşturulması gerektiğini belirtti.
Ortadoğu Araştırmalar Forumu Müdürü Mihemed Hamid, “Türk devleti bütün Arap ülkelerinin iç işlerine karışmaktadır. Arap ülkelerinin kaynaklarını sömürmeye çalışmaktadır. Sadece Türk devleti değil İran ve İsrail de aynı amacı güdüyor” dedi.
Türk devletinin Suriye, Irak, Somali ve Libya başta olmak üzere bütün Arap ülkelerinde varlık gösterdiğine dikkat çeken Hamid, sadece Mısır’ın bu müdahalelere gereken tepkiyi gösterdiğini ifade etti. Mısır’ın Türkiye’nin Suriye’deki varlığını da reddettiğini belirten Hamid, “Türk devletinin ‘Fırat Kakanı’, ‘Barış Pınarı’ ve ‘Zeytin Dalı’ adı altında Suriye’yi işgal etmesini Mısır reddediyor. Mısır Devlet Başkanı Abdulfetah El Sisi’nin Libya’ya ilişkin açıklamaları Türk devletinin Kuzey Afrika’ya yönelik işgal girişimlerini durdurdu” dedi.
Tunuslu siyasetçi ve hukukçu Hazim El Qisorî de “Türk devleti son 10 yıldır sistematik bir biçimde Arap ülkelerinde askeri varlığını sağlamlaştırmaya çalışıyor. Derin stratejik planlarla komşu ülkelerin içişlerine müdahale ediyor. Davutoğlu döneminde Türk devletinin tarihi siyaseti bir kez daha uygulanmaya çalışıldı. Şimdi de Erdoğan hükümeti Türkiye’nin soğuk savaştaki rolünü öne çıkarmaya ve uluslararası güçlere baskı kurmaya çalışıyor. Bu planlar ABD, İsrail ve Katar eliyle yürütülüyor. Bu siyaset sonucu bütün Arap ülkelerinin düşmanı haline geldiler” dedi.
Türk devletinin bozkurtlarla birlik olarak Suriye’ye girdiğine dikkat çeken El Qisorî, “Suriye’nin ardından binlerce yabancı çete Libya’ya taşındı. Türkiye çekildikten sonra bu milis çetelerin Arap topraklarını karıştırması planlandı. Bu önemli bir konudur. Bunun üzerinde durulmalıdır. Bu planlar karşısında Arap ortak savunma hattı oluşturulmalıdır. Aksi takdirde Türk devleti Arap ülkeleri için tehdit olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.
Arap Konseyi’nin son açıklamasını değerlendiren El Qisorî, “Arap Konseyi’nin tutumu tarihi bir adımdır. Bu tutum Türk devletinin sömürgeci planlarına bir çerçevede dur diyecektir. Türkiye’nin Arap ülkelerine çete sevk etmesini de durduracaktır. Arap ülkelerinin en büyük sorunu Türk devletinin müdahalelerini durduramamaktı. Türkiye, İhvan ve diğer terörist grupları destekliyor. Arap ülkeleri aldığı bu tutumu güçlendirmelidir. Türk devletinin milisleri silahlandırmasını ve Arap ülkelerine göndermesini durdurabilirse ulusal güvenlik adına önemli bir adım atmış olur” ifadelerini kullandı.
Türk sömürgeciliğine karşı ortak mücadelenin önemine değinen El Qisorî, “Sorunların aşılmasının en önemli yolu ortak mücadele yürütmektir. Diplomasi ve askeri yolların yanı sıra siyasi yollarda da ortak mücadele zemini oluşturulmalıdır. Arap halkının içinden geçtiği hassas süreçte bunlar son derece önemlidir. Türk devletinin Arap ülkelerindeki müdahalelerinin sınırlandırılması için AB tarzı bir Arap örgütlenmesi oluşturulmalıdır. Bu örgütlenme Arap ülkelerindeki istikrarı ve barışı güvence altına almalıdır” dedi.
El Qisorî sözlerini şöyle tamamladı: “Türk devletinin Arap ülkelerini işgal etmesi Arap ülkelerinde geri dönülemez değişimlere neden olacaktır. Bu nedenle Arap devletler zaman kaybetmeden sömürgeci planlara karşı harekete geçmelidir.”
Libyalı Akademisyen Dr. Cibrîl El Ubêdî, “Türk devletinin Arap Konseyi’nin açıklamasını reddetmesi bekleniyordu. Kendisinden bekleneni yaptı. Suriye, Irak ve Libya’daki varlıklarını inkar ederek yalan söyledi. Ancak Arap Konseyi’nin de kınaması yeterli olmayacaktır. Türk devletinin derin sömürgeci planları bulunmaktadır. Bu planlar Arap Konseyi’ne üye bütün devletleri tehdit etmektedir” diye konuştu.
El Ubêdî sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devletinin Arap ülkelerindeki planları Osmanlıya dayanmaktadır. Osmanlıyı geri getirmek gibi bir rüyayı yaşıyorlar. Bu planlar için İhvan ‘Truva atı’ olarak kullanılıyor. Arap ülkelerinden kaçan İhvan liderleri Türkiye’de korunuyor. Bu kişiler Arap devletlerinin güvenliklerini tehdit ediyor.”
(rr)
ANHA
‘Türk sömürgeciliğine karşı ortak savunma hattı oluşturulmalı’
Türk devletinin Ortadoğu’da durmak bilmeyen işgal girişimlerini değerlendiren Arap Konseyi toplantısının ardından Arap Dışişleri Bakanları düzeyinde açıklama yapıldı. Açıklamada, Türk devletinin birçok Arap ülkesindeki askeri varlığı kınandı.
Türk devleti ise açıklamalara tepki göstererek, bunun gerçek olmadığını söyledi.
Konuya ilişkin konuşan Arap akademisyen ve analistler, Türk devletinin sömürgeci planlarına karşı ortak savunma hattının oluşturulması gerektiğini belirtti.
Ortadoğu Araştırmalar Forumu Müdürü Mihemed Hamid, “Türk devleti bütün Arap ülkelerinin iç işlerine karışmaktadır. Arap ülkelerinin kaynaklarını sömürmeye çalışmaktadır. Sadece Türk devleti değil İran ve İsrail de aynı amacı güdüyor” dedi.
Türk devletinin Suriye, Irak, Somali ve Libya başta olmak üzere bütün Arap ülkelerinde varlık gösterdiğine dikkat çeken Hamid, sadece Mısır’ın bu müdahalelere gereken tepkiyi gösterdiğini ifade etti. Mısır’ın Türkiye’nin Suriye’deki varlığını da reddettiğini belirten Hamid, “Türk devletinin ‘Fırat Kakanı’, ‘Barış Pınarı’ ve ‘Zeytin Dalı’ adı altında Suriye’yi işgal etmesini Mısır reddediyor. Mısır Devlet Başkanı Abdulfetah El Sisi’nin Libya’ya ilişkin açıklamaları Türk devletinin Kuzey Afrika’ya yönelik işgal girişimlerini durdurdu” dedi.
Tunuslu siyasetçi ve hukukçu Hazim El Qisorî de “Türk devleti son 10 yıldır sistematik bir biçimde Arap ülkelerinde askeri varlığını sağlamlaştırmaya çalışıyor. Derin stratejik planlarla komşu ülkelerin içişlerine müdahale ediyor. Davutoğlu döneminde Türk devletinin tarihi siyaseti bir kez daha uygulanmaya çalışıldı. Şimdi de Erdoğan hükümeti Türkiye’nin soğuk savaştaki rolünü öne çıkarmaya ve uluslararası güçlere baskı kurmaya çalışıyor. Bu planlar ABD, İsrail ve Katar eliyle yürütülüyor. Bu siyaset sonucu bütün Arap ülkelerinin düşmanı haline geldiler” dedi.
Türk devletinin bozkurtlarla birlik olarak Suriye’ye girdiğine dikkat çeken El Qisorî, “Suriye’nin ardından binlerce yabancı çete Libya’ya taşındı. Türkiye çekildikten sonra bu milis çetelerin Arap topraklarını karıştırması planlandı. Bu önemli bir konudur. Bunun üzerinde durulmalıdır. Bu planlar karşısında Arap ortak savunma hattı oluşturulmalıdır. Aksi takdirde Türk devleti Arap ülkeleri için tehdit olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.
Arap Konseyi’nin son açıklamasını değerlendiren El Qisorî, “Arap Konseyi’nin tutumu tarihi bir adımdır. Bu tutum Türk devletinin sömürgeci planlarına bir çerçevede dur diyecektir. Türkiye’nin Arap ülkelerine çete sevk etmesini de durduracaktır. Arap ülkelerinin en büyük sorunu Türk devletinin müdahalelerini durduramamaktı. Türkiye, İhvan ve diğer terörist grupları destekliyor. Arap ülkeleri aldığı bu tutumu güçlendirmelidir. Türk devletinin milisleri silahlandırmasını ve Arap ülkelerine göndermesini durdurabilirse ulusal güvenlik adına önemli bir adım atmış olur” ifadelerini kullandı.
Türk sömürgeciliğine karşı ortak mücadelenin önemine değinen El Qisorî, “Sorunların aşılmasının en önemli yolu ortak mücadele yürütmektir. Diplomasi ve askeri yolların yanı sıra siyasi yollarda da ortak mücadele zemini oluşturulmalıdır. Arap halkının içinden geçtiği hassas süreçte bunlar son derece önemlidir. Türk devletinin Arap ülkelerindeki müdahalelerinin sınırlandırılması için AB tarzı bir Arap örgütlenmesi oluşturulmalıdır. Bu örgütlenme Arap ülkelerindeki istikrarı ve barışı güvence altına almalıdır” dedi.
El Qisorî sözlerini şöyle tamamladı: “Türk devletinin Arap ülkelerini işgal etmesi Arap ülkelerinde geri dönülemez değişimlere neden olacaktır. Bu nedenle Arap devletler zaman kaybetmeden sömürgeci planlara karşı harekete geçmelidir.”
Libyalı Akademisyen Dr. Cibrîl El Ubêdî, “Türk devletinin Arap Konseyi’nin açıklamasını reddetmesi bekleniyordu. Kendisinden bekleneni yaptı. Suriye, Irak ve Libya’daki varlıklarını inkar ederek yalan söyledi. Ancak Arap Konseyi’nin de kınaması yeterli olmayacaktır. Türk devletinin derin sömürgeci planları bulunmaktadır. Bu planlar Arap Konseyi’ne üye bütün devletleri tehdit etmektedir” diye konuştu.
El Ubêdî sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devletinin Arap ülkelerindeki planları Osmanlıya dayanmaktadır. Osmanlıyı geri getirmek gibi bir rüyayı yaşıyorlar. Bu planlar için İhvan ‘Truva atı’ olarak kullanılıyor. Arap ülkelerinden kaçan İhvan liderleri Türkiye’de korunuyor. Bu kişiler Arap devletlerinin güvenliklerini tehdit ediyor.”
(rr)
ANHA
