​​​​​​​​​​​​​​Şengal soykırımından geriye kalanlar-2

“DAİŞ’in katliam saldırılarıyla karşı karşıya kaldığımızda herkes çekip gitti. Sadece Önder Abdullah Öcalan’ın yoldaşları bizim için, o zulümden ve ölümden kurtulmamız için geldiler.”

​​​​​​​​​​​​​​Şengal soykırımından geriye kalanlar-2
​​​​​​​​​​​​​​Şengal soykırımından geriye kalanlar-2
​​​​​​​​​​​​​​Şengal soykırımından geriye kalanlar-2
​​​​​​​​​​​​​​Şengal soykırımından geriye kalanlar-2
2 Aug 2021   01:37
ŞENGAL-NÛJIYAN BÊRÎVAN

‘Önder Apo’nun yoldaşları sayesinde kurtulduk’

Hisên Naif Xidir ve bir grup köylü, gerillaların uyarıları ve DAİŞ çetelerinin ellerine düştükleri esnada, yaşadıkları tüm felakete rağmen topraklarında kalmaya devam etti. Köyde kalan 30’a yakın insanın hepsi de akrabaydı. DAİŞ saldırılarından nasıl korunacaklarını sürekli tartışıyor, bir çözüm bulmaya çalışıyorlardı. Yaşlıları korumak gerekiyordu. Ama onlar da köyden çıkmayı kabul etmiyorlardı. Köylerinde kalacaklardı. Kaldı ki uzun yol yürümeye de pek uygun değildi yaşlarıd. Zorlanacaklardı. Hal böyle olunca, DAİŞ'in katliam tehlikesine rağmen, diğerleri de yaşlılarını bırakmak istemiyorlardı. Herkes bir evde toplanmış, olası gelişmeleri tartışıyordu. 

O ferman günlerinde, hiçbir kayda geçmeyen, ama ölüm ile kalım arasında geçen zamanı ve o zamana sığan yaşanmışlıkları, bizzat yaşayanı olarak Hisên Naîf Xidir anlatıyor. 

DAİŞ çetelerinin Şêx Mend kubbesine kadar geldiklerini haber aldıklarını, bu yüzden ne olursa olsun ailesinin dağlara çıkarmaya çalıştığını söylüyor.

"DAİŞ çetelerinin giderek yaklaştığını duyan Cidalê köyünde bir telaş başlamıştı" diyen Xidir, "Çetelerin tekbir sesleri köylülerin çığlıklarına karışıyordu" diyor. 

Kısa süre sonra Şêx Mend kubbesine ulaşan DAİŞ çeteleri her yeri ateşe vererek insanları katletmeye başlıyor. Hisên Naîf Xidir’in 97 yaşındaki babası ve 4-5 kişi kubbenin yanında katlediliyor. 5 kadını daha katleden DAİŞ’liler Cidalê’yi adeta kan gölüne çeviriyor.

"Köyden yakılan ev ve araçların dumanları yükseliyordu. Bazı köylüler de kurtulmak için kendilerini dağ yollarına vurmuştu. Onlarca çocuğun açlıktan ölümüne tanıklık ettim" diyen Hisên Naîf Xidir, "ailemden 27 kişiyi dağa ulaştırmaya çalışıyordum. Ama 8 kişi yolda yaşamını yitirdi" diyerek yaşadıkları onların acısını yeniden yaşayarak anlatıyor.

Şengal dağlarında herkesin, 'son umutlar da tükendi' dediği yerde önce gerilla sonra da YPG-YPJ savaşçıları kanlı çete gruplarının önünde canlarını siper etmeye başlıyor. 

Êzidîleri faşizmin kanlı saldırılarından korumak için vurmuşlardı kendilerini dağlara. Önce dağlarda mahsur kalan Êzidîlere su ve ekmek götürmüşlerdi. Ama en önemlisi de Şengal dağlarına sığınan on binlerce insana yaşama tutunma ve mücadele etme azmi taşımışlardı. Herkese güç ve moral vermişlerdi. Belki de son güçleri de tükenmek üzere olan Êzidîler gerillayı görünce yeniden ayağa kalkmış ve yollarına devam edebilmişlerdi. Binlerce insan böyle kurtarılmasına rağmen, yollarda onlarca cesede rastlanıyordu.

Hisên Naîf Xidir babasının katledildiği yeri gösterince gözleri doluyor, yüreğinde yeniden duygular depreşiyor. Ama dolan gözlerini daha fazla tutmadan bırakıyor gözyaşlarını ve dökülen gözyaşları bizi de acılarına ortak ediyor. Ortamı bir anda bir duygu atmosferi sarıyor. Orada, hep birliket tüm Êzidîlerin acısını bir kez daha yaşıyoruz.

Hisên Naîf Xidir ve ailesi şimdi acılarını unutmaya çalışıyor. Ancak her noktası katliam izleriyle dolu olan bir coğrafyada acıları unutmak zor oluyor. Hisên Naîf Xidir, köyün içerisinde bizi dolaştırırken babasını defnettiği yeri gösteriyor. Diğer onlarca cenaze gibi babasının da cenazesi halen mezarlığa taşınmayı bekliyor.

Hisên Naîf Xidir daha sonra 4 kişinin defnedildiği başka bir yeri işaret ediyor. İşaret ettiği yerde, yanmış araçlardan geriye kalan hurdaları görüyoruz. Her biri yaşanan o ferman günlerinden izler taşıyor bugüne.

Tekrar Şêx Mend kubbesine doğru yol alıyoruz, içimizde hüznün, öfkenin gelgitleriyle.  

Kubbeye ulaştığımızda Hisên Naîf Xidir yeniden işaret ediyor, “burası 5 kişinin vahşice katledildiği bir yer” diyor. “Gerilla ve Rojavalı savaşçılar buraları DAİŞ’ten temizledikten sonra yolda gördükleri cenazeleri toprağa verdiler” diyor.

Gerilla ve Rojavalı savaşçılar 5 kadını kubbenin yanına defnetmişti. Hisên Naîf Xidir, yaşamını yitiren 5 kadından 3’ünün adını söylüyor. Bunlar; Wethana Xelefê Xidir, Zana Osman, Xelefê Hiço’nun kızı.Hisên’den öğrendiğimiz kadar köy ve civarında onlarca insan rasgele defnedilmiş.

Êzidîler, akıbeti bilinmeyen binlerce kişi için bu mezarların açılamasını ve kimliklerinin tespit edilmesini bekliyor.

‘ÊZİDÎLERİ KORUMADILAR, KAÇTILAR’

Tekrar soykırım saldırısının ilk gününe dönüyoruz. Hani o karanlık yüzleri, uzun sakalları, siyah elbiseleriyle ellerinde silah, kılış ve kan kokan zamanlar yaşatan güruhun Şengal’e saldırdığı zamanlar. Ve bu vahşet günlerinde Şengal halkını korumakla görevli olanların, bu vahşet günlerinde, kirli sakallılar geldiklerinde arkalarına dahi bakmadan bir halkı ölümün kucağına atarak kaçanlar bir de.

Öfkelenerek o anları anlatan Hisên Naîf Xidir, o esnada Şengal’in etrafında sayıları binleri bulan bir askeri gücün olduğunu, ancak hepsinin de Êzidîleri geride bırakarak nasıl kaçtıklarını anlatıyor.

Êzidîlerin yardımına önce 12 gerilla süvarisi koşuyor. Daha sonra ise HPG, YJA Star, YPG ve YPJ güçleri bölgeye ulaşıyor. Ve DAİŞ’e karşı büyük bir operasyon başlatılıyor.

Hisên Naîf Xidir, sayıları 100’ü bulan savaşçıların binlerce Êzidîyi kurtardığını ve onları güvenli yerlere götürdüğünü söylüyor. Savaşçıların kendilerine koridor açtığını, su ve gıda malzemesi getirdiğini hatırlatıyor.

‘GERİLLALAR VE ÖNDER APO’NUN FİKİRLERİ SAYESİNDE KURTULDUK’

HPG, YJA Star, YPG ve YPJ gerillalarını alana geçmesi, ki bu KDP ve ona bağlı kurumların bütün engellemelerine rağmen gerçekleşti, daha büyük bir katliamı engellemiş oldu. Binlerce Êzidî bu şekilde ölümden ve DAİŞ’in esaretinden kurtarıldı.

Cidalê köyü sakini ve Şêx Mend Kubbesini korumakla görevli Hisên Naîf Xidir ve ailesi de gerilla ve Önder Abdullah Öcalan’dan söz edilince, “Onlar olmasaydı bu fermandan urtulamayacaktık. Belki de Êzidîlerin sonunu getireceklerdi” diyor.

Hisên Naîf Xidir, gerilla yetişmeseydi tek bir Êzidînin kurtulamayacağını, YPG ve Rojava halkı sahip çıkmasaydı, kimsenin onların yardımına koşmayacağını birkaç kez söylüyor ve ardından KDP ile Irak hükümeti arasında 9 Ekim’de yapılan Şengal anlaşmasını hatırlatarak, asla bu anlaşmayı kabul etmeyeceklerini, belirtiyor.

Hisên Naîf Xidir, Êzidî toplumunun bugün Önder Abdullah Öcalan’ı sayesinde Şengal Özerk Meclisi çatısı altında kendilerini savunduklarını belirterek, Êzidî toplumunun ilk defa böylesi bir güce sahip olduğunu, dolayısıyla da halkın bu fikirlere olan bağlılığını ve sahiplenişini birkaç kaz tekrarlıyor.

 ‘HİÇBİR ZAMAN ŞENGALİ TERK ETMEDİLER’

Hisên Naîf Xidir sohbetimiz devam ederken, “hiçbir koşulda Şengal’i terk etmeyeceğiz. Ailemle burada kalmaya devam edeceğiz” diyor.

Onlar fermandan kurtulduktan sonra Şengal dağına yerleşiyorlar. Hisên Naîf Xidir, 2 bin ailenin dağlara nasıl sığındığına, o direniş günlerinde nelerin yaşandığına tanıklık etmiş. Onun için Avrupa ya da bir baka yere gitmeyeceğim, diyor.

Ferman zamanında göç etmek zorunda kalan Şengallilere çağrı yapan Hisên Naîf Xidir, başkalarının toprakları, çadırları, kentleri Êzidîlerin olamayacağını ve bu nedenle de herkesin Şengal’e geri dönmelerini istiyor.

Vedalaşma vakti geldi. Aileye, sıcakkanlılığı ve içten misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.

Hisên Naîf Xidir ve ailesinin gözlerinde özgürlüğe olan inanca şahitlik ettik. Bir de kaybettiklerinden dolayı yaşadıkları acı ve hasreti tabi. Bir daha fermanlar yaşanmasın temennileriyle vedalaşarak ayrılıyoruz.

ANHA

<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/8mEM4fPXc-g" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>