Semih Şiqer: Herkes demokrasi ve özgürlük etrafında birleşmeli

Reportaj Summay

Semih Şiqer: Herkes demokrasi ve özgürlük etrafında birleşmeli
3 May 2021   01:38

Suriye’deki 10 yıllık savaş sürecini değerlendiren sanatçı Semih Şiqer, hem Şam Hükümeti hem de karşısındaki muhalefeti eleştirdi. Şiqer herkesin demokrasi ve özgürlükler etrafında birleşmesi gerektiğini dile getirdi.

Şair ve müzisyen Semih Şiqer 1957 yılında işgal altındaki Golan Tepelerinde dünyaya geldi. Şiqer devrimci ve ulusal şarkıları ile biliniyor. Ajansımızın sorularını yanıtlayan Şiqer, Şam hükümetinin halkın haklı taleplerini şiddet yolu ile kontrol altına almaya çalıştığını belirtti. Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin de silahlı çeteleri örgütleyerek ülkedeki devrim sürecini kirlettiğini dile getirdi. Şiqer, ajansımızın sorularına şu yanıtları verdi.

Suriye’deki savaşın üzerinden 10 yıl geçti. Mevcut durumu ve 10 yıllık süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şam Hükümeti demokratik eylem yapan insanlara sert müdahalelerde bulundu. İnsanlar da bu baskıcı iktidarın son bulmasını istedi. Suriye’deki devrim mücadelesi haklıdır. Suriye’nin dışında olsak da yaşananları biliyoruz. Ciddi trajediler yaşandı.

Birçok bölgesel ve uluslararası güç Suriye’deki sürece dahil oldu. Bunun sebebi nedir?

Suriye halkının barışçıl gösterileri şiddet ile bastırılmak istenildi. Halk şiddet yanlısı değildi. Fakat bir yandan Şam hükümetini destekleyen İran, Lübnan ve Iraklı milisler halkın üzerine rastgele ateş açtı. Diğer yanda ise Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde Şam Hükümetini devirmek için çete gruplarını örgütledi. İnsanların dini duygularını kullanan bu ülkeler birçok isimle örgüt kurdu. En son ‘Özgür Suriye Ordusu’nda karar kıldılar. Bunlar da gerçek devrimcileri tasfiye edip demokrasi dışı bir sistem inşa etmek istediler. Halkın taleplerini dikkate almadılar. Çoğu Şeriat için savaştı. Şam Hükümeti de bu durumdan memnundu. Dünyaya karşı karşısında bir halk hareketinden ziyade cihatçıların olduğunu göstermek istedi. Bu yüzden cezaevindeki cihatçıları serbest bıraktı. Nitekim Şam Hükümeti’nin düşmesine ramak kala Rusya onun imdadına yetişti.

ABD ilk olarak yaşananlara sessiz kaldı. Sonra bazı yasaklar ilan edip Şam Hükümeti’nin karşısında duran güçlere lojistik destek verdi. Bir nevi herhangi bir tarafın galip olmaması için savaşı kontrol altında tuttu. En son da terör ile mücadele kapsamında Kuzey ve Doğu Suriye’ye geldi. İddialara göre İsrail, Şam Hükümeti’nin tamamen yenilmemesi konusunda ABD’yi ikna etti. Çünkü Şam Hükümeti zamanındaki son 10 yılda İsrail sınırında herhangi bir hareketlilik yaşanmadı.

Uzun süren savaş ve dış müdahale sonrası Suriye halkları devrimin ilk zamanlarında haykırdıkları özgürlük ve demokrasi talebine nasıl ulaşır?

Şüphesiz Şam Hükümeti’nin karşısında duran güçlerin talepleri ile halkın talepleri arasında çok fark vardı. Halk etnik ve inanç özgürlüğü yanı sıra demokrasi istiyordu. Halkı temsil ettiğini iddia eden muhalefet ise tam aksine kendi çıkarları için devrim sürecini kullandı. Uluslararası toplum da kendi kontrollerinde olan bir hükümet kurmak istiyordu. Şam Hükümeti de BM’nin 2254 sayılı kararını uygulamadı. Suriye halkına ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istediler. “Ya Esad ya da ülkeyi yakarız” sloganları atıldı. Esad kaldı ve ülkede ciddi zarar gördü. Daha sonra da “tek tek tek Suriye halkı tektir” sloganı atıldı. Ancak Suriye şuan fiili olarak 3’e bölündü. Şam hükümeti bilinçli bir şekilde devrim sürecini kirletti. İnsanları şiddete sevk etti. Sırf kendisini haklı göstermek için. Diğer yandan çok insan hakları ihlalleri gerçekleşti. Barışçıl gösterilerin yerini şiddete bırakması sorunu çok derinleştirdi.

Suriyeliler de artık kontrolün kendilerinde olmadığını biliyor. Uluslararası güçleri vereceği kararlar bekleniyor. Bana göre bu teslimiyettir. Devrimin başarıya ulaşılması için yeni bir cepheye ihtiyaç var. Burada baskıya, haksızlığa maruz kalmış her insan kendini bulmalıdır. Tüm etnik ve inanç yapıları bu şemsiye altında birleşmelidir. Yoksulluğa mahkum edilmiş insanlar da mücadeledeki yerini almalıdır. Uluslararası güçlerin kontrolüne giren grupları ret etmeliyiz. Suç işleyen herkesi kınamalıyız. Cezaevlerindeki insanlar serbest bırakılmalı ve 2254 sayılı kararı yerine getirmeliyiz.

Halkların dayanışması ile inşa edilecek bu süreçte suç işleyen herkesten hesap sorulacak. Ancak bu çerçevede yeni bir siyasi ve demokrasi aşamasına geçilir. Kimse kendisini devletin sahibi görmemelidir. Gelecekte de bu tehlikenin önüne geçmek için şimdiden bazı adımlar atılmalıdır. Ülkenin tek sahibi halktır. Halk ne derse onu yapmak zorundayız. Devlet halka hizmet için var. Bir memur istediği gibi davranamaz.

Kürt, Arap ve Süryani halkları birlikte hareket etmelidir. Kürtler Suriye’nin bir parçası olarak görülmelidir. Kürt halkı 2004 yılından beri herhangi bir uluslararası gücün desteği olmadan demokratik bir şekilde mücadele etti. Kürt coğrafyasına ilişkin demografik yapı değiştirme girişimleri durmalıdır. Demokratik bir Suriye sorunların tek çözümüdür.

Tüm yoksul Suriyeliler ile dayanışma gösterilmelidir. Halkın onuru korunmalıdır. Siyasi çelişkilere rağmen ülkenin tüm çocuklarına eşit yaklaşılmalıdır. Krizi durdurmak için çok alternatif var.

Son 10 yıllık savaş her alanda olduğu gibi kültür ve sanat üzerinde de etki yaptı. Suriye’deki kültür ve sanat çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yaşananlar sanatsal çalışmaları kötü etkiledi. Şam Hükümeti’nin kurumları tamamen iktidarın propagandasını yapma derdine düştü. Ülkenin kuzeyinde bazı çalışmalar görüyoruz. Ancak bunlar yeterli değil. Kefer Nibul devrimci pankartını unutmamalıyız. Birçok gazetecinin emeği oldu. Muhalefet kültür ve sanat çalışmaları üzerinde durmayarak ciddi hatalar yaptı.

Cizre Bölgesi’nde de önemli bir kültürel ve sanatsal çalışma görmedim. Belki de vardır. Biz basında herhangi bir şey görmedik. Ya da basın yansıtmamıştır.

Kuzey ve Doğu Suriye’de kültür ve sanat adına önemli çalışmalar yapıldı. Buradaki Kürt, Arap ve Süryani sanatçıların çalışmalarını nasıl ele alıyorsunuz?

Özelikle asimilasyona maruz kalan Kürt ve Süryanilerin çalışmalarından mutlu oluyorum. En ufak bir üretim çok önemlidir. Ben baskıcı faşist sistemi ret ettim. Onlar beni daraltıyordu. Şimdi

ANHA