Kürt Yurtsever Halil Şen, Önder Öcalan için fedai eylem gerçekleştirdi

Almanya’da yaşayan Kürt yurtsever Halil Şen, Kürt Halk Önderi üzerindeki tecride duyarsızlığı kabul etmediği için, komplonun 22. yıldönümünde bedenini ateşe vererek şehit düştü.

Kürt Yurtsever Halil Şen, Önder Öcalan için fedai eylem gerçekleştirdi
15 Feb 2021   17:02
DRESDEN

Almanya’nın Dresden kentinde 25 yıldır yaşayan Halil Şen isimli Kürt yurtsever, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük 15 Şubat 1999’da gerçekleşen uluslararası komplonun yıldönümünde, İmralı’daki ağırlaştırılmış tecridi kınamak için bedenini ateşe verdi.

Eylem yeri olarak Dresden’deki eyalet meclisi binası önünü seçen arkasında bıraktığı mektupta “İnsanlık Önderi Serok Apo’dan aylar geçti haber alınmıyor ne avukatlar ne de ailesi kendisiyle görüştürülmüyor. Buna karşı tepki ve haraketlilik var ama bu yetmiyor” ifadesini kullandı.

Dresden ve çevresinde yaşayan Kürdistanlıların yıllardır tanıdığı, sevdiği bir isim olan Şen, geçtiğimiz Cuma günü 13 Şubat günü Berlin’de uluslararası komplonun yıldönümünde yapılacak yürüyüşe katılacağını belirterek evden çıktığı öğrenildi. Kendisinden o günden beri haber alınamazken, Dresden Kürt Alman Dostluk Derneği yöneticileri polise giderek hakkında kayıp başvurusu yapmışlardı.

‘CUMA GÜNÜNDEN BERİ KAYIPTI’

Polisin yaptığı araştırmada Cuma günü saat 13.30 sularında Dresden kent merkezinde bedenini ateşe verdikten kısa bir süre sonra yaşamını yitiren kişinin Halil Şen olduğunu tespit etti. Halil Şen’in cenazesinin DNA testi sonuçlarının kesinleşmesinden sonra ailesine teslim edilmesi bekleniyor. ANF’ye konuşan Dresden Kürt Alman Dostluk Derneği yöneticileri ise kimliğin tam tespiti için polisin kendilerine yardımcı olmadığını belirterek, polisin bu tavrına tepki gösterdi.

Halil Şen’in evinde bulunan mektupta eylemi 15 Şubat’ın yıldönümünde İmralı’da devam eden tecridi protesto etmek için gerçekleştirdiği ortaya çıktı. 1971 yılında Siirt’in Eruh ilçesinde dünyaya gelen Şen’in mektubu şu şekilde:

“İnsanlık önderi Serok Apo’dan 9 aydır haber yok. Onurlu Kürt halkının evlatları en zor koşullarda 45 gündür açlık grevi yapıyorlar haber gelmesi için. Binlerce Kürt kadını cezaevindedir, bu benim isyanımdır. Kendisine Kürdüm diyenler, yurtseverim, Kürdistan benim ülkemdir diyenlere Kürdistan’ın özgür olmasını isteyenler, yurtsever Kürt halkı, dostları bir an önce hemen duyarsızlığı aşmalıdır.

Durum çok ciddidir. Düşman devlet bu konuda ciddidir. Düşman devlet açık açık söylüyor ve yapmaya çalışıyor, onurlu yurtsever Kürlüğe, Kürt halkına saldırıyor, bu saldırıyı dört parça Kürdistan’da da yapıyor, onunla da kalmıyor, dünyanın neresinde olursa olsun yurtsever onurlu Kürt halkının evlatlarına, dostlarına saldırıyor, ortadan kaldırmaya çalışıyor. Buna karşı yurtsever Kürt halkı ve dostları başta değerler etrafında birleşerek, kaynaşarak her zamankinden fazla emek vererek bedeli ödeyerek, böyle Kürtlüğümüzle, dilimizle, tarihimizle, örf adetlerimizle Kürt halkı yurtsever onurlu olarak yaşayabiliriz. Bunları yapmazsak kayıp ederiz, insanlık kaybeder, buna izin vermeyelim.

İnsanlık Önderi Serok Apo’dan aylar geçti haber alınmıyor ne avukatlar ne de ailesi kendisiyle görüştürülmüyor. Buna karşı tepki çalışma, haraketlilik var ama bu yetmiyor. Özellikle Avrupa’daki ve diasporadaki Kürtlerden kendisine yurtseverim, mücadeleyi destekliyorum, Kürdistan’ın bağımsız özgür olmasını isteyenlerden, devrimciyim, demokratım, düşman Türk sisteminin baskısından zulmünden dolayı ülkemden çıkmak zorunda kaldım diyenlerden büyük bir duyarsızlık var. Bunu söylemek istemezdim ama ne yazık ki durum böyledir. Bu hiçbir şekilde yurtsever, demokratım, devrimciyim diyene, hiçbir Kürde ve kendisine yurtsever Kürt halkının dostuyum diyenlere yakışmaz.

Çünkü 45 yıllık PKK mücadelesi Kürt halkının mücadelesi olduğu kadar aynı zamanda PKK bir insanlık mücadelesidir. Ben bu duyarsızlığa ortak olmuyorum ve kabul etmiyorum. Bu benim diasporada kendisine yurtsever Kürdüm, demokratım, devrimciyim, ben insanım, insanlıktan yanayım, hak-hukuktan yanındayım diyenlere bir isyanımdır. Bu saydıklarım üzerlerine düşen payı yapsalardı, baskı, işkence, tecrit altında kalmazdı insanlık önderi Serok Apo.

İnsanlık önderi Serok Apo üzerindeki izolasyon, baskı, işkenceye karşı büyük bir sessizlik var. Ben bu sessizliğe isyan ediyorum, bu sessizliğe ortak olmayacağım. Bunu bir insan olma görevi olarak görüyorum ve kendisine yurtseverim, devrimciyim, demokratım, sosyalistim ve ben onurlu Kürdüm diyenler bu izolasyona karşı ses çıkarması, bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Yoksa insanlığımıza, geleceğimize hesap veremeyiz ve tarih bizi affetmez.

İnsanlık önderi Serok Apo’ya karşı uluslararası komplonun 22. yılının günlerindeyiz. 23 yıla giriliyor, 15 Şubat 1999’da komploda yer alan bütün güçleri, işbirlikçileri nefretle kınıyor ve lanetliyorum. Uluslararası komplocular ve işbirlikçilerine diyorum ki insanlık yaşadığı müddetçe insanlık önderi güneşimiz Serok Apo insanlık yolunu aydınlatacaktır. Bu da komploculara, işbirlikçilere ahd olsun.

Güneşimiz Serok Apo 50 yıldır insanlığa yol gösteriyor ve aydınlatıyor, insanlığa sahip çıkıyor, sahip çıkmaya da devam edecektir. Onurlu özgürlük için bedel gereklidir, onurlu insanlar geçmişte bedel ödemiş, onurlu insan bundan sonra da bedel ödeyecek ve ödüyorlar.”

(rr)