Devrim ve Özsavunma

Özsavunma bilinci, 12 yıllık 19 Temmuz Devrimi'nin en önemli sonucuydu. 12 bin 301 şehidin verdiği bedelle inşa edilen bu bilinçle bugün tüm bileşenler ortak bir yaşam inşa ediyor.

Devrim ve Özsavunma
18 Jul 2024   07:40
QAMIŞLO
EHMED SEMÎR

19 Temmuz Devrimi'nin 12 yılında toplumda yayılan en önemli bilinçlenmelerden biri özsavunma anlayışı oldu. Savunma, her sistemin kendi anlayışına göre tanımladığı ve ona göre farklı bir sistem kurduğu bir kavramdır. Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye'deki savunma sistemini bilmek çok önemlidir.

"Savunma" kavramı, "Yaşama karşı bir saldırı ya da bir kişinin, bir grubun, bir hayvanın veya bir grup hayvanın ve tüm canlılara karşı yapılan saldırıya karşı kendini savunmaktır” diye tanımlanmıştır.

Yani öz savunmayı, canlı varlıkların kendilerine yönelen her türlü tehdidi veya saldırıyı öz güçleriyle boşa çıkarma ve bertaraf etme bilincini ve yeteneğini gösterebilme olarak algılayabiliriz.

Eğer savunma bir saldırıya karşı ise "saldırı" kavramının da tanımlanması gerekir.  Saldırı, "Bir şeye ya da canlıya karşı veya 'Avcı' olarak bir hayvanı öldürmek, yok etmek, etkisiz hale getirmek (korkutmak, yakalamak, yaralamak vb.)" olarak tanımlanmaktadır.

Doğadaki tüm canlıların bir savunma mekanizması vardır. İnsanlar ve hatta hayvanlar için savunma, gruplama yoluyla mümkündür. Bir hayvanın ya da herhangi bir canlının doğuştan savunma refleksi vardır. Hem tek başına hem de grup halinde bir savunma mekanizması oluştururlar.

Ancak insanlar için savunma biraz farklıdır. İnsanlar doğduklarında savunmasızlar. Dolayısıyla bir grup içinde bulunmadığı sürece kendini savunamıyor. Burada toplumsallaşmaya da ihtiyaç var. Toplum olmadan insanlar düşünemez, konuşamaz, hiçbir şey yapamaz ve yaratamaz. Başka bir deyişle,  toplumsallaşma insanları, insanlar da toplumsallaşmayı yaratıyor.

Klan gruplarının ilk toplumsallaşması doğa tehditlerine karşı savunmayı esas alıyor. İnsanlar soğuğa, yağmura, sellere, kuraklığa ve hayvan saldırılarına karşı mağaralarda yaşadılar. Bu da aynı zamanda ilk savunma refleksi olarak adlandırılır. Bu doğal bir savunmadır.

SAVUNMA GERÇEK ANLAMINDAN ÇIKARILDI

Toplumsal gelişmeler ve maddiyatın ortaya çıkmasıyla savunma ve saldırı yeni bir anlam kazanmıştır. Burada fiziki yıkımın yanı sıra kimliklere yönelik saldırılar da başladı. Mitolojilerde anlatılan hikâyeler yani klanların, kabilelerin, kavimlerin ve devletlerin birbirlerine karşı yaptığı saldırı ve savunmalar bunlara örnektir. Cinsler arasındaki savaş da buna örnek verilebilir.

Burada üzerinde durulması gereken şey, savunmanın anlamından çıkarılarak, yeni bir şekle bürünmesidir. Hiyerarşi ve devletin yanı sıra, iktidarların çıkarlarını korumaya yönelik kanunlar ve düzenlemeler oluşturulmuştur. Buna göre, savunma iktidarın varlığını korumak için vardır. Yani dilin, kültürün, kimliğin veya inancın korunması meşru bir haktır ancak bunların kanunla yasaklanması durumunda bunların savunulması suç haline geldi. Burada savunma ve saldırı yer değiştiriyor. Kanunlara göre, dili savunmak saldırı oluyor, yasaklamak da savunmak oluyor. Yani savunma mekanizması toplumdan koparılıp, ordu, polis vb. kurumlarla anılıyor.

Özellikle Kürdistan ve Ortadoğu'da ulus, dil, kültür ve coğrafya inkar edilmiş, katliamlar yapılmış, Kürtlere, Asûrîlere, Suryanilere, Keldanilere yönelik soykırımlar yapılmış. Dil, kültür, kimlik ve tüm değerleri inkar edildi. Bu nedenle savunmaları da gelişmedi.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK VE ÖZSAVUNMA

Kürdistan özgürlük mücadelesiyle birlikte “Savunma” yeniden tanımlanmış ve toplumun örgütlenmesi bu temel üzerine inşa edilmiştir. Buna “Özsavunma” da denir. Bir başka ifadeyle savunma, "Her yönüyle savunma, toplumun kendi kendini örgütlemesi ve bu bağlamda mücadele etmek" olarak tanımlanıyor.

Önder Abdullah Öcalan bu sorununun çözümü olarak demokratik toplumu sunuyor ve bunu da “Ahlaki ve politik” ilkelere bağlı kalıyor. Buna göre, Kürtler ve diğer uluslar önce kendi değerlerine sahip çıkması, ardından hep birlikte ulusal demokratik sistemi yeniden inşa etmeleri gerekiyor.

KUZEYİ VE DOĞU SURİYE'DE MEŞRU SAVUNMA

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk yönetim sisteminde halkların “Özsavunma”sı esas alınmıştır.

Savunma sistemi, 19 Temmuz Devrimi ile kuruldu ama temeli bundan önceki yıllara dayanıyor. Kürtler 10 yıllık mücadelede önemli deneyimler kazanıldı. 2004 Qamişlo Katliamı’ndan sonra savunma sisteminin temelleri atıldı. Köy ve mahallelerde özsavunma grupları örgütlendi ve bu çalışma 14 Eylül 2011'de Kürdistan Özsavunma Birlikleri (YXK) olarak kuruldu. Aynı yıl Halk Savunma Birlikleri (YPG) taburları kuruldu.

SAVUNMA GÜÇLERİ

Suriye'de 2011’de eylemler başladığında Rojava’da savunma öne çıktı. Protestolarla birlikte özsavunma ağı da genişletildi. 19 Temmuz 2012'de YPG olarak örgütlenen yurttaşlar, Kobanê’yi devlet güçlerinden temizledi.

19 Temmuz Devrimi ile birlikte savunma sistemi toplumun tüm kesimlerine ve yapılarına yayıldı. Nihayetinde 12 yılda bir model haline geldi.

Devrime öncülük eden kadınlar, 4 Nisan 2013'te Kadın Savunma Birlikleri’ni (YPJ) kurdu. Özgürleştirilen şehirlerde halkı ve değerlerini savunmak amacıyla 3 Ekim 2014'te İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) kuruldu. 30 Haziran 2015'te İç Güvenlik Güçleri-Kadın kuruldu.

İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) "Genel Güvenlik” ile ilgilendi, HAT, “Suçla Mücadele, Acil Müdahale” etti, Trafik Polisi, “Kontrol Noktaları”nı kurdu, Operasyon Odaları ise “Uyuşturucuyla Mücadele” etti.

HALKLARIN ORTAK GÜÇLERİ

Demokratik Ulus felsefe temelinde inşa edilen savunma, 12 yıl içerisinde diğer tüm halkları da kapsadı. DAIŞ çeteleri Kobanê'ye saldırdığında (15 Eylül 2014) Kürtler, Araplar, Türkmenler, Suryan-Asuriler ve Ermeniler birlikte savaştı. Bu aynı zamanda ortak savunma güçleri için de güçlü bir temel oluşturdu.

10 Eylül 2014'te YPG güçleri, Lîwa El-Tewhîd Şerqî, Siwar Reqa (Reqa Devrimcileri), Şems El-Şemal Taburları ile Fecer El-Huriye, Seraya Cerablus, El-Ekrad Cephesi, Reqa Umenai Devrimci taburlarıyla (Emin), El Qesas Ordusu, Lîwa El Cîhad Fî Sebîl Ellah, Burkan El Firat adında ortak bir güç kurdu. 27 Eylül 2014’te Serêkaniyê Ortak Savunma Odası kuruldu.

Bu ortak güçlerin kurulmasıyla Kürt bölgelerinin yanı sıra Arap ve Asurilerin bölgeleri de özgürleştirildi. Til Koçer'den Minbic'e kadar yüzlerce ilçe ve köy özgürleştirildi.

‘ÖZSAVUNMAYI GELİŞTİRDİK’

Cizre Kantonu Savunma Ofisi sorumlusu Mazlûm Seedo, toplumun Suriye krizinde özsavunma örgütlüğünü oluşturduğunu belirterek, “Halkın kendi topraklarını, kentini koruması için öz savunmayı geliştirdik. Halk ve YPG bölgeyi özgürleştirebildi, koruyabildi”

TOPLUMSAL GÜÇLER

Bu temelde 10 Ekim 2015'te tüm bileşenlerden 13 askeri gücün katılımıyla Demokratik Suriye Güçleri (QSD) oluşturuldu. QSD, Özerk Yönetim bölgelerini koruyan askeri güçlerin çatısı olarak belirlendi ve bu temelde bir rol üstelendi.

Toplumda askeri ve güvenlik güçlerinin yanı sıra özsavunma bilincinin geliştirilmesi amacıyla Toplumsal Savunma Güçleri (HPC) kuruldu. Bu güçler tamamen yurttaşlardan oluşuyor. Bu güçler halkın evlerini (köy, şehir, kasaba, mahalle) koruyor.

‘SAVUNMA ANLAMINI ANLIYORUZ’

Özsavunma Güçleri -Kadın (HPC-Jin) üyesi Wedha Wanikê, “Devrimden önce herhangi bir savunma gücümüz yoktu” diyerek, 2004’te gerçekleşen Qamişlo katliamını örnek verdi. Katliama karşı serhildanla aslında bir temel oluşturduklarını vurgulayan Wedha Wanikê,  “19 Temmuz Devrimi ile savunma bilinci gelişti. ‘savunma’ kavramının anlamını ve nasıl olması gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Şimdi kimseye bel bağlamadan, kendimizi koruyabiliyoruz” diye belirtti.

Özsavunma Güçleri (HPC) üyesi Hesen Xidir Mihemed de “Şimdi toplum herhangi bir kurumdan yardım istemeksizin kendini koruyabiliyor” dedi.

BÜYÜK DİRENİŞ

Oluşturulan savunma anlayışı toplumun her kesimini bir araya getirerek, ortak bir yaşam inşa etti. Türk devleti ve çetelerin tüm saldırılarına karşı büyük bir direniş ortaya koydu. En önemlisi “Kendimizi savunabiliriz” bilinci gelişti. Bu 12 zorlu yılda 12 bin 301 kişi şehit düştü.

TOPLUMSAL SÖZLEŞMEDE ÖZSAVUNMA

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerklik Sistemi'nde savunmaya çok önem veriliyor ve "Olmazsa olmaz” olarak görülüyor. Toplumsal Sözleşme'de savunma, şehitlik ve şehit aileleri en önemli konular görülüyor.

Toplumsal Sözleşme’nin 23. maddesinde şehit, şehit aileleri ve yaralılara ilişkin şunlar belirtiliyor:

"Şehitlik en kutsal değerdir. Özerk Yönetim, şehit, yaralı ve düşman elindeki esirlerin ailelerinin onurlu bir yaşam sürmeleri için her türlü imkan sağlar.”

30. maddede savunmaya ilişkin ise şöyle denilir:

"Her türlü iç ve dış tehlike karşısında özsavunma meşru bir haktır. Demokratik Özerk Yönetim kontrolündeki kişi ve grupların görevi, saldırıya uğradıklarında kendilerini savunmak ve onurlarını korumaktır.”

Aynı konuyla ilgili 111. maddede şöyle deniyor: "Özsavunma, yaşamı sürdürme görevidir. Varlığını savunma hakkı ve görevi temelinde, Kuzey ve Doğu Suriye'de Özsavunma sistemi kuruldu. Özsavunma sistemi temelinde örgütlenme esas alınmalıdır.” Aynı şekilde QSD, YPJ, HPC, İç Güvenlik Güçleri özsavunma sisteminin temelleri olarak tanımlanmaktadır.

Devrimin 13. yılında özsavunma sisteminin kalıcı hale geldiği, toplumun yaşamını bu kavram üzerine kurduğu söylenebilir.

(ma)

ANHA