​​​​​​​Libya’da sular durulmuyor

Çok sayıda devletin müdahil olduğu Libya krizinde önerilen çözüm yöntemleri ve diyaloglara rağmen Libya’da sular durulmuyor.

​​​​​​​Libya’da sular durulmuyor
2 Feb 2021   06:11
HABER MERKEZİ – YEHYA EL-HEBÎB

Libya’da uzun zamandır devam eden siyasi istikrarsızlık ve iç çatışma devam ediyor. Libya krizinin çözülmesi için uluslararası yapılan uluslararası girişimlere rağmen çözüm bulunabilmiş değil. Son olarak Almanya’nın öncülük ettiği çözüm girişimi en dikkat çekici hamleydi. Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya, Çin, Mısır, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, ABD, Kongo, Afrika Birliği, Avrupa Birliği ve Arap Konseyi temsilcilerinin yanı sıra BM temsilcileri de Berlin’de gerçekleştirilen çözüm zirvesine katıldı.

Tüm girişimlere rağmen çözülemeyen krize ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yazar ve Siyasi Yorumcu Cibrayil El Ubeydi, toplantının uluslararası baskı sonucu gerçekleştirildiğini belirtti. Toplantının güvenlik eksenli gerçekleştiğini ifade eden Ubeydi, “Dışarıdan Libya’ya götürülen özellikle Türk devletinin öncülük ettiği İslami gruplar krizin derinleşmesine neden oldu. Berlin’de gerçekleştirilen kongre krizin çözümü için siyasi, askeri ve ekonomik çözüm yolları sundu” dedi.

‘SİYASİ ANLAŞMAYI ÖNEMSİYORUZ’

Askeri olarak sunulan önerilerde öncelikle Libya’ya dışarıdan silah gönderilmesine son verilmesi istendi. Bu öneriyi ihlal eden devletlere yaptırımlar uygulanması kararlaştırıldı. Askeri olarak da 5+5 çözümü sunuldu. İlan edilen ateşkesin izlenmesi için 5 taraflı komite oluşturulması onandı. Kongrede Ulusal Mutabakat Hükümeti ve Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu da yer aldı. Siyasi olarak çözümün sağlanması için Başkanlık Meclisi oluşturulması kararlaştırıldı. Kongrenin karar bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “Libya’da siyasi çözümün sağlanması için siyasi anlaşmanın sağlanmasını önemsiyoruz. Siyasi çözüm için aktif bir Başkanlık Meclisi oluşturulması çağrısında bulunuyoruz.”

‘GERİ DÖNÜŞLER SAĞLANMALIDIR’

Ekonomik olarak yürütülen tartışmaların sonunda Libya’dan göç etmek zorunda kalanların geri dönüşünün sağlanması, Libya birliğinin sağlanması, kurumların işleyişinin kanunlara dayandırılması, özellikle merkez bankasının işleyişinin sağlanması, ulusal petrol şirketinin aktifleştirilmesi gibi konular dile getirildi. Kongreye katılan 16 devlet ve kurum temsilcisi Libya’ya yönelik müdahalelerin son bulması konusunda mutabık kaldı.

 

Kurulan askeri gözlem komitesi Libya krizinde yaşanan çatışmaları kısa süreliğine ertelese de çeteler ve yabancı güçlerin Libya’dan çıkarılması konusunda sınıfta kaldı. Kurulan komite Libya Ulusal Ordusu ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne aracılık ederek Libya’da bulunan yabancı tüm güçlerin 3 ay içerisinde ülkeden çıkması konusunda anlaşma yaptı. Aradan geçen üç aya rağmen Türk devleti, Suriye’den Libya’ya taşıdığı çeteleri geri çekmedi.

‘ÇETELER LİBYA’YI TERK ETMELİDİR’

Mısır öncülüğünde yapılan Kahire anlaşmasının ardından kurulan komite, Libya’daki askeri güçlerin birleştirilmesi için çok sayıda toplantı gerçekleştirildi. Kurulan komiteye ilişkin konuşan Ubeydi, komitenin Erdoğan’ın Libya’ya getirdiği çeteleri ülkeden çıkaramadığını ifade etti.  Askeri Uzman Şerefedîn Said El Elwani de komite çalışmaları kapsamında bir araya gelen tüm güçlerin piyon olduğunu dış güçler tarafından yönlendirildiğini söyledi. Elwani, askerler dışında kimsenin Libya’nın çıkarına uygun hareket etmediğini kaydetti.

Birkaç gün önce ordunun Manevi Perspektifler Müdürü Xalid El-Mehcub bir gazeteye Cenevre anlaşmasının uygulanmasının önünde bazı engeller olduğunu söyledi. Cenevre Sözleşmesi’ne göre tüm askeri güçler cepheden çıkıp üslerine dönmelidir. Aynı zamanda tüm çeteler ve yabancı güçler Libya'yı terk etmelidir.

Çözüm görüşmelerinin sabote edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Elwani, “Libya’da mevcut durumun sürmesini İhvan istiyor. Libya’da yok olmaları halinde bütün Ortadoğu’da yok olacaklarını biliyorlar” ifadelerini kullandı.

‘TÜRK DEVLETİNİN MÜDAHALESİ KRİZİ DERİNLEŞTİYOR’

Geçtiğimiz 23 Aralık’ta diyalog tarafları bir araya gelerek egemenlik haklarının paylaşımı konusunda anlaşma imzaladı. Tunus’ta da bir araya gelen taraflar, Cenevre Sözleşmesi’ni esas alarak silahların bırakılması çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Libya'da ateşkesi kalıcı hale getirmenin önemini defalarca vurguladı. Geçtiğimiz Pazar günü BM heyeti, Başkanlık Meclisi adaylarını açıkladı. Kurulan geçici meclisin de devlet kurumlarını bir elde toplaması ve ülke güvenliğini güvence altına alması gerektiği vurgulandı. 45 kişilik aday listesinde üç kadın yer aldı.

Elwani, diyalog toplantılarında önemli bir çözüm önerisinin çıkmayacağına inandığını dile getirerek, Kahire dışında toplantılarda yer alan tarafların kendi çıkarları için çalıştığını söyledi. Tüm girişimlere rağmen Libya krizi çözülemediği gibi daha da derinleşti. Bunun nedeni ise Libya’daki çetelerin varlığı ve dış müdahalelerdir.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Libyalı Araştırmacı Mihemed Salih El Terhûni, “Eğer diyalog masasının tarafları Libya-Libya olmazsa bu toplantıların çözüm sağlaması mümkün olamaz. Özellikle Türk devletinin müdahalesi krizin derinleşmesine neden olmaktadır” dedi.

Libya krizinin derinleşmesinde dış müdahalelerin baş faktör olduğunu dile getiren Ubeydi, Türk devletinin müdahalesine uluslararası bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.

Türk devletinin kendine komşu ülkelerin iç işlerine müdahalede bulunduğunu ifade eden Terhuni, Türk devletinin Libya’dan tamamen çıkması halinde Libya’da çözümün mümkün olabileceğini kaydetti. Türk devletinin işgal hayalleriyle Libya’nın zenginliklerine göz koyduğunu ifade eden Terhuni, Libya’nın doğal kaynaklarının sömürülmek istendiğine işaret etti.

Uluslararası kamuoyunun tutumunu eleştiren Elwani, “Libya krizinin çözümü Libya halklarının elinde değil. Bu krizin çözümü uluslararası kamuoyunun elindedir. Libya’da bulunan Ulusal Mutabakat Hükümeti, bir anlaşma üzerine kuruldu. Bu hükümeti kuran güçler bunun adına demokrasi dediler. Bahsettikleri demokrasi kendi ülkelerinde uyguladıkları demokrasi değil elbette” diye konuştu.

Terhuni de uluslararası kamuoyunun Türk devletinin işgalinin önünü alma konusunda pasif kaldığını söyleyerek, Libya’nın ulusal güvenliğinin bu nedenle tehdit altında bulunmaya devam ettiğini belirtti.

(rr/cno)

ANHA