​​​​​​​Efrînliler kampları direniş merkezlerine dönüştürdü

İşgal altındaki topraklarını kurtarmanın tek yolunun örgütlenme olduğunun altını çizen Efrînliler, geri dönüş için umutlu olduklarını belirtti.

​​​​​​​Efrînliler kampları direniş merkezlerine dönüştürdü
​​​​​​​Efrînliler kampları direniş merkezlerine dönüştürdü
​​​​​​​Efrînliler kampları direniş merkezlerine dönüştürdü
12 OCAK 2021   08:37
ŞEHBA – FÎRAS İBRAHİM

İşgalci Türk ordusu ve çeteleri, 20 Ocak 2018 günü, tüm askerî tekniğini kullanarak Efrîn’e işgal saldırısı başlattı. Efrîn’in işgal edilmesi ve halkın Şehba’ya göç etmesinin üzerinden üç yıl geçti.

Efrîn’den göçertilen halk, Şehba’nın farklı bölgelerindeki kamplarda ve harabeye dönen evlerde, topraklarının özgürlüğüne kavuşacağı günü bekleyerek direnişini sürdürüyor.

Şehba’da kışın dondurucu soğuğu, yazın kavurucu sıcağına rağmen örgütlü bir şekilde direnmeye devam eden Efrînliler, evlerine dönüş umutlarını hep diri tutuyor.

 ‘ÖRGÜTLÜ BİR ŞEKİLDE DİRENİŞE DEVAM ETMELİYİZ’

Cemil Eli Hemo (81) adındaki yaşlı adam, Mabata ilçesine bağlı Şîtka köyünden. Efrîn’den ayrıldıktan sonra, Şehba kantonunun Fafîn ilçesine bağlı Berxwedan Kampı’ında kalmaya başladı. Efrîn’in işgalcilerden temizlenmesi gerektiğini belirten Cemil Eli Hemo, “Topraklarımıza geri dönmek istiyorsak kendimizi örgütleyerek direnişimize devam etmeliyiz” ifadelerinde bulundu.

Apê Cemil Hemo, Kürt halkının düşmanlarının bin yıldır Kürt halkını yok etmeye, iradelerini kırmaya, tarihini silmeye ve topraklarını işgal etmeye çalıştığının altını çizdi.

Suriye krizinin başlamasından bu yana Efrîn’deki durumu anlatan Apê Cemil Hemo, Efrîn’in işgalden önce Suriye’nin en güvenli bölgelerinden biri olduğunu ve binlerce Suriyelinin çatışmalardan kaçıp Efrîn’e sığındığını hatırlattı.

Efrîn halkının duygularına tercüman olan Hemo, “Efrîn, cennetin yeryüzündeki suretidir. Bir çiçek bahçesidir ve tüm Kürt, Arap, Ermeni, Êzidî , Alevini halkını kucaklıyor. O’nsuz yaşayamayız” dedi.

Başta işgalci Türk devleti olmak üzere Kürt halkının düşmanlarının Efrîn’in tarihini ve kültürünü bilinçli bir şekilde yok etmeye çalıştığına dikkat çeken Apê Cemil, işgalcilerin, bölgenin bileşenlerinin bir arada yaşamasını kabul etmediklerini söyledi.

Apê Cemîl, “Bu kadar küçük bir şehre savaş uçaklarıyla saldıracaklarını bilmiyorduk. Bu saldırı Kürt halkına olan nefretin göstergesi. Ben 1940 yılında doğdum ama bu kadar vahşi bir saldırı görmedim. Savaş uçakları küçük bir şehri iki ay boyunca bombaladı” dedi.

Bölge halkının saldırılara karşı sessiz kalmadığını, YPG ve YPJ güçlerini desteklediğini belirten Apê Cemîl, “İşgalciler her birimizin birer savaşçı olduğunu ve ona karşı direndiğimizi bilmiyordu. Onlar şehri 3 günde işgal etmeyi düşünüyordu fakat Efrîn halkı, iki ay boyunca direndi” şeklinde konuştu.

ULUSLARARASI GÜÇLERİN EFRİN’İN İŞGALİNDEKİ ORTAKLIĞI

Uluslararası toplumun ve Şam hükümetinin işgale karşı sessiz kaldığını, Türk devletinin yasak olan ağır silahlarla Efrîn’e saldırdığını söyleyen Apê Cemîl, işgalci Türk devletine bağlı çetelerin ayrım yapmadan kadın, çocuk ve yaşlıları hedef alıp katlettiğini belirterek, “Efrîn’e yönelik saldırı, Rusya’nın onayı ve ortaklığıyla Doğu Guta’daki çeteleri tahliye etmek üzere yapılan anlaşma ile gerçekleşti. Bu, bir uluslararası komplodur. İnsan hakları örgütleri sessiz kaldı ve Türk devletini, sivillere karşı işlediği suçlardan sorumlu tutmadı” diye konuştu.

Efrîn halkının 58 gün süren direnişten sonra işgali kabul etmeyerek Şehba Kantonu’na göç ettiğini belirten Apê Cemîl, Türk devletinin, Efrîn halkıyla savaşmak ve onlara karşı suç işlemek için DAİŞ ve El Nusra artığı çeteleri topladığını söyledi.

ŞEHBA’YI BOŞALTMA PLANINA KARŞI DİRENİŞ

Topraklarından göçertilen Efrînlilerin, Şehba’da yaşamı yeniden örerek direnişini sürdürdüğünü belirten Apê Cemîl, “Buradaki kampta ve harabe evlerde, Türk devleti, Rusya ve Şam hükümetinin bizi çıkartması planlarına karşı örgütleniyoruz. Şehba’da Efrînlilere karşı birçok katliam gerçekleşti. Tıl Rıfat’ta çocuklar katledildi, (Efrîn’in Şêrawa ilçesine bağlı) Aqîbê köyünde bir aile tamamen katledildi. İşgalci Türk devleti, uluslararası hukuku ve insan haklarını çiğniyor” ifadelerinde bulundu.

Apê Cemîl, Efrîn’de kalan halkın, doğanın ve tarihi yerlerin işgalci Türk devletinin saldırılarından kurtulmadığını, işgalcilerin zeytin ağaçlarını kestiğini, bölge tarihini talan ettiğini ve demografik yapıyı değiştirdiğini kaydetti.

Apê Cemîl Hemo, son olarak Efrîn’e dönme umutlarını diri tuttuklarını ve her şeye rağmen direnişi sürdüreceklerini vurguladı.

ANHA