Türkiye, Rojava’da ‘Türkmen kemeri’ oluşturuyor

Kuzey ve Doğu Suriye’ye işgal saldırılarında bulunan Türk devleti, daha önce bölgeye sürülen Türkmenler ile son dönemde MİT eliyle Türki cumhuriyetlerden getirilen Türkmen çete ailelerini Serêkaniyê ve Girê Spî'de sınırın 5 kilometrelik hattına yerleştirerek, bir “Türkmen kemeri” oluşturmayı planlıyor.

Türkiye, Rojava’da ‘Türkmen kemeri’ oluşturuyor
8 Aralık 2019   05:13
HABER MERKEZİ – UMUT AYDIN

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye işgal saldırıları genişledikçe, Türk devletinin uygulamak istediği planlar da deşifre oluyor. Sömürge valisi niteliği taşıyan AKP’nin Urfa valisi Abdullah Erin ve DAİŞ artığı çetelerden oluşturulan AKP’ye bağlı ‘Suriye Geçici Hükümeti’ başkanı Türkmen Abdurrahman Mıstefa’nın katılımıyla Girê Spî’de 27 Ekim tarihinde bir toplantı gerçekleşti.

KUZEY SURİYE’DE ‘TÜRKMEN MECLİSLERİ’ KURULUYOR

Toplantı sonucunda büyük çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu çetelerden “Girê Spî Yerel Meclisi” kuruldu. DAİŞ tarafından Türk devletine teslim edilen El-Bab’ta da, AKP yetkilileri ve MİT öncülüğünde 24 Kasım’da ‘Suriye Türkmen Meclisi’nin 5. Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Toplantıya, sömürge yetkilisi olarak katılanlar arasında Türk Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da vardı.

Türk devleti tarafından atanan Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Muhammed Vecih Cuma, “Güvenli bölge oluşursa, biz çok hızlı bir şekilde, kitlesel bir şekilde o bölgelere yerleşmeye hazırız” açıklaması yapmıştı.

MİT elemanı olduğu defalarca gündeme gelen Vecih Cuma, uzun bir süredir Türkmen meclis başkanlığında bulunuyor ve en son seçimde de AKP tarafından yine Türkmen meclis başkanı seçildi.

TÜRKMEN ÇETELER STRATEJİK NOKTALARA YERLEŞTİRİLİYOR

Sultan Murad, Sultan Süleyman Şah, Fatih Sultan Mehmet, Muntasır Billallah, Semerkant ve Hamza Tümeni isimleriyle Türk istihbaratı tarafından örgütlendirilen Türkmen çete grupları, işgal saldırılarında stratejik bölgelere yerleştiriliyor. İşgal bölgelerindeki sınır kapıları, yol güzergâhları gibi stratejik yerler bu grupların denetimine veriliyor.

DAİŞ’E AÇIK OLAN SINIR KAPISI TÜRKMEN ÇETELERİN HİZMETİNE SUNULDU

Girê Spî, DAİŞ’in işgali altındayken açık olan Akçakale sınır kapısı, kent QSD güçleri tarafından özgürleştirildikten sonra Türk devleti tarafından kapatılmıştı. 9 Ekim’de başlatılan işgal saldırılarından sonra Akçakale sınır kapısı yeniden çetelere hizmet etmek için açıldı. Edinilen bilgilere göre sınır kapısının denetimi ve güvenliği Türk devletinin kurduğu Türkmenlerden oluşan Sultan Murat çetelerine teslim edilmiş durumda.

EFRÎN PRATİĞİ TEKRARLANIYOR

Türk devletinin Özbekistan, Türkmenistan, Türkistan, Tacikistan ve Uygurlardan getirdiği DAİŞ artığı çeteler, Efrîn pratiğini işgal edilen diğer alanlarda da tekrarlıyor. Efrîn işgalinden sonra Türkiye sınırına yakın bölgelere Türkmenler yerleştirildi. Ayı zamanda sınır kapılarının güvenliği ve kent merkezindeki önemli kurumlar da Türkmen çete gruplarına teslim edildi.

Türkmen gruplar, Efrîn’in sınır hattındaki Cindirês, Raco, Bilbilê ve Şera ilçelerine yerleştirilirken, Bab El Hewa Sınır Kapısı, Bab El Selame Sınır Kapısı, Entarib ve Cerablus’un Türkiye sınırına yakın bölgeleri de bu çetelerin denetimine verilmişti.

BÖLGEYE TÜRKMEN AİLELER YERLEŞTİRİLİYOR

Bu yılın Şubat ayı verilerine göre; Efrîn’e 748 Türkmen çete gruplarının aileleri yerleştirildi. Bunlardan 300’ü Efrîn kent merkezine yerleştirilirken, geri kalanları ilçe ve köylere yerleştirildi.

Yine Suriye’nin Hama, Humus ve Doğu Guta bölgelerinden Türkiye-Rusya-Suriye devletleri arasında yapılan anlaşmalar sonucunda çıkarılan ÖSO ve DAİŞ çetelerinin tamamı Efrîn bölgesine yerleştirildi. Bu bölgelerde Türk olan ya da Türkçe bilen tek bir kişi olmamasına rağmen Türkçe isimler verilerek, yüzyıldan fazladır kuzey Kürdistan’da sürdürülen asimilasyon politikaları bu bölgelerde de uygulanmaya başlandı.

‘TÜRKMEN KUŞAĞI’ PLANI DEVREDE

İşgal ettiği bölgelerde kalıcı olmadığını bilen Türk devleti, sınırın 5 kilometre derinliğine ‘Türkmen Kuşağı’ adını verdiği planı böylece uygulamak istiyor. İşgal saldırılarında, Türk istihbaratı tarafından oluşturulan Türkmen grupların üyeleri de korunurken, Arap gruplardan oluşan çeteler Türk devleti tarafından ön cepheye sürülüyor.

Türk devleti, Efrîn işgalinden sonra da denetiminde olup da tehlikeli gördüğü Arapları tasfiye edip yerlerine kendisine sadık çeteleri yerleştirmişti. Özellikle Sultan Murad tugayıyla rekabet içinde olan diğer çeteler bir bir tasfiye edilmişti.

YÜZYILLIK POLİTİKANIN DEVAMI

Türk devleti, yaklaşık yüzyıldır Kürtlere karşı uyguladığı etnik temizlik politikalarını söz konusu alanlarda da devreye koymuş durumda. Bu çerçevede başka ülkelerden getirdiği aileleri ve kendisine bağlı çeteleri Kürt şehirlerine, köylerine yerleştiriyor. 1930’da gerçekleştirilen Zilan katliamından sonra Zilan deresi ve Erciş’e, binlerce Afgan ve Kırgız aile getirilerek yerleştirilmişti. Getirilen bu ailelerin neredeyse tamamı hala Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) bağlı “Koruculuk” yapıyor. 

Türk devletinin Türkmenler üzerinden hem Suriye’de hem de Irak’ta söz sahibi olma planı yeni değil.

IRAK’TA DA KÜRTLERE KARŞI TÜRKMENLER SİLAHLANDIRILDI

2014 yılında DAİŞ saldırılarının yoğunlaştığı Irak’ta Türk istihbaratı, Irak Türkmen Cephesini silahlandırarak askeri bir güç haline getirmek istedi ve Irak Türkmen Cephesi üzerinden Kerkük’teki Kürt otoritesini zayıflatmak için DAİŞ’le işbirliği içinde sürekli bir kaos ortamı oluşturdu.

TÜRKMEN NÜFUSU ŞİŞİRİLİYOR

Türk devleti Irak’taki Türkmen nüfusunu da sürekli gündeme getirerek, Türkmen cephesi üzerinden Irak’ın içişlerine müdahil olmaya çalışıyor. Türkiye her ne kadar Irak’taki Türkmen nüfusunu milyonlarla telaffuz etse de Irak Hükümeti nüfus verilerine göre; Irak’taki Türkmen oranı yüzde 7 civarında. Bu da genel nüfus içinde 250 bine tekabül ediyor.

Suriye’de yaşayan Türkmen sayısı da Türk devleti tarafından abartılı bir şekilde veriliyor. Hem 2004’te Suriye hükümeti tarafından yapılan nüfus sayımı hem de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin verilerine göre; nüfus verileri net olmasa da gerçekleri gösteriyor.

Türkmenler, Kuzey ve Doğu Suriye’de Minbic ve Girê Spî’de yaşıyor. Suriye Devletinin 2014 yılı nüfus sayım verilerine göre; Girê Spî’de yüzde 10-15 civarında Türkmen nüfus yaşıyor. Özerk yönetimin verilerine göre de, Kürtler ve Araplardan sonra üçüncü büyük nüfusa sahip olan Türkmen oranı yüzde 10-15 civarındadır.

NÜFUS DAĞILIMI

Kuzey ve Doğu Suriye şehirlerinde nüfus dağılımı 2004 verilerine göre şöyle:

Serêkaniyê'de yüzde 60’a yakın Kürtler, yüzde 35 civarı ise Arap nüfusu bulunuyor. Kentte Ermeni, Süryani ve 19'uncu yüzyılda Kafkasya'dan sürülmüş Çeçenler de yaşıyor.

Gırê Spî’nin nüfusu ise yaklaşık 100 bin. Kürt ve Arapların oranı eşit durumdayken, yüzde 10-15 civarı Türkmenler ve az sayıda Ermeni de kentte yaşıyor.

Dirbesiyê’de nüfusun çoğunluğu Kürtlerden oluşuyor. Arap kemeri sonrası bölgeye yerleştirilen Arap nüfusu ve Ermeniler de kentte yaşıyor.

Kobanê nüfusunun yüzde 90’ı Kürtlerden oluşuyor. Kentte Araplar ve az sayıda Ermeni de yaşıyor.

Qamişlo, Cizre Bölgesi’nin en önemli merkezlerinden biri. Nüfusu 500 binden fazla. Nüfusunun yüzde 62'si Kürt, yüzde 33'ü Arap ve Hıristiyanlardan oluşuyor.

Amûdê’nin yüzde 90'ı Kürtlerden oluşuyor. Araplar ve Süryaniler de kentte yaşıyor.

Dêrik nüfusunun da çoğunluğu Kürtlerden oluşuyor. Süryaniler ve Arapların yanı sıra az sayıda Ermeni kentte yaşıyor.

ANHA