Şêx Seid Serhildanı

Şêx Seid Serhildanı, "Türkiye Cumhuriyeti"nin sınırlarının ilan edilmesinden sonra Kürdistan'da ilk serhildandı. Serhildan üzerinden 99 yıl geçti ancak o mücadele ve direniş hala sürüyor.

Şêx Seid Serhildanı
28 Jun 2024   07:40
HABER MERKEZİ

Türk devletinin Kürt halkına yönelik baskı ve yok sayma uygulamalarına karşı 13 Şubat 1925 yılında Amed’in Piran ilçesinde başlayan bir provokasyon sonucu erken başlayan Şêx Seid Serhildan’ın üzerinden 99 yıl geçti. 

21 Mayıs'ta Amed'de İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanan Şêx Seid ve 46 arkadaşı, idama mahkum edildi. Mahkeme heyeti içinde sadece savcının hukuk diploması vardı. Diğer mahkeme başkanı ve heyeti ise atanmış milletvekillerinden oluşuyordu. Mahkemede, sanıkların avukat tutma hakları bile yoktu. Bir üst mahkemeye itiraz etme hakları da bulunmuyordu.

İdam kararları, 28 Haziran’ı 29 Haziran’a bağlayan gece yarısında Dağkapı Meydanı’nda gerçekleştirildi. Şêx Saîd ve arkadaşlarının idamı halka açık yapıldı. Cenazeleri uzun süre darağaçlarında asılı bırakıldı. Cenazeleri ailelere verildi, alanda açılan bir çukura toplu olarak gömülür. İdamları üzerinden 100 yıla yakın bir süre geçti ancak mezarlarının yeri hala açıklanmadı.

Dindar bir ailede büyüyen Şêx Seid, Neqşibendi tarikatındandı. Dedesi Şêx Eli Balo, dönemin öncü isimlerinden biriydi. Şêx Xalid Zîbarî o dönemde Neqşibendi tarikatının halifesiydi. Şêx Seid, Şêx Xalid Zîbarî ile birlikte o dönemde Şam'a gitti. Şêx Seid, Şam’da bir süre kaldıktan sonra ülkesine döner. Amed’in Qurdîlek köyünde akrabalarının yanına kalmaya başlayan Şêx Seid, Elikan Aşireti’nin Çimdikan kolundandı. Aşiretin bu kolu, Elemendî beldesine yerleşmişti. Şêx Seid, daha sonra yönünü Balo beldesine çevirdi. Bu kazaya Şêx Eli Balo ismi verilmişti.

Şêx Eli Balo’nun oğlu Şêx Mehmud, Erzirom'a giderek, Xinûs Kalesi’nde kaldı. Orada Tekman baş rahibinin kızıyla evlendi. Eşi 6 çocuk dünyaya getirdi. En büyükleri Şêx Seid’di ve diğerleri ise, Şêx Diyadîn, Şêx Behadîn, Şêx Tahir, Şêx Ebdurehîm ile Şêx Mehdî’ndi.

Şêx Mehmud öldükten sonra evin ve işlerin kontrolünü Şêx Seid alıyor. Güçlü ve sevgi dolu bir kişiliğe sahip olan Şêx Seid, Kürt ulusal ruhuna sahipti. Tekke şêxlerinden biri de Türklerin kendisine paşalık rütbesi verdiği Şêx Seyda ile Şêx Hezreti'nin damadı olan Şêx Selim'di.

ŞÊX SEİD’İN KİŞİLİĞİ VE SİYASİ HAYATI

Şêx Seid, 1908-1925 yıllarında Kürt siyasi ve toplulukların yükseldiği dönemde siyasi alana girdi. Şêx Seid’in oğlu Eli Riza ve Şêx Ubeydallah Nehri'nin oğlu Şêx Ebdulqadir Efendî öncülüğünde kurulan Hêvî Dergisi’nin aracılığıyla İstanbul'daki Kürt aydınlarıyla görüş alışverişi yapılıyordu.

O dönemde Gürcistan'da bulunan Mîr Ebdurezaq Bedirxan, 1915’te Şêx Seid'e bir mektup göndererek, Kafkasya Cephesi’ndeki Kürt silahlı grupları ile birleştirerek, onları Bedlis, Muş ve Erzirom cephelerinden çekilmeye ikna etmesini istedi. Mektupta ayrıca Rus ordusunun, kazanması halinde bu bölgeleri Kürtlere teslim edeceğine dair söz verdiği de belirtildi.

Şêx Seîd, ikna için Heydera aşiretinin reisi Huseyn Paşa Heyderi'ye başvurdu. Huseyn Paşa, Hesena aşireti ileri geleni Xalid Beg Hesni'nin de kabul etmesiyle kabul edeceğini belirtiyor.

Şêx Seîd, Xalid Beg'i misafir ederek, ona Ebdurezaq Bedirxan'ın isteklerini iletti. Xalid Beg de ona Huseyn Paşa’nın söylediğini söyledi. Şex Seid, Xalid Beg'e Huseyn Paşa’nın haberi olduğunu söyledi. Xalid Beg ise bu bilgiyi Erzirom cephesi komutanı olan Türk generali Nuri Weysi'ye iletti.

Türkler, Şêx Seîd'i haberi olmadan bölgeden ve tüm Kürdistan'dan uzaklaştırmayı planlamaya başladı. Şêx Seid de bundan sonra, Xalid Beg'in Badirxan'ın mektubunun sırrını açığa çıkardığını öğrendi.

Diyarbakır 7’nci Tugay Komutanı General Mirsal Paşa, Şex Seid'i Konya'ya gitmeye ikna etmeye çalıştı. Ancak Şex Seid, komplonun gerçeğini öğrendikten bu talebi reddetti.

HARİTA DEĞİŞTİ

Rus ordusu 2016’da Mûş, Erzirom, Bedlîs, Wan ve Colemêrg’in bir kısmını kontrol ederek, bu bölgeleri Ermeni milislerine teslim etti. Bu milisler Kürtlere karşı katliam yaptı ve bölge halkının yüzde 90'ından fazlası Kürdistan'ın batısına ve güneyine göç etmek zorunda kaldı.

1917'de Lenin önderliğindeki devrimin başarıya ulaşmasının ardından Rus ordusu Kürt eyaletlerinden çekilerek bölgeyi Ermeni milislerine teslim etti.

O dönemde yenilen Osmanlı ordusunun komutanı olan General Xalid Beg Cibri, Kürt liderlerine Kürt bölgelerini Ermenilerden kurtarma çağrısında bulundu.

Şam ordusunda bulunan General Mustafa Kemaê ve Ekrem Cemil Paşa, Ürdün-Suriye cephesinde mağlup olduktan sonra Amed’e geldi.

İşbirlikçiler (İngiltere, İtalya ve Fransa) İstanbul sınırına dayandı ve Türk subaylarının çoğu Malta adasına sürüldü. İngilizler ayrıca İzmir, Afyon ve Trakya bölgelerini de kontrol etti. Fransa da Dilok, Adana, Meraş ve Riha'yı da kontrol etti. İngilizler ayrıca Başurê Kürdistan’ın Rewanduz ve Zaxo kentlerini de kontrol etti.

Mustafa Kemal, Amed'de Kürtleri kandırmaya çalıştı ve onlara, ordunun başına geçmesi şartıyla topraklarını Ermenilerden kurtaracağına söz verdi. Ancak Cemal Paşa'nın aşireti, Mustafa Kemal'in bu talebini reddederek, bunun gerçek olmadığını söyledi. Mustafa Kemal, amacına ulaşmak için Amed, Sivas ve Erzirom'da Kürt liderlerle bir araya gelerek, bir konferans düzenledi. Konferanslar sırasında General Xalid Beg Cibri'yi para ve rüşvetle ikna etmeye çalışan Mustafa Kemal, konferansa katılan herkese 100 altın verdi. Ancak Xalid Beg ordunun komutasını Mustafa Kemal'e devretmeyi kabul etmedi. Mustafa Kemal, Bencinara aşiretinin lideri Xamîl Çeto ve Rema aşiretinin lideri Eminê Perîxan gibi Kürt liderler ve din adamlarıyla yakınlaştı.

Mustafa Kemal'in projesi başarısızlıkla sonuçlanınca Amed'i terk ederek, Bozani Dağı'ndaki subay ve askerlerinin yanına döndü. Oradan da Isparta cephesine gitti. Orada Rumları yendi ve zamandan beri adı Mustafa Kemal Atatürk oldu.

Mustafa Kemal, 3 Ocak 1920'de Rusya'nın Kamri bölgesinde Lenin'in siyasi yönetimiyle görüştü. Görüşme Artvin'in Qers sorunlarıyla ilgiliydi. Görüşmede İstanbul ve Çanakkale Boğazları konusunu da konuşuldu.

General Xalid Beg Cibri, 20 Eylül 1920’de Rusya'nın çekildiği tüm eyaletleri Ermenilerden alarak Erivan yakınlarındaki Rewan ve Alagöz ovalarına ulaştı.

Fransa, 20 Ekim 1920'de Suriye'nin kuzey sınırına çekildi ve 62, 63 ve 64'üncü maddeleri Kürt sorunuyla ilgili olan Sefir Anlaşması’nı iptal etti. O dönemde General Şerif Paşa, İsviçre Sultanı’nın elçisiydi. Kendisi Silêmanî’yeli Kürtlerindendi. Fransız, İngiliz ve İtalyan bu maddeleri denetleyen ülkeler arasında yer alıyordu.

Türk-Yunan savaşı 22 Mart 1922'de sona erdi.

Mudanya Kongresi 27 Ağustos 1922’de toplandı. Türkler, bu toplantıda Sefir Anlaşması’nı uygulayacak komite ile bazı Kürt hainler ve İsmet İnönü ve bazı paşalarla Amed ile Siverek’te görüştü. Orada o anlaşmayla Kürtlerin hakları tehlikeye atıldı ve Kürtler Türk devletiyle sınırlandırıldı.

General Xalid Beg Cibri, düşmanın ve Kürt hainlerin komplolarına karşı Erzirom siyasi örgütünü kurdu. Bu örgüt, tüm köy muhtarlarını, milislerin öncülerini, subayları, dindarları ve aydınları katılmaya ve serhildana hazırlamaya çağıran ulusal mücadelenin ilk örgütüydü. General İhsan Nuri Paşa, Rasim, Xorşid, Tewfiq, Cemil gibi çok sayıda subay ve Kafkas cephesine katılan 7. Tümen subayları ile Kürt milislerin yanı sıra Erzirom eski milletvekili Yüsif Ziya Paşa ve bazı dindar ile yurtsever katıldı.

Sefir Anlaşması 20 Ağustos 1923'te iptal edilerek, yerine Lozan Anlaşması imzalandı. O anlaşmada Kürtlerin hakları tamamen yok sayıldı ve yok edildi.

29 Ekim 1923'te Atatürk'ün öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi.

Ocak 1925'te örgütün lideri General Xalid Beg Cibri ve yardımcısı Yusif Ziya Bedlis'te gözaltına alınarak asıldı. Yaşanan bu olay karşısında Kürtler hiçbir tepki ortaya koymadı. Ayrıca Türkler serhildan hazırlıklarını önceden öğrenerek, açıkladı.

SERHILDANIN BAŞLANGICI

1 Şubat 1925'te örgüt üyeleri, askeri harekâtın başlama zamanının belirlenmesi için Can Dağı'nda bir kongre toplamak üzere davet edildi. Kongrede serhildan başladı ve gösterdiği kahramanlık nedeniyle Şêx Seid serhildanın lideri olarak seçildi. Ayrıca serhildanın merkez komitesi ve askeri komutanlığı belirlendi.

Şêx Şerif liderliğindeki Palo (Xarpet) cephesi 18 bin savaşçıdan oluşuyordu.

Şêx Seid’in oğlu Eli Riza ve Xalil Xito'nun oğlu subay Ebdullah Melkan'ın liderliğindeki Varto cephesi 12 bin savaşçıdan oluşuyordu.

Heqi Liçî liderliğinde Amed cephesi 10 bin savaşçıdan, Umer Faro liderliğinde Dicle batı cephesi ise 10 10 bin savaşçıdan oluşuyordu.

Şêx Seid'in kardeşi Şêx Ebdurehim, Kemal Fewzi ve Mir Sadıq'ın liderliğindeki Maden cephesi 7 bin savaşçıdan oluşuyordu.

Şêx Şemsedin liderliğindeki Farqin (Silvan) cephesi 10 bin savaşçıdan oluşuyordu.

Büyük savaşçı Ebdurehman Exa Eli Yûnis liderliğindeki Sason cephesine Xerzan aşiretleri katıldı.

Şêx Ebdurehman Garisi liderliğinde Botan cephesi, Şirnex'in yanı sıra Dihê bölgesindeki Dêrşewî ve Yaqûb Axa aşiretlerinden oluşuyordu.

ŞÊX SEİD VE ARKADAŞLARININ YAKALANMASI

Binbaşı Kasım, adamları vasıtası ile askeri güçlere Şêx Saîd’in yol güzergahını yazdığı mektuplarla ulaştırır. Binbaşı Kasım’ın sürekli teslim olma telkinleri ise, orada bulunanlarda ikileme yol açar.

Binbaşı Kasım’ın niyetini anlayan birçok savaşçı ise yol güzergahından ayrılır. Şêx Saîd ve beraberindekiler Mûş’un Kop ve Gimgim sınırındaki Murat Nehri üzerinden karşıya geçişleri yörede halkı tarafından engellenir. Şêx Saîd, Binbaşı Kasım’a anlattığı yol güzergahlarının aksine Murat Nehri'nin farklı geçiş yerlerini kullanmak ister. Ancak yöre halkı orada etkili olan ve devletle işbirliği içindeki şeyhlerin kışkırtması ile silah yoluyla Şêx Saîd ve arkadaşlarının bu geçişleri kullanmasını engeller. Şêx Saîd’in kendisine güvenmediğini bilen Kasım ise, tekrar akrabaları vasıtası ile Gimgim'daki askeri birliğe mektup gönderir. Askerler ve devlet ile işbirliği içindeki aşiretlerin adım adım takip ettiği Şêx Saîd ve arkadaşları mecburen Gimgim'ın Çarbuhur köyüne yakın Murat Nehri üzerinde bulunan Abdurrahman Paşa köprüsünü kullanmaya karar verir. Şêx Saîd ve arkadaşları, 15 Nisan 1925 tarihinde Emekli Binbaşı Kasım ve adamları tarafından esir alınarak, askerlere teslim edilir.

Türk ordusundan 3 grup ve 150 bin işbirlikçi Kürt savaşçı, başta Amed olmak üzere savaş alanına girdi.

ŞêX Seid'in yakalandığının haberinin yayılmasının ardından tüm cephelerde büyük bir kırılma yaşandı.

Serhildan komutanları savaş yöntemini değiştirdiler ve şehir savaşı yöntemine geçti. Öncü isimlerden biri olan Şêx Ebdurehim, her hafta savaşçı gruplarıyla buluşup onlara moral verdi. Direniş, General İhsan Nuri Paşa liderliğindeki Agirî Serhildan’ın başlangıcına kadar devam etti. Serhildana katılanların çoğu bu devrime katıldı. Sason ve Merato dağları ile Xerzan cephesinde direniş 10 yıla yakın sürdü.

TÜRK DEVLETİNİN KATLİAM VE SALDIRILARI

22 binden fazla öncü, aşiret lideri ve yurtsever asıldı. Cemil Çeto gibi hainler bile Atatürk'ün intikamından kurtulamadı.

700 binden fazla direnişçi ve yurtsever aile Anadolu bölgelerine yerleştirildi.

600'den fazla Kürt köyü yakıldı. 1926'da bin 400 kişinin öldürüldüğü Alaqemşê köyünü ise unutmayalım. Bu saldırılar 1928 yılına kadar devam etti.

Yurtseverlerin çoğu İstiklal Mahkemeleri’nin kararlarından kaçmak için ülkeyi terk etti.

Şêx Seid idam edildiğinde 75 yaşındaydı. Zindandan çıkıp, idam sehpasına giderken savaşçılara şunları söylüyor: "Kardeşler, şunu bilmelisiniz ki, bugün halkın ve Allah'ın önünde kutsal ve yücesiniz. Bizim ölümümüzle halkımız ölmeyecek. Sizin gibi yiğit insanlar olduğu sürece özgür bir yaşama kavuşacaklar. Gücümüzün kaynağı sizsiniz. Sizler bu sürecin mirasçılarısınız Bizler sizin ve ülkemiz için canımızı feda etmekten pişmanlık duymuyoruz. Şanslı olduğunuza inanın. Bizden de razı olacağınızı umuyoruz.”

XELÎL KALO KİMDİR?

Xelil Kalo 1958’de Cizîrê Kantonu’na bağlı Dêrna Qulinga'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Tirbespiyê’de okudu ve 1980’de Şam Üniversitesi Biyoloji bölümünden mezun oldu.

Irkçılık ve milliyetçilikten uzak olan Xelil Kalo, Kürtlerin geçmişiyle ilgili birçok konuyu kaleme aldı. Kürdistan Özgürlük Hareketi üzerine Arapça 6 kitap yazdı, dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi yayımlandı. 100'e yakın şiir yazdı. Ayrıca şiirlerinin 16’sı bestelendi.

Xelil Kalo, Aliyan bölgesinde Cegerxwîn adında bir merkez kurdu. Kürt kimliği ve kültürü üzerine onlarca seminer verdi.

Halk Savunma Birlikleri (YPG), Kürt davasına hizmetteki kahramanca tutumu nedeniyle kendisine onur belgesi verdi. Ronahi Gazetesi de ona onur belgesi verdi.

Xelil Kalo, 15 Eylül 2015'te Dêrna Qulinga köyünde geçirdiği hastalık sonucunda yaşamını yitirdi.

(Bu haberdeki bilgiler Xelil Kalo’nun Şêx Seid serhildanıyla ilgili 2010’da yayımlanan yazılarından alındı.)

(ma)

ANHA