Savaşın olduğu her yerde kadınlar çözümün parçası olmalı- HÊVÎDAR XALID

Savaşın olduğu her yerde kadınlar çözümün parçası olmalı- HÊVÎDAR XALID
3 Nov 2023   06:55

Ortadoğu coğrafyası yüzlerce yıldır şiddetli bir savaşın ve kan deryasının ortasındadır. Devam eden savaş tarihte daha önce yaşanmamış büyük felaketlere, siyasi, ekonomik ve insani krizlere neden oluyor.

Ortaya çıkan savaşın nedeni, sırtını faize dayayan iktidar çatışmalarından kaynaklanmaktadır. Ancak son dönemde bu savaş başka bir yola girmiş durumda, yıkımların ve etkilerinin bölge halkı üzerinde izlerini bırakmış ve halkı içinden çıkılması zor bir duruma sokmuştur. Bölgede kaos derinleşiyor. Bu nedenle başta ABD, Rusya, Çin, Avrupa ülkeleri olmak üzere yerel ve uluslararası güçler arasında halkların davası üzerinde ticaret yapmak istiyor ve bölgedeki yerlerini genişletmek ve sağlamlaştırmak istiyor. Bu taraflar hedeflerine ulaşmak ve çıkarlarını korumak için mevcut durumdan yararlanıyor, ardından anlaşmalar ve pazarlıklar yapıyor. Bu güçler sorunlara çözüm bulmak, güvenlik, istikrar ve barışı sağlamak için sadece yalan sözler veriyor. Ama barış sürecinin uygulanması için verilen vaat ve anlaşmalar, tüm tarafların memnun olduğu demokrasi kurallarına dayanan çözümlere kulak vermiyorlar.

Çözülemeyen en önemli sorunlardan biri de Kürt-Filistin sorunudur. Her iki sorun da birbirine çok benziyor. Gazze artık yerel ve uluslararası tüm medyanın gündeminde. Gazze'deki mevcut durum konuyla ilgilenen siyasi güçler, ticari mantığıyla soruna yaklaşıyor. Halkın zaferi ve meşru hakları bombardıman ve hava saldırıları altında kalmış durumda. Onlarla ticaret yapanlar, savaşın durması ya da durdurulması için hiçbir şey yapmadan, sessiz kalmayı tercih ediyor. Sonuç olarak onurlu bir yaşam sürmek isteyen halklar, kendilerine karşı uygulanan ulus-devlet politikalarının kurbanı oluyor. Ayrıca kimlikleri, kültürleri, siyasetleri ve en temel hakları soykırım politikalarıyla bastırılıyor, komploların pençesine düşüyorlar. Bütün bunlar hukuka ve uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Bu savaşların en büyük mağdurları elbette kadınlardır. Kadınların sesi hala duyulmuyor ve ihtiyaçları göz ardı ediliyor. Yine bölgenin birçok ülkesinde kadınlar siyasi ve diplomatik karar alma mekanizmalarının merkezinde yer alıyor.

Savaştan en çok zarar görenler kadınlardır. Ancak tarihsel olarak da kadınlar önemli, hassas karar alma ve yasa yapma merkezlerinden, barış ile diyalog süreçlerinden, savaşın ardından sorunların çözümüne yönelik girişimlerden de uzaklaştırılmıştır. Kadının gücü, fikirleri, derin zekası, güçlü iradesi, her alanda elde ettiği başarılar inkar ediliyor. Ulus-devlet sisteminde en çok kadınlar katlediliyor ve onlara teslimiyet dayatılıyor.

Kadınların toplumda önemli bir rol oynuyor. Kadınlar ailenin güvenli bir yaşam sürmesi ve toplumsal güvenliğin sağlanması için yorulmadan çalışıyor. Kadınlar, toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlarda elde ettiği tarihi başarılarını tarihi güçlerinden alıyor. Aynı zamanda doğal toplum sisteminin gelişmesinde de temel rol oynamaktadır. Kadınların yaşamla güçlü ilişkilerinin olduğu ve kolay kolay birbirinden koparılmadığı biliniyor.

Kadınların iktidar savaşına katılmaması, kadınlara barışın sağlanması ve sorunların demokratik çözüm inisiyatifiyle çözülmesinde aktif rol oynamalarının önünü açıyor. Kadınlardan güçlü bir zihni çalışma yaparak korku duvarlarını kırmaları, ataerkil sisteme ve egemen güce karşı durmaları isteniyor. Ayrıca ciddi çalışmalar yapmaları, toplumsal bilinciyle sosyal, politik ve diplomatik sorumluluk ruhuyla hareket etmeleri ve feminist karakterde bir yaşamı inşa etmeleri isteniyor. Üstelik hegemonik erkek iktidarının sahte demokrasi ve özgürlük kisvesi altında yürütülen politikalara karşı ideolojik bir mücadele olmadan kadınlar istedikleri hedeflere ulaşılamaz.

Kadınlar, barış diyalog sürecinde yer alması ve savaşların sona erdirilmesi için yürütülen çalışmaların bir parçası olması gerekiyor. Savaşların sona erdirilmesinin bir parçası olmaları gerekiyor. Ama kadınların göz ardı edildiğini, çoğu zaman dışlandığını, görüşleri ve güçlerinin küçümsendiğini görüyoruz. Diyalog masasında kadınların da rolü olmalıdır. Tüm bunlarla birlikte zaman zaman alınan kararlar da kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını net bir şekilde etkiliyor. Kadınların barış sürecindeki ve halkın geleceğini belirlemedeki rolünün ve gücünün farkına varmanın zamanı geldi.

Demokratik çözümlerin geliştirilebilmesi için kadın özgürlüğünü temel alan net stratejiler oluşturulmalıdır. Yönetim yalnızca erkeklerin eline bırakılmamalı ve kararlar sadece erkekler tarafından alınmalıdır. Kadınlar doğası gereği çözümün sahibidir ve savaşların sona ermesinin aracılarıdır. 

Ortadoğu bölgesinde büyük güçlerin dünyayı kontrol etme savaşı var. Bundan dolayı bu bölgenin asıl halklarının bu savaşlara karşı birlik olması ve dış müdahalelere karşı mücadeleyi her alanda güçlendirmesi gerekiyor. Bölge halkı fitne çıkarma, mezhep ve etnik çatışmalarının yaratılması girişimlerine karşı çıkması gerekiyor. Herkes, başta kadınlar olmak üzere bu bölgede yürütülen vekalet savaşının bedelini verdiğini biliyor.

PKK Merkez Yürütme Komitesi üyesi Hêlîn Ümit, birkaç gün önce Medya Haber’in özel programında Kürt ve Filistin sorunları da dahil olmak üzere halkların sorunlarının temel çözümlerine dikkat çekti. Helin Ümit şöyle konuştu: “Önder Apo, ulus devleti değil, çözüm olarak demokratik ulus çözüm modelini ortaya koyuyor. Demokratik ulus projesi farklı bir ruh ve farklı bir felsefedir. Onun örgütlenme biçimi demokratik özerkliktir. Temelde Demokratik özerklik sayesinde insanlar özerkleşir, farklılıklarına göre iradelerini ifade ederler ve birbirlerini tanırlarsa birlikte yaşayabilirler.”

 Burada kadınların demokratik ulus felsefesi ve sisteminin hayata geçirilmesinde büyük eylemler ve büyük bir rol oynayabileceğini söylüyoruz, özellikle bölge bu sistemin kurulması için uygun zemine sahiptir. Bunun üzerine kadınlar, etnik ve mezhep savaşları ile milliyetçiliğe karşı birliği güçlendirmek için mücadeleyi büyütmelidir. Eğer bu sistem hayata geçerse, o zaman kadınların özgürlüğü ve devrimleri gerçek anlamda sağlanacaktır. Ulus-devletin halklar arasında düşmanlık yaratan kavram ve politikalarını yenmek için kadınların çok çalışması gerekiyor.

Hamas ile İsrail arasındaki savaş ile Dîfa el-Xerbiya ve Gazze'deki savaşın derinleşmesinden birkaç gün sonra Filistinli ve İsrailli kadınların "Kadınlar barış istiyor" şiarıyla bir inisiyatif kurmaları dikkatimi çekti.

Kuzey ve Doğu Suriye'de 8 kadın örgütü, BM ve bağlı kuruluşlardan Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgalinin durdurulmasını istedi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e mektup gönderen kadınlar, BM ve kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmesini ve işgalci Türk devletinin saldırılarına son vermesini istedi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in "Nerede bir çelişki (çatışma) varsa, kadın çözümün parçası olmalıdır" sözünü, kadınlar savaşların sonlandırılması ve barışın inşa süreçlerinde esas almalıdır. Demokratik kurallara göre örgütlenmeli, hedeflerine ulaşmak için birliklerini kurmalı ve ortak yaşam hedeflerine ulaşmalılar. 

(ma-df)