Savaş suçlusu Erdoğan Gazze için çağrı yapıyor: Bu ikiyüzlülüktür

İsrail-Hamas arasında devam eden savaş üzerinden İsrail’e yüklenen Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail ile ticaretini sürdürüyor. İsrail’e katliamcı diyerek tepki gösteren Erdoğan’ın talimatıyla bölgede yaptığı savaş suçu işliyor. Türk devleti ve Erdoğan’ın işlediği suçları görmezden gelip, İsrail’e tepki göstermesi ikiyüzlülüktür.

Savaş suçlusu Erdoğan Gazze için çağrı yapıyor: Bu ikiyüzlülüktür
3 Aralık 2023   06:22
HABER MERKEZİ
EHMED SEMÎR

Türkiye, Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk yapma rolünü almaması üzerine Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yetkililer, Arap ve İslam kamuoyunun dikkatini çekmek için Filistin’e sahip çıkıyormuş gibi davranıyor. 

Erdoğan, açıklamalarında "İsrail'in Gazze'de insanlığa karşı suç işlediğini" söylüyor. İşgalci Türk devletinin dışişleri bakanı, "İsrail'in Gazze'ye yönelik barbarca saldırıları savaş suçudur" diye açıklama yapıyor. Bu açıklamaların aksine Türk devleti ve ordusu, bölgede İsrail’in ötesinde insanlık suçu işliyor. İsrail’in Gazze’de nasıl bombardıman yapıyorsa Türk devleti de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bombardıman yapıyor. Siviller katlediliyor, sivil yerleşim yerleri bombalanıyor, insanlar yerinden ediliyor, bölgenin demografik yapısı değiştiriliyor.

ERDOĞAN ROL PEŞİNDİ

Hamas ile İsrail arasındaki savaşın başlamasıyla birlikte Türkiye kendisine rol kapmak için arabulucu olmak istedi. Ancak Erdoğan’ın önerilerini kimse dikkate almadı. Çünkü İsrail ve Batılı taraflara göre Türkiye dürüst bir arabulucu olmadığı gibi güvenilmezdir. Türkiye-Mısır-Körfez ülkeleri anlaşmasından sonra Hamas'a verilen destek azaldı.

Türk devleti, Arap ve İslami kamuoyunda dikkat çekmek ve Hamas'a bir kez daha iyi görünmek için basında İsrail'e saldırıyor. İsrail'e ve Batı'ya yönelik de girişimlerde bulunuyor. Gazze'nin geleceği konusunda yerel ve uluslararası alanda Türk devleti rol kapmak istiyor. Herhangi bir anlaşmada Hamas'ın destekçisi konumunda "2 Garantör Formülü"nü sundu.

TİCARİ İLİŞKİLER

Erdoğan’ın açıklamaları "timsah gözyaşları" olarak değerlendiriliyor. Erdoğan Türk yetkilileri İsrail’e karşı sert açıklamalarda bulunurken, diğer yandan ise ticari ilişkilerini aynı şekilde sürdürüyor. Topluma boykot çağrıları yapan Erdoğan, İsrail ile yapılan ticari anlaşmaların hiçbirini iptal etmedi ve her gün Türkiye-İsrail arasında onlarca gemi gidip-geliyor. Petrol, yakıt ve çelik kargo gemilerle İsrail limanlarına götürülüyor.

Çıkan haberlere göre, Ankara ile İsrail arasında ticaret 15 milyar dolara çıkarılmaya çalışılıyor. Ayrıca Türkiye'ye gelen İsrailli turist sayısı da 631 bini aştı. Yani geçen seneki turist sayısından 5 buçuk kat daha fazladır.

İsrail Ulaştırma Bakanlığı, 2022 yılında İsrail ile Türkiye'nin yeni bir anlaşmaya göre uçuşları genişleteceğini söyledi. 1951'den bu yana ilk kez böyle bir anlaşma yapıldı.

Son birkaç ayda iki ülke arasında birçok anlaşmaya yapıldı. Bunlardan en önemlisi, İsrail gazının Yunanistan ve Kıbrıs'tan geçen "Estmed" hattı yerine Türkiye üzerinden taşınması yönündeki anlaşmadır. Ayrıca Türkiye ve İsrail, Akdeniz'de gaz arama konusunda birçok anlaşma imzaladı.

SAVAŞ SUÇLUSU GAZZE İÇİN ÇAĞRI YAPIYOR

Erdoğan ve iktidarı Gazze'deki savaş suçlarının durdurulması gerektiğini söylerken, Erdoğan’ın talimatıyla Suriye'de ve birçok bölgede savaş suçu işleniyor.

Türk devleti, Bakurê Kürdistan'da haklarını arayan Kürtlere savaş ilan etti. Türk ordusu hava ve kara saldırılarıyla Sur, Colemêrg, Şirnex, Cizîr, Nizêbîn, Xezex, Dêrik, Gever, Gimgim, Farqin ve birçok yer yerle bir edildi.

Türk devletinin bu saldırılarından en az 1 milyon 809 bin kişi etkilendi. Yıkım nedeniyle en az 500 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Ağır silahlarla yapılan bombardıman sonucu Sur'un tarihi yerleri yerle bir edildi. Sur’da yıllar süren sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Kürtlere, Ermenilere, Suryanilere ve daha birçok azınlığa ait tarihi yerler yerle bir edildi.

Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği'nin raporuna göre, aralarında cami, kilise ve okulların da bulunduğu 3 bin 569 bina yıkıldı.

Türk ordusu Şirnex’in yüzde 70'ini yerle bir etti. Mahallelerinden 7'si tamamen yıkıldı. 2016 baharına kadar devam eden saldırı sonucunda 500 binden fazla Kürt evsiz kaldı.

BM İnsan Hakları Ofisi, Mart 2017'de yayımladığı rapora göre, Nisêbin ilçesi yerle bir edildi.

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) verilerine göre, 594 sivil şehit oldu, 437 sivil de yaralandı. Bunların arasında yaşı 18'in altında olan 45 çocuk bulunuyordu. HDP'nin raporlarına göre ise, 12 ayda 700'e yakın sivilin şehit düştüğünü doğruladı.

İşgalci Türk ordusu, sadece Bakurê Kurdistan'da değil, 20 Ocak 2018'de çeteleriyle birlikte Efrîn’e de saldırdı ve 18 Mart’ta Efrin’i işgal etti. Saldırılar sonucunda 350 binden fazla kişi yerinden edildi.

Efrîn-Suriye İnsan Hakları Örgütü'nün verilerine göre, işgalci Türk devleti, Efrîn'deki 5 yıllık işgalinde 8 bin 334 civarında yurttaşı kaçırdı. Aralarında 430'dan fazla kadın ve 153 çocuk var. Ayrıca 95'i onlarca çocuk olmak üzere 690 yurttaşı da katletti.

Açıklanan raporlara göre, işgalci Türk devleti 9 Ekim 2019'da Serêkaniyê ve Girê Spî'yi işgal etti. 4 yıllık işgalde 5'i kadın 59 sivil şehit oldu. Ayrıca 592 kişi tutuklandı. Bunlardan 73'ü kadın, 53'ü çocuktu.

Aynı dernek 163 kişinin tutuklanarak kaybedildiğini ortaya çıkardı. Aileleri hâlâ onlar hakkında hiçbir şey bilmiyor. İşgalci Türk çetelerinin Girê Spî ve Serêkaniyê'deki gözaltı merkezlerinde 492 kişiye işkence yapıldı. Bunlardan en az 6'sı işkence altında öldürüldü.

Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde en az 79 patlama meydana geldi. Patlamalarda en az 146 sivil katledildi, 300'den fazla kişi de yaralandı. Çatışma ve çetelerin saldırıları sonucunda en az 5 sivil yaşamını yitirdi, 36'dan fazla sivil de yaralandı.

Bölgenin demografisi değiştirildi. En az 300 bin kişi yerinden edildi, yerinden edilenlerin yerine DAIŞ çetelerin aileleri yerleştirildi.

Türk devleti saldırılarında beyaz fosfor gibi yasaklı silahlar kullandı.

Uluslararası Af Örgütü, 2019 yılında Türk devlet ordusunun ve çetelerinin Suriye'de savaş suçu işlediğine dair delillerin bulunduğunu belirtmişti. 2020'de BM uzmanları, Ankara'nın Kuzey ve Doğu Suriye’de işlenen savaş suçlarından "cezai sorumlulukla" karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Erdoğan ve hükümet yetkilileri Gazze'deki hastanelere yapılan saldırıları kınarken, güçleri Kuzey ve Doğu Suriye'de bölgenin altyapısını, camileri, kiliseleri, okulları ve sağlık merkezlerini bombalayıp, yok ediyordu. Türk devleti, 19 Kasım 2022'de Kobanê'deki Corona Hastanesi’ni yerle bir etti. Dêrik ilçesine bağlı Girê Fira köyündeki Corona Hastanesi de Türk savaş uçaklarının saldırıları sonucunda yerle bir oldu.

Özerk Yönetim, 18 Ekim'de düzenlediği basın toplantısında, 5-9 Kasım 2023 tarihleri ​​arasında Dêrik'ten Şehba'ya kadar 104 stratejik merkez bombalandı. Yakıt, elektrik, su gibi merkezlerinde büyük zarar oluştu. 580 hava ve kara saldırısı yapıldı.

(ma)

ANHA