Rojava Kültür Sanat Festival’inde demografik değişim konulu seminer

Fırat Araştırma Merkezi üyesi Welîd Çolî’nin moderatörlüğündeki seminere, Mağdurlarla Dayanışma Örgütü Koordinatörü Orhan Kemal, Leylûn Mağdurlar Derneği’nden Zîlan Elî, Pêl Örgütünden Welîd Bekir ile Fırat Araştırma Merkezi üyesi Fadil Dawûd katıldı. 

Demografik değişim tanımına değinen Fadil Dawûd, demografik değişim politikalarının işgal edilen bölgelerde yaşayan insanların zorla yerlerinden edilmesine, göçe zorlanmasına ve hatta soykırıma yol açtığına dikkat çekti.

Bu politikaların insan haklarını ve uluslararası hukukunu ihlal ettiğini belirten Zîlan Elî ise, 2018’de Türk devleti ve çeteleri tarafından işgal edilen Efrîn bölgesinde binlerce halkın yerinden tehcir edildiğini, kalan diğer yüzde 25 halkın ise insanlık dışı (katletme, kaçırılma, şantaj, vb.) suçlarla karşı karşıya kaldığını kaydetti.

Newroz gecesi gerçekleşen katliamda aynı aileden dört kişinin öldürülmesi konusunda Zilan, katledilenlerin yakınlarıyla iletişim halinde olduklarını ve ailenin işgalciler tarafından şantaja maruz kaldığını belirtti.

35 SÖMÜRGE EVİ İNŞA ETME PROJESİ

Elde edilen verilere göre, sadece Efrîn bölgesinde 35’e yakın sömürge evi inşa etme projesinin yürürlüğe girdiğini söyleyen Zilan, “Eyadî Beydaa Derneği bu projeleri inşa ediyor, BM’de destek veriyor. Camiler bile Êzîdi halkının bulunduğu alanlarda yapılıyor. Okullarda Türkleştirme politikası yürütülüyor. Onun ötesinde Efrîn’e geçmek isteyen yurttaşlar da yakalanma, soruşturma ve işkenceyle karşı karşıya kalıyor” dedi.

Türk devleti ve çeteleri tarafından 2019 yılında işgal edilen Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde yaşanan insanlık dışı suçlar, Orhan Kemal tarafından bir kez daha gündeme taşındı. Kemal, Türk devleti ve çetelerin yurttaşlara ait 5 bin 625’i aşkın bina/evlere ve bir milyon dönümden fazla araziye el koyduğunu belirtti ve bu çetelerin işgalin başından bu yana 592 kişiyi tutukladığını ve 90'dan fazla kişiyi kaçırdığını ifade etti.

Serêkaniyê bölgesinde sadece 48 Kürt yurttaşın kaldığını vurgulayan Orhan Kemal, “söz konusu bölgedeki 25 Ermen ailesinden sadece bir kişi kaldı. Êzidîlerden ise hiç kimse yok. Suriye'nin diğer bölgelerinden 12 bin 800'den fazla çete ailesi ile diğer aileler buralara yerleştirildi. Bu bölgede 72 DAIŞ 72 ailesi kalıyor” dedi.

Orhan Kemal, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde yaşayan halkın işkence ve baskılara maruz kaldığını belirterek, bu baskılarla halkın sindirilmeye çalışıldığının altını çizdi. Ayrıca şehrin iç ve dış bölgelerinde ise Türk devletinin işgalci sembollerinin asıldığını ifade etti.

Welîd Bekir de, söz konusu bölgeler dışında Türk devleti ve çetelerinin işgali altındaki Bab ve Cerablus alanlarında da demografik değişim politikalarının yürürlükte olduğunun hatırlatmasında bulundu.

İşgal bölgelerindeki ürün hırsızlığına değinen katılımcılar da, bölge halkının işgal edilen bölgelerin özgürleştirileceğinin ve topraklarına dönme umudunun olduğunu dile getirdi.

(rd)

ANHA