Mücadele yolunu aydınlatan kıvılcım: Viyan Soran - Hêvîdar Xalid

Mücadele yolunu aydınlatan kıvılcım: Viyan Soran - Hêvîdar Xalid
1 Feb 2024   04:54

 Ülkesi Kürdistan'ın yüksek dağların koynundaki dağ yollarında geziyordu. Kürt savaşçı ve Başûrê Kürdistan kızı, özgürlüğün bedelinin pahalı olduğunu, mücadele, direniş ve fedakarlık gerektirdiğini biliyordu. Viyan Soran (Leyla Wali Huseyîn), arkadaşları arasında herkese cana yakın ve neşeli ruhuyla tanınıyordu. Güzel ve incelik sahibi biriydi. En zor zamanlarda bile yüzünde daima sakin ve masum bir gülümseme vardı. Aynı zamanda ciddiydi ve yerinde seçtiği kelimelerle yaptığı konuşmalarda kimsenin sıkılmadığı basit kelimelerle yaşananları aktarıyordu.

Viyan'ın yönetime ve inisiyatif bir ruhu vardı. Her zaman partisini ve Önderliğini her yerde temsil etmeye çalıştı. Konuşmaları etkiliydi, herkes onu etkileyici sesiyle huzur içinde dinlerdi.

Başûrê Kürdistan’ın Slêmanî kentinde 1981’de dünyaya gelen Viyan Soran, bölgenin en büyük aşiretlerinden biri olan Caf aşiretindendi. 1997 yılında Kürt Özgürlük Hareketi'ne katılan Viyan Soran, kendisini geri götürmek isteyen ailesine, "Asla sizinle geri gelmeyeceğim. Ben özgür olacağım yere gidiyorum" diyerek gerilla saflarına katıldı. Henüz 1 yıldır gerillada olan Viyan Soran, yaşanan birçok zorluğa rağmen kısa sürede YJA Star komutanı olur. Kadın özgürlük çizgisinde ısrarlı ve kararlı bir şekilde mücadele eden Viyan Soran, bilinçli duruşuyla tüm kadınlara öncü oldu.

Küçük olmasına rağmen güçlü bir iradesi vardı, hedefleri ve umutları netti. Toplumda sıradan bir hayat gibi yaşamak istemiyordu, yaşam tarzı, duruşu, konuşması farklıydı. Sürekli arayış ve mücadele içindeydi, yorulmadan, kesintisiz, dürüstlük ve sadakatle çalıştı. Mücadelesi engellerle ve güzel anlarla dolu bir yolculuktu. Hayatının her saniyesinde yüksek bir anlam ve hakikat vardı. Mücadele dolu bir tarih, fedakarlık ve başarılarla dolu bir geçmişi vardı. Ondan bahsediyoruz ama onu anlatmaya kelimeler yetiyor. Ne kadar söylesek de onun hakkını veremeyiz, onun önde gelen özelliklerini ve öncü yönlerini ifade edemeyiz. Gittiği her yere mutluluk, başarıyı götürür, o yerin ruhunu canlandırırdı. Govend (Halay) etmeyi çok seviyordu. Özellikle de ateşin etrafında govend etmeyi seviyordu. Eşsiz bir özgürlük ve mutluluk gördüğü için çok seviyordu. Kendini özgür hissettiği ve ona en yakın olduğu için kadınları her zaman govende davet ediyordu. Viyan Soran’la govend oynamak çok güzel ve anlamlıydı.

Başûrê Kürdistan'ın Heftenin bölgesinde 2 Şubat 2006'nin soğuk kış gecelerinden birinde Viyan Soran, Önder Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplo ve PKK'ye yönelik tasfiye planlarına karşı bedenini ateşe verdi. Bu eylemiyle, komplolardan habersiz olanları, partiyi ve Önder Abdullah Öcalan'ın mücadelesini Kürt halkının ve insanlığın düşmanlarının eliyle yok etmek isteyenleri uyandırmak istedi. Viyan Soran, eylemiyle ilgili etkili bir mektubu bırakarak, birçok önemli olaya değindi. Viyan, egemen güçlerin karanlığına, özgür kadının iradesine ve direnen Kürt halkının iradesine karşı yürütülen özel savaş politikalarına karşı yürüyen halka ışık oldu. Karanlığın ve adaletsizliğin tanrısına karşı, hakikat ateşinin tanrıçası oldu.

Viyan Soran mektubunda, “Kürt halkı ve Kürt kadınları olarak Başkan Apo’nun özgürlüğü için ‘Başkan Apo’suz yaşam olmaz’ şiarı ile adım atmalı ve bu gerçeği bu slogan olmaktan çıkartılmalıdır. Bu nedenle her günümüz 15 Şubat 1999’daki gibi cesaretli ve anlamlı geçmeli, ama bilinçli ve örgütlenmiş olmalıdır. Çünkü gerçekten de 15 Şubat 1999’da Kürt halkının serhıldanları çok sıcaktı ve Kürt insanı şunu ispatladı ki Reber Apo onları için vazgeçilmez bir gerçek, savaş ve barışın temel gerekçesidir. O yılın iradesinin Başkan Apo’ya yönelik komploya karşı bir kez daha yüreğimizde kendini yenileyeceğine, Önder Apo’nun koşullarını düzeltmede ciddi gelişmeler yaratacağına, çok yakın bir zamanda Önder Apo’nun özgürlüğünün zeminini garantileyeceğine inanıyorum. Çünkü 15 Şubat 1999’da ki direniş ruhu tüm dünyayı sarsmıştır. Bu nedenle dünyanın dört bir yanındaki Kürtleri bu yılın 15 Şubatını da özgürlük mücadelesinin bir başlangıcı haline getirmeye çağırıyorum.

İç ve dıştaki komplolara karşı ateşten bir çember yaparak buz tutmuş yürek, beyin ve vicdanları eritmek için kadın hareketinin 1996-98 yıllarındaki gibi militanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yani sahte dostluğa ve yetersiz yoldaşlığa karşı yaşamda ve eylemde Zilan, Sema ve Serdar gibi cevap olmak gerekir” diyordu.

Şehit Viyan'ın fedakar eylemi artık bir vicdan devrimine dönüşmüş ve Kürt halkına yönelik soykırım politikalarına karşı Kürdistan'da mücadele ve direnişinde yeni bir sayfa açtı. Viyan, eylemiyle herkesi, kadınları ve Kürt halkını Önder Abdullah Öcalan'a sahip çıkmaya ve tecrit politikasını kırmaya çağırdı. Arkadaşları, komutan Viyan'ın, Önder Abdullah Öcalan'ın "Başûrê Kürdistan devrimi kadın devrimidir" sözünü yerine getirmek istediğini söyledi. Eylemi bu nedenle yaptı.

Evet doğrudur. Viyan da Mihmet Halît Oral, Serdar Arî, Rojbîn Amanos, Müslüm Doğan, Evrîm Demîr, Aytan Becet, Ümît Acar, Zülküf Gezen ve Cîhad Dêrik gibi pek çok arkadaş gibi şehitler kervanına katıldı. Şehitler uluslararası komploya karşı Önder Abdullah Öcalan etrafında ateş çemberi oluşturdu.

Viyan Soran, Kürt halkının Öndersiz, ideolojisiz, hatta iradesiz yaşamasına yönelik politikalara karşı bedenini ateşe verdi. Bu eylemiyle Önder Abdullah Öcalan'a yönelik inkar ve soykırım politikalarına darbe indirmiş, İmralı’da bugüne kadar büyük ve eşsiz bir direnişe öncülük eden Önder Abdullah Öcalan'la güçlü bağının hangi düzeyde olduğunu göstermiştir. Önder Abdullah Öcalan, varlığını hegemonik kapitalist modernite güçlerine karşı bir özgürlük ve direniş yolu haline getirdi. Viyan da o özgür yolda başarıyla mücadele etti. Viyan’ın şahadetinin üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Onun fedakarlığını savaşarak ve direnerek hatırlıyoruz. O ve arkadaşları her zaman yüreğimizde yaşayacak.

Evet doğru, Viyan eylemiyle direniş ruhunu her zamankinden daha güçlü kıldı, Başûrê Kürdistan'dan onlarca Kürt kızı mücadeleye katılarak köleliğe karşı özgürlük bayrağını yükseltti ve kendilerine Viyan Soran adını verdi, onun yolundan gittiler. Viyan yaşayan bir sembol, cesaret ve gururun örneğidir. Onun anısını hep birlikte canlı tutacak mücadelesini tarihin sayfalarına altın harflerle yazmalıyız. Ruhunun güzelliği ve mücadelesiyle Kürdistan yollarında büyük iz bıraktı. Gecenin karanlığını aydınlatan, herkesin kalbindeki sıcaklığı ve güveni yeniden canlandıran ışık oldu. Her yıl seni anıyoruz. Her anışta derinliklerimizde direniş ruhunu canlanıyor. Bedenindeki ateş kıvılcımlarının yarattığı ışık ardındaki yolumuzu aydınlatıyor.

(ma)

ANHA