KJK: Dil insan varlığının simgesidir
Dünya Anadil Günü dolayısıyla hayatın her alanında “Kürtçe düşünmeye, Kürtçe konuşmaya ve varlığını Kürtçe ifade etmeye” çağıran KJK Eğitim Komitesi, “Anadilde konuşmak, öğrenmek ve geliştirmek en doğal ve anlamlı çalışmadır. Dil, insanın varlığının, kökeninin ve kimliğinin simgesidir” dedi.
KJK Eğitim Komitesi “Anadil halkların kimliğidir” başlıklı açıklamada, Dünya Anadil Günü’nün ilan edilmesinden 25 yıl sonra halen bazı devletlerin dilleri yasakladığına dikkat çekti.
KJK Eğitim Komitesi’nin açıklaması şöyle: “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 21 Şubat'ı Dünya Ana Dil Günü olarak ilan etti. Bu kararın üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen birçok tarihi-toplumsal dil hala bazı BM üyesi ülkeler tarafından yasaklanmaya devam ediyor.
Öncelikle Türk devleti, Türkiye sınırları içerisinde 100 yıldır özellikle Kürtlere, Suriyelilere, Ermenilere vb. karşı soykırım ve asimilasyon politikası yürütmektedir. Türkiye gibi bir devletin tekçi anlayışıyla halkların dilini yasaklama ve soykırım siyaseti karşısında sessiz kalmak UNESCO adına utanç vericidir, BM adına kararların ihlalidir.
Bugün de Türkiye, Suriye ve İran ulus devletlerinin Kürt halkının varlığını resmen kabul etmediği açıktır. Sayısı 40 milyonu aşan Kürt halkı yıllardır hak ve özgürlükleri temelinde ulusal mücadele ediyor. Belki devlet güçleri halkımızın varlığını tanımıyor olabilir ama Araplar, Türkler, Farslar, Almanlar, İngilizler, Fransızlar, Katalanlar, Hollandalılar vb. gibi çok sayıda halk bileşeni sadece Kürt halkının varlığını tanımakla kalmıyor, aynı zamanda halkımızın özgürlük davasında da büyük destek veriyorlar.
Hem Medya Savunma Alanları’nda Türk devletinin işgalciliğine karşı Kurdistan özgürlük gerillası ile omuz omza veren enternasyonalist kadın ve gençler şahsında, hem de 17 Şubat Köln yürüyüşüne kadınların, gençler, çok sayıda aydın-siyasetçi ve demokratik halk bileşenlerinin etkileyici katılımı Önder APO şahsında Kürt halkının iradesini tanımanın startını verdi.
Bunun için halkımızın her zamankinden daha fazla çalışmalarına inanması ve Demokratik Ulus inşa etme temelinde mücadele etmesi gerekiyor. Yani halkımız anadilde eğitim konusunda hiçbir ulus devlete bel bağlamamalı, asıl umut halkın dayanışması ve toplumsal desteğidir. Bu artık adım adım gerçekleşiyor.
Demokratik Ulus’un temel ilkesi olarak kültür ve dil eğitimini her koşulda toplumsal olanaklarla gerçekleştirmek en onurlu çalışmadır. Bu anlamda ister Kurdistan'ın dört parçasında ister Ş. Rüstem kampında ve yurt dışında dil öğretmenlerinin ve emekçilerinin özveri ve tutkuyla yaptıkları çalışmalar toplumsal takdire değerdir. Bu gösteriyor ki, öncelikle Kürt toplumunun kendisini halk olarak tanıması ve ayağa kalkması gerekiyor. Toplumumuzdaki öğretmen ve emekçilerin kısıtlı imkanlar ve zor şartlarda açtığı okullara ilişkin, bazı çevreler bilerek veya bilmeyerek ‘Kürtçe eğitim resmidir, resmi değildir’ gibi karşıt propagandalar yapıyorlar. Devletin baskı politikasına hizmet eden bu umutsuz yaklaşımlara karşı halkımızın, öncelikle kadınların ve annelerin gerekli duruşu sergilemesi gerekiyor. Bunun için çocuklarını (Kürtçe) okullara daha fazla yöneltmeliler.
Anadilde konuşmak, öğrenmek ve geliştirmek en doğal ve anlamlı çalışmadır. Dil, insanın varlığının, kökeninin ve kimliğinin simgesidir. Bir insan dilini kaybederse aslını da kaybeder. Bir insanın asil olabilmesi için birinci şart dili ile gurur duymasıdır. Uluslararası Ana Dil Günü münasebetiyle, dört parça Kurdistan'da ve yurt dışında dilini korumak ve sahiplenmek için çeşitli faaliyetlerde bulunan gençleri, çocukları, yurtseverlik duygusuna sahip herkesi selamlıyoruz, değerli tutumlarını kutluyoruz.
Aynı şekilde onur ve haysiyet sahibi her Kürd'ü kurumlar, öğretmenler ve anadil emekçilerinin etrafında toplanmaya, hayatın her aşamasında Kürtçe düşünmeye, Kürtçe konuşmaya ve varlığını Kürtçe ifade etmeye çağırıyoruz.”