Kadar Pîrê: Kürt davası çözülmeden istikrar sağlanamaz 

Türk devletinin Kürtlerle savaşmak için ortak aradığına dikkat çeken Kadar Pîrê, Bağdat ve Hewlêr’i Türk devletinin Irak topraklarını kendine ait gördüğü konusunda uyarırken, Kürt sorunun çözümü için de Önder Abdullah Öcalan ile diyalog kurulması gerektiğini söyledi.

Kadar Pîrê: Kürt davası çözülmeden istikrar sağlanamaz 
29 Apr 2024   03:10
HABER MERKEZİ
YEHYA EL HEBÎB

İşgalci Türk devleti son dönemde Irak sahasındaki faaliyetlerini artırdı. İşgalci Türk devletinin Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat yetkililerinin Bağdat ve Hewlêr ziyaretlerinin ardından Türk devletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Irak ve Hewlêr’i ziyaret etti. 

İşgalci Türk devletinin Irak’ı ziyaret etmesiyle eş zamanlı olarak Başûrê Kurdistan ve Medya Savunma Alanları’na bir kez daha saldırılar düzenlendi. Bununla birlikte Irak, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), “Kalkınma Yolu” projesini tamamlamak için çok sayıda anlaşma imzaladı.

 ‘KÜRTLERLE SAVAŞMAK VE EKONOMİYİ KURTARMAK İÇİN ORTAK ARAYIŞI’

Konuya ilişkin ajansımıza konuşan Sınır Tanımayan Kürtler Örgütü Başkanı Kadar Piri, “Devletlerin birbirini ziyaret etmesi ve ülkeler arası ilişkilerin geliştirilmek istenmesi normaldir. Ancak sıra dışı olan ise bu ziyaretin 13 yıl sonra gerçekleşmiş olmasıdır. Bu dönemde Türk ordusu Irak topraklarında serbestçe hareket ediyor ve uçakları Iraklı Kürt ve Arap yurttaşları hedef alarak katledebiliyor. Türk yetkililer yaptıkları açıklamalarda Irak’ın egemenliğine saygı duymuyor ve Irak’ın payı olan suyu kesecek düzeye ulaştı. Tabi bundan önce Suriye’nin payı olan sudan da kesin yapılmıştı. Ancak bütün bunlar uluslararası yasaların ihlalidir. Ancak iki taraf arasında imzalanan anlaşmaların su ve petrole ilişkin olduğu ve süresinin 10 yıla kadar olduğu duyuruldu” dedi.

Pîrê’ye göre, Erdoğan’ın iddia ettiği gibi Irak ziyaretinin ana konusunu ülkenin ulusal güvenliği, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile nasıl mücadele edileceği ve Kürt sorununun Türkiye’de çözülmesinin nasıl engelleneceği oluşturuyor. Bu nedenle yurtdışındaki diplomatik faaliyetlerini artırmak istiyor.

Pîrê: “Erdoğan’ın taviz vermesi, Bağdat ve Hewlêr’e gitmesinin nedeni ülkesinde ekonominin çökmesidir. Bu başta Erdoğan olmak üzere Türk politikası ve yetkilileri için diplomatik bir başarısızlıktır. Bugün bir şey söylüyorlar, yarın başka bir şey yapıyorlar, olumlu ya da olumsuz, Bu ziyaretin en önemli noktası, daha önce Kürtlere, PKK’ye ve gerillaya karşı yenilmiş olan Erdoğan’ın mücadele için yeni ortaklar bulmaya çalışmasıdır.”

BÖLGE GÜÇLERİ ARASINDA DERİNLEŞEN ÇATIŞMALAR

Ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Pîrê, “Türkçesine göre ziyaretin olumlu bir sonucu olmadığına eminim. Ekonomi ve su anlaşmalarına elbette kimse karşı çıkmıyor. Ancak bu anlaşmaların bölge halklarının çıkarına olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Erdoğan, Kürtlerle savaşmak için müttefiklerin işini görecek. Hewlêr ve Bağdat, Erdoğan olumlu hiçbir yanıt vermedi. Çünkü Irak’ın durumu gözler önündedir. Irak devleti, kendisini uzak noktalara sıkıştırdığı için PKK savaşına izin vermez. Irak ordusu güçlü olduğu dönemlerde bile o bölgelere ulaşamıyordu, şimdi mezhep, dış devletlere bağlı milis bir orduyla bunu yapamaz” diye belirtti.

“PKK’ye karşı Türkiye ve İran’ın bir anlaşması var mı?” sorusunun öne çıktığını belirten Pîrê sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana göre şimdiye kadar böyle bir şey olmadı. Çünkü İran da PKK’ye karşı savaşmayı reddediyor. Ancak Türkiye ve İran arasında bir çatışma var. Özellikle Suriye’de. Türkiye’de Astana ve Soçi görüşmelerinde verdiği sözleri yerine getirmedi. İran Türkiye’yi böyle suçluyor. Ayrıca inanç konusunda da aralarında çatışma var, çünkü her iki tarafta Müslümanlara öncülük ettiğini iddia ediyor. Bir Şii’dir diğeri ise Süni’dir.”

Pîrê sözlerini şöyle sürdürdü: “Stratejik düzeyde de anlaşmalar var. Kürtler konusunda hep anlaşıyorlar. Ancak ikisinin iç şartları farklı. Bugün PKK ile savaşamıyorlar çünkü PKK güçlü ve sadece Kürdistan’da değil tüm dünyada güçlüdür. Her yerde dostları ve diplomatları var ve faaliyet halindeler. Sadece Kürdistan'da ama dünyanın her yerinde dostları, diplomatları var. Son 10 yılda Kürtlerin sesinin duyurulması açısında diplomatik ve siyasi çözümler getirildi. İki taraf anlaşamıyor ve  hatta PKK ile mücadele edemiyor."

HEWLÊR TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINDAN UZAK DEĞİL

Kürtlerin durumunu değerlendiren Kadar Pîrê, “Derin çatışmalar var. Ancak sonuç olarak PKK’nin yok edilmesinden sonra Türk devletinin daha fazla Başûrê Kurdistan’a müdahale edeceğini biliyorlar. Türkler açıkça buranın Türkmenistan ve Türkiye toprağı olduğunu söylüyor. Referandumda, Türkmenler Barzani’ye aşiret başı dedi. Yani Başûrê Kurdistan ve Mesûd Barzanî’yi küçük düşürdüler. Bu söylem hala Başûrê Kürdistan’daki Kürtlerin hafızasında canlı ve kolayca unutulacak gibi değil. Ancak Erdoğan’ın Hewlêr ziyaretinde bunu tekrarladılar” hatırlatmasında bulundu.

Hewlêr Kalesi’nde Türk bayrağının yansıtılması ve Türk gazetelerinin bu konudaki açıklamalarına dikkat çeken Pîrê, Türk devletinin Başûrê Kurdistan hükümetine yaptığı baskı ve dış politikasındaki hatalara ilişkin bir açıklama yapılmadığını belirterek, “Türk devleti, Başûr’un ekonomisini kontrol ediyor. Bu büyük bir felakettir. Bundan sonra dikkatli olmaları ve ekonomik özgürlüğe sahip olmaları gerekiyor” uyarısında bulundu.

Pîrê devamında; “Türklerin elinde gelseydi yer yüzünde bir tane Kürt bırakmazlardı. Tehditleri sadece PKK ya da gerillaya yönelik değil Başûrê Kürdistan hükümetine de yöneliktir. Şengal’e ulaşıp, Başûr ile Kuzey ve Doğu Suriye-Rojavayê Kurdistan arasındaki yolu kesmeleri Türklerin hayalidir. Kuzey ve Doğu Suriye’deki tek ekonomik koridoru kapatmak istiyorlar. Çünkü diğer resmi kapılar kapalıdır. Türklerin hayali ve hedefi Şengal’e ulaşmalarıdır. Bir deyimde denildiği gibi bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. O koridoru kontrol etmek için Suriy ve Irak arasındaki yolu kapatmak istiyor. Bu yolu Irak’tan geçirecek ancak Başûrê Kurdistan buradan faydalanmasın diye oradan geçirmiyor” değerlendirmesinde bulundu. 

“Türk devleti, Musul’a, oradan tüm Irak ve Körfez ülkelerine ulaşıp, ardından bu koridoru Avrupa’ya ulaştıracak projeyi hayata geçirmek istiyor” diyen Pîrê, “Bu proje Irak, Türkiye, Katar ve BAE’nin onayıyla gerçekleşecek. Bu proje ikincisidir, ilki Suudi Arabistan’dan Akdeniz barış anlaşmaları kapsamında Avrupa’ya ulaşan projedir. Ancak Gazze savaşı nedeniyle tamamlanamadı. Bana göre Türkiye’nin bu projesi başarılı olamaz, çünkü bunun gerçekleşmesi için yıllar alacak. Ayrıca Türk devleti iç politikasını değiştirmesi gerekiyor, çünkü bu yol ister Başûr olsun, ister Rojava isterse Bakûrê Kurdistan olan Kürdistan coğrafyasından geçecektir. Eğer Kürt davasını bir çözüm bulunmazsa bu proje başarılı olamaz. Aynı zamanda Arap-İsrail barışına da ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.  

‘ÇÖZÜM ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN İLE DİYALOGTAN GEÇİYOR’

Irak ve Hewlêr’e çağrıda bulunan Kadar Pîrê, Türk devletinin her ikisinin de egemenliğine saygı duymadığını, Irak hava sahasını ihlal ettiğini, Kürt ve Arap yurttaşları katlettiğini belirterek, “Türkiye, PKK'ye karşı mücadelede Kürtlerin ve Arapların desteğini istiyor. Önce PKK'yi yok etmek, sonra Irak yönetimini, özellikle de Başûrê Kürdistan yönetimini yenmek istiyor. Çünkü Türk devleti Başûr’u kendine bağımlı bir vilayet olarak görüyor. Türkiye'nin bütçesinde tüm Başûrê Kurdistan’I kapsaman Musul’a ait bir bütçesi var” dedi.

Pîrê konuşmasını, “PKK ve gerilla öncelikle kendilerini savunuyorlar doğrudur ancak sonuçta Irak’ı da koruyorlar. İşgalci Türk devletinin plan ve politikalarını boşa çıkarmak için Başûrê Kürdistan'ın korunması ya da Irak'ın egemenliği ilk güçlü noktadır. Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü için Türkiye'nin Önder Abdullah Öcalan'la diyalog başlatması gerekmektedir. Kürt meselesine adil bir çözüm bulunmalı ki, Erdoğan’ın terör gündemine harcanan ülke kaynaklarından yurttaşlar faydalansın” sözleriyle bitirdi.

 (df)

ANHA