Arap aydınlar: Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleri Filistin davasını çözebilir

Arap aydın ve yazarlar, Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle Filistin davasının çözülebileceğini belirterek Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim modelini örnek olarak gösterdi.

Arap aydınlar: Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleri Filistin davasını çözebilir
22 Jul 2024   10:07
HABER MERKEZİ

Önder Abdullah Öcalan’a Özgürlük için Arap İnisiyatifi, Önder Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi işbirliğiyle Filistin davası, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve çözüm yollarına ilişkin bir çalıştay düzenledi. 

Zoom üzerinde ve 2 oturum şeklinde düzenlenen çalıştaya Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin ve Lübnan’dan Kürt ve Arap çok sayıda aydın, yazar ve siyasetçi katıldı.

Birinci oturumda Filistin davasının kökeni ve buna bağlı sorunlar, ikinci oturumda ise çözüm yolları tartışıldı ve öneriler sunuldu.

Birinci oturumu yöneten Mısırlı yazar ve gazeteci Îlham Milîcî, Mısırlı aydın ve gazeteciler tarafından kurulan Önder Abdullah Öcalan’a Özgürlük İçin Arap İnisiyatifi’nin kısa tarihini anlattı. Milîcî, inisiyatif üyelerinin Önder Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinin haklılığı konusunda hemfikir olduğunu söyledi.

 ‘117 BİN ŞEHİT VE YARALI’

Milîcî, daha sonra Arap-İsraîl savaşlarının önemli süreçlerini anlatarak, “Theodor Herzl öncülüğündeki Siyonist hareketin başlangıcından ve yaklaşık 8 aydır devam eden son saldırıya kadar 117 bin kişi şehit düştü ve yaralandı. Ayrıca on binlerce kişi ise kayıp” hatırlatmasında bulundu.

‘BÜYÜK GÜÇLERİN ÇIKARLARI’

Ardından konuşma yapan Mısır Sosyalist Partisi Genel Sekreteri ve Mühendis Behaudîn Şaban, Siyonist projeye ve İsrail-Filistin çatışmasına dikkat çekti. Şaban, İsraillilere yönelik düşmanlığın 19. yüzyılın sonunda Avrupa’da ortaya çıktığını ve Siyonist hareketin kurulmasına zenin hazırladığına, ancak bu hareketin kurulmasının gizli bir nedeninin ise büyük güçlerin çıkarları olduğunu ifade etti.

Şaban, 1905-1907 yılları arasında düzenlenen Campbell-Bennerman Konferansı'nda asıl amacın bölge ve dünyadaki baskıcı güçlerin çıkarlarını güvence altına almak olduğunu söyledi. Şaban, o dönemde küçük bir devlet kurularak baskıcı devletlerin hakimiyetini sürdürmeye yönelik bir planın imzalandığını belirtti.

SİYASETÇİLERİN VE KİMLİK SORUNU

 Suriye Değişim (Reform) Hareketi Yürütme Kurulu üyesi Prof Emced Osman ise, Filistin davasının bölgedeki Arap siyasetçilerin görüşlerine göre yorumlandığı ve bunun çerçeve dışında bir tutum gösterilmediğinin anlaşılması gerektiğini belirtti. Osman'a göre bu konu, kimlik kavramına ilişkin "Bu kavram sabit mi, değişiyor mu?" gibi bir soruyu meydana getiriyor ve bölgedeki sorunların çoğunun temelinde kimliğin sabit bir kavram olarak görülmesi yatıyor. Osman, durumun çözüm getirmeyeceğini, bölgeye yönelik gerilimi veya tehditleri artıracağını söyledi.

7 EKİM’DEN SONRAKİ DEĞİŞİKLİKLER

Filistinli aydın Dr. Eymen El Reqib ise, Sami halkından bahsetti. Sami halkının İsrailli (Yahûdî) olmadığını, ancak İsraillilerin bu kavramı kullandığını belirterek, “Filistinlilerin kökleri buraya dayanıyor. Ancak tehlikeli bir konu daha var. Mısır ve İsrail arasında imzalanan Camp David Anlaşması’ndan dolayı İsrail devleti içindeki bazı kişiler büyük İsrail devleti fikrine inanıyor. İnançlarına göre, Büyük İsrail Devleti’nin sınırı Fırat nehrinden Nil’e kadar uzanıyor” dedi.

7 Ekim’den sonra Filistin davasının yeniden dünya gündemine girdiğini belirten El Reqib, dünya artık bu çatışmanın çözülmesi gerektiğine inandığını söyledi.

‘ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN’IN DÜŞÜNCELERİ DOĞRULTUSUNDA SORUN ÇÖZÜLEBİLİR’

Mısır’ın Irak ve Lübnan eski büyükelçisi ve aynı zamanda inisiyatif üyesi olan Şerîf Şahîn, 7 Ekim sonrası olaylardan faydalanmak ve Filistin sorununun çözülmesi için ateşkes sonrası süreç üzerinde durulması gerektiğini ifade etti.

Şahîn, sorunun ancak Önder Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus veya demokratik devlet konusundaki düşünceleri yoluyla çözülebileceğine işaret etti. Şahîn, Filistin ve Kürt davalarının halkların özgürlük ve onurlu yaşam mücadelesinin davası olduğunu belirtti.

‘MEDENİYET SAVAŞI’

Ardından konuşma yapan El-Şerq El-Demokrasi Dergisi’nin Editörü Selehedîn Mûslim, Kürt ve Filistin davalarını birbirine yakınlaştıran noktaların, birbirinden uzaklaştıran noktalardan fazla olduğunu belirterek, “Her iki halkın mücadelesi de bir yıl arayla imzalanan Balfour ve Sykes Picot anlaşmalarından itibaren devam ediyor. Her iki dava Ortadoğu’nun en uzun devam eden davalarıdır ve bu halklara yönelik soykırım politikaları uygulanıyor” değerlendirmesini yaptı. 

 ‘GERÇEK DEMOKRASİYE İHTİYAÇ VAR’

, “Bu savaş Arap-İsrail savaşı mı yoksa İsrail-Ortadoğu savaşı mı” sorusuyla konuşmasına başlayan Doktor ve Ortadoğu Kimlik Politikaları Araştırmacısı Taha Elî ise, “Bu bir medeniyet savaşıdır. Mevcut durum dünyadaki şiddet dalgasının sonucudur. Ortadoğu’da dünya ve bölgesel düzeyde sağın ortadan kaldırılması için sol çizginin yeniden canlandırılması önemlidir. Sadece sandık sonuçlarına bağlı değil, başkalarının varlığının tanınmasına dayanan gerçek bir demokrasiye ihtiyacımız var. Bu da Önder Abdullah Öcalan’ın düşünceleriyle çözülebilir” ifadelerini kullandı.

DEMOKRATİK ULUS

Mısırlı doktor ve İslam Tarihi Uzmanı Elî Ebû El-Xêr de, Önder Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ulus kavramının önemine işaret etti. Türkiye ve dışındaki Kürt Özgürlük Hareketi’nin tanınması çağrısında bulunan Ebû El-Xêr, “Kürt Özgürlük Hareketi’nin tanınması ve Filistin halkının mücadelesinin desteklenmesi önemli noktalardır. Eğer Kürtler haklarını elde edip birliklerini kurarsa, Filistin davasını savunmaya ilişkin Arap devletlerine destek olabilir” şeklinde konuştu.

‘ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN’IN DÜŞÜNCELERİNE KATILIYORUM’

Sudanli Öğretmen, Siyasetçi ve İnsan Hakları Aktivisti Nîmet Kûkû Mihemed, dini konuya dikkat çekerek Arap-İsrail çatışmasının temel sebebinin bu olduğunu söyledi. Önder Abdullah Öcalan’ın dinlere ilişkin fikirlerine katıldığını belirten Nîmet Kûkû, “Öte yandan Filistin'deki çatışmanın siyasi ve ekonomik etkileri bu noktaları incelememize ve böylece toplumsal bir bilinç oluşturmamıza olanak tanıyor” diye konuştu.

‘ÖZERK YÖNETİM ÖRNEKTİR’

Mısırlı öğretim üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Hanî El Cemel, Önder Abdullah Öcalan’ın düşüncelerine dikkat çekerek, “Önder Abdullah Öcalan’ın düşünceleri bölgenin şuan içinde bulunduğu durumdan farklı yapabilir. Öte yandan bizim sorunumuz aktif olamamamız ve sorunlarımızı yönetmede hiçbir rolümüzün olmaması.  Başta Filistin davası var. Dünyaya sunacağımız araç ve ekipmanlara sahip olmalıyız. Bunun bir örneği de Kuzey ve Doğu Suriye'deki Özerk Yönetim projesi ve modelidir” diye konuştu.

(df)

ANHA