Af kararında siyasi tutsaklar görmezden geliniyor-Diyaa İSKENDER

Af kararında siyasi tutsaklar görmezden geliniyor-Diyaa İSKENDER
18 Nov 2023   09:46

Beşar Esad, Arap dünyasının en çok genel af kararlarını verenlerden biridir. Beşar Esad, 2011-2023 yılları arasında 20'den fazla "af kararı" aldı. Son karar16 Kasım 2023’te aldı. Af kararı, cinayet ve silah kaçakçılığı hariç, 16 Kasım’dan önce işlenen bazı suçlar, yarı ve dörtte biri oranında cezası kalanlar faydalanabiliyor.

Kararla aynı zamanda Uluslararası Mahkeme, Şam hükümetinden, tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele eylemlerine karşı derhal harekete geçmesini istedi. Mahkeme, Şam hükümetinin işkence delilleriyle oynamaması gerektiğini de söyledi. Fransız Mahkemesi de uluslararası alanda kimyasal saldırılar nedeniyle 2013 yazında Suriye'de Şam ordusunun iki subayı Beşar Esad ve kardeşinin insanlığa karşı suçlara karıştığı suçlamasıyla tutuklanmasına karar vermişti.

2023 tarihli ve 36 sayılı karara göre, bazı cezalarda indirim yapılmış, idam cezası müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezası ise 20 yıl hapis cezasına indirilmişti. Bu kararlar hiçbir zaman barış hamlesi olmadı ve siyasi tutsakları kapsayıp, affedilmiyor. Ancak çoğu durumda uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlananlar, katiller ve kaçaklar affediliyor.

Mahkumların, kaçırılanların ve işkence mağdurlarının arşivlerine bakan ve 2011'den bu yana bu durumları izleyen ve belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağı'na göre, Esad rejimiyle birlikte yaklaşık 135 bin mahkum ve kaçırılan var. Bu konuda şu ana kadar serbest bırakılan veya açıklanmayanların isimlerinin yer aldığı listelerin tutulduğu rejimin bir istatistiği yok.

Tutukluları Koruma Kurulu üyesi ve Suriye Hukuk Araştırma Merkezi üyesi avukat Mişal Şemas, kararın en ilginç noktasının kişilerin 19/2012 tarihli “terörizm yasası”yla suçlananlar ve hükümete karşı ayaklananlar af kapsamına girmiyor.

Tüm kararların yürütme erkinin başında bulunan cumhurbaşkanı tarafından verildiği bilinmektedir. Cumhurbaşkanı bu kararları vererek Suriye halkını kontrol edebilen ve istediği zaman onları affedebilen güçlü bir kişi olarak kendini göstermek istiyor. Ayrıca kendini uluslararası toplumun önünde iyi göstermeye çalışıyor. Kısa bir süre önce, diplomatik ilişkilerin normalleşmesinin önünü açmak ve özellikle ortağı Rusya ile diplomatik ve ekonomik baskıdan kurtulmak için "İşkenceyi Suç sayan" yasayı çıkararak, askeri mahkemelerin faaliyetlerini durdurdu. Ortağı Rusya, Ukrayna savaşıyla uğraşıyor, diğer ortakları da (İran ve Hizbullah) Gazze'de İsrail ile Hamas arasındaki savaşla uğraşıyor.

Esad aynı zamanda bu kararı yayınlayarak, Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere, Suriye'nin güvenli bir ülke olduğunu ve muhalif mültecilerin evlerine ve topraklarına dönmelerinde herhangi bir sorunun olmadığını göstermeyi amaçlıyor.

Halk Meclisi'nin aynı zamanda yasaları ve af kararlarını inceleyebilecek bir yasama organı olduğunu ancak herhangi bir af kararı çıkarmadığını da hatırlamakta fayda var. Bu aynı zamanda yürütme erkinin yasama erkini kontrol ettiğini de göstermektedir.

Gerçek şu ki Suriye rejimi demokrasi ve insan hakları konusunda herhangi bir değişiklik yapmadı. Güvenlik sistemlerine sağlanan imtiyazlardan dolayı, yargının ya da af ile çıkan kararlar bile yerine getirilmeyebilir.

Son olarak, eğer rejim kararı iyi niyetle uygulamak istiyorsa, rejime karşı görüşleri nedeniyle ya da rejimin kontrolü altında olmayan bölgelerde olanlar ve rejimin baskılarından dolayı firari olanlar af kararı kapsamına alınmalıdır.

Sonuç olarak Suriye halkının bu baskıcı rejimle ilgili deneyimine dayanarak, böyle bir rejime dair kesinlikle bir umudu yoktur. Tek umut siyasi, ekonomik ve sosyal sistemlerde köklü bir değişimdir ve bu değişim için 2254 sayılı uluslararası kararın hayata geçirilmesi gerekmektedir.

(ma)

ANHA