8 Mart direniş ve mücadele geleneğidir- BİHAR EWRÎN

8 Mart direniş ve mücadele geleneğidir- BİHAR EWRÎN
8 Mar 2024   02:49

Ortadoğu’da, özelde ise Kurdistan’da mücadele bir gün ya da bir tarihle sınırlı değil. Erkek egemen zihniyet ve din kültürünün yanında üçüncü dünya savaşı yaşamda ezilen halkları, özellikle de kadınları birçok zorlukla karşı karşıya getirmiştir. Erkek egemen kültürünün çeşitli yöntemlerle kendisini yeniden inşa ettiği, devlet, aile, evlilik ve basın yayın kurumlarında kendini gösterdiği bir süreçte, çok yönlü bir mücadele ve yol haritasına ihtiyaç var. Yaklaşık yarım asırdır mücadelesini radikal-aktif bir şekilde yürüten Kürt Özgür Kadın Hareketi, bölge ve dünya kadınları üzerinde büyük etki yaratan bölgesel ve evrensel bütünleşmenin açık örneği oluyor. Önemli bir deneyim ve birikime sahip olan bu mücadele, ilk kadın örgütlenmesinden dünya kadın demokratik konfederalizmini inşa adımlarına kadar adım adım ilerleyerek, her aşamada perspektif ve proje sahibi olmuştur. 

KÜLTÜREL DEVRİM OLMADAN TOPLUMSAL DEVRİM MÜMKÜN DEĞİL

Kuşkusuz bu mücadele Önder Apo’nun emek ve girişimleri ile başlamıştır. Kendisini kadın özgürlüğünün savaşçısı olarak tanımlayan Önderlik, hiç kuşku yok ki Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Kürt toplumu içinde devrim yapmıştır. O halde Kadın Özgürlük Hareketi ve Kadın Devrimi bir kültür ve bilinç devrimidir, Ortadoğu’da kültür devrimi olmadan toplumsal devrimde mümkün değildir.  “Erkeği Öldürmek” adlı kitabında klasik erkeğin özelliklerini eleştiren Önderlik, “Sosyalizme doğru atılacak ilk adım egemen erkeği öldürmektir” diyor. O nedenle en güçlü mücadelenin egemen erkek özellikleri ve kültürüne karşı verilmesi gerekiyor. Tüm toplumsal sorunların temelinde ezen erkek ve ezilen kadın kapsamındaki kadın-erkek ilişkileri yatıyor.  Yeni kadın-erkek ilişkilerinin yaratılması ve erkeğin değişimi için mücadele edilmesi gerekiyor.

HUKUKİ EŞİTLİK ÖZGÜRLÜK ANLAMINA GELMEZ

8 Mart Dünya Kadınlar Günü; kapitalist modernite sistemi ve erkek egemen düzene karşı verilen mücadele ve direnişi bir kültür ve geleneğe dönüştürdü. Ancak tarihsel gelişmeler her dönemin yeni bir mücadele perspektifi gerekli kıldığı yönünde bize önemli dersler öğretmiştir. Birçok ülkede kadınlara yasal haklar tanınmış olmakla birlikte, ne yazık ki hiçbir yerde kadınların özgür olduğundan bahsedemeyiz. Bir başka deyişle hukuki eşitlik özgürlük anlamına gelmez. Zaten dünya egemen sistemi kadın özgürlüğü için mücadele eden hareketleri farklı yöntemlerle hep liberalize ederek sistem içinde eritmeye çalışmıştır.

JİNEOLOJİ KADIN BİLİMİ OLARAK RADİKAL BİR ÇIKIŞTIR

Son yıllarda bazı feminist hareketler maalesef bu siyasetten etkilenmiştir. Ancak yaşanan gelişmeler, kadına karşı tarihi düşmanlık bu yüzyılda da kendisini her yönüyle göstermektedir. Bu nedenle kadına yönelik ideolojik ve kimliksizleştirmek saldırılarına karşı dikkatli olunması ve bir bilimin geliştirilmesi gerekiyor. Aksi halde var olan kazanımlar da elden gidecek. Jineoloji feminizm ve hak savunucusu hareketlerden farklı olan bir kadın bilimi olarak radikal bir çıkıştır. Jineoloji erkek egemen zihniyete ve iktidar temelli kurulan modern hükümetler gibi tüm hiyerarşik sistemlere karşı kök salan siyasi, bilimsel ve toplumsal bir mücadeledir. Jineoloji gelecek için yeni bir felsefedir.

KADIN BİRLİĞİ İÇİN GÜÇLÜ BİR TEMEL OLUŞTURUYOR

Sistem karşıtı güçlü bir cephe kurmanın temellerinden biri de kadınların birliğidir. Bu birlik ortak paydalarda oluşturulmalı ki devlet despotizminin duvarını ve erkek egemen kültürünü yıkabilsin. Son yıllarda yapılan konferanslar ve görüşmeler sorunların tartışılması ve kadınların birliği için güçlü bir temel oluşturuyor. Artık kadınların gücü ve mücadelesi yönünde hiçbir güç duramaz. Kürt Özgür Kadın Hareketi son yıllarda yürüttüğü kapsamlı çalışmalarla tüm dünya kadınlarıyla ilişkilenerek hem Jineoloji hem de diplomatik çalışmalarla farklılıklara rağmen birliğin oluşturulması ve dünya kadın konfederalizminin temelini inşa etmek için bir ilişki ağı oluşturmaya çalışmıştır. O halde başta dikkat çektiğimiz gibi kadın tüm tarihi aşamalarda direnme pozisyonunda olmuş, bu direniş şimdi devam ediyor ve devam edecek.

DİĞER ÖNEMLİ BİR FAKTÖR KADIN EĞİTİMİ

Bölgede kadın devrimini gerçekleştirmenin temel ayaklarından biri kuşkusuz kadınların örgütlendirilmesidir. Bu konuda dört parça Kürdistan’da önemli tecrübeler edinilmiştir. Kadın kurumsallaşması olmadan, ferdi eylemlerle sonuç alınamaz. Diğer temel faktör ise kadın eğitimidir. Eğitim, kendi olmayı ve bilinç yaratır. Hak ve talepler konusunda bilinçlenme olmadan bu hakların elde edilmesi için de mücadele olmaz. Kuşkusuz bu eğitimin tüm kadınları, özellikle savaş, yoksulluktan ve mültecilikten etkilenen ezilen sınıfların kadınlarını kapsaması gerekiyor. Her toplum için temel bir ölçü olan eğitim, özellikle kadınlar için büyük öneme sahiptir. Bu nedenle kadın örgüt ve hareketlerinin temel stratejilerinden biri de eğitim programlarına sahip olmalarıdır. Elbette bu eğitimin sadece elit kesimlerini kapsayan ve anlaşılmayan bir dilde olmaması; sade, anlaşılır ve toplumsal olması gerekiyor. Çünkü dünyanın birçok bölgesinde kadınlar için eğitim imkanları halen çok yetersiz, bazı yerlerde ise hiç yok.  O halde eşit eğitim imkanları oluşmadan kadınlar sorunlarına ilişkin bilgi sahibi olamaz, çözüm yolları yaratamazlar.

ÖZGÜRLÜK DEĞERİNDE BİR TARİH YAZALIM

Mezopotamya’da tarihi devrim ve direnişler sonucunda ortaya çıkan kültür bugün de devam ediyor. Kadın Devrimi Ortadoğu’da en şiddetli ve hassas aşamaya geçmiş bulunuyor. Her kadının bu sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor ki gelecek için özgürlük ve eşitlik değerinde bir tarih yazalım, tarihi kadın- erkek eşitliği ve özgürlük temelinde değiştirebilelim. Ancak bu şekilde tarihi görevlerimizi yerine getirebiliriz.

(rd/a)

ANHA