‘Başûrê Kurdistan’ın kaderi referandumun yıl dönümünde tehlikede’

KDP, 6 yıl önce kazanımlar elde etmek ve mevcut kazanımları korumak yerine referandum yaparak her şeyi kaybetti. Yıllarca onca kanın dökülmesi sonucu elde edilen kazanımları birkaç saatte kaybetti. Kürtler hem kazanımlarını hem de yeraltı kaynaklarını kaybetti. Bu da Kurdistan’ın diğer parçalarındaki kazanımları da tehlikeye attı.

‘Başûrê Kurdistan’ın kaderi referandumun yıl dönümünde tehlikede’
25 Sep 2023   00:49
HABER MERKEZİ-EHMED SEMÎR

Kurdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yönetimindeki Başûrê Kurdistan İktidarı, tüm uyarı ve tehditlere rağmen 2017 yılında Başûrê Kurdistan’ın bağımsızlığı için referendum yapılmasında ısrar etti. Aynı yıl 25 Eylül’de referendum yapıldı.

Olumsuz sonuçları uygulanmadan önce bile açıkça görülen o referandumun amacı neydi?

Kürt halkının umutları üzerinde siyasi, ekonomik ve askeri olarak olumsuz sonuçlar doğurun bu referandumun bedelini Kürt halkı hala ödemekte.

REFERANDUM KARARI VE İŞGALCİLERİN TEPKİSİ

KDP, 6 yıl önce bugün, (25 Eylül 2017) Başûrê Kurdistan’ın bağımsızlık referandumunu gerçekleştirdi. O dönem Bağdat, referandumun meşru olmadığını ve anayasaya uygun olmadığını söyledi. Ayrıca ortak federal mahkeme referandumun sonuçlarının geçersiz olduğuna hükmetti. Ancak KDP yine de referandumda ısrar etti.

2014 yılında DAIŞ saldırısının ardından Irak ordusunun Kerkük’ten ayrılması ve KDP güçlerinin HPG’nin büyük desteğiyle kente ulaşarak şehrin işgal edilmesini engellemesi üzerini KDP, referandum yapmak istedi. Ancak çetelerin bölgeye yönelik aralıksız saldırıları referandumun yapılmasına imkan vermedi.

DAIŞ’ın Irak’ta yok edilmeye yaklaşıldığı bir dönemde Nisan 2017’de Mesûd Barzani başkanlığındaki KDP, aynı yılın 25 Eylül’ün de referandum yapacağını açıkladı. Ancak Kürdistan’ı işgal etmiş olan devletler, (Türkiye, İran ve Suriye) anında sert tepkiler gösterdi.

KCK’NİN REFERANDUM İLİŞKİN UYARILARI VE ULUSAL KONGRENİN YAPILMASI ÇAĞRISI

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, o dönem bu tehditlere karşı ve Kürtlerin dört parça Kürdistan’daki kazanımlarını korumak amacıyla referandumun meşru bir hak olduğunu, ulusal birliğin ve Kürdistan ulusal kongresinin referanduma anlam ve değer katacağını söyledi.

2017 yılının Ağustos ayının ortasında İran Silahlı Güçleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı Mihemed Baqirî ve işgalci Türk devletinin cumhurbaşkanı Erdoğan, referanduma karşı Ankara’da bir araya gelerek ciddi bir kararlılık gösterdiler.

Referanduma bir hafta kala Türk ve Irak genelkurmay başkanları bir araya geldi ve referandumun yapılmasına karşı çıktılar. Bakur ve Başûrê Kurdistan arasındaki sınırda ortak askeri tatbikat yapılması konusunda mutabakata vardılar.

Referandumdan bir gün sonra (26 Eylül’de) işgalci Türk devleti ve KDP arasındaki güçlü ilişki bir krize dönüştü. Erdoğan o gün Başûrê Kurdistan hükümetinin başkanı Mesûd Barzanî’yi hain olarak tanımlayarak, “Türkiye tanklarınızın sınırdan geçmesine izin vermediği zaman aç kalacaksınız” dedi. Ayrıca Başûra karşı ekonomik, askeri, kara ve hava tedbirlerini alacağını belirterek Başûrê Kurdistan’ı tehdit etti.

Dönemin Irak Başbakanı Heyder El Ibadî de, Başûr’u tehdit ederek şöyle dedi: “Hükümet, anayasaya göre, Başûr’un tüm bölgelerine Irak’ın otoritesini dayatacak.”

MUSUL VE KERKÜK’ÜN KAYBEDİLMESİ

Aynı yıl Irak ordusu ve Haşdi El Şabî’nin 16 Ekim’deki saldırısı da referandumun sonuçlarından biriydi. DAIŞ saldırısından sonra peşmergelerin geri döndüğü şehirler kaybedildi. Kürtler bu referandumda Musul ve Kerkük’ü kaybetti. 

Kürtler, DAIŞ’e karşı savaşta büyük fedakarlıklarda bulundu, binlerce şehit ve yaralı verdiler. Ancak KDP birkaç saat içinde her şeyi kaybetti.

KDP ve YNK peşmergeleri, hiçbir direniş göstermeden Musul ve Kerkük’ten geri çekildi ve Musul ile Kerkük’ü altın tepside Irak merkezi hükümetine verdiler.

Tüm bu kazanımları kaybeden KDP,  Ekim 2017’de bir açıklama yaparak referandum sonuçlarının askıya alındığını ve merkezi hükümetle açık diyaloğun başlatıldığını duyurdu.

Bu kırılma Başûrê Kurdistan’da iç bölünmeye neden oldu. Başûr’daki çatışmalar her geçen gün zayıf hükümetin daha fazla parçalandığını görüyor. Dış güçlerin zihniyetiyle iktidara gelen KDP, sadece bölgenin kaderini belirleyen kararlar alıyor.

TÜRK DEVLETİ İŞGALİ GENİŞLETTİ

Bu zayıflıktan faydalanmaya hazır olan Türk devleti, KDP’nin de desteği ve katılımıyla Başûrê Kurdistan’daki işgalini genişletti. O dönem bölgedeki Türk devletine ait 20 askeri ve istihbarat üssü 80’ne çıkarıldı. 

Referandum, petrol ve gümrük gelirlerine el koymak isteyen Bağdat’ın elinde başarılı bir kart oldu. Bağdat referandumu kendisine mal etti ve petrol ürünlerinin ihracatı üzerindeki egemenliğini yeniden tesis etmeye başladı. Ayrıca 6 aydır durdurulan petrol ihracatının yeniden başlatılması için Türk tarafıyla anlaşmak istiyor.

2014 yılında, Kürdistan Bölgesi ve Türkiye petrol boru hattı projesinin tamamlanmasından sonra Başûr hükümeti Türk devletine petrol ihraç etmeye başladı. Petrol, Akdeniz’deki Ceyhan Limanı üzerinden Türk devletine ulaştırılmakta. Anlaşmaya göre Türk devletine günde 450 bin varil petrol gönderilmesi gerekiyordu. Ancak 50 yıl için yapılan gizli anlaşma Kurdistan Parlamentosu ve Bağdat hükümetinin bilgisi dışında yapıldı.

Bağdat merkezi hükümeti, 2014 yılında Paris’teki Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne şikayet etti ve sonunda davayı kazandı.

Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Türk devletinin Bağdat’a 1.5 milyar dolar ödemesine karar verdi.

Ancak Türk devleti, şantaj yoluyla bu karardan kurtulmak istiyor. Bağdat’ta petrol ihracatının yeniden başlatılması konusunda Ankara’yla anlaşmak istiyor. Eğer iki taraf anlaşmazsa büyük bir felaket yaşanacak. Çünkü Başûr KDP’nin yanlış politikalarıyla karşı karşıyadır.

Bağdat’ta Başûr ile yaşadığı krizleri kullanıyor ve çalışanların maaşlarını göndermiyor.

REFERANDUMUN DİĞER KÜRDİSTAN PARÇALARINA OLUMSUZ ETKİSİ

Bunun yanında Başûr’daki iç sorunlar giderek büyüyor ve patlama noktasına ulaşmış durumda. Özellikle maaşlarını alamayan öğretmenler, doktorlar ve belediye çalışanları boykot yapmaya başlıyor.

Bağdat ile yaşanan çatışmaların yol açtığı mali kriz, Başûr’daki Kürt halkının kazanımlarının kaybedilmesi tehlikesini yaratıyor. Bu, Başûrê Kurdistan Başkanı’nın ABD yönetimine gönderdiği mektupta da belirtiliyor. Barzanî, mektubunda federal modelin başarısız olma ihtimalinin olduğu uyarısında bulundu.

KDP, Kürtlerin kazanımlarını tehlikeye attı. Kürtleri başlangıç noktasın geri götürdü. Referandum birçok olumsuz sonuç getirdi. Kürt halkının ağırlığını sarstı.

Öte yandan referandum, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt halkının kazanımlarını da olumsuz etkiledi. Artık Kürt halkının sunduğu her projede ya bir kazanım kaybediyor ya da bir bölünme projesi olarak görülüyor.

KDP Merkez Komite üyeis Elî Ewnî, engelleri kaldırmak ve iç cepheyi güçlendirmek yerine, Türk devletine HPG kadrolarını hedef alması adı altında Başûr topraklarına girmesi ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere her türlü yol ve yöntemi kullanarak binlerce turistin uğradığı Ehmdawa’yı bombalama çağrısında bulundu.

KDP, bir süre önce Kerkük’e dönmek ve orada ofis açmak için çatışma çıkardı. Medya kuruluşları, Kerkük’te Kürt-Arap çatışması olduğunu aktardı. Barzani bunu kullanarak kendisini Kürtlerin savunucusu olarak sundu. Ancak bölgedeki gelişmeleri takip eden gözlemciler, Barzanî’nin 18 Aralık’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde Kürtlerin oylarını almak için bunu kullandığını ancak planın başarısız olduğunu söylüyor.

Barzanî, referandumu “İhanet ve Siyonistlerin bir komplosu” olarak tanımlayan İran’ın projelerini destekliyor. İran ve Irak, Kürt savaşçılarını İran sınırlarından uzak tutma konusunda anlaştı. İran, 19 Eylül’de anlaşma hükümlerine uyulmaması halinde saldırıda bulunacakları yönünde tehditte bulundu.

Başûrê Kurdistan Başkanı Neçîrvan Barzanî, Tahran ile Bağdat arasında silahsızlanma konusunda varılan anlaşmaya bağlı olduğunu belirtti.

KDP’NİN TÜRK DEVLETİYLE BİRLİKTE MEDYA SAVUNMA ALANLARI’NA SALDIRMASI

Anlaşmaya göre Kürt savaşçılar, İran sınırlarından Başûrê Kurdistan’ın içlerine çekildi ve silahsızlandırıldı. KDP bu durumu fırsat bilerek 13 Eylül'de Bradost'taki HPG bölgelerine 200 tank gönderdi. 14 Eylül'de işgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarına katıldı.

Rojnews’in paylaştığı bilgilere göre, KDP, Türk ordusunun yardımıyla Irak bayrağı ve sınır muhafızlarının üniformaları altında gerillaya saldırıyor. Ajans, Bradost’taki Sêdikan bölgesine yönelik tehlikeli bir palan olduğunu açıkladı. Bolê Dağı’ndan Girê Jiyanê,  Goroya Singê, Berbezînê, Girê Şêmase ve Sinênê’ye kadar saldırı düzenleneceği belirtiliyor.

KDP, Kürtlerle savaşmak yerine onlarla yan yana durabilirdi. Başarısızlığı ve kırılmayı başarıya dönüştürebilirdi. Türk devletinin elini kıracaktı. Ancak referandumun yıl dönümünde iki ateşin arasında kalmış bulunuyor. Bir taraftan Türk ordusu diğer taraftan Irak merkezi hükümeti var. Kürtlerin kazanımlarını kayıp ve yıkımla karşı karşıya bıraktılar.

(df)

ANHA