Hisên Osman: Önümüzde diyalog süreci var

Reportaj Summay

Hisên Osman: Önümüzde diyalog süreci var
4 Jun 2023   06:54

Suriye krizinin çözümü için diyalogun şart olduğunu söyleyen Hisên Osman, “Önümüzdeki süreçte Özerk Yönetim’in deklarasyonu temelinde diyalog sürecinin başlayacağını tahmin ediyorum” dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi 18 Nisan'da 9 maddeden oluşan çözüm deklarasyonu yayınladı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eş Başkanı Hisên Osman, ANHA'nın sorularını yanıtladı.

Röportaj şu şekilde:

*Özerk Yönetim deklarasyonu neden açıkladı ve hedefleri neler?

Suriye'deki iç savaş 12 yıldır devam ediyor. Kuruluşlar tarafından bir çözüm bulmak için hiçbir çaba gösterilmedi.

Siyasi çözüm çizgisinde ortaya çıkan sorun ve sorunlar nedeniyle Özerk Yönetim olarak çözüm bulunması gerektiğini gördük. Ulusal ilkelerimiz temelinde ve Suriye'mize ve Suriye çözümü olması gereken Suriye kimliğine olan inancımızdan hareketle, Suriye topraklarında ve Suriye şemsiyesi altında, bu çatışmadan kurtulmak için Suriyeliler arasındaki diyalogların yapıcı olması ve çatışmayı sona erdirme çabasıyla böyle bir adım attık. Bu bildiride inandırıcı çözümlerden bahsedilmekte, bu çatışmanın sebepleri irdelenmekte ve sonuç olarak Suriye'nin tamamı için siyasi bir çözüme ulaşmamıza zemin hazırlayacaktır.

*Suriye'deki krizin çözümü çerçevesinde Şam hükümeti ile görüşmeye ve diyalog kurmaya hazır olduğunuzu söylediniz. Özerk Yönetim bugüne kadar kimlerle temasa geçti ve bu diyalogları hayata geçirmek için hangi adımlar atıldı?

Özerk Yönetim'in kapıları diyaloğa her zaman açıktır. Kapının Suriye demokratik çözümüne inanan tüm Suriyelilere açık olduğunu defalarca duyurduk. Bu temelde, ilk madde Suriye topraklarının birliğinden bahsediyor ve Suriyeliler arasında bir diyalog olması gerektiğini vurguluyor. Elbette tartışmalar oldu. Şimdiye kadar, kapı gelecekteki diyaloglar için açık. Diyaloğun çatışma çözümünün temeli olduğuna inanıyoruz. Diyaloglar devam ediyor ve gelecekte derinleşebilir. Herkes diyalogun Suriye'deki tüm krizi çözmenin tek yolu olduğuna ikna olursa, bu diyaloglar verimli olabilir.

Bu deklarasyonun diyalog ve tanınma sürecine yönelik olacağını öngörüyoruz. Özerk Yönetim deklarasyonunu tüm tarafların ciddiyetle ele alıp, ulusal ve dürüst diyaloglar için gerçek bir yol gösterici olarak görmelerini umuyoruz.

*Bu, Özerk Yönetim'in sahada etkili ve aktif bir Suriye tarafı olduğu anlamına geliyor. Özerk Yönetim tüm Suriyeli taraflarla diyaloğa hazır mı ve herhangi bir şartı var mı?

Diyalog, ülkedeki her sorunun çözümüdür. Tüm taraflarla diyaloğunuz olmalıdır. Bunun şartı özgür ve bağımsız iradeniz olması ya da öncelikle dış taraflara ait olmamanız ya da başka taraflara ait bir çeteye dahil olmamanız gerekir.

Diyalog, ulusal çıkarlar bağlamında herkesle yapılmalıdır. Diyaloglar, çözümün demokrasi olduğu ilkesine dayanmalıdır. Demokrasi ve tüm insanların gücüne ve olanaklarına inanç olmalıdır. Ayrıca Suriye'de bir arada yaşayan tüm grupların geleceğini Suriye'de inşa etme hakkına sahip olduğuna herkes inanmalıdır.

Demokrasiye ve demokratik değişime inanan herkesin bu diyalog ve toplantılara katılması gerektiğini teyit ediyoruz. Şiddet içeren fikirler dışında hiç kimse diyaloglardan dışlanmamalıdır.

Elbette demokratik ve barışçıl bir Suriye çözümüne inanmayanlarla diyalog yürütmek mümkün değildir. Biz demokratik fikirlere sahip herkesle masaya oturup konuşabiliriz.

*Dış katılımlar olmadan sadece iç diyaloglar yolu dışında bir çözüm seçeneği olmadığını mı savunuyorsunuz?

Evet, her zaman devletlerin çıkarlarının burada olduğunu söylüyoruz. Ama Suriye halkının çıkarı nedir, Suriye halkı ne istiyor? Suriye halkı savaştan ve savaşın ekonomik ve siyasi etkilerinden bıkmıştır. Çözüm, Suriye diyalogları yoluyla ve dış müdahaleden uzak olmalıdır çünkü devletler kendi çıkarlarını koruyor ve hedeflerine ulaşmak istiyor. Dışarıyla olan bağımızdan kurtulduğumuzda diyalog masasına oturabiliriz. Kararımız bizim elimizde olmalı. Halkımızı bu mağduriyetlerden kurtarmalıyız.

*Deklarasyonun ikinci maddesinde çözümün Suriye toplumundaki tüm grupların (Araplar, Kürtler, Asuri, Süryaniler...) ve dinlerin meşru haklarını korumak olduğu belirtiliyor. İnsanlar bu çözümü nasıl uygulayabilir?

Diyaloglar başladığında, bileşenlerin haklarını güvence altına alan yeni toplumsal sözleşme tartışılır. Yeniden kurulacak toplumsal sözleşme veya anayasa, Suriye halkının tüm bileşenlerinin haklarının gerçek güvencesi olmalıdır. Kurucuların hakları anayasada tanınmalıdır.

*Üçüncü maddede, Özerk Yönetim Suriye için bir çözüm modeli olarak önerilmektedir. Özerk Yönetim düzeyi ne ölçüde çözümün temeli olabilir ve bu projeyi farklı kılan nedir?

Özerk Yönetim projesini Suriye topraklarındaki diğer projelerle karşılaştırırsak, Özerk Yönetim'in Suriye halkının tüm bileşenlerini bir araya getirip sahiplenmeyi başardığını göreceğiz. Herkesin hakkını yerine getiren demokratik bir yönetim uygulamak kolay değil. Özerk Yönetim, önündeki engellere, savaşlara ve baskılara rağmen imkanları ölçüsünde iyi bir iş çıkardığını ispatlamıştır.

Özerk Yönetim projesi Suriye'deki çözümün tohumudur. Bu proje, geleceğin yeni Suriye'sini inşa edecek ve çatışmaya çözüm olacak projelerden biridir. Bu tohumu esas alıp Suriye'de uygulasak ortada bir sorun kalmaz. Eksikler olabilir ama yine de Suriye için en uygun model Özerk Yönetim'dir. Özerk Yönetim, Suriye'nin diğer tüm bölgelerinde tekrarlanması için iyi bir fırsat olduğunu kurum ve faaliyetleriyle kanıtlamıştır. Toplumun dayanışmasını, tüm bileşenlerin birbirine kenetlenmesini ve Özerk Yönetim etrafında toplanmasını gördük ki bu da yönetim açısından olumlu bir nokta. Bu proje halkın beklentilerini karşılamasaydı başarılı olamazdı.

*Ama bazı partiler bu projeyi reddediyor?

Özerk Yönetim'in imajını karalamak isteyenlerin olduğunu hep görüyoruz. Suriye topraklarının birliğinde birinci sırada olduğumuzu her zaman söylüyoruz. Bu proje tüm Suriyeliler için diyoruz. Deklarasyonda servet meselesinden emin olduk ve bu servetin tüm Suriyeliler için olduğunu söyledik.

Bu projeyle mücadele eden sistemli bir iletişim politikası var. Ayrıca, Özerk Yönetim'i alt etmek ve imajını karalamak için işgalci Türk devleti gibi başka devletlerin projelerine çalışan çeteler de var.

Özerk Yönetim, Suriye düzeyinde önemli bir aktör haline geldi ve yerel devletlerle ilişkilerin önü de açıldı. Avrupa ülkelerine de ziyaretler var. Bu proje yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Özerk Yönetim kavramını yorumluyor ve herkesin bilmesi için yayıyoruz.

Ne yazık ki, Özerk Yönetim ile savaşan insanların çoğu dar nedenlerle ve şiddet içeren fikirlere dayalı olarak onunla savaşıyor. İktidar veya diktatörlükle ilgili sebepler olabilir. Ne yazık ki diğer partilerle oturmayı kabul etmiyorlar ve başkalarıyla anlaşamıyorlar.

Yönetim şiddetin ve terörün olmadığı bir toplum için çalışıyor, Özerk Yönetim insanlığı terörden ve karanlık düşüncelerden kurtardı.

*Özerk Yönetim, Suriye'nin tüm bölgelerinde servet ve ekonomik kaynakların adil bir şekilde dağıtılması konusunu gündeme getirdi. Bunun için önerileri nelerdir?

Mevcut varlıklar tüm Suriyeliler içindir. Dağıtım konusuna gelince, bu, Suriyelilerin kendi aralarındaki diyaloglardan sonra yapılacak ve anayasaya veya toplum sözleşmesine yansıtılacaktır. Elbette adil bir dağılım olacak ve mevcut imkanlara göre her birey bu varlıklardan kendi payına düşeni alacak, bunun toplum sözleşmesine yansıması gerekir. Herkes bu zenginliğin tüm Suriye halkının malı olduğuna ve faydalarının tüm Suriyeliler için olduğuna, bir taraf pahasına diğer tarafın alamayacağına ikna edilmelidir.

*Özerk Yönetim, imkanları ölçüsünde göçmen ve mültecileri karşılamaya hazır olduğunu açıkladı. Nasıl karşılanacaklar ama sınırlar kapalı. Mülteci ve göçmenlerin dönüşü onaylanırsa Özerk Yönetim'in bununla ilgili bir planı var mı?

Özerk yönetim, göçmen ve mültecilere kapılarını açmanın insani, ahlaki ve ulusal görevi olduğunu her zaman dile getirir ve imkanları ölçüsünde onlara yardımda bulunur. Ama bazı engeller var, en önemlisi sınır kapılarının kapatılmasıdır. Özerk Yönetim ile tüm sınır kapılarının açılmasında rol oynamak ve uygulanan ablukayı kaldırmak için çalışmak için her zaman insani yardım kuruluşlarıyla temasa geçtik.

Bu nedenle, aktif devletleri ve uluslararası kuruluşları bu olağanüstü sorunu çözmeye çağırıyoruz. Özellikle Sudan ve Lübnan'daki olaylar ve bunların Suriyeliler üzerindeki etkisi ile Birleşmiş Milletler'e insani rolünü iyi bir şekilde yerine getirmesi ve mülteci ve göçmenleri karşılamak için bu kapıları açmaya çalışması çağrısında bulunuyoruz.

*Özerk Yönetim, deklarasyonunda teröre karşı mücadele vurgulanmaktadır. Başta DAIŞ olmak üzere her türlü terörü tamamen yok etmek için hangi şartlar sağlanmalıdır?

DAIŞ askeri olarak yenilgiye uğratıldıktan sonra istikrarın sağlanması için şiddet düşüncelerinden arınmış dürüst bir toplum kurulması gerekmektedir. Topraklarımıza yönelik istikrar çabalarını etkileyen saldırıları durdurmak için uluslararası toplumun desteğine ihtiyacımız var.

Özerk Yönetim bölgelerine her zaman saldırılar oluyor, bu saldırı istikrarsızlığın nedenlerinden biri ama aynı zamanda şiddet fikrinin geri dönmesini sağlayan ana nedenlerden biri.

Özerk Yönetim bölgelerinin istikrarını bozmak için işgalci Türk devletinin emrinde çalışan birçok hücre var. Uluslararası toplum ve Uluslararası Koalisyon üzerine düşen görevi yerine getirmeli ve bu saldırıları durdurmalıdır.

Bunun yanı sıra terör örgütünün yenilmesi için bu ülkeye ve bu bölgelerde dökülen kana sahip çıkabilmemiz için medya ve eğitim kurumları aracılığıyla Suriye'nin tüm yapısına dair farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

*DAIŞ’i yenmek için atılması gereken birçok adımdan bahsettiniz. Özerk Yönetim bu zamanda ve bu durumda bu adımları atabilir mi?

Elbette bu konuda tüm gücümüzle ve elimizdeki imkanlara göre çalışıyoruz. Hol kampında şiddet fikirleri olan çok sayıda mahkum olduğunu unutmamalıyız, onlar bu yerde bir saatli bomba gibidir. Uluslararası toplumun ve aktif devletlerin bu sorunun çözümündeki rolü nedir? Ancak bir grup çocuğun da bu ortamda büyüdüğünü unutmamak gerekiyor. Uluslararası toplumu yükümlülüklerini layıkıyla yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu alanda yardıma ihtiyacımız var. Ayrıca, istikrarı sağlamak için gerçek pozisyonlara ihtiyacımız var.

*Deklarasyonun yedinci maddesi Türk devletinin Suriye topraklarını işgalinden bahsediyor. İşgal düzeyi Suriye'deki çatışmayı çözme çabalarını ne ölçüde etkiliyor, Özerk Yönetim bu dosyaya nasıl yaklaşıyor?

İşgalcilerin Suriye topraklarının geniş bir alanını kontrol altına aldığı bir dönemde Suriye topraklarının bütünlüğü nasıl olacak? Deklarasyonun birinci maddesinin yerine getirilmesi için öncelikle işgalcilerin Suriye'den uzaklaştırılması gerekmektedir. İşgalcilerin çekilmesi, Suriye'de herhangi bir çözümün şartıdır.

Bu temelde tüm işgalcileri Suriye topraklarını terk etmeye çağırıyoruz. Bu işgalcilerin bölünmüşlüğü güçlendirmek için burada olduklarını teyit ediyoruz. Suriye halkı, Suriye'deki çatışmada diyaloğa ihtiyaç olduğuna ikna edilmelidir. Barışçıl demokratik çözüme inanan tüm Suriyeliler diyalog kurmalı, hiçbir dış partiye güvenmemeli çünkü işgalciler baskı hedeflerine ulaşmaya çalışıyor.

*Özerk Yönetim, Arap devletlerini, Birleşmiş Milletleri ve Suriye içişlerinde aktif olan tüm uluslararası güçleri Suriye'deki krizin çözümünde olumlu rol oynamaya çağırıyor. Arap devletlerinin Şam hükümetiyle, Türkiye ile normalleşme çabalarını göz önünde bulundurduğumuzda Özerk Yönetim, Suriye ile ilgili uluslararası pozisyonları nasıl değerlendiriyor?

Suriye'deki çatışmanın çözümüne yönelik uluslararası çabaların her zaman yanındayız. Suriye'deki çatışmanın çözümüne yönelik eylemlerin önünde durmuyoruz. Ancak bu topraklardaki tüm ulusal siyasi güçler katılmalı. Çünkü zemindeki bir bileşeni veya kuvveti kaldırmak her türlü çözüme engel olacaktır. Bölgedeki son hareketler, ilişkilerin gelişmesi ve son dönemdeki normalleşme çabaları, son dönemdeki yaklaşımlar Suriyeliler tarafından gerçek bir çözüme ulaşılmasına yönelik olmalıdır.

Şimdi Arap ülkelerinde Özerk Yönetimi tanıtmaya çalışıyoruz. Gelecekte Özerk Yönetim ve projesini netleştirecek iletişim kanalları olacaktır. Bu nedenle Suriyelilerin çıkarlarını karşılayan her türlü yaklaşımı memnuniyetle karşılıyoruz.

*Özerk Yönetim, tüm görüş ve çözüm projelerini tartışmaya ve ulusal diyalogların yürütülmesi için gerekli tüm faaliyetleri düzenlemeye hazır olduğunu açıkladı. Bu maddenin uygulanması için sahada çalışmalar yapılıyor mu?

Tabii ki, Özerk Yönetim her zaman tüm taraflar arasında diyaloğu uygulamaya çalışıyor. Ama bazı partilerin dış güçlere bağımlı oldukları için bu konuya göre hareket etmediklerini görüyoruz. Diyalog, Suriye'deki çatışmayı çözmenin temelidir. Özerk Yönetim de ulusal demokratik muhalefet figürleriyle görüşerek bunu yaptı. Uzaktan toplantılar da var. Amaç gerçek bir ulusal kongre yapmaktır.

*Son mesajınız nedir?

Tüm onurlu özgür Suriyelilere çağrıda bulunuyor ve Suriye'nin çok tehlikeli bir bölünme ve parçalanma sürecine geldiğini söylüyoruz. Suriye kimliğine inanan tüm aydınları diyaloğu esas almaya ve karşı tarafları kabul etmeyi ülke çıkarlarını düşünmelerinin temeli haline getirmeye çağırıyoruz.

Siyasi çözüme inananların Özerk Yönetim'in bildirisini dikkate almalarını ve hükümlerini iyi okumalarını temenni ediyoruz. Özerk Yönetim, ulusal çözümler sunma konusunda ön plandadır. Herkesin bu deklarasyonu destekleyeceğini umuyoruz.

(rr)

ANHA