Savaş havasında bir seçim- Rauf KARAKOÇAN

Savaş havasında bir seçim- Rauf KARAKOÇAN
3 May 2023   00:35

Seçime sayılı günler kala siyaset de iyiden iyiye ısınıyor hatta giderek kızıştığını söylemek dahi mümkün. İktidardaki muktedirlerin seçimi kaybetmeyi hazmetmeleri biraz zor olacak. AKP kanadında sahaya sürülenlerin diline bakılırsa meydan muhaberesine çıkmış gibiler. Seçimi, ‘İstiklal savaşına’ benzeten müptezel siyasetçilere rastlamak bile mümkün. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hızını alamayarak, bu seçimlerde ‘sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, ABD başkanını da sandığa gömeceğiz, Şam’a, Bağdat’a ve Kabil’e de huzuru biz getireceğiz’ diyerek çok üst perdeden atıp tutuyor. Bu seçimler adeta ‘dünyayı işgal etmenin’ başlangıç seçimleri olacakmış gibi bir söylemden kaçınmıyorlar.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimini önemli kılan birçok neden var. Öncelikli olarak, iktidar değişikliğine olan ihtiyaç. Mevcut siyasal sistemden kaynağını alan sorunlar başta olmak üzere ekonomik sorunlar ve daha birçok neden halkın boynuna geçirilmiş değirmen taşı kadar ağırlaştı. Halkın bu ağırlıklardan kurtulma istemi ise seçimin en önemli nedeni.  Diktatörlükten güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyi taahhüt eden muhalefet, halkın değişim rüzgarını arkasına alarak, meydanlarda kitlesel yoğunlukları toplamayı başarıyor. Yapılan kamuoyu yoklamaları ve tahminler, seçimlerin bıçak sırtında yürüdüğünü gösteriyor.

21 yıldır kesintisiz iktidarda bulunan AKP, bu seçimleri kendileri için ‘beka’ meselesi haline getirdi ve var gücüyle yükleniyor. Yenilmesi halinde, 21 yıllık iktidarının bütün kazanımlarıyla birlikte siyasetten sıfırlanacağını bir seçim olacağını biliyor. Vizyonsuz, gelecek vaat etmeyen içi boş propagandalarla, Kürtlere saldırmayla ibreyi kendisine çevirmeye çalışıyor. 

Diktatör Erdoğan ve AKP’si, iktidarda olmanın olanaklarıyla suç örgütüne dönüştü. Halkı çok kutuplaştırıp, siyaseti kirlettiler. Soygun, talan düzeni kurdu, devletin imkanlarını kişisel-ailesel çıkarları için kullandı, her alanda palazlandıkça palazlandılar. Halkı sindirmek için hukuku bir sopa gibi kullanıp, Kürtlere savaşın alasını dayatarak kandan beslendi. Neticede tükendi, kaybetmenin eşiğine geldi.

Erdoğan ve AKP’sine kaybettiren yegâne güç Kürt Özgürlük Hareketi ve onun örgütlü gücüdür. Kürt halkının ölümüne bağlı olduğu bir irade ve onun temsil gücüne sahip bir önderliği vardır. Bu gücü hesaba katmayanlar, sıkça denendiği gibi yenilmekten kurtulmadı. Belediye seçimlerinde AKP’ye kaybettirdiler fakat sonuç çıkarmadılar. Şimdi de sıra genel seçimlerde AKP’ye kaybettirmeye geldi. Bu siyasal denklemi çözmeyenler, Kürt diyalektiğini bilmeyenlerin kurtulamayacağı bir sonuçtur. Umarız ve dileriz ki, muhalefet de Kürt siyasi hareketi için ileri geri konuşan bazı tipler de bu sonuçlardan ders çıkarır.

AKP faşizminin yenilgisinde her kes kendisine pay çıkarmaya çalışacak. Kuşkusuz her kesin bir katkısı var ve olacaktır da. Ama asıl belirleyici güç Kürtler ve Kürt Özgürlük Hareketi’dir. Her şeye rağmen direnen, ağır bedeller ödeyen ve mücadeleyi kesintisiz yürüten, AKP’yi yenilgiye uğratan PKK gerçeğidir. Bu gerçek görünmezse, gerisi olsa olsa, Cervantes’in Don Quixote’u olur.

Faşist iktidar, yenileceğini anlamışa benziyor ama vazgeçecek gibi de durmuyor. En büyük öfke ise seçimin sonucunu belirleyecek olan KÜRTLERE… Çünkü Başkan Apo’nun direnişi bu seçimlerin kaderini de belirledi. İmralı’da yapıldığı söylenen görüşmelerde sonuç alamayınca, saldırı, şiddet dalgasından medet umarak soykırım operasyonlarının startını verdi. Seçime giderken tutuklama furyası başlattı! Özgür basını susturarak netice alacaklarını sanıyor ama nafile olduğunu da biliyor.

Faşist AKP-MHP gerici ittifaka Hüda-Par’ın eklenmesi ‘denize düşenin yılana sarılması’ gibi bir sonuç doğuracağını bile bile, buna ihtiyaç duyar hale geldiler. Türkiye’nin en gerici faşist, yobaz çevrelerin içinde yer aldığı ve DAIŞ ile aynı ideolojik zeminden beslenen bir ittifakla seçime girerek son bir çıkışa umut bağladılar. Hizbulkontra’nın siyasi artıklarıyla ittifak faşist AKP-MHP yenilgisinin resmi alametidir. Bu gerici seçim ittifakı aynı zamanda bir DAIŞ organizasyonudur. DAIŞ’in olduğu her yerde mutlaka karşıt mücadele de olacak.

Seçim meydanları ısınırken iktidar cenahının söylemleri adeta bir savaş havasını andırıyor. Normal seyrinde olmayan bir seçim olacağı kaygıları çok yüksek. Provokatörce girişimlere açık kapı bırakan ve hatta teşvik eden, kan akıtmaya meyilli bir iktidar var. Seçimleri akamete uğratacak eylemler de dahil her şey beklenebilinir. Seçime son iki haftaya girmişken savaş tamtamları daha da yükselecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak herkesin her şeye hazır olması gereken kritik bir süreç yaşanıyor. AKP’nin 21 yıllık tahtı yıkılacak. Kürtler bu seçimin tayin edici gücü olarak tarih yazacak ve demokrasiye geçişin köprüsü olacak.

ANHA