Ramazan dizileri: Kadınlara ve bedenlerine yönelik suçlar- Hêvîdar XALID
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte her yıl Ortadoğu'daki izleyiciler bu mübarek ayda gösterilecek program ve dizileri merakla bekliyor, konularıyla ilgili düşünceleri neler ve kimler bu ramazanda yerini alacak sanatçılar, kimler? Ramazan Show programlarına ev sahipliği yapacak mı? Bu işlerin başındakiler diziyi sosyal medyada yayarak maksimum sayıda izleyicinin dikkatini çekmeye çalışıyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok Arap ülkesinde birçok dizi ve onlarca program hazırlanıp gösterildi. Ne yazık ki, mesajları ve içerikleri sadece ataerkil zihniyeti ve kadınlara yönelik ayrımcılığı teşvik ediyor.
Bu görsel materyaller uzmanlıktan uzak ve çoğunlukla Arap toplumlarının ve bölgenin genelinin gelenek ve göreneklerinden uzak olsa da yine de etik ve profesyonel denetim olmaksızın gösterilmektedir. Öyle bir noktaya geldi ki pek çok kişi merakla dizilerin gösterimini bekliyor.
Bu ramazan ayında dizilerde, yönetmenler, yapımcılar ve senaristler kadınları aşağıladıkları, değerlerini küçük gördükleri, ardından kadınları taciz ve tahrik ettikleri görüntüler gösterdi. Hegemonik iktidara bağlı medya kuruluşlarının çalışanları, toplumdaki kadına yönelik şiddet olaylarını, gerçeklikten uzak sahneler, cinayet ve şiddet olaylarını hayatın normal sahneleriymiş gibi göstererek meşrulaştırdılar. Ayrıca fiziksel, cinsel ve ruhsal istismar suçları, sırf eşinin ya da erkek kardeşinin sözünü çiğnediği için kadınların şiddeti hak ettiği gibi gösterdi.
Programlarda takipçi ve izleyici sayısını artırmak için kadın bedeni ve güzelliği kullanılmaktadır. Büyük şirketlerin sahipleri, kadınların bu programlarda ticari bir araç haline gelmesi için çok para ödüyor. Bu şekilde kadını değersizleştirip özünden uzaklaştırıyorlar. Bu, kadın bedeni üzerinden kazanım elde etmeye çalışan ataerkil bir söylemdir. Bu mübarek ay adına gösterildiği iddia edilen yemek programlarında, yemeği sunan ve yemeği yapan kişi bir kadındır. Kısacası kadının yerinin sadece ev, mutfak olduğu mesajını vermek istiyorlar. Kadın bunu tek başına yapabilir.
Kadına şiddet artık o dizilerde, görsellerde sanki bir gerçekmiş gibi, doğal bir şeymiş gibi gösteriliyor ve her gün yapılıyor. Kısacası kan dökülme sahneleri doğal bir hal almış, kadına yönelik cinsel şiddet bir eğlence nesnesi haline gelmiştir. Kadınların ruhları ve düşünceleri pahasına maksimum sayıda takipçinin dikkatini çekmek için bunlar yapılıyor. Kadınlar kendilerine yönelik ataerkil politikaların kurbanı oldular.
Bu acı verici ve nahoş gerçekleri değiştirebilecek kadınların özgür ifadesine ihtiyacımız var. Hegemonik gücün bu geri kalmış kavramlarını ve ataerkil zihniyetini yok etmek için bu alanda aktif bir rol oynanmalıdır. Yani ramazan ayında kadına çizilen imajı parçalayarak şiddetten, cinayetten, suçtan arındırarak bir resim çizmeliyiz.
(rr)
ANHA
