​​​​​​​Jina Emînî devriminin ateşi sönmüyor- Hêvîdar XALID

İran'da genç Kürt kadın Jina Emini'nin sözde "ahlak polisi" tarafından katledilmesiyle başlayan devrim, tüm bölgelere yayıldı, genişledi ve tüm dünya kadınlarının devrimi oldu. Sonuç olarak insanlar onun davasına desteklerini gösterdiler ve Jina’nın katillerinin hesap vermesini istediler.

Protestoların başlamasının üzerinden 2 ay geçmesine rağmen Rojhilatê Kurdistan ve İran kentlerinde kadınların başını çektiği ayaklanma sürüyor. Dahası, gün geçtikçe daha parlak hale geliyor. Protestocuların İran rejimine karşı direniş yöntemleri ilginçti.

Rejim yetkililerinin isyanı bastırma çabalarına rağmen, acımasız saldırılarına karşı direniş ruhu her gün devam ediyor. Bu, herkesin, zulüm ve soykırım politikalarına karşı birlik ve beraberliği ile toplumda köklü ve gerçek değişimler yaratabilecek ana güç ve tek destekçi olduğunun herkese açık bir mesajıdır.

Protestoların başladığı ilk günden beri İran rejimi interneti, karşıt medyayı keserek ve doğru yolundan saptırarak bu devrimi dünya kamuoyundan saklamaya çalışıyor. Ayrıca protestocuların önünü kesip susturmak ve sesleri dünyaya ulaşmasın diye her türlü baskıyı kuruyor. Ancak protestocuların sebat ve sevgi ruhu, baskı yöntemlerinden daha güçlüydü. Protestocular mücadeleyi yoğunlaştırdı ve devrimlerinin kıvılcımını tuttu.

Dünyanın her yerindeki özgürlük seven insanların gönlü İran halkıyla birliktedir. Devrimlerine destek mesajları veriyorlar, özgürlük ve yaşam mücadelelerinin ve demokrasiye dayalı yeni bir sistemin kurulmasının haklı olduğunu gösteriyorlar. Ancak uluslararası toplum ve insan haklarının korunmasına yönelik uluslararası kuruluşlar, İran rejiminin halka karşı işlediği suçlara karşı sessiz kalmaya devam ediyor.

İsyancılar "Jin Jiyan Azadi" sözlerini slogan haline getirdiler. Bu slogan herkesi etkiledi ve tüm kadınların kalbine ilham verdi. Rejim yetkilileri arasında korku yaydı. Muktedirlerin tahtları sallandı. Bununla Jîna Emini için yapılan gösteriler özgür yaşam ve demokrasi devrimine dönüştü. İran'da kadınlar, şiddet, işkence, yıldırma ve ataerkil yöntemlerden uzak fikir ve yöntemlere dayalı özgür ve demokratik bir toplum inşa edeceklerini çok iyi biliyorlar.

Bu gösteriyi farklı kılan, sadece İran'daki yönetim sistemini değil, bölgedeki tüm sistemleri tehdit etmesidir. Bu nedenle bu sistemler devrimi doğru yolundan saptırmak için onu görmezden geliyor. Ancak İranlı kadınlar ve Kürt kadınları özgürlük mücadelesini kendilerine hedef edinerek yeni bir sistem kurabileceklerini, haysiyetlerini ve özgürlüklerini gerçekleştirebileceklerini ve seslerini dünyaya duyurabileceklerini bir kez daha kanıtladılar.

Buradan diyebiliriz ki, mücadele demokratik ve akılcı yöntemlerle, değerlendirilmiş bir plan ve programa göre yürütülürse bu isyan Rojhilatê Kurdistan ve İran halkının kaderini belirleyebilir. Halklar, devletlerin baskıcı politikalarına karşı durabilir.

İran'da yeni bir nesil büyüyor, kaybedecek bir şeyi yok, aksine önemli adımlar atmak için kazanabileceği çok şey var. Bu gençler, kadınlar ve çocuklar ve İran toplumunun tüm kesimleri, eskisinden daha büyük, özgür ve demokratik bir devrim yaratmak için gerçek bir mücadele vermek istiyor. On yıl sonra rejimin el koyduğu devrimi bir kez daha gerçekleştirmek istiyorlar. Rojhilatê Kurdistan ve İran'ın orijinal halklarının ortak bir ilişkisi var. İran rejimine karşı iradesini birleştirdi. Kaderlerinin ortak olduğunu bildikleri için, isyanlarını sadece siyasi düzeyde değil, aynı zamanda entelektüel ve psikolojik düzeyde de yenmek için birleşmeliler. Bunu yapamazsa  önceki devrimler gibi başarısız olacaktır.

Bu nedenle İran'ın tüm bileşenleri mücadelelerini demokratik özlemlerini gerçekleştirmek için kullanmalıdır. Rejimin suçlarını ve politikalarını teşhir etmelidir. Ciddi yöntemlerle çözüme ulaşmak için çaba göstermelidir.

İsyanları protesto olarak görmemeliyiz, ancak iyi sonuçlar elde edebileceklerini göstermeliyiz. Yetkililerin zulmüne karşı demokratik bir birlik oluşturmak için herkesin birlik olması gerekmemktedir. Halkın özgürlük ve eşitlik konusundaki ihtiyaçlarının baskı ve şiddet saldırıları ve tutuklamalarla karşılanmamasına önem vermeliyiz. Ancak çözüm, bu ihtiyaçların karşılanmasında yatmaktadır.

Jina Emini devrimi, İran, Ortadoğu ve dünyadaki tüm kadınların ve halkların devrimi olacaktır. Söndürülemeyecek bir kıvılcım olacak ama bu ülke insanının yaşam ve özgürlük felsefesine inandığı, uzun ve parlak bir direniş geçmişine sahip olduğu sürece direniş ruhuyla parlamaya devam edecektir.

(rr)

ANHA