​​​​​​​Kadınlar ataerkil sistemin suçları arasında- Hêvîdar XALID

​​​​​​​Kadınlar ataerkil sistemin suçları arasında- Hêvîdar XALID
26 Oct 2022   00:53

Son zamanlarda Ortadoğu’da kadın cinayetleri ve şiddet arttı. Katil de kadının kabul etmediği bir “sevgili”dir. Zorla evlendirmeyi kabul etmeyen kadınlar mağdur oluyor. Bu hafta kadınlara karşı bu tür suçlar işlendi. Olağanüstü bir olay olarak rapor edildi ancak cinayetin nedeni ve amaçları paylaşılmadı. Kadına yönelik şiddet olgusu, kadın ve toplum için büyük bir tehdit oluştursa da katillerden hesap sorulmuyor ve mağdurlar için adalet uygulanmıyor.

Bu suçlardan sonuncusu ise Şam'ın Meze Mahallesi’nde yaşandı. Genç bir erkek bir kadını bıçaklayarak katletti ve ardından kendini öldürdü. Aynı olay Mısır'ın Bor Said vilayetinde de yaşandı ve genç bir erkek sevgilisini evlenmeyi reddettiği için halkın gözü önünde boğdu. Benzer suçlar Mısır'da 3 yerde daha işlendi.

Bu şekilde birçok suç işleniyor. En vahşi olanı ise Mensura olarak bilinen Nira Eşref isimli genç kadının katledilmesidir. Nira Eşref, Mensura Fakültesi'ndeki bir arkadaşı tarafından onu sevmeyi reddettiği için katledildi. Ayrıca Selma Mihemed Behçet adlı genç bir kadın, İletişim Fakültesi'ndeki bir arkadaşı tarafından Selma ve ailesinin o arkadaşının yaklaşımlarını kabul etmemesi nedeniyle katledildi. Cezayir'de özellikle Tiziwezo eyaletinde genç bir kadın, evlenmeyi reddettiği için bir mir tarafından yakıldı. Yemen'in Ib vilayetinde bir baba, düğüne gitmek isteyen kızını döverek katletti.

Dünyanın gözü önünde tekrarlanan bu suçlar gazetelerin günlük manşetlerinde yer alıyor. Buna rağmen kadına şiddete karşı konuşan kimseyi görmüyoruz. Kadınlara karşı işlenen tüm insanlıktan çıkarıcı ve moral bozucu ihlaller, doğu toplumlarında kadınların kendilerinden isteneni yapmaları gerektiğini ve reddederlerse ya yapacakları zihniyetinin oluşumuyla bize ortaya çıkan temel gerçeklere dönüştürüldü. Ya şiddetle cezalandırılacaklar ya da kimseye sormaksızın öldürülecekler. Kadınların zorla evlendirilmesi, geleneksel toplumun onlara dayattığı en küçük şeydir. Kadınlar kendilerine dayatılan yasaları reddederse, sonuçları ölümle sonuçlanacak, bu da başını keserek ya da yakarak öldürme boyutuna varabiliyor.

Tek taraflı aşk adına suç işleyenler, kendilerini kadına empoze etmeye ve eşini seçme özgürlüğünü engellemeye çalışırlar. Suç işleyenlerin akıl hastalıkları olduğu, iktidarı ve mülkiyeti sevenler olduğu ortaya çıkıyor.

Kadına yönelik bu suçları işleyenler, kökleri kapitalizmin yozlaşmış sistemine dayanan, kadının özgürlüğünü engelleyen, ruh ve düşünce olarak köleleştiren, itibarını zedeleyen, kimliğini ve doğasını karalayanladır. Onu bir metaya dönüştürüp sadece çocuk yapan bir makine olmasını istiyorlar. Kadınları boğmak, çaresiz bırakmak ve böylece toplum bir bütün olarak ataerkil kanunlara uysun istiyorlar.

Hegemonik sistemler, kadınları hegemonyalarını sürdürmenin anahtarı olarak görüyor. Bu, İran hükümeti tarafından Kürt kadın Jina Emini'nin katledilmesinin ardından protestoların başladığı İran'da oldu. Jina Emini'nin ardından İran'ın kuzeybatısındaki Erdebil kentinde 16 yaşındaki genç kadın Israa Penahi, İran rejiminin milli marşını söylemeyi reddettiği için güvenlik güçleri tarafından katledildi.

Sorunlu doğumuzda kadınlar evde, sokakta, işyerinde ve halka açık yerlerde ideolojik ve fiziksel olarak acı çekiyorlar. Bütün bunlar toplumu kadınları iradesiz kılmak için haksız uygulamalara yönlendiren baskın ataerkil sistemlerin ürünleridir.

Kadına yönelik şiddet sorunu tehlikeli bir hastalık haline geldi ve planlı insanlık dışı ihlallere karşı sessizlik hakim. Şiddetin önlenmesi için yasal ve örgütsel bir çalışma yapılmalıdır. Ayrıca kadınlar, kadın cinayetlerini ve şiddeti önleme konusunda kendilerini örgütlemeli, eğitim programları ve atölyeler düzenlemelidir.

Nihayetinde kadınları ve mücadelelerini küçümseyen kavramları yok etmeden, kadına yönelik baskı ve zulmü bitirmeye çalışmadan toplum güvenli, özgür ve eşit olmayacaktır.

(rr)

ANHA