Haftanın Panoraması: Suriye’nin güneyinde ‘güvenli bölge’ tartışmaları

Arapça basını geçen hafta manşetlerine, Suriye’nin güneyinde “güvenli bölge” kurulmasını, Irak’taki siyasi tıkanıklığı ve Libya’daki krizi taşıdı.

Haftanın Panoraması: Suriye’nin güneyinde ‘güvenli bölge’ tartışmaları
10 Jul 2022   07:49
HABER MERKEZİ

ÜRDÜN GÜVENLİ BÖLGE KURULMASINI YALANLADI

Suriye’deki gelişmeleri ele alan Şarkul Avsat gazetesi şunları kaydetti: “Uzun suredir Ürdün sınırında 35 km derinliğinde ‘güvenli bölge’ inşa edilmesine ilişkin tartışmalar yürüyor. Ürdün merkezli Emon ajansı bu konuya ilişkin çıkan haberleri yalanladı. Güvenilir bir kaynak, bu konu hakkında herhangi bir şey sunulmadığını ve güvenli bölge kurma konusunda bir tartışmanın yürütülmediğini söyledi.

Şarkul Avsat’a konuşan Suriye’nin güneyinden bir kaynak, son dönemde Dera’daki anlaşma gruplarının yerel liderleri ile Suriye’nin güneyindeki merkezi anlaşma komitesi üyeleri arasında bir toplantı yapıldığını aktardı. Toplantıda güvenli bölgenin kurulması ve bölge üzerindeki etkisi tartışıldı. Ayrıca güney bölgesiyle ilgili anlaşma ve önerilerde Suriye’nin bir parçası olduklarını farklı projeleri reddettikleri belirtildi.

Güvenli bölgede silah, kurum ve gruplar olmayacak, Suriye rejimine bağılı hiçbir güvenlik kurumu da bulunmamalı. Güvenli bölge uluslararası denetim altında olacak, sivil polis, Ürdün’e açılan Nesîb Sınır Kapısı’nın yönetimi ile sivil rejim dairelerini kapsayacak. Askeri yönetimi bütün taraflarca kabul edilmelidir. Bütün taraflar arasında konuya ilişkin ortak ilişkiler olmalı, bölgede askeri faaliyetler olmamalıdır. Kalkınma ve insani projeler inşa edilmelidir.”

KOORDİNASYON ÇERÇEVESİ’NİN SON DÜĞÜMÜ: KDP VE YNK ÇATIŞMASI

Irak’taki son gelişmelere yer veren El Arap gazetesi şunları kaydetti: “Koordinasyon Çerçevesi, Kürtler arasındaki çatışmaların çözülmesi ve Erbil’in cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin görüşünün aynı olmasına önem veriyor. Bu, Sadr Hareketi ve milletvekillerinin, yeni hükümetin kurulması ve başkanın seçilmesi için meclisten çekilmesinin ardından gelişti.

Koordinasyon Çerçevesi yöneticileri, geçtiğimiz Pazartesi, anayasada kalan haklarının tamamlamaları için Kürt güçlerine birleşmesi ve adaylarını belirlemesi çağrısı yaptı. Bu durum Kurban Bayramı’ndan sonra yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık seçiminin hazırlıklarından sonra gelişti.

Gözlemciler, Koordinasyon Çerçevesi’nin çağrısının topun Kürt tarafların sahasında olduğunu gösterdiğini, bu bağlamda çatışmalarının çözülmesi ve cumhurbaşkanlığı için tek adayın belirlenmesi gerektiğini söylüyor.

KDP ve YNK temsilciğindeki Kürt güçleri, cumhurbaşkanlığı için bir dizi toplantı yapmasına rağmen anlaşmaya varamadı.

KDP milletvekili Şêrwan Doberdanî geçen hafta partisinin adayının Rêber Ehmed ve YNK adayının da Berhem Salih olduğunu belirtmişti.

Koordinasyon Çerçevesi’nden bazı yöneticilere göre, Kürtler arasındaki çatışmalar bir kenara bırakılacak, cumhurbaşkanı seçimi için bir toplantı düzenlenecek ve 130 sandalyesi olan Koordinasyon Çerçevesi Berhem Salih’i destekleyecek.”

LİBYA’DAKİ SİYASİ KRİZ DAHA DA BÜYÜYOR

Libya’daki gelişmelere ilişkin El Beyan gazetesi şunları yazdı: “Başkanlık Konseyi Başkanı’nın destekçileri ile Temsilciler Meclisi Başkanı destekçileri arasındaki diyalog şiddetlendi. Bu, gençlik protestolarına karşı duruş, Libya’nın doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan parlamento binasına yapılan baskın ve baskın sırasında parlamentodaki önemli belgelerin yakılıp yağmalanmasından sonra geldi.

Temsilciler Meclisi üyesi Elî Tekabilî: Parlamentoya yönelik saldırıda yer alanlar, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed El Menfi ve kardeşi tarafından yönlendirilen bir grup insandır ve para almışlar.

Tekabilî, her şey ortaya çıktığı zaman, genel temsilcilerin, saldırıların arkasında olanlara ilişkin önemli tedbirler alması gerektiğine işaret etti. Ayrıca Libya’daki sorunun çok büyük olduğunu söyledi.

Temsilciler Meclisi Başkanı Ekile Salih, Mihemed El Menfî’yi geçen hafta parlamentoya yönelik saldırıların arkasında olmakla suçlamıştı.

Diğer taraftan Mihemed El Menfi’nin kardeşi olan Samî El Menfi, çıkan olaylarla ilgilerinin olmadığını, kendisini ve kardeşinin Ekile Salih tarafından suçlanmasını, seçimlerin yapılmasını engellemeye yönelik bir girişim olarak değerlendirdi.

Bu davanın aşiret ve toplumsal etkileri oldu. Mihemed El Menfi’nin üyesi olduğu El Menfe aşireti, kendilerine karşı suçlamaları reddederek, tarafsız bir ekip tarafından genel soruşturma yapılması çağrısında bulundu.

Gözlemcilere göre, Başkanlık Konseyi başkanı ve Temsilciler Meclisi başkanı aynı bölgeden olduklarından kaynaklı aralarındaki siyasi savaşın daha da derinleşme ihtimali var ve bununla birlikte ülkedeki parçalanma durumunu daha da arttıracak. Gözlemciler, iki taraf arasındaki çatışmaların mevcut siyasi durumu değiştirmeye yönelik girişimleri engellemeyi amaçladığına dikkat çekti.”