Soykırım ve işgale karşı Çağın Direnişi devam ediyor-2

Soykırım politikasına devam eden İşgalci Türk devleti, Efrîn halkının göçertilmesi ardından bölgeye çete ailelerinin yerleştirilmesi ve tarihi eserlerin talan edilmesiyle Efrîn’i DAİŞ ve Cebhet El-Nusra çetelerinin merkezi haline getirdi. Fakat direniş, işgalci Türk devletinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

Soykırım ve işgale karşı Çağın Direnişi devam ediyor-2
18 OCAK 2022   00:40
HABER MERKEZİ-MEDYE HENAN

Türk devleti Efrîn’de nasıl bir soykırım politikası uyguluyor?

Efrîn, 19 Temmuz devriminden sonra ekonomik, siyasi ve sosyal boyutta büyük bir gelişme kaydetti. Şam hükümeti ve çete grupları arasındaki çatışmalardan kaçan Suriye'nin farklı bölgelerinden on binlerce göçmen için bir yaşam alanı haline geldi.

SOYKIRIM AMAÇLI İŞGAL SALDIRILARI

İşgalci Türk devleti, uluslararası toplumun ve Rusya’nın desteğini alarak 20 Ocak 2018 yılında Efrîn’e işgal saldırısı başlattı. 72 savaş uçağı ile 185'ten fazla hizmet, sivil, tıbbi ve askeri yeri hedef aldı. Savaş uçaklarının yanı sıra kentin ilçe ve köylerine dönük füze ve topçu saldırıları başlatıldı. Türk devletinin 2017 yılında kurduğu Watanî Ordusu, onun siyasi kanadı olan ve aralarında Kürt Ulusal Konseyi'nin (ENKS) de bulunduğu Suriye Ulusal Koalisyonu da destek verdi.

Saldırıların ardından Rusya ve Türk devleti, Astana görüşmeleri çerçevesinde Türk devlet çetelerinin Guta'dan geri çekilmesi şartıyla yaklaşık 350 bin kişinin yaşadığı ve yüzölçümü 3 bin 850 metrekare olan Efrîn’i Türk devletinin saldırısıyla karşı karşıya bıraktı.

İşgal saldırılarıyla birlikte tam bir soykırım uygulandı. 20 Ocak'ta Türk devleti bir fabrikayı hedef alarak bir çocuk ve 20 emekçiyi şehit düşürdü. 21 Ocak'ta Şêrewa ilçesine bağlı Cilbir köyüne yapılan saldırıda 10 sivil yurttaş şehit düştü, 12 kişi de yaralandı. 26 Ocak'ta Mabata ilçesine dönük saldırıda 6 sivil şehit edildi. Şêrawa ilçesine bağlı Gubel köyünde 8 sivil yurttaş şehit edilirken, 7 kişi yaralandı, 10 kişinin akıbeti ise, halen bilinmiyor. 9 Şubat'ta da Şiyê ilçesine bağlı Şiketka köyünde gerçekleşen saldırıda 7 kişi şehit oldu.

İşgalci Türk devletinin saldırıları uluslararası toplumun sessizliği sonucunda yoğunlaştı. 20 Ocak ile 17 Şubat arasında 26'sı çocuk ve 21'i kadın olmak üzere 173 sivil katledildi. 50'si çocuk ve 71'i kadın olmak üzere yaklaşık 464 sivil yaralandı.

İşgalci Türk devleti tarafından 26 Şubat'ta Cindirêsê ilçesine bağlı Yalankoz köyü sakinlerine yönelik gerçekleştirilen katliamda 6 sivil şehit oldu. İşgalci Türk devletine ait savaş uçakları Cindirêsê ilçe merkezinde bir katliam daha gerçekleştirdi. Bu saldırı sonucu 13 sivil şehit oldu. 16 Mart 2018'de bu kez Türk savaş uçaklarının hedefinde Avrin Hastanesi vardı. Saldırı sonucunda tedavi gören yaralı çocuklar da dâhil olmak üzere 16'dan fazla sivil yaralandı.

Efrîn'de yüz binlerce kişi işgalci Türk devletinin saldırıları nedeniyle evlerini terk ederek Şehba Bölgesi’ne yönünü çevirdi.

GÖÇERTME POLİTİKASI

İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrîn işgalinin ardından (18 Mart 2018) işlediği suçlar nedeniyle Efrîn halkı evlerini terk etmek zorunda kaldı. Türk devleti, Efrîn’i terk etmeyenlere karşı göç politikası izledi. Bu bağlamda kadınları peçe ile örttü ve kadınların evlerinden çıkmasına izin vermedi. Birçok sivili kaçırılarak kendilerine işkence yapıldı.

Kadınlara tecavüz edildi, sivillerin evlerine ve mallarına el konuldu. Tarihi yerler yağmalandı ve yıkıldı. Şehitlerin mezarlıkları yıkıldı. Demografik değişim politikasının bir parçası olarak Efrîn’in yerel sakinleri yerine çete aileleri bölgeye yerleştirildi. Daha sonra kurum, köy ve belde adları Türkçe ve Arapça olarak değiştirildi. Binalara Türk bayrakları asıldı. Zeytin tarlaları ve ürünlerine el konuldu, zeytin ağaçları kökünden sökülerek Türkiye’ye götürüldü.

Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü’ne göre, dört yıllık işgal süresince 8 bin 63'ten fazla sivil kaçırıldı. Sivillerin yarısından fazlasının akıbeti bilinmiyor. Yüzlerce sivil ise fidye karşılığında serbest bırakıldı. 655'ten fazla sivil hayatını kaybetti. Bunlardan 489 sivil bombardımanlarda, 90 sivil de işkence altında katledildi. Bombardımanda 303'ü çocuk ve 213'ü kadın olmak üzere 696'dan fazla sivil yaralandı.

333 bin 900'den fazla ağaç kesildi (çoğunluğu zeytin ağacı). 11 bin hektarlık tarım arazisinin yarısından fazlası yakıldı.

ÇETELERİN EFRÎN’E YERLEŞTİRİLMESİ

İşgalci Türk devleti, Şera ilçesine bağlı Mariskê köyüne 84, Meryemin köyüne 2 bin 200, Tirindê köyüne 69, Miratê köyüne 100'e yakın çete ve Cindirês ilçesine bağlı Mele Xelîl köyüne 60 çete üyesi yerleştirdi. Xezewiyê köyünde 250, Îska köyünde 500 ve Şêrawa ilçesine bağlı Xezewiyê ve Birc Abdalo köyleri arasındaki bölgede 560 çete konuşlandırıldı.

İşgalci Türk devleti, Avrupalı ​​kuruluşlar, Körfez ve AFAD’ın (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) aracılığıyla, işgal altındaki Efrîn Kantonu’nun şehir ve ilçelerinin çoğunda 30'dan fazla sömürge evi ve kamp inşa etti.

İşgalci Türk devleti son verilere göre, Efrîn’in köy ve ilçelerinin çoğuna 500 Filistinli aile de dâhil olmak üzere 400 bine yakın çete yerleştirdi.

EFRÎN KİMLİĞİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ ETNİK TEMİZLİK

İşgalci Türk devleti saldırıları ve göçertme yoluyla Efrîn’de demografi değişim ve etnik temizlik politikası uyguluyor. Sokak, meydan ve hastanelerin isimleri değiştirildi. Okullara ve halka açık yerlere Türk bayrağı asıldı. Newroz Kavşağı’nın adı önce Selahattin olarak değiştirildi ardından kavşak tamamen kaldırıldı.

Birçok yere Osmanlı isimleri verildi. Türk bayrağı ve Erdoğan'ın resimleri köy, ilçe, kurum ve panolara asıldı. Okullarda resmi dil Türkçe olarak değiştirildi ve çocukların kıyafetlerine Türk bayrağı asıldı.

Türk devleti ayrıca çeteleri aracılığıyla kutsal yerleri talan etti, şehit mezarlıkları ve mezarları yerle bir etti.

TARİHİ YERLERİN TALANI

Okullar, sivil binalar, kamu ve stratejik alanlar ile hizmet alanları suç merkezlerine dönüştü. İşgalci Türk devleti, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren M.Ö bin 200’lere dayanan Eyn Dara Tepesi de dâhil olmak üzere 5 tarihi mekân yok edildi. Yine, UNESCO tarafından Suriye ve Ortadoğu'nun en önemli tarihi yerlerinden biri olarak bilinen, Huriler dönemine kadar uzanan (M.Ö 3500) Nebî Hûrî tarihi kalıntıları talan edildi.

M.S Roma döneminde inşa edilen Kilûte köyündeki Roma tapınağı, Elbîske köyündeki birçok tapınak ve kale, Gubelê köyündeki kilise ve tapınak, Taş devrine ait ve 1993 yılında Neanderthal dönemine ait olduğu ortaya çıkan bir çocuğun kemiklerini ortaya çıkarıldığı Dûderiyê Mağarası yıkıma uğrayan yerler arasında.

Efrîn Tarihi Eserler Müdürlüğü’ne göre, farklı din ve inanışlara ait 59'dan fazla tarihi alan ve 28 türbe tahrip edildi. Birçok mezarlık yerle bir edildi ve yerlerine hayvan pazarları açıldı.

İşgalci Türk devletinin suçları bununla sınırlı değil; Meydan Ekbez'den geçen, Raco’ya kadar uzan, Şera’ya bağlı Kefercenê ve Qitmê’ye giden tren yolu yıkılarak malzemelerini satıldı.

SOYKIRIM SİYASETİ

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi Yürütme Komitesi Eş Başkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, Efrîn saldırılarının başlangıcından bu yana Efrîn’in soykırıma uğradığını belirterek, “Saldırılar üzerinden geçen 4 yıl, Efrîn’e yönelik 4 yıldır soykırım, göçertme politikasının uygulandığının göstergesidir. Efrîn tüm dünyanın gözü önünde soykırım politikasıyla karşı karşıya kaldı” dedi.

Bedran Çiya Kurd, Türk devletinin Efrîn’e karşı uyguladığı politikanın bir soykırım politikası olduğunu vurgulayarak, "Türk devletinin uyguladığı politika, bir soykırım ve Efrîn kimliğini yok etme politikasıdır. Efrîn’in asıl sakinlerinin nasıl zorla göçertildiğini herkes görüyor ve onların yerine bölgeye yabancılar yerleştirildi. İnsani yardım ve ilgili kuruluşların bu suçları görmesi ve Efrin’de yaşananları yakından takip etmesi önemli. Özellikle Türk devletini cezalandırmalılar” diye kaydetti.

SADECE ADI KALDI

Binlerce Suriyeli mülteci için bir barış kaynağı olan Efrîn şehri, çeteler için bir eğitim merkezi haline geldi.

İşgalci Türk devletinin Kürt kimliğini yok etmek istediğini söyleyen Bedran Çiya Kurd, bölgeyi kültürel yıkıma, demografik değişime ve psikolojik savaşa sokmak istediklerini, Erdoğan'ın AB toplantısında Suriye’den Türkiye’ye göç edenleri Efrîn’e yerleştirme planlarına herkesin şahitlik ettiğini, bu şekilde de bölgede demografik değişim hayata geçirildiğini, kaydetti.

Bedran Çiya Kurd, Türkiye'deki Suriye halkının Sünni muhalefete bağlı olduğunu herkesin bildiğini, sınırda sünnileri ve işgal projesini yaygınlaştırarak işgali yaymak istediklerini belirterek, “ Türk devleti, Efrîn’i radikal grupların merkezi haline getirmek için halen çalışmalarına devam ediyor. Bunu projelerini Suriye içinde ve dışında da gerçekleştirmek için yapacak” tespitini yaptı.

Türk devletinin Efrîn topraklarını ilhak etmesine değinen Bedran Çiya Kurd, Efrîn’nin ve diğer işgal altındaki toprakların mevcut durumda siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel olarak Türkiye'ye ait bölgeler şeklinde yönetildiğini, bunun Efrîn’de üzerinden uygulanan özel bir plan olduğunu belirterek, ‘’Bu aynı zamanda Türk devletinin uygulamaya çalıştığı Misakı Milli projesinin de bir parçasıdır” dedi.

TÜRK DEVLET İŞGALİNİN SONLANDIRILMASI ZAMANI

Efrîn halknın direnişine de dikkat çeken Bedran Çiya Kurd, “Geçen yıl Efrîn’în özgürleştirilmesi için halkın siyasi, ekonomi ve toplumsal alanda muazzam direnişine şahit olduk. Bu direniş Türk faşizminin gerçek yüzünü ortaya çıkardı” şeklinde konuştu.

“Türk devletinin siyasi ve ekonomik bir kriz içinde olduğunu biliyoruz. Bu aynı zamanda halkımızın ülke içinde ve dışında direnişinin bir sonucudur. Bu, faşist Türk devletinin gerçek yüzünün görülmesine yardımcı oldu. Bu nedenle bu yıl faşist Türk devletine karşı siyasi ve hukuki direnişi yükseltme yılı olmalı ve direnişi yükselterek bu yılın sonuna doğru gitmeliyiz” diyen Bedran Çiya Kurd, Kurdistan ve dünyada mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.

DÜNYA KAMUOYU HALKIN YANINDA

Bedran Çiya Kurd, dünya kamuoyunun Efrîn halkını ve haklı davasını desteklediğini, bunun büyük güç verdiği gibi Türk devletinin planlarının önünde engel teşkil ettiğine dikkat çekerek, “Yeni yılın önemli kazanımların, Türk devletinin planlarının boşa çıktığı, Rojava’da büyük başarıların hayata geçirildiği bir yıl olacağına inancımız tamdır. Bu nedenle Efrîn’i özgürleştirmek ve Rojava Devrimi'nin elde ettiği başarıları korumak için örgütlülüğümüzü daha da güçlendirmeliyiz” dedi.

(na)

ANHA