Kazakistan’da öngörülür gelecek: Rusya’ya daha bağımlı

Rusya’nın Kazakistan müdahalesinden sonra, Kazakistan’da Rusya’ya daha bağımlı ve koltuğunu Moskova’ya borçlu Tokayev tek adam rejimin yaşanacağını öngören Kerim Has, Nazarbayev yanlısı ekibine yönelik de bir anlaşma olabileceği ihtimalini paylaştı. 

Kazakistan’da öngörülür gelecek: Rusya’ya daha bağımlı
13 OCAK 2022   06:30
HABER MERKEZİ - CİHAN BİLGİN

Kazak eylemciler neredeyse iki haftadır dünyanın gündeminde yer alıyor. LPG’ye yapılan zamlarla başlayan gösteriler bardağı taşıran son damla olsa da diktatörlükle yönetilen Kazakistan, Türkiye’de yaşandığı gibi yolsuzluk, adaletsizlik, baskıcı sistem Kazak halkının sokağa çıkmasında önemli sebeplerden.

Kazakistan’da protestoların büyümesi, yayılması ve kitleleşmesiyle beraber hükümet istifa etti, ülkede OHAL ilan edildi. Güvenlik güçlerinin protestoculara müdahalesi ile 164 kişi hayatını kaybetti, 5 bin 135 kişi de gözaltına alındı.

Akaryakıt zamlarını protesto eden halkın başlattığı eylemlerin etkisinden kaynaklı olarak eylemcilerin arkasında dış güçlerin olduğunu, teröristlerin yurtdışında eğitildiğini belirten Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden destek istedi. Rusya’nın liderlik ettiği örgüte üye olan Kırgızistan, Tacikistan, Belarus, Ermenistan ülkeye asker yolladı.

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) üye ülkeleri, Kazakistan'daki eylemlere yönelik “zafer ve gövde gösterisi” yaparak olağanüstü toplantı düzenledi. Ülkede yaşanılan eylemleri 'dış destekli terör ayaklanması' olarak tanımlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkeyi bu durumdan koruduklarını belirterek zafer ilan etti.

Kazakistan’da yaşanılan eylemleri, bundan sonrasını, Türkiye’ye olan etkisini Rusya uzmanı Dr. Kerim Has’la konuştuk.

KGAÖ toplantısını bir çeşit güç gösterisi olarak değerlendiren Kerim Has, Kazakistan yönetimi Tokayev’e itiraz edenlere, Batı’ya “durum kontrol altına alındı” mesajını verme amacını taşıdığını vurguladı.

Kazakistan’ın kaç gün içinde “eski düzenine” döneceğini öngören Dr. Kerim Has, Kolektif Barış Anlaşması Örgütü çerçevesinde gönderilen askerlerin de yakın bir süre içinde Kazakistan’dan ayrılacağını söyledi.

Kazakistan’dan ders çıkarması gereken ülkelerin en başında Türkiye’nin geldiğine dikkatleri çeken Kerim Has, “Türkiye Kazakistan’daki benzer risklerle karşı karşıya” ifadelerini kullandı.

*Kazakistan’da yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz, bu olaylar öyle bir anda mı oldu, yoksa bir alt yapısı, geçmişi var mı?

Zaman zaman Kazakistan’da protestolar oluyordu. O kadar da sakin bir ülke değil. 2019 yılında Nazarbayev iktidarı Tokayev’e devrederken, Çin’e arazi kiralama sorununda, Jana Özen olaylarının 10. yıldönümünde bunlar yaşandı. Ama onun haricinde LPG’ye yapılan yüzde yüzlük zamlar bardağı taşıran son damla oldu. 2019’da LPG fiyatlarının borsaya açılması gibi bir durum söz konusuydu. Ama o günden bugüne bu tarzda bir artış yaşanmamıştı. Bu artış insanlarda her hâlükârda bir rahatsızlık oluşturdu. Jana Özen, Akdav, Mangistav bölgelerinde petrol ve doğal gaz şirketleri olduğu için zengin ile fakir arasındaki uçurum çok daha büyük. Kazakistan’da asgari ücret yılbaşında 140 dolara çıkarıldı. Dolayısıyla fakir olan kesim çok fazla. Kazakistan refah seviyesi yüksek olan bir ülke. Ancak yüzde 60 itibariyle Kazakistan’ın ihracatı maden yataklarına endekslidir. Bu tarz enerjiye bağımlı ülkelerin kendi zengini ve fakiri olur. Gelir dağılımındaki eşitsizlik Kazakistan’da var olan bir durum, ancak protestoların başladığı yerlerde bu eşitsizlik çok daha büyük boyutta. Rahatsızlığın protestolarla patlak vermesinin asıl çıkış nedeni iç sosyoekonomik nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Protestoların yayılmasıyla siyasi talepler peşi sıra geldi. Nazarbayev’e yönelik eleştiriler arttı, heykeli yıkıldı. Kendisi ve ailesiyle ilgili çok fazla yolsuzluk iddiası zaten son yıllarda arttı. Son bir haftadır hem Rus hem de Batı medyasında çarşaf çarşaf yayınlanmaya başlandı. Nazarbayev’in 3 kızının üst düzey yerlerde görevlerde bulunmaları, şirket yöneticileri olmaları, damatlarının aynı şekilde petrol şirketlerinin başında yer almalarına karşın toplumda biriken bir tepkinin de olduğunu gösteriyor. Bu protestolarda siyasi rahatsızlıkta büyüyünce bir patlak verdi.

*Kazakistan cumhurbaşkanı göstericileri “terörist” olarak nitelendirdi ve polise vur emri verdiğini duyurdu. Bu siyaset mevcut gösterileri durdurur mu? Tokayev niye böyle bir yöntem denedi sizce?

Nazarbayev devlet görevini 2019 yılında Tokeyev’e bırakmıştı ama Nazarbayev ve ekibi gölge yönetici olarak iktidarı bırakmadı. Bu şekilde yolsuzluk ve siyasi olarak arkadan yönetmeye devam edilmesi toplumda bir rahatsızlık oluşturuyordu. Tokayev göreve getirilirken de aynı şekilde Nazarbayev’in adamıydı. Devlet başkanı görevine getirilmeden önce Tokayev Senato başkanıydı. Yıllarca Dış İşler Bakanlığını yapmış biriydi. Sovyetler döneminde Çin’de Sovyet diplomatı olarak çalışmıştı. Batıyla da ilişkileri fena değildir ki, BM de üst düzeyde görevler yapmıştı. Ama 3 yıldır ülke çift başlıkla yönetiliyor. Halk bundan ötürü Nazarbayev’in istifa etmesini, siyasetten çekilmesini istedikleri gibi Tokayev’den de bunu talep etti.

Gösteriler 2 Ocak’ta başladı. 2-3 gün barışçıl gösterilerdi. İnsanların talepleri vardı. Nitekim zamlar Kazakistan’ın 14 bölgesi için geri çekildi. Ancak işin seyri 5 Ocak’ta değişti. İnsanlar Nazarbayev’e tepki gösterince Tokayev, Nazarbayevi “yasalara aykırı” bir şekilde Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevinden aldı. Sonra hükümeti de görevden aldı. İstihbarat başkanı Karim Massimov görevden alındı. Tokayev bununla protestocuların bir anlamda tepkilerini alıp sorumluluğu da büyük bir ölçüde Nazarbayev’e yakın isimlere yönlendirmek istedi. Bu protestolar daha erken, kolay bir şekilde dışarıdan destek istenmeyerek “bastırılabilirdi.”  Ama yüzde 99,9 güvenlik bürokrasinde çatlak baş gösterdi. 5 Ocak’tan sonra göstericiler arasında silahlı insanların birden ortaya çıktığını gördük. Dışarıdan belki gelenler vardır ama, asıl ihtimal istihbarat ve güvenlik bürokrasi içinde yer alan ve güç kaybıyla karşı karşıya kalan ekip, Tokayev’e zorluk çıkarmak için bunları yaptı. Kazakistan’da bir çeşit kast sistemi de vardır, yerelde bunlar etkilidir.  Tokayev iktidarını korumak için pek muhtemel ki istihbarattan çeşitli provokatörler bir şekilde sahaya sürülmüş olabilir, o göstericiler şeytanlaştırılmak istenip bir şekilde terörizm kılıfı altında bunu yapmak istedi. “Bir şekilde de başarılı oldu.” Çünkü 2-5 Ocak’ta barışçıl olarak sokağa çıkan insanların birçoğu evlerine döndü. 5 Ocak’tan sonra barışçıl gösteriler güvenlik bürokrasindeki eski-yeni ilikler arası bir çatışmaya dönüştü.

*Müdahale amaçlı kimi ülkeler devreye girmiş durumda. Rusya, Ermenistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Belarus protestoların devam ettiği Kazakistan'a "barış gücü" adı altında asker gönderdi ve geçtiğimiz günlerde Kolektif Barış Anlaşması Örgütü toplantısı gerçekleşti. Kazakistan’da bu gelişmelerle beraber işin seyri nasıl değişti?

Bu toplantı bir çeşit güç gösterisi ve “durum kontrol altına alındı” demek isteniyor. Bu sadece Kazakistan yönetimi Tokayev’e itiraz edenler açısından değil aynı zamanda Batı’ya da verilmek istenilen bir mesajdır. Rusya Batı’ya şunu söylüyor “ben hemen arka bahçemde, Kazakistan’da yaşanan olaylara 4-5 gün içinde müdahale edip olumlu bir netice alabildim.” 

Tokayev’in koltuğu tehlikeye girdiği, 5 Ocak’tan sonra işin seyri değiştiği ve değiştirildiği için “terörizm” adı altında, dışarıdan müdahale var diyerek, Kolektif Barış Anlaşması Örgütünden yardım talep etme imkanına kavuştu. Belarus, Ermenistan, Tacikistan, Kırgızistan’ın asker göndermeleri Rusya’nın liderlik yaptığı Kolektif Barış Anlaşması içinde değerlendirilmeli. Rus askeri tek başına girmiş olsaydı belki işgalci bir görüntü olabilirdi. Rusya haricinde diğer ülkeler sembolik bir şekilde asker gönderdi. Yüzde 90 oranında Rusya’dan giden askerler yer alıyor.  Rusya sahaya inince “Tokayev’i destekliyorum” dedi. Tüm güvenlik bürokrasisi 5 Ocak öncesi tereddüt yaşıyordu ama Rusya sahaya inince tüm güç Tokayev’in arkasında hizalandı. Birkaç gün içerisinde bir düzen kuruldu. 

Rusya sahaya indikten sonra güvenlik bürokrasi içindeki mücadelenin süreceğini düşünmüyorum. 5 Ocak’ta tutuklanan Kerim Masimov üzerine tüm suçun yıkılacağı görünüyor.  Nazarbayev yanlısı siyasi ve güvenlik elitinin tasfiyesi söz konusu. Tokayev, Rusya’nın yardımıyla tek adam olarak ülkede hakimiyet kurma yolunda ilerliyor.

RUSYA’YA DAHA BAĞIMLI BİR KAZAKİSTAN

Kazakistan’da öngörülebilir gelecekte Rusya’ya bağımlılığı çok daha fazla artan, koltuğunu Moskova’ya borçlu Tokayev nezdinde bir tek adam göreceğiz. Nazarbayev yanlısı ekibin ülkede kalmasına ya da mülkiyetlerini korumaya izin vererek ama siyasi mücadeleden geri çekilme şartıyla bir anlaşmaya varılabilir. Nazarbayev’in ülkeden çıktığına dair haberler medyada yer aldı. Ama anladığım kadarıyla ülkede kalmış durumda. Eğer kaldıysa ve damatları enerji şirketleri yönetiminde kalmaya devam edecekse pek muhtemel güç mücadelesi içerisinde bir anlaşmaya varılmış diyebiliriz.

*ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, Rus askerlerinin karışıklık yaşanan Kazakistan’a gitmesiyle ilgili yorumuna, Rusya’dan sert tepki gelmişti. Blinken “Yakın tarihten bir ders olarak Ruslar bir kere evinize girdi mi bazen onları göndermek çok zor olur” ifadesini kullanmıştı. Siz bu tepkileri ve açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Blinken bu açıklamasıyla ne mesaj veriyor?

Bu büyük güçler arasında yaşanan siyasi bir mücadele. Rus askeri Kazakistan’da çatışmalara katılır mı, bence katılmaz. Kazaklara karşı negatif adımların atılacağını zannetmiyorum. Rus askerleri Kazakistan’daki stratejik tesisleri, devlet binaları, enerji tesislerini koruyabilir. Kazakistan’da Rus askerlerin uzun bir süre kalmasına bence gerek yok ve büyük bir ihtimalle çekerler. Kolektif Barış Anlaşması Örgütü çerçevesinde gönderilen askerler yakın bir süre içinde Kazakistan’dan ayrılır.

*‘Vahşi Arman’ lakaplı Kazak suç örgütü lideri Arman Dikiy, Kazakistan’da gözaltına alınmıştı. Suç örgütü liderinin Sedat Peker, Mevlut Çavuşoğlu, Alaattin Çakıcı gibi birçok kişiyle fotoğrafları ortaya çıktı. Türkiye Kazakistan da yaşananların neresinde yer alıyor?

Türkiye’de son yıllarda Erdoğan yönetiminin birçok mafya, uyuşturucu liderleri ve cihatçı gruplarla birçok yakın ilişkileri olduğu öğreniliyor. Sedat Peker veya başka kişilerin ifşasıyla bu oluyor. Türkiye’deki yönetim maalesef dünyadaki tüm suç örgütlerini kendi üzerine çekiyor, daha fazla suça bulaşıyor. 17-25 Aralık yolsuzlukları, Gezi Olayları sırasında yapılanlar, Çözüm Süreci sonrası Kürtlere yapılan hukuksuzluklar gerek Suriye gerekse Irak’ta olsun Erdoğan rejiminin suçları her geçen gün artıyor. Bir suç örgütü, cihatçı, mafya, terör örgütü, DAIŞ liderinin Türkiye’de yakalanması sıradan bir hadise haline gelmiş. Erdoğan tarafından bilerek Arman Dikiy’in, Kazakistan’a gönderdiğini zannetmiyorum. Türkiye iktidarının içinde bulunduğu sefalet durum suç örgütü liderlerini kendine çekiyor.

*Peki yaşananların Türkiye’ye etkisi ne olur sizce?

Bunlardan herkesin çıkarması gereken dersler var. Kazakistan’da gelir adaletsizliği çok fazla, yolsuzluklar devam edeceğe benziyor, yapılan zamlar, pandeminin getirdiği zorluklar Türkiye’de çok daha fazla yaşanıyor. Türkiye’nin Kazakistan gibi enerji kaynakları da yok. Türkiye’de ekonomik kriz her geçen gün derinleşiyor, kasada para da kalmadı. Kazakistan’da otoriter rejim Tokayev ile birlikte daha fazla güçlenecek ve sistem içinde alarm veren hususların önü kapatılacaktır. Bununla birlikte toplumun gazını almak için sosyal ve ekonomik yardımlarda yapılacaktır. Ama Türkiye sosyal yardımları yapabilecek bir durumda değil.  Erdoğan rejimindeki Türkiye’nin geleceği Kazakistan’dan çok daha karanlık. Tokayev Kazakistan’da 20 bin terörist var demişti, Erdoğan Türkiye’de yıllardır milyonlarca terörist olduğunu söylüyor.  Terörizm kavramı içerisine koyduğu insan topluluğu her geçen gün artıyor. Bir taraftan ekonomik kriz bir taraftan muhalefet ve muhalif kesimleri terörize etme politikaları büyük bir patlamaya yol açabilir. Kazakistan’dan ders çıkarması gereken ülkelerin en başında Türkiye geliyor. Türkiye Kazakistan’daki benzer risklerle karşı karşıya.

*Oligarşik yönetimlerle yönetilen ülkelerde uzun süredir krizler sürüyor. Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye, Güney Kürdistan hükümeti bunlardan birkaçı. Bir de demokrasi adı altında bunlar yaşanıyor. Kazakistan’da bardağı taşıran son damla gibi hangi devletlerde benzer durumlar yaşanması bekleniyor?

Her ülkede faklı dinamikler söz konusu. Türkmenistan çok kapalı bir ülke. Kuzey Kore’den çok farklı değil. Ekonomik kriz yaşanıyor, Kurbankulu Berdimuhammedov tipik bir diktatör. Türkmenistan kanımca içe doğru patlar. İnsanlar birbirini kırar geçer gibi geliyor. Türkmen toplumu, bölgenin yapısı, göçebe kültürü, siyasi muhalefetin olmayışı, medya özgürlüğünün olmaması ve Türkmenistan’ın dış dünyayla ilişkileri dikkate alındığında sosyal bir patlama olabilir. Bu yakın bir zamanda yaşanmaz. Ama olduğu vakit içe doğru çökme yaşanır.

Kırgızistan da sürekli bir iktidar değişiminin kanlı bir şekilde yaşandığı bir ülke. Orada Güney ve Kuzey ayrımı vardır. Sadır Nurgocoyeviç Caparov 2020 yılında cezaevinden çıkarak iktidara geldi. Kırgızistan klan ilişkileri de etkilidir. Özbek- Kırgız ayrımı bir şekilde fark edilir. Orada da patlamalar olabilir. Sadır Nurgocoyeviç Caparov yönetimi iktidara geldikten sonra yapılan anayasal değişikliklerle birlikte tek adam yönetimine dönüştü. Eski yönetimlerden Caparov’a öfke besleyenler, ayağının takılmasını bekleyen birçok insan vardır.

İslam Kerimov’dan sonra Şevket Mirziyoyev, Özbekistan’a nispeten ekonomi ve siyasi arenaya bir nefes aldırdı. Ama tam anlamıyla ekonomik bir perspektif de sunmuyor. Toplumunda da ekonomik anlamda rahatsızlıklar birikiyor.

ANHA