Afgan gazeteci: Ülkemi terk etmeyeceğim

Afganistan Kültür ve İletişim Bakanlığı, 2018 yılında yayın yapmak için bakanlığa kayıt yaptıran 203 televizyon kanalı, 366 radyo kanalı, 72 günlük gazete, 354 haftalık gazete, 344 dergi ve 73 haber ajansı olduğunu açıkladı.

Kendilerini bağımsız olarak tanımlayan kanallar batılı hükümetler tarafından finanse edilirken, diğer basın kuruluşları da, aşırılıkçı Sünni veya Şii politikalarını yaymak ve bu hükümetlerin ülkedeki çıkarlarını savunmak için Pakistan, İran ve Türkiye tarafından finanse edildi.

Başta televizyon kanalları olmak üzere bu haber ajanslarının sahipleri veya yöneticilerinin çoğu milyonlarca dolar kazanıp yurtdışında büyük çıkarlar elde etmiş olsa da gazeteciler, tehdit, ölüm ve kaçırılma ile karşı karşıya kalarak mesleklerini icra ediyor.

Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan'da iktidara gelmesiyle birlikte gazeteciler birincil hedef haline geldi. Özellikle kadın gazetecilere yönelen Taliban, ülkenin üzerine adeta kara bulut gibi çöktü.

Kabil Üniversitesi İletişim Fakültesi mezun olan ve güvenlik nedeniyle ismini veremeyen gazeteci R, ANHA’ya konuştu. On yıl çeşitli medya kuruluşlarında çalışan R, insan hakları ihlallerini izleme deneyimlerine sahip.

TALİBAN’IN ‘FETVA’SINA KARŞI ALANDAYDI

Afganistan'da Taliban’ın iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra, güzel bir imaj vermek isteyen Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, kadınların evde kalması gerektiğini duyurdu.

İnsani olmayan bu "fetvayı" protesto etmek için sokağa çıkan kadınlardan biri olan R, “7 Eylül 2021'de, şu anda Taliban milislerinin kontrolü altında olan Kabil'deki üçüncü polis karakolu önündeki eyleme katılan kadınlardan biriydim. Aynı zamanda protestoları da takip ediyordum. Silahlı bir Taliban üyesi bana saldırdı ve kameramı kırmaya çalıştı” diyor.

Bayılarak yere düştükten sonra birinin gelip ona yardım ettiğini ifade eden R, kendine geldikten sonra, kendisine saldıran Taliban üyesinin birkaç metre ötede durduğunu görüyor ve kamerasını geri almak isterken, silahlı Taliban üyesinin, kendisine “İslam emirliğini yok etmek isteyen fahişe” diyerek saldırdığını aktarıyor.

R, kamerasını kaybetmesi karşısında bir canlıyı kaybetmiş gibi hissettiğini söylüyor.

İKİ ZİHNİYETİN DE BİRBİRİNDEN FARKI YOK

Gazeteci R'nin yaşananları şöyle anlatıyor: “Kadına yönelik vahşeti araştıran bir araştırmacı gazeteci olarak, eski rejimin savaş generalleri, parlamenterler, senatörler ve üst düzey yetkililerin doğrudan ve dolaylı tehditleriyle karşılaştım. Kadını bir çocuk doğurma aracı olarak gören ve onu duvarların arasına hapseden iki ataerkil zihniyetin bir birinden hiçbir fark yok.”

ARAŞTIRMACI GAZETECİ R MÜCADELESİNE DEVAM EDİYOR

Şiddet gören ve hakarete uğrayan R, umudunu kaybetmediğini belirterek ülkesini terk etmeyeceğini söylüyor. Radikal İslami sisteme ve ataerkil aile zihniyetine karşı mücadelesini sürdürme sözü veren R, şimdi hala kadınların Taliban'a karşı mücadelesini ve Taliban yönetimi altındaki Afgan kadınlarının durumunu takip ediyor.

(mt)

ANHA