"Türk devlet aklının hayallerine izin vermeyeceğiz"

TJA aktivisti Xecê Şen, şehit Pakîze Nayir, Fatma Uyar ve Sêvê Demir'i anarak, kadınların öldürülmesinin "soykırım" olarak tanımlanması gerektiğini belirtirken, Türk devlet aklının hayallerinin gerçekleşmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

"Türk devlet aklının hayallerine izin vermeyeceğiz"
4 OCAK 2022   01:45
HABER MERKEZİ-SOZDAR WEQAS

4 Ocak 2016'da Türk devletine bağlı polis ve askerler, Bakurê Kurdistan'ın Şirnex’in Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka mahallesine panzerlerle saldırarak katliam gerçekleştirdi. Bu katliamda Özgür Kadın Kongresi (KJA) yönetim kurulu üyesi ve BDP Meclis üyesi Sêvê Demir, Silopi Halk Meclisi Eş Başkanı Pakîze Nayir ve KJA üyesi Fatma Uyar ile kimliği belirsiz bir yurttaş şehit edildi.

Yazar, TJA Aktivisti ve Sevê Demir'in yol arkadaşı Xecê Şen, şehit olan yoldaşlarının, şehadetlerinin 5’inci yıl dönümü vesilesiyle ANHA'ya konuştu.

TJA aktivisti Xecê Şen, "Avrupa Medeniyet Merkezi olarak bilinen Paris’te şehit olan üç devrimci kadının şehadetleri ruhumuza ve bedenimize üç yara acı kattı. Şehadetlerinin üzerinde milyonlarca yıl da geçse, hafızalarımızda hep kalacak” dedi.

SÊVÊ DEMİR İLE İLK KARŞILAŞMA

Xeçê Şen, şehit Sêvê Demir ile 1997 yılında Türkiye’nin Aydın, İzmir ve Manisa kentlerinde karşılaştığını söyledi. 1997'den 2000 yılına kadar Azadiya Welat gazetesinde birlikte çalıştıklarını da ifade eden Xeçê Şen, “2000 yılı sonrasında HADEP’in kadın kollarında çalışmalara devam ettik. 2003’te Demokratik ve Özgür Kadın Hareketi DÖKH’ü kurduk ve  Sêvê Demir’le burada da birlikte çalıştık” diye konuştu.

2006 yılında da Kürt Dil Hareketi'ni (TZPkurdî) birlikte kurduklarını söyleyen Xeçê Şen, ardından tutuklandıklarını ve uzun süre cezaevinde kaldıklarını belirtti.

Xeçê Şen, 2014’te cezaevinden çıktıktan sonra Özgür Kadın Kongres’ni (KJA) kurduklarını ve burada da ortak bir çalışmada yer aldıklarını söyledi.

“İkimiz birlikte Mêrdîn ve Şirnex’te çalışıyorduk” diyen Xeçê Şen sözlerine şöyle devam etti: “Seçim sürecinde bu illerde beraber çalıştık. Tam o dönemde Demokratik Özerklik süreci başlamıştı. Sevgili yoldaşım Sêvê Demir, Şirnex'ın Silopi ilçesinde, ben de Mêrdîn'in Nusaybin ve Kerboran ilçelerinde kaldım. 4 ay sonra yasaklar başladı ve bu süreçte ben Kerboran'da tutuklandım ve cezaevine girdim. 23 yıllık yoldaşım Sêvê Demir, Pakîze ve Fatma, Silopi'de işgalci Türk güçleri tarafından şehit edildi.”

TJA aktivisti Xecê Şen, Şengal’de êzidî kadınlar, Rojava'da Hevrin Xelef, Bakurê Kurdistan'da Halk Meclisi Eş Başkanı Zehra Berkel, Eş Başkanlar Asya Yüksel, Pakîze Nayir, Fatma Uyar, Sêvê Demir, Berjîn Demirkaya, Ferîde Yildiz ve Şêhrîban Altunışık’ın katledilmelerinin Kürt kadınlarına uygulanan bir etnik soykırım olduğunu söyledi.

TÜRKİYE HER ALANDA SOYKIRIM POLİTİKALARINA BAŞVURUYOR

Türk devletinin Kürt kadınlara yönelik katliamlarının bunlarla sınırlı kalmadığını ifade eden Xecê Şen şunları söyledi: "Deniz Poyraz'ın 17 Haziran 2021'de İzmir'de, Garibe Gezer'in 9 Ocak'ta cezaevinde katledilmesi de bu soykırımın devamıdır. Gerçek olan bir şey var ki Türk devleti Kürdistan’da özel savaş politikaları yürütüyor. Kürdistan’ın demografyasını değiştirmek istiyor.”

Günlük bahanelerle siyasi soykırımların gerçekleştiğini belirten Xecê Şen, “Onlarca Kürt siyasetçi, Kürt kurum çalışanları, Kürt gazeteci ve özellikle TJA aktivistlerimiz tutuklanarak hapse atılıyor. Özel savaş politikaları cezaevlerinde  giderek artıyor. Elbette tüm bunlar uluslararası siyasetin ve politikaların bir sonucudur” şeklinde konuştu.

‘SİLOPİ’DEKİ KATLİAM PARİS’İN DEVAMIDIR’

Üç Kürt kadın devrimci Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in katledilmesi de uluslararası siyasetin bir sonucudur diyen Xecê Şen, “Bu katliamlar bir tesadüf değil. Katliam aynı merkezden, aynı zihniyet ve politikadan ortaya çıkmıştır ve birbiriyle bağlantılıdır. Çünkü Türk devleti Avrupa Birliği’ne aday bir ülke” olduğunu belirtti.

Aktivist Xeçê Şen, altı Kürt kadınının şahsında Kürt kadınlarının iradesini kırmaya yönelik birleşik politikalara dikkat çekerek, "Çünkü Kürdistan topraklarında kadın en büyük şeref ve kutsallıktır. Kürtlerin zihinlerinde ve inançlarında kadın, düşünce ve inanç gücünün sembolüdür. Dünyanın bir çok ülkesinde bilinen ve etkisi yayılan Rojava Devrimi bu kadın hakikatinin en somut halidir. Türk devleti bugün bu hakikati toplumun hafızasından çıkarmak istiyor” dedi.

‘TÜRK DEVLET AKLININ HAYALLERİ KADIN MÜCADELESİNE TAKILACAK’

Xecê Şen, Kürt kadınlarının mücadelesi ve direnişinin Kürdistan tarihi boyunca hız kesmeden sürdüğünün altını çizerek şunları söyledi: “Bu nedenle kadın direnişi hep de devlet adamlarının hedefi olmuş. Bu gün dört parça Kürdistan, Kürt kadınlarının mücadelesi ve jineoloji felsefesiyle kalıcı olarak, ışığını her tarafa yayıyor. Bu felsefe ve kadın direnişi hiç bir şekilde Türk devlet aklının hayallerinin gerçekleşmesine geçit vermeyecektir.”

ANHA