James Jeffrey’in T.C suçlarını aklama çabası-UMUT AYDIN

James Jeffrey’in T.C suçlarını aklama çabası-UMUT AYDIN
31 Aralık 2021   07:00

Umut AYDIN

ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye’nin Serêkaniyê ve Girê Spi işgali sırasında bazı çete gruplarının savaş suçu işlediğini beyan etti. Sanki işgalin kendisi normal bir savaş durumuymuş ve T.C ile birlikte ona onay verenler suç işlememiş gibi. Oysa işgali gerçekleştiren taraf olarak T.C, çeteleri ve bu işgale onay verip sessiz kalan herkes suçludur.

Ancak bu gerçek ortadayken James Jeffrey’in açıklamalarının da bir okuması olmalıdır. Çünkü bu tür açıklamaları tek pencereden değerlendirmek işin perde arkasını görmeyi her şekilde engelleyecektir. Zira James Jeffrey’in açıklamaları da özünde gerçeğin üstünü örtme amaçlıdır.

SORUMLULUKTAN KAÇMAK

İşin özü Türk devleti bölgede işgalci bir güçtür. Öne sürdüğü bahanelerin hepsi sadece yalandan ibarettir. “Bazı gruplar savaş suçu işledi” demek Türk devleti ve geriye kalan çete gruplarını aklamaktır. Yoksa hangi ihtiyaçtan yola çıkarak böyle bir ayrıştırma yapılır ki? James Jeffrey görev başında olmamasına rağmen halen böylesi açıklamalar yapıyor. Oysa işgal döneminde görev başında olan biri olarak bu sorumluluktan kaçamayacaktır.

Türk devleti yıllardır Kürt düşmanlığını meşrulaştırarak saldırı zeminine alet etmek için Rojava’dan kendisine saldırı varmış gibi propaganda yapmaktadır. Oysa böyle bir saldırının tek bir kez dahi yaşanmadığını en iyi bilenlerden biri de James Jeffrey’in kendisidir. Peki kendi topraklarına tek bir kez dahi saldırı olmamışken, bu yönlü bir tehdit dahi yokken, sadece T.C’nin propagandasını haklı çıkarabilecek ve kendisini insanlık nezdinde aklamaya hizmet edecek böylesi bir açıklamayı James Jeffrey özellikle KDP basını üzerinden neden yapma ihtiyacı duymaktadır?

James Jeffrey’in görev başında olduğu dönemde tam bir AKP politikacısı gibi hareket ettiği akıllardadır. Kürtlerin kazanımlarına dönük saldırılar onun zamanında gerçekleşirken, kendisi ABD adına birinci elden bölgeden sorumlu kişiydi. T.C’nin aklanması demek James Jeffrey’le birlikte ABD’nin Kürt siyasetinin de aklanması demektir. 

Bir diğer husus, Kürtler nezdinde de aklanmaya çalışmakta, sanki suç işleyenleri tespit edip cezalandırılmalarını sağlamışlar gibi gösterme gayreti içindedir. Oysa Kürt halkı yapılanı en değme politikacıdan daha net bir şekilde anlamlandırmakta, kendisine yönelik yürütülen soykırım saldırılarının neye ve kime hizmet ettiğini gayet iyi görmektedir.

AKLA ZİYAN BİR AÇIKLAMA

Yine, “savaş suçu işleyenler cezalandırıldı” diyerek, ne kadar da suç karşıtı, demokrat olduklarını gösterme gayretinden gelmektedir. Oysa bu çeteler zaten “eğit-donat” projesi kapsamında ABD-T.C işbirliği ile bir araya getirilmiş ve bugün de Küresel güçlerin onayı ile T.C tarafından Suriye başta olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde kullanılmaktadırlar. Bırakalım Serêkaniye ve Girê Spi’de savaş suçu işlemeleri; bunların varlığı suçun kendisidir. Yine Suriye ve Rojava’dan Libya, Azerbaycan, Başûrê Kurdistan ve Bakurê Kurdistan’da kullanılan bu çetelerin işlediği suçların haddi hesabı yoktur. Bu gerçekler Kürt basını başta olmak üzere dünyanın birçok basın-yayın organında defalarca belgelerle ortaya konulmasına rağmen, halen “bazı gruplar-kişiler savaş suçu işledi” demek akla ziyan bir açıklamadır.

Bu tür açıklamalarla ne T.C, ne bu suç organizasyonları ne de bu suçların rahat işlenmesine onay veren, alan açan, göz yuman küresel güçler temize çıkamazlar.

Sadece Serêkaniyê, Girê Spî’de değil, Efrîn, Cerablus, Ezaz, Mare, Bab, İdlib gibi her yerde suç işlediler, işlemeye de devam ediyorlar. Eğer gerçekten bir itirafta bulunulacaksa, yanlış düzeltilecekse o zaman gerçekçi olunmak zorundadır.

İŞGALİ SONLANDIRMA ÇABASINDA OLMALILAR

Bu neden önemlidir? Çünkü bu işgalci devlet ve çete grupları bölgede halen suç işlemeye devam etmektedirler. Günlük olarak, hatta günde birkaç kez sözü edilen suçlar işlenmektedir. En büyük suç ise T.C ve çetelerinin halen bölgenin birçok yerinde işgal gücü olarak durmasıdır. Eğer düzeltme yapılacaksa, ki itirafın bir de böyle bir yönü olmalıdır, o zaman en azından işgal durumuna son verilmesi için çaba içerisinde olmaları gerekir.

Kaldı ki, yapılan açıklamanın bir yönü de dikkatleri geçmişe çekip, (Geçmişin hesabı elbette verilmelidir) bugün yaşananların da üstünü örtmeye dönüktür. Sanki o zaman “savaş suçları işleyenler cezalandırıldı” denilince her şey temize çıkarmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Oysa söz konusu alanları işgal ederek suç işleyenler halen o yerlerdedirler ve halen de günlük olarak bu suçu işlemeye devam ediyorlar.

Özcesi, James Jeffrey’in yaptığı açıklama bir gerçeğin itirafından çok, gerçeğin üstünü örtmeye, suçluları aklamaya, işgal durumunu meşrulaştırmaya dönük bir açıklamadır. Bunun da alıcısı yoktur, inananı yoktur.

ANHA