Refîq Xefûr: PKK’nin ‘terör listesinde’ olmasının yasal dayanağı yok

KNK Yürütme Komitesi Üyesi Refîq Xefûr, PKK’nin ‘terör listesinde’ olmasının hiçbir yasal dayanağının olmadığını söylerken, bu listeden çıkarılmasının dünyanın hassas bölgesi olan Ortadoğu’da, adaletin geri dönmesine yol açacağının altını çizdi.

Refîq Xefûr: PKK’nin ‘terör listesinde’ olmasının yasal dayanağı yok
31 Aralık 2021   02:50
HABER MERKEZİ- EKREM BEREKAT

PKK’nin uluslararası ‘terör listelerinden’ çıkarılması için son dönemlerde ABD ve Avrupa’da çok sayıda inisiyatif oluşturuldu. Bunlardan biri de Kürtler İçin Uluslararası Adalet İnisiyatifi oldu.

Kurulan inisiyatiflerin çalışmalarını ANHA’ya değerlendiren Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Yürütme Komitesi Üyesi Refîq Xefûr, PKK’nin listeden çıkarılmasının çözüm kapılarını açacağını söyledi.

Refîq Xefûr, PKK'nin Kürt sorununun uluslararası boyutlara taşınmasındaki ve Kürt halkı için verdiği mücadeledeki rolünü değerlendirdi. Kürtler için uluslararası adalet adı altında başlatılan küresel girişimin hem liderleri hem de imzacılar tarafından çok önemli bir konu ve niteliksel bir adım olduğunu vurguladı.

Refîq Xefûr, PKK'nin Kürdistan davası için verdiği mücadelede Kürt hareket ve partilerinden farklı yeni bir dil ve siyasi çizgi geliştirdiğini ve yeni bir çözüm projesi başlattığını kaydetti.

*Kürt halkının meşru temsilcisi olan PKK, AB ve ABD tarafından ‘uluslararası terör listesine’ konuldu. Sizce nedeni nedir?

ç

PKK hangi güçlere karşı siyasi ve askeri bir mücadele başlattı? PKK, bir devlet ve birbirini takip eden hükümetler olarak, Kürt halkının inkarını ve yok edilmesini zorunlu kılan Ulusal Sözleşme hükümleri çerçevesinde modern Türkiye'ye karşı mücadelesine başladı.

Bölgede güçlü bir ülke olan ve Osmanlı’nın mirasçısı olan Türkiye, yüzlerce yıllık deneyime sahip ve NATO üyesi, aynı zamanda Avrupa Birliği'nin yakın bir müttefiki. Kürt davasının en büyük düşmanı olmasının yanı sıra askeri ve teknolojik açıdan bölgenin ana güçlerinden biridir.

Böyle bir devletle yüzleşmek farklı bir örgütlenmeyi, alternatif ve kapsamlı bir projeyi gerektiriyor. Kırk yılı aşkın bir süredir PKK, bu hedeflere ulaşmak ve böyle bir hareket yaratmak için çok çalıştı. Bunun için çok bedeller ödedi. Sadece Kürdistan düzeyinde değil, Ortadoğu'nun tüm bölgelerinde etkin bir güç dönüşüm aşamasına ulaşmış ve üçüncü yol olarak bilinen bir siyasi çizgi izlemiştir. Bölgedeki ve dünyadaki derin krizler ve sorunlar arasında bağımsızlığını ve kararlarını sonuna kadar savundu.

Kürdistan ve Ortadoğu, bölgesel ve uluslararası müdahale merkezleri haline geldi. PKK, bölge halkının inisiyatifi yeniden kazanması için ortak bir mücadele içinde olma mücadelesi veriyor.

PKK'nin önerdiği çözüm projesi, Kürt halkının ulusal hak talebiyle sınırlı olmayıp, ülkenin siyasi, idari, ekonomik ve sosyal sistemini ve tüm bölge topluluklarını temel almaktadır. En önemlisi, bölgedeki tüm etnik, dini ve kültürel bileşenlerin bu alternatif projede kendilerine yer bulduğu bölge halkına, sorunlarına çözüm bulmak için farklı bir alternatif sunuyor.

Özgür, demokratik ve cinsiyet eşitliğine sahip bir toplum inşa etmek, halklar arasındaki sınırları kaldırmak ve bir arada yaşamak, sosyal bir toplum inşa etmek, demokratik konfederalizm çerçevesinde demokratik bir ulus inşa edilmesi, tüm bileşenlerin yönetimine katılması bu projenin içeriğini oluşturuyor.

Şöyle bir söz vardır: "Kendine düşman olmak istiyorsan, bir şeyleri değiştirmeye çalış.” PKK'nin çizgisinin ve kurmaya çalıştığı sistemin, çözüm projesinde değer ve kavramların hayata geçirilmesini içerdiği ve bu nedenle bazılarına uymayan değişiklikler yaptığı açıktır. PKK’nin bu siyaseti bölgede ve dünyada ulus-devletin ve adaletsiz hegemonya sisteminin çıkarlarıyla bağdaşmaz, iktidardakilerin ve yürütmenin çıkarlarıyla temelden çelişir.

Kuşkusuz böyle bir projenin uygulanması kolay durdurulamaz. Bu nedenle ABD ve Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin taleplerine uyması ve PKK'yi haksız bir şekilde ‘terör listesine’ eklemesi zor olmadı. Esasen siyasi bir duruştur ve hiçbir yasal dayanağı yoktur.

*PKK'nın Kürt davası için verdiği mücadeleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

PKK, Kürdistan ve bölgedeki diğer partilerden farklı. Partinin kurucusu Abdullah Öcalan, kompozisyon, örgütlenme, amaç ve mücadele mekanizmaları açısından yoldaşlarına yeni bir model ve bir sorun çözme projesi daha sundu. Bu örgütü anlatmak için burada değiliz. Ancak Kürt sorununun ve bölgenin sorunlarının çözümü projesinde PKK, halkların ve bölge bileşenlerinin siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümünün birbiriyle bağlantılı olduğunu görmektedir.

Kürdistan düzeyinde ise kendisini Kürdistan'ın bir parçasına sıkıştırmamış çünkü sadece Kürdistan sorununun bölgesel taleplerini tek bir parçada ele almakla kalmamakta. Kürdistan'ın tüm parçalarını da bir mücadele ve direniş alanı olarak görmektedir. PKK, kapsamlı bir çözüm modelidir.

Kürdistan davası mücadelesinde PKK, Kürdistan'daki diğer hareket ve partilerden farklı bir siyasi çizgi geliştirmiş ve başka bir çözüm projesi önermiştir. Bununla da kalmayıp bölgedeki tüm siyasi, ekonomik, idari ve sosyal sistemler için alternatif bir proje olup, halkların ve bölgenin farklı bileşenlerinin sorunlarının çözümü de projede yer bulmuştur. Artık Kürdistan'ın geniş kesimlerinin siyasi literatürünün bir parçası haline gelen Başûr, Bakur ve Rojava kavramı, Kürt toplumunun tarihsel ve sosyolojik gerçekliğine dayanan PKK’nin ortaya çıkmasını sağladı. PKK’nin tüm mücadele ve çalışma alanları aktif ve etkin bir güçtür.

Kadının toplumdaki tarihsel rolü büyük ölçüde yeniden canlandırıldı. Kadının potansiyeli Kürdistan'ın tarihsel, sosyal ve toplumsal dinamiklerine göre yeni ve uygun bir şekilde etkinleştirildi. Kadınların her düzeyde mücadeleye katılımı artık her alanda liderliğin temel ilkelerinden biri haline geldi.

PKK, teorik ve pratik mücadelesine Kürdistan'ın farklı bölgelerindeki halkların katılımında yer alabilen tek Kürt partisidir. Çeşitli ülkelerdeki Kürtleri örgütlemeyi, geniş ve aktif bir siyasi, diplomatik ve ekonomik topluluk kurmayı başarmıştır. Aynı zamanda PKK, Kürdistan’ı işgal eden devletlerin çabalarına rağmen, diplomasisi ve dünya kamuoyunda yaptığı çeşitli faaliyetlerle Kürdistan davasını uluslararası düzeyde kabul görmüş bir duruma getirdi. Her kesimden yüzlerce aktivistin harekete geçmesini sağlamıştır.  

Bu hareketin çeşitli siyasi, sosyal, medya ve askeri düzeylerdeki iradesi ve mücadele yöntemleri, Kürdistan kurtuluş hareketi tarihinde önemli bir niteliksel gelişmedir.

*Adalet İnisiyatifi, PKK'yi ABD ve Avrupa Konseyi listelerinden çıkarmak için 13 Aralık'ta uluslararası bir kampanya başlattı, bu adımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok önemli bir konudur. Girişim hem liderleri hem de imza  sahipleri tarafından niteliksel bir adımdı. İnsan vicdanının, hakkın ve adaletin sesine itaatin canlı ve iyi olduğuna dair açık gerçeği somutlaştıran bir mesajdır.

*Bugüne kadar 30 ülkeden binden fazla parlamenter, akademisyen, sanatçı, siyasi lider, yazar ve aktivist kampanyaya katıldı. Bu katılımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başta PKK olmak üzere Kürdistan halkının mücadelesi, uluslararası arenada Avrupa halklarının ve genel olarak batının vicdanını sarsan bir boyuta ulaşmıştır. Önder Abdullah Öcalan ve partisinin demokratik bir çözüm için geliştirdikleri parti projesi ve yüksek insani değerler büyük kitleler arasında yayılmıştır. Bu nedenle, Türkiye'nin ve PKK'nin düşman güçlerinin tüm çabalarına rağmen, birçok kişi artık Türkiye'nin taleplerini dinlemenin gerekli olmadığına ve PKK'nin ‘terör listesinden’ çıkarılması gerektiğine inanıyor.

PKK’nin Türkiye içindeki silahlı çatışmaya taraf olması bazı uluslararası mahkemeler tarafından da anlaşılmış ve çeşitli şekillerde cesur bir dil ile yazılmış kararlar almıştır. PKK’nin Kürtlerin hakları için mücadele ettiği ve sivilleri hedef alan bir hareket olmadığı bu kararlarla tescil edilmiş oluyor. Bu nedenle PKK’nin ‘terör örgütü’ olarak kabul edilen listelerde yer almasının bir anlamı kalmıyor.

Bu girişim, Kürt sorunu gerçeğinin ve PKK mücadelesinin gerçekliğinin yeniden anlaşılmasından kaynaklanmaktadır.

*PKK’nin söz konusu listelerden çıkarılmasının sonuçlarını nasıl değerlendirirsiniz?

Elbette Kürdistan Kurtuluş Hareketi'nin adının ‘terör listesinden’ çıkarılması sadece Kürt davasına değil, insani meselelere, çözüme ve başka bir mücadele biçimine de kapı aralıyor. Gelecekte PKK adının bu listelerden kaldırılması, dünyanın hassas bölgesi olan Ortadoğu’da savaş ve iç çekişme ateşinin sönmesine ve bu konuda adaletin geri dönmesine yol açacaktır.

(rr)

ANHA