‘Taraflar Özerk Yönetim ve Şam’ın görüşmesini istemiyor’

Astana görüşmelerinin 17’nci turuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kadar Piri, Türkiye’nin saldırılarını artırmasının sadece bu görüşmelere bağlanmaması gerektiğinin altını çizerken, Astana’daki taraflarının asıl amacının Şam ve Özerk Yönetimi bir araya getirmemek olduğunu ifade etti.

‘Taraflar Özerk Yönetim ve Şam’ın görüşmesini istemiyor’
30 Aralık 2021   05:20
HABER MERKEZİ - YEHYA EL-HEBÎB

Suriye krizinin görüşüldüğü Astana görüşmelerinin 17’nci turunda da yine Suriye’nin birliği ve bağımsızlığından söz edilerek, Kuzey ve Doğu Suriye’deki demokratik modelin yok edilmesine odaklanıldı.

Astana görüşmelerinin son turu, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Çeteler Til Temir’e 6 km mesafede bulunan Um El Kêf köyünü ele geçirmeye çalıştı. QSD saldırılara meşru savunma kapsamında karşılık verdiğini açıkladı.

QSD Basın İrtibat Merkezi Sorumlusu Ferhad Şami, Til Temir’e yönelik saldırıların Astana taraflarının anlaşmasından kaynaklandığını açıklamıştı. Türk devletinin saldırmak için aslı olmayan gerekçeler öne sürdüğünü söyleyen Ferhad Şamî, Kuzey ve Doğu Suriye’ye karşı bir anlaşmanın yapıldığını ve bu anlaşma çerçevesinde Türk devletinin saldırılarına onay verildiğini kaydetti.

Konuya ilişkin ANHA’ya konuşan Sınır Tanımayan Kürtler Merkezi Kadar Pîrî, saldırıların sadece Astana ile bağlantılı olmadığını Türk devletinin bölgeye yönelik düşmanca tutumunun da saldırılara neden olduğunu söyledi.

SALDIRILARIN TEK NEDENİ ASTANA DEĞİL

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne düşmanlık beslediğini dile getiren Kadar Piri, “Astana’da saldırma anlaşması yenilenmiş olabilir. Rusya’nın, Türk devletinin saldırılarına onay vermiş olması ve çeşitli tavizler vermesi de muhtemeldir. Ancak saldırıları sadece Astana’ya bağlamamak gerekir. Çünkü bu saldırılar toplantılardan önce de sonra da devam etti” dedi.

Piri, Suriye krizinin çözülmesinin başlıca şartının, Türk devletinin Suriye’den çıkması olduğunu söyledi.

‘YENİ BİR ŞEY GETİRMEDİ’

Astana görüşmelerinin son turuna değinen Piri, “Son tur yeni bir şey getirmedi. Suriye’ye müdahale eden güçlerin müdahalesinin devamını getirdi. Bu da Suriye’deki durumu oldukça karmaşık hale getirdi” şeklinde konuştu.

Rusya’nın amacının Şam hükümetini kurtarmak olduğunu altını çizen Piri, İran ve Türkiye’nin mezhepsel çatışmaları körüklediğini belirtti.

Türkiye’nin temel siyasetinin Suriye’yi parçalamak olduğuna dikkat çeken Piri şöyle devam etti: “Toplantının her üç tarafı da Suriye için hayırlı bir nihayet istemiyor. Hepsinin amacı çıkarlarını korumak ve gerçekleştirmektir. Toplantının sonuçları da zaten bunu ortaya koyuyor. Türkiye, İran ve Rusya’nın çıkarlarını sonuç maddelerinde görmek mümkün.”

RUSYA ÇÖZÜMDEN YANA DEĞİL

Toplantının gerçekleşeceği bir dönemde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özerk Yönetim’i karalayan bir açıklama yaptı. Lavrov, Suriye’deki ABD varlığının sona ermesi ve Suriye’deki Kürtlerin Şam hükümetiyle diyalog masasına oturmanın yolunu bulması gerektiğini söyledi.

Bu açıklamanın Rusya’nın Suriye krizine olan bakışını ortaya koyduğunu dile getiren Piri, “Üç taraf arasında devam eden görüşmelerin temel hedefi Suriye’deki demokratik fikirleri yok etmektir. Üç taraf da Suriye’de durumun 2011 öncesine dönmesini istiyor” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, Suriye krizinin çözümünde rolünü yerine getirmediği gibi bütün bu yaşananları görmezden gelerek durumun eskiye dönmesini istediğini aktaran Piri, “Bunun kabul edilmesi mümkün değildir” diye konuştu.

Rusya’nın yaptığı açıklamanın üç tarafın anlaşmasının sonucu olduğunu belirten Piri, “Rusya Şam hükümetine baskı yapma konusunda ciddi değil. Bir başka deyişle aslında Şam hükümeti ve Özerk Yönetim’in görüşmesini istemiyorlar. Bu bir fitne projesidir. Yapılan son açıklama da bunun sonucudur” şeklinde konuştu.

KÜRTLERE İFTİRA ATANLARIN AMACI SURİYE’Yİ PARÇALAMAK

Piri, Kürtler ve diğer halklar arasına fitne sokulmak istendiğinin de altını çizerek şöyle devam etti: “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinden bahsederken aslında Kürtlerin Suriye’deki statüsüne dikkat çekiyorlar. Kürtlerin Suriye’yi parçaladığını ifade ediyorlar. Bu sözleri söyleyenlerin asıl amacı Suriye’yi parçalamaktır. Türk devleti Suriye’de işgal ettiği topraklarda kalıcı olmaya çalışıyor. Demografik yapıyı bu nedenle değiştiriyor.”

PLANLARI İŞE YARAMAYACAK

Astana taraflarının Şam hükümetinin yeniden kontrolü eline alması için uğraştığını dile getiren Piri, Türkiye’nin Suriye’deki çıkarlarında amacına ulaşamadığını bu nedenle şimdi bir çok yönden Kürt halkına saldırdığına vurgu yaptı.

İran’ın da Rusya’ya karşı kaybettiğini ve Suriye’de egemenliğini kurmaya çalıştığını ifade eden Piri, Suriye’de çıkarlarını büyük bölümde gerçekleştirenin Rusya olduğunu belirtti.

Her üç devletin de Suriye’nin iyiliğini istemediğinin altını çizen Piri, sadece çıkarlarını gerçekleştirme peşinde olduklarını kaydetti.

Rusya ve Şam hükümetinin Suriye’nin tamamında Dera şeklinde çözüme gitmeye çalıştığına dikkat çeken Piri, “Sanki hükümetin kontrolü dışındaki bölgelerde kanun dışı birileri var ve af çıkararak buralarda çözümü sağladıklarını söylüyorlar. Rusya ve Türkiye Kuzey ve Doğu Suriye’ye baskı uygulayarak teslim almaya çalışıyor. Bu planlarında yanıldılar. İleride de bunun bir işe yaramayacağını görecekler” yorumunda bulundu.

RUSYA VE ŞAM GEÇİCİ ÇÖZÜM PEŞİNDE

Rusya’nın tek başına Suriye krizini çözemeyeceğini vurgulayan Piri, “Geliştirebilecekleri çözüm modeli hükümetin ve onların çıkarını korumaktan başka bir işe yaramaz. Rusya eğer gerçekten Şam hükümeti ve Özerk Yönetim arasında diyalog olmasını istiyorsa bu diyaloğa uluslararası güçlerin de aracılık etmesini sağlamalıdır. Sonuç olarak Rusya güven vermiyor. Diktatör bir ülkenin demokrasiyi uygulaması beklenemez. Bu nedenle Rusya ve Şam hükümeti geçici çözüm arayışı içindeler” dedi.

‘ABD DIŞİŞLERİNİN SİYASİ ÇIKARLARI VAR’

ABD faktörüne de ayrıca değinen Piri, “ABD de diğerleri gibi kendi çıkarlarını sağlamak için bölgede bulunuyor. Neticede burada dünyanın güvenliğini tehdit eden bir terör belası var. ABD Dışişlerinin siyasi çıkarları da var. Buradan çıkmalarının bölgeyi Rusya’ya teslim etmek anlamına geleceğini biliyorlar” dedi.

ROJAVA’NIN HÜKÜMETİN KONTROLÜNE GEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Son oturumdan sonra Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiev, Ankara’nın toplantıdaki temsilcisinin Suriye’den Türk askerlerinin çıkacağını söylediğini açıkladı. Bu açıklama Türkiye tarafından yalanlandı. Türkiye’deki bir gazete Ankara’nın Suriye’den çıkmak için 4 şart dayattığını yazdı. Bu şartlardan birinin de Şam hükümet güçlerinin Türkiye sınırına kadar gelmesi olduğu ifade edildi. Bu da Türkiye’nin Özerk Yönetim’den duyduğu korku olarak değerlendiriliyor.

Rusya’nın yaptığı açıklamaların Özerk Yönetim’i yıkmaya yönelik olduğunu kaydeden Kadar Piri, Türkiye, İran ve Rusya’nın ortak talebinin Kuzey ve Doğu Suriye’nin, hükümetin kontrolüne geçmesi olduğunu ve bunun gerçekleşmeyeceğinin altını çizdi.

ÖZERK YÖNETİM’İN DİPLOMATİK ÇALIŞMALARI GÜÇLENDİRİLMELİ

Özerk Yönetim’in atması gereken adımları değerlendiren Piri, “Bu noktada Özerk Yönetim’in tutumu çok hassas ve önemlidir. Özellikle yönetimi yok etmeye yönelik tutumlara karşı atılacak adımlar ve bu planların boşa çıkarılması çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Öncelikle Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi’nin dışarıdaki ağlarının genişletilmesi gerektiğine vurgu yapan Piri, “Özerk Yönetim’in diplomatik çalışmalarının güçlendirilmesi lazım. Bu ilişkilerin resmi statülere kavuşturulması için girişimler yapılmalı. İçeride ve dışarıda yönetimin tanınması için büyük adımların atılması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

(rr)

ANHA