​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!

Kılotê köyünün her köşesinde Kürtlerin tarihini ve medeniyetini kanıtlayan binlerce yıllık kalıntılar var. Köydeki koca tarih, işgalci Türk devletinin varlığı ve talancı zihniyeti tarafından yok ediliyor.

​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
​​​​​​​Türk işgalciliği Kürt uygarlık mirasını yok ediyor!
13 Aralık 2021   06:04
ŞEHBA-FÎRAS ÎBRAHÎM

Efrîn Kantonu’nun Şêrawa ilçesinde bulunan Lêlûn dağlarının sınırındaki köylerden biri olan Kılotê köyü, tarihi kaynaklara göre binlerce yıl önce inşa edildi. Ancak köy, işgalci Türk devleti ve çetelerinin bombardımanı nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Kılotê köyü, Efrîn’in 20 kilometre güneydoğusunda ve Halep'in 25 kilometre kuzeybatısında yer alıyor. 75'ten fazla haneye ve 600 kişilik nüfusa sahip olan köyde, insanlar koyun yetiştiriciliği ve taş kırma işçiliği yapıyor.

Araştırmacı ve yazar Merwan Berekat'a göre, ortak bir tarihi uygarlık olan Çiyayê Kurmênc ve Lêlûn dağları da bu tarihi uygarlığın bir parçasını oluşturuyor. Dêr Mişmiş, Gobelê, Beradê, Kîmar, Kefer Nebo, Xerab Şems ve Kilotê köyünün dağlarında tarihi yerler bulunuyor. Kîmarê köyünün tarihi yerleri araştırılırken, kapısında güneş sembolü ve yanında Melekî Tawûs sembolü bulunan kilisenin bulunması bölgenin Kürtlüğünü kanıtlıyor.

Xerab Şems köyünde, kapısında boğa başı bulunan eski bir inanç yerinin kalıntısı bulunuyor. Türk ordusu ve çeteleri bölgeyi işgal etmeden önce, Kefer Nebo köyünde ise tanrı Nabo'nun heykeli vardı.

Bazı Kürtçe kaynaklara göre, Sîrous (Nebî Horî) bölgesinden olan Marmaron, insanları Hristiyanlık dinine davet etmek için Kilotê köyüne gidiyor ve Lêlûn dağlarının zirvesine çıkıyor.

KILOTÊ KÖYÜ’NDE İKİ TARİHİ KİLİSE

Kılotê köyünün doğusunda 492 yılında inşa edilen bir kilise ve batısında 6’ncı yüzyılda inşa edilmiş bir kilise bulunuyor. Bu kilisede Marmaron'un ibadet ettiği ifade ediliyor. Bu Kilise eski bir tapınağın yerine inşa edilmiş ancak Hristiyanlar ile Hemedan devleti arasındaki savaş sırasında Hristiyanlar kilisenin çevresine duvar örmüşler ve kalıntılar hala duruyor. Dünya tarih kitaplarının belgelediğine göre, Hıristiyanlar daha sonra kiliseyi askeri karargah haline getirdiler.

KÜRDÜN TARİHİNİ YAĞMALIYOR

O dönemde Lêlûn dağları bir çatışma ve savaş bölgesiydi. Kılotê’de askeri karargahlar vardı ve 347, 545, 1042 tarihlerinin bölgede savaşın olduğu yıllar olduğu belirtiliyor.

Bu tapınakların tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Mezin köyü ile Birc Qasê köyü arasında kalan bu köyün Kürtlüğünü ve bölgenin tarihini bir bütün olarak kanıtlayan semboller ile haritalar vardı. Kılotê köyü sakinlerinin Mezin köyünden geldikleri ve Şêrawa’nın asıl sakinlerinden oldukları biliniyor.

Bölgedeki tarihi yerler, köye yaklaşık bir kilometre uzaklıkta olduğu için Türk işgali ve çeteleri tarafından yağmalanıyor.

İşgalci Türk ordusu ve çeteleri her gün Kılotê köyünü ve tarihi kalesini bombalıyor.

Efrîn Tarihi Eserler Ofisi Eş Başkanı Selah Sîno, ANHA’ya Şêrawa ilçesindeki tarihi yerlerin önemini ve işgalci Türk devletinin bölgenin tarihini ve işgalini yok etme politikalarını anlattı.

İşgal altındaki Efrîn Kantonu’nun, tarihi ve önemli bir yer olduğunu belirten Selah Sîno, “Japonya-Suriye heyetinin yaptığı çalışmalara göre, bölge tarihinin milattan öncesine dayandığı kanıtlandı. Yapılan kazı ve araştırmalarda mağaralarda iki kapının olduğu görüldü” dedi.

BOMBALARLA KALE İÇİNE VE DIŞINA ZARAR VERİLDİ

Selah Sîno, Kılotê köyündeki tarihi yerlerin ve kalesinin, işgal altındaki Efrîn Kantonu’nu için büyük önem taşıdığını söyledi.

Marmaron'un yaşadığı bu köyün 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedildiğini söyleyen Selah Sîno, tarihi kalenin ise işgalci Türk ordusu ve çetelerinin saldırılarında ağır hasar gördüğünü dile getirdi.

Selah Sîno, bu yıl 6 Haziran'da işgalci Türk ordusu ve çetelerinin Kılotê Kalesi'ni bombalayarak kale ve surlarına hem içeriden hem de dışarıdan ciddi hasar verdiğini söyledi.

65 TARİHİ MEKANI YIKTILAR

İşgalci Türk ordusunun Efrîn Kantonu'nda binlerce yıllık geçmişi olan 65 tarihi mekanı yıktığını ve yağmaladığını da sözlerine ekleyen Selah Sîno, “Bölgenin kimliğini yok etmek için Türk devleti işgalinden sonra Efrîn Kantonu'ndaki tarihi yerler yağmalanarak tahrip edildi. İşgal altındaki topraklar dışında kalan tarihi yerler de top atışlarıyla yıkılmaya çalışıldı” ifadelerine yer verdi.

Selah Sîno, Türk devletinin sadece tarihi yerleri yağmalamakla kalmadığını, aynı zamanda bölgenin demografisini değiştirerek Osmanlı kimliği oluşturmaya çalıştığına işaret etti.

‘SAVAŞ ALANLARINDAN UZAK TARİHİ YERLERE SALDIRIYOR’

Türk devletinin Efrîn ve işgal ettiği toprakların dışındaki tarihi alanlara yönelik suçlarının savaş suçu olduğunu ve uluslararası hukuka göre cezalandırılması gerektiğini ifade eden Selah Sîno, “İşin ilginç yanı, işgalci Türk devletinin savaş alanlarından uzak tarihi mekanlara karşı suç işlemesidir. Bu da Türk işgalinin Efrîn’in tarihi mekanlarına karşı işlediği suçları da gözler önüne seriyor” dedi.

Selah Sîno, aralarında Türk devletinin de bulunduğu devletlerin imzaladığı antlaşmalara rağmen medeniyetin yok edilmesine ve diğer halkların kimliğine karşı birçok suç işlenmesine dikkat çekti.

ANLAŞMALARA RAĞMEN TARİHE KARŞI SUÇ İŞLENİYOR

Bu anlaşmalar arasında 1954 Lahey Sözleşmesi ve onun iki protokolü olan 1970 ve 1972 UNESCO Sözleşmeleri yer alıyor. Ne yazık ki bu anlaşmalara rağmen Türk işgalciliği bölge halkına karşı tarihi suçlar işliyor.

Selah Sîno, konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Suriye krizi sırasında Güvenlik Konseyi, ilki 2014'te, ikincisi 2015'te ve sonuncusu 2017'de olmak üzere 3 karar aldı. Bu anlaşmalara göre, muhalif tarafları Suriye'deki tarihi alanların yıkımına ve yağmalanmasına karşı uyarıyor ve bu alanları korumaları, ticaret yapmamaları veya parçalarını Suriye toprakları dışına çıkarmamaları gerekiyor. Ancak işgal altındaki Efrîn Kantonu’nda  hala suçlar işleniyor. Bütün bu suçlara karşı sadece uluslararası kuruluşlar zayıf raporlar veriyor ve bu suçların önüne geçmiyor.”

(mt)