Haydut devlet yine Şengal’e saldırdı- RAUF KARAKOÇAN

Haydut devlet yine Şengal’e saldırdı- RAUF KARAKOÇAN
9 Aralık 2021   07:00

Rauf Karakoçan

Faşist Türk rejimi Şengal’de kan kusmaya devam ediyor. Devlet düzeyinde DAİŞ’in temsilciliğini yapan bu rejimin saldırı yöntemleri de alçakçadır. Bir toplumun temsilcilerini hedef alarak gelişmiş tekniklerle vurmak aşağılık bir durumdur.

Ezidi toplumunun tarihindeki bütün fermanları gerçekleştiren tek güç Türk egemen güçleri olmuşlardır. Son 74. Fermanı gerçekleştiren de DAİŞ’tir. DAİŞ mantığıyla, DAİŞ yöntemleriyle saldırılarını sürdüren Türk devleti, her gün can almaya devam ediyor. Toplu kıyımlarla bitirilemeyen Ezidi toplumunun temsilcilerini şimdide SİHA’larla katlediyorlar.

7 Aralık’ta Xanasor yerleşkesine yapılan hava saldırısında Ezidi toplumunun yiğit önderlerinden, Şengal Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Eş Başkanı Merwan Bedel şehitler kervanına eklenen son halka oldu. YBŞ komutanlarından Sait Hesen Sait ve ardından özerk yönetimden Merwan Bedel’in hedeflenmesi üzerinde durulması gereken çok ciddi bir konudur.

ŞENGAL’İN 4’LÜ ÇETESİ

Üst düzey Ezidi temsilcilerinin hedeflenerek şehit edilmesi bir konsensüsün sonucudur. Başta BM olmak üzere (ki ihanet anlaşmasının hemen uygulanmasını isteyenlerin başında gelen güçtür) ABD, Irak ve KDP den ayrı düşünülemez. Haşdi Şabi gücü üzerinden İran’ın alandaki varlığı Türk devletinin Şengal’e saldırılarına onay vermesine yol açıyorlar. Bu güçler Şengal’in dörtlü çetesidir ve bu katliamın suç ortaklarıdır.

Ezidiler kendi inançlarının ve coğrafyalarının kurbanı olmaktan kurtulamadılar. Şengal üzerinde çekişen güçlerin çelişkileri burada çatışmaya dönüşüyor ve Ezidiler’de bunun kurbanı oluyor. Şengal sorunu olarak öne sürülen gerekçeler esas itibarıyla çıkar çelişkilerinin çakışmasından kaynaklanmaktadır.

TÜRK DEVLETİNİN TEK AMACI: KDP’Yİ ŞENGAL’E YERLEŞTİRMEK

Türk devletinin Şengal saldırıları KDP’den bağımsız asla ele alınamaz. Son Ezidi fermanın tek sorumlusu olan KDP yeniden Şengal’e hâkim olmak için, Türk devletiyle her türlü kirli ittifaka girerek saldırılara zemin hazırlamakta, istihbarat temin etmektedir. Türk devletinin saldırılarının tek bir amacı vardır; KDP’yi Şengal’e tekrardan yerleştirerek Irak içlerinde stratejik bir mevziyi ele geçirmektir.

Faşist Türk devleti ve KDP ortaklığı PKK’yi tasfiye etmeye dayanan bir ortaklıktır. PKK’yi Şengal saldırılarına gerekçe yaparak Ezidi’leri katletmesi giderek sıklaşan ve sıradanlaşan bir hal aldı. Dünya güçleri ise sessizce izlemekle yetiniyor. Ezidi fermanını jenosit olarak ilan edilmesini isteyen güçler, sesiz kalarak bu saldırılarda pay sahibi olan güçlerdir.

Bu ne yaman çelişkidir ki bu katliama karşı sesiz kalınıyor. Bir inanç topluluğunun başına gelebilecek en kötü uygulama Ezidi’lerin başına gelmiştir. Onurları, şerefleri, haysiyetleri ayaklar altına alınmış, kadınları köle pazarlarına sürülmüş bir topluluk karşısında söylenecek söz kalmaz, boğazlar düğümlenirken yine de saldırıların hedefi olmaktan kurtulamıyorlar. Kaderlerinde sanki fermanlarla ortadan kaldırma varmış gibi vicdanlar sızlamıyor. Bir başına azılı düşmanlarıyla yalnız bırakılıyor.

Ezidi’ler gözden çıkarılmıştır. Uzun vadede bu stratejik dağ parçasını Ezidi’lerden temizlemek, bu mümkün olmazsa kullanabilecekleri Ezidi’leri yaratmaktır. Saldırılarla katletme, irade kırma ve teslim almak istiyorlar. İçerden bir takım işbirlikçi ihanetçi kesimi de devreye sokarak sonuç elde etmeye çalışıyorlar.

İHANETE KARŞI DAHA RADİKAL TEDBİRLER ALINMALI

Ezidi’lerin her saldırıda bedel ödeyecek durumdan mutlaka çıkmaları öncelikli konu olmalıdır. Mücadelenin ne kadar keskin ve acımasız olduğu ortadadır. İşbirlikçi ihanetçi çizgiye karşı çok daha radikal tedbirler almayı kaçınılmaz kılmaktadır. KDP’nin bu katliamın gerçekleşmesinde belirleyici durumda olduğu bilinmelidir. Irak’ın kendi egemenlik haklarından dem vurmasına karşı radikal bir tutum takınmaması, önleyici tedbirler almaması zımni bir uzlaşı içinde olduğunu göstermektedir. Bu menfur saldırılarda Ezidi temsilcileri hedef alınarak katledilmelerine sesiz kalanlar, kırıntı kabilinde insani değer taşımadıklarını göstermektedir.

KDP ve Türk devletinin Ezidi düşmanlığı zihniyette başlayan ve pratik aşamalarla fiili katliamlara dönüşen tarihe yayılmış bir düşmanlıktır. Günümüzde çıkarlar nedeniyle kendisine BM ve ABD gibi ortaklar bulmuş ve destek almıştır. Ezidi’leri hedef alan bu düşmanlık aynı zamanda Kürtlerin kök hücrelerine karşı başlatılan bir düşmanlıktır. Bu nedenle her ne pahasına olursa olsun bu saldılar karşısında daha fazla bilenerek, bilinçlenerek karşı durmak gerekir. Kendi öz savunmalarının önemi ve ne kadar zaruri olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Bu son saldırı bir son saldırı olmayacaktır. Ezidi toplumunun kahraman önderlerinden Merwan Bedel’de son şehit olmayacaktır. Düşmana karşı nasıl davranması gerekiyorsa ve nasıl bir tedbire ihtiyaç duyuyorsa bunun esas alınması gerekir. Merwan Bedel gibi yiğit bir halk önderini kaybetmek kolay kolay yeri doldurulmayacak bir kayıptır. Acısı da bir o kadar büyüktür.

Faşist Türk devleti döktüğü kanda boğulacaktır inancıyla azami, cesaret, inanç, kararlılık daha da büyütülmeli, mücadele daha da yükseltilmelidir. Halk önderi Merwan Bedel’in şehadeti Ezidi’lerin birliğine, beraberliğine, mücadelesine ışık olsun dileğiyle Ezidi halkına baş sağlığı, kederli ailesine sabır diliyorum.

ANHA