Uzmanların gözünden İran-ABD yeni nükleer müzakereleri ve olasılıklar

İran, başarısızlıkla sonuçlanan 6 nükleer müzakere oturumunun ardından bugün, Viyana’da Reisi öncülüğünde 7’nci tur müzakerelere başlıyor. Önemli soru ise, müzakerelerin İran için olumlu sonuç doğurup doğurmayacağı.

Uzmanların gözünden İran-ABD yeni nükleer müzakereleri ve olasılıklar
29 Nov 2021   07:52
HABER MERKEZİ-ŞEYMA ELÎ

İran, başarısızlıkla sonuçlanan 6. tur nükleer program müzakerelerinin ardından 29 Kasım’da müzakerelere yeniden başlayacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi döneminde karşımıza çıkan bu müzakereler radikal adım olarak tanımlanıyor.  Fakat nükleer müzakere anlaşması henüz belirsiz ve konuya ilişkin soru işaretleri artmaya devam ediyor.

İran ve “4+1” devletlerinin katılacağı nükleer müzakereleri bugün Viyana’da başlıyor. İran’ın geri adım atmaması, yaptırımlar kaldırılmadan müzakereleri reddetmesi, Uranyum zenginleştirmesi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) çalışmalarına engel olması ve nükleer programına rağmen bu müzakereler, Suriye, Irak ve Yemen’deki müttefiklerinin desteğiyle yapılıyor.

İran’ın nükleer anlaşması 15 Temmuz 2015 tarihinde eski ABD başkanı Barack Obama döneminde ilan edildi. Anlaşmaya göre İran’a yönelik yaptırımlar nükleer eylemleriyle bağlantılı olarak kısmi olarak kaldırılacak. Fakat Donald Trump döneminde ABD nükleer anlaşmadan geri çekilerek, Tahran’a yönelik yeni yaptırımların uygulanmasını devreye koydu.

ABD’nin net olmayan bu politikasının yanında Joe Biden yönetimi ise İran ile nükleer krizi diplomasi yoluyla çözmek adına nükleer anlaşmaya yeniden dönmenin zeminini hazırlıyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Müdürü Rafael Grossi, İran, uluslararası güçler ve ABD’nin dolaylı katılımıyla 7’nci tur müzakerelerinden önce geçtiğimiz hafta Tahran’ı ziyaret etti. Rafael Grossi, İran Atom Enerjisi Kurumu başkanı Muhammed İslami ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’la bir dizi görüşme yaptı.

Kerec’deki Tessa kompleksine 4 gözetleme kamerası koymayı amaçlayan Rafael Grossi’nin ziyareti sonuçsuz kaldı.

KİRLİ BİR İŞARET

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price AFP’ye verdiği demeçte, İran’ın IAEA ile iş birliği yapmayı reddetmesinin kirli bir işaret olduğunu ve İran’ın halen 2015 yılında imzalanan anlaşmaya umut bağladığına dikkat çekti.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Körfez ülkeleri araştırmacısı ve İran çalışmaları yorumcusu Hanî Silêman, İran’ın bu ayın sonunda nükleer müzakerelerin yeniden başlayacağını duyurmasının Tahran için çok önemli bir adım olduğunu, bunun aynı zamanda hem müzakerelerde şartlarını sunacağı hem de %60’a varan uranyum çıkarma ve zenginleşme çalışmalarının ilanı anlamına geldiğini kaydetti.

Bu adımın İran için büyük bir gelişme olduğunu belirten Hanî Silêman, “İran, ABD’nin Afganistan, Avrupa ve içerisindeki bazı davalarla meşgulken bu adımla şartlarını dayatacağını ve tarihi gelişmelerden faydalanacağını öngördü. Dahası ABD ve Batılı devletlere da şartlarını dayatacağını öngördü” dedi.

REİSİ VE MÜZAKERELER

Yorumcular, Washington’un Reisi yönetimindeki İran’ın Joe Biden yönetimiyle kararlı bir şekilde müzakere edeceğini ön görüyor. Aynı şekilde yeni İran yönetimi, Biden’ın anlaşma imzalayıp ileride geri çekileceğinden kuşkulandıklarından, ABD’nin müzakere stratejisine yanaşmayacak.

ABD ve İran arasında uluslararası güçlerin katılımıyla geçtiğimiz Nisan ayından Haziran ayına kadar, 6 tur müzakere düzenlendi. Şimdiki müzakere ise, Ağustos ayında iktidara gelen İbrahim Reisi’nin öncülüğünde yapılacak.

İran'ın üst düzey nükleer sorumlusu Elî Baqirî Kenî’nin müzakerelerin yeniden başlayacağını duyurmasının ardından İbrahim Reisi şunları kaydetti: “Düzenlemek istediğimiz müzakerelerden sonuç almalı ve yaptırımlar tamamen kaldırılmadan bu mümkün değil.”

Reisi’nin konuşmasına değinen Hanî Silêman, “İbrahim Reisi öncülüğündeki İran’ın yeni müzakere heyeti, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve Elî Baqirî Kenî’den oluşmakta. Bu heyetin Hasan Ruhani ve Cevad Zarif’ten daha radikal olduğu gözüküyor. Ruhani ve Zarif nükleer anlaşmaya varmaya çalıştığı için muhafazakar ve radikal reformlardan uzaklaşmayı izlediler” dedi.

‘KARMAŞIK BİR GÖRÜNTÜ’

Hani Silêman, müzakerelerden önce bu şartların öne sürülmesinin müzakerelere şüphe kattığını ve 7’nci tur görüşmelerde de anlaşma veya yakınlaşma konusunda büyük bir beklenti olmadığına işaret olarak değerlendirerek, “Ancak Tahran bunda ısrarcı olursa birçok tur gerçekleştirebilir ve ABD yaptırım uygulayabilir” dedi.

Müzakerelerin gerçekleştirildiği zamanın önemli olduğunu dile getiren Hani Silêman, “Bazı cephelerde ve dosyalarda çok karışıklık vardı. Ancak sonuç olarak Suudi Arabistan, BAE ve İran arasındaki dolaylı müzakereler bazı sonuçlar getirdi. Ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) İran için girişimleri vardı. Ayrıca bazı farklı tarafların istikrarın sağlanması ve İran’ı anlaşmalar konusunda bilinçlendirmek için girişimleri vardı” şeklinde konuştu.

Müzakerelerin başarısız olmasının etkilerine dikkat çeken Hani Silêman, “Şüphesiz müzakereler başarısız olursa olumsuz sonuçlar doğuracaktır. İran engellendiğinde Körfez tehdidi, savaş gemileri veya gemilere baskın gibi farklı araçları, Yemen’deki milisleri aracılığıyla Suudi Arabistan, Irak ve Suriye'ye karşı kullanıyor. ABD’nin yanında da İran’a karşı ekonomik yaptırım, eski veya yeni yaptırımların yeniden dayatılması gibi baskı araçları var” diye belirtti.

‘İRAN’A KARŞI BLOKLAR’

Hani Silêman, Avrupa devletleri ile Washington arasında İran’a karşı blok kurulmasına ilişkin şunları söyledi: “Biden yönetimi Avrupalı taraflarla yeni anlaşmalara sahip olabilir ve bu anlaşmaları İran’ı ablukaya alarak kontrol etmek için kullanabilir”

“Bu durum kontrol edilmeli ve İran üzerinde baskı kurulmalıdır. Ayrıca meşru olmayan uyuşturucu madde, kaçakçılık, Çin ile ticaret hareketleri kontrol edilmelidir.”

Hani Silêman, İran’a karşı askeri blok kurulması veya askeri operasyon gerçekleştirilmesi önerilerinin sunulduğunu, ABD yönetiminin ya bu seçeneği onaylayacağını ve buna göre adımlarını atacağını, belirterek, “Operasyon önerilmişse bu İsrail tarafından önerilmiştir. Bu konuda Washington ve Til Ebib arasında ortaklık yapılmış olabilir” dedi.

Gözlemciler İsrailli yetkililerin son açıklamalarına göre, İsrail, İran’ın nükleer silahların yapımından oluşan nükleer sisteminden kuşkulanıyor ve Tahran da atom bombası yapmaya yakınlaştı. Gözlemciler İsrail’in İran içinde nükleer binalarının da olduğu belirli noktalara operasyon gerçekleştirme ihtimalini uzak görmüyor.

Nükleer anlaşmasının iyi olabileceğini ve İsrail’in korkularını da azaltabileceğini söyleyen Hani Silêman, “İsrail'in yüzde 60 uranyum üretimi ve İran ile sahip olduğu gelişmiş uranyum çıkarma araçlarının, İran'ın nükleer bomba yapma niteliği ve uranyum üretimine dönüşü konusunda birçok sorusu var. İsrail’in nükleer anlaşması imzalandığında rahat olabilmesi için bu soruların yanıtına ihtiyacı var” diye belirtti.

‘ÇÖZÜMSÜZ DOSYALAR’

Diyalogun birçok çözümsüz dosya ile karşı karşıya olduğunu belirten Siyasi Yorumcu Mihemed Ebadi, “İran eski ABD başkanının anlaşmadan çekilmesi senaryosunun ve İran üzerinde yeniden yaptırımların dayatılmasının tekrarlanmaması için ABD’den güvence almada ısrar ediyor. Washington ise, bu anlaşmayı genişletmek, İran’ın füze sistemini ve Tahran temsilcilerinin dosyasını diyalog anlaşmasına katmak istiyor” şeklinde konuştu.

‘HER İKİ TARAF DİYALOG BAŞLATIYOR’

İki tarafın anlaşma konusunda karşılaştığı engellere değinen Mihemed Ebadi, “İran, ABD kongresinin taraf olacağı bir çalışma planı imzalamak istiyor. Ancak Cumhuriyetçilerin varlığı ile bu zor görünüyor. Ayrıca Demokrat parlamenterler de İran ile diyaloğu destekleme fikrini reddediyor. ABD’nin İran Özel Temsilcisi İran’a güvence vermeyi reddediyor ve bu da iki tarafın üzerinde anlaşamadığı nokta oldu” ifadelerini kullandı.

İran’ın çözüme ulaşmayı engellediğini söyleyen Mihemed Ebadi, “İran’ın tehlikeli füze sistemine olan bağlılığı, bölgedeki temsilcilerine destek vermeye devam etmesi, dünya genelinde gerçekleştirilen terörist operasyonların perde arkasında olması, para aklama ve uyuşturucu madde ticaretinde İran’a işaret eden emarelerin bulunması çözüme ulaşmayı engellediğini ispatlıyor” dedi.

Hani Silêman, müzakerelerin başarılı olmasını olumlu buluyor ancak, eski anlaşmaya dönülmesinin uluslararası toplum ve ABD’li taraflar için büyük bir kayıp olacağını da ekliyor.

‘NÜKLEER DOSYASI ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI’

Nükleer dosyasının geniş kapsamlı bir şekilde çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Hani Silêman, “İran ile müzakereler nükleer anlaşma ve balistik füze sistemi temelinde olmalı ve İran’ın tarafları bölgesel taraflar olmalı. Bu zor ancak ben böyle olması gerektiğini düşünüyorum. İran’ın bunu kabul etmesi zor. Ancak bu, İran dosyasının çözümü için en önemli yoldur. Nükleer anlaşması ile krizleri hafifletme yerine gerçek bir istikrar sağlanmalı ve bütün taraflar ikna edilmeli” dedi.

(hb/ff)

ANHA