KCK: Dersim soykırımı yüreklere ve beyinlere kazılmalı

Dersim soykırımı kadar insanları öfkelendiren zulüm az görülmüştür. Bunları unutmak, unutturmak değil, açığa çıkarmak, yüreklere ve beyinlere kazımak, bilince çıkarmak çok önemlidir diyen KCK, “Bu bilinç gerçek özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermeyi sağlar” dedi.

KCK: Dersim soykırımı yüreklere ve beyinlere kazılmalı
15 Nov 2021   08:24
HABER MERKEZİ

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı açıklaması şöyle:

“Dersim direnişinin önderlerinden Seyit Rıza, oğlu ve 5 Dersim aşiret lideri 84 yıl önce Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildiler. Bu idamlar Dersim soykırımının Dersimlilerin beyinlerine ve yüreklerine korku salmanın sembolü olarak gerçekleştirilmiştir. Seyit Rıza, oğlu ve 5 aşiret liderini ve on binlerce Dersim şehidini minnet ve saygıyla anıyor, onların özlemlerini Özgür Dersim ve Özgür Kürdistan’la taçlandıracağımız sözünü veriyoruz.

70 bin kadın, çocuk, yaşlı, genç Dersimlinin katledildiği, on binlerce Dersimlinin Türkiye’nin batı illerine sürgün edildiği bir soykırım gerçekleştirilmiştir. Bu soykırımdan sağ çıkanlar da beyaz soykırımla tümden Türkleştirilip soykırım tamamlanmak istenmiştir. Dersim’de tam anlamıyla bir soykırım gerçekleştirilmiştir. 21. yüzyılda gerçekleştirilen en büyük soykırım saldırılarındandır. 1937 ve 1938’de gerçekleştirilen fiziki soykırım ardından dünya tarihinde görülmemiş bir kültürel soykırımla Dersimliler Kürtlüğünden vazgeçirilerek Türkleştirilmek istenmiştir. Türkleşme Dersimlilere baskıdan, zulümden kurtulacağı bir uygarlaşma olarak dayatılmıştır.

Dersim’de öyle bir soykırım baskısı, zulmü uygulanmıştır ki, 1937 ve 1938’de gerçekleştirilen katliamlar tanıkları tarafından anlatılmak istenmemiştir. Hayatta kalanlar çoğu zaman bu soykırımı suskunlukla içlerine gömmüşlerdir. Dersim soykırımı son on yıllarda anlatılmaya, araştırılmaya, tümüyle gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Dersim halkı böylece soykırımcı sömürgeci Türk devletinin Dersimlilere nasıl acılar çektirdiğini öğrenmektedir. Soykırımcı sömürgeci Türk devleti Türkiye Cumhuriyet tarihindeki en büyük katliamı, zulüm ve soykırımı Dersimlilere yapmıştır. Bu gerçekliği öğrenmeden, bilmeden gerçek bir Dersimli olunamaz. 1937-38 soykırımına verilecek en iyi cevap Türkiye’deki ve Kürdistan’daki demokratikleşme mücadelesini geliştirerek Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan’ı yaratmak olmalıdır. Kuşkusuz Özgür Kürdistan içinde de Dersim, özgünlüğüyle özerk olacaktır. Zaten Dersim soykırımı da Dersim’in özerkliği korunmak istendiği için gerçekleşmiştir. Bu yönlü mücadele verildiğinde idam edilen Seyit Rıza’ya, oğluna ve 5 aşiret liderine ve on binlerce Dersim şehidinin anılarına doğru bir cevap verilmiş olunacaktır.

Dersim katliamı ve soykırımı kadar insanları öfkelendiren zulüm az görülmüştür. Bunları unutmak, unutturmak değil, açığa çıkarmak, yüreklere ve beyinlere kazımak, bilince çıkarmak çok çok önemlidir. Bu bilinç gerçek özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermeyi sağlar. 1960’lı ve 1970’li yıllardan itibaren, özellikle de 1990’lı yıllardan sonra Dersimliler demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yer aldılar. Binlerce Dersimli genç kız ve erkek Kürdistan özgürlük mücadelesine katıldılar, yüzlercesi şehit düştü, yüzlercesi yaralandı.

Soykırımcı sömürgeci Türk devleti Dersim’de gerçekleştirilen soykırıma öfkenin bu soykırımcı zihniyeti ortadan kaldıracak özgürlük ve demokrasi gücü haline geldiğini görerek Dersim üzerinde kapsamlı bir özel savaşa yönelmiştir. Bu özel savaşla Dersim halkını, kadınlarını ve gençlerini özgürlük ve demokrasi mücadelesinden alı koymaya çalışmaktadır. Ancak Dersimliler Seyit Rıza’yı, Seyit Rıza’nın dik başlı ruhu olan Besê’yi, Alişer’i, Zarife’yi, başta Dersim gençlerine olmak üzere Kürt gençlerine soykırımın intikamını alma çağrısı yapan Nuri Dersimi’yi, büyük devrimciler Dr.Şivan’ı, Hüseyin Cevahir’i, İbrahim Kaypakkaya’yı, Ali Haydar Yıldız’ı, Mazlum Doğan’ı, Sakine Cansız’ı, Çiçek Selcan’ı, Sorxwin’i, Zeynep Kınacı(Zilan)’yı, Süleyman Cihan’ı, Cafer Camgöz’ü, Şiyar’ı, Dr.Baran’ı, İsa’yı, Baran Dersim’i, Atakan Mahir’i, Yılmaz Dersim’i ve on binlerce şehidini unutmayacak; demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yerlerini almaya devam edeceklerdir.

Rêber Apo 1977’de Dersim’e gittiğinde ‘bu kültür, bu toplumsal gerçeklik yaşatılmalıdır’ diyerek Dersim’de mücadelenin yükseltilmesinin önemini vurgulamıştır. Artık Dersim’in binlerce yıllık tarihine dayalı özgürlük ruhu ayağa kalkmıştır. Besê’lerde, Zarifelerde ve Sakineler’de somutlaşan Dersimin özgür kadın ruhu ayağa kalkmıştır. 1937 soykırımına kadar fethedilemeyen Dersim bugün de fethedilemez bir devrimci demokratik ruha kavuşmuştur.

Dersim soykırımının 84. yıl dönümünde bu ruhla mücadeleyi yükseltip Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu’yu yaratarak Seyit Rıza ve tüm şehitlere layık olacağımızın sözünü bir daha veriyoruz."