​​​​​​​Türk devleti beyaz soykırım uyguluyor

İşgalci ve soykırımcı Türk devleti sözde su projeleriyle Kürdistan, Suriye ve Irak’ta milyonlarca kişinin yaşamını tehdit ediyor, halkı toprağından göçertiyor, geçmişe dayanan tarihlerini yeryüzünden silmek için her türlü yola başvuruyor.

​​​​​​​Türk devleti beyaz soykırım uyguluyor
14 Nov 2021   03:01
KOBANÊ-ZANA SEYDÎ

İşgalci Türk devleti sözde su projeleriyle Dicle ve Fırat nehirleri kıyılarında yaşayan halkları tehdit etmeye devam ediyor. İşgalci Türk devletinin halklara yönelik soykırım planları çerçevesinde işlediği bu suçlar tarihin kara sayfalarına not düşülüyor.

Dün paylaştığımız birinci dosyamızda işgalci Türk devletinin barajlar kurarak suyu azaltıp, su kaynaklarını kurutmasına ve Suriye, Irak ve Türkiye arasında su paylaşımına ilişkin anlaşmalara dikkat çektik.

Bugünkü dosyamızda Fırat ve Dicle nehirlerinin tarihi önemine, Kürdistan'da suyun nasıl bir tarihi yok etme aracı olarak kullanıldığına ve Türk devletinin yürüttüğü savaşları ele alacağız.

DİCLE VE FIRAT NEHİRLERİNİN TARİHİ ÖNEMİ

Verimli toprakları ve su kaynakları zenginlikleri birçok uygarlığın iki nehir arasında bulunan Mezopotamya topraklarına yerleşmesine vesile oldu.

Her çeşit otun, meyvenin yetişebildiği, doğal zenginlikleriyle tanınan Kürdistan Bölgesi ve Irak topraklarında nehir ve su kaynakları çevresinde bulunan ve korunma imkanı sağlayan mağaralar, tarih boyunca insanlar için yaşam olanakları yaratmıştır.

Bakurê Kurdistan’ın Riha kentinde (Urfa) bulunan ve tarihi milattan 12 bin yıl öncesine dayanan Göbekli Tepe dünyanın eski mağaralarından biri olmakla beraber Mezopotamya kıyılarında yaşayanların Fırat Nehri kıyılarına yerleştiklerinin göstergesidir.

Birçok medeniyeti ağırlayan ve insanlığın hizmetine giren birçok keşfin yapıldığı Mezopotamya toprakları uygarlıkların beşiği olmuştur.

İki nehir arasında MÖ 3.500 yıllarında yaşamış olan Sümerler aşağı Mezopotamya nehirleri (Irak’ın güneyi) kıyıları boyunca onlarca köy inşa etmiş ve burada  Akadlar, Babiller, Mitaniler, Asurlular, Medler ve birbirini takip eden onlarca uygarlık yaşamıştır.

İşgalci Türk devleti birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu iki nehri yok ederek, bu medeniyetlerin tarihini de yok etmeye çalışıyor.

https://www.hawarnews.com/tr/uploads/files/2021/11/13/213723_-.png

Konuya ilişkin ajansımıza konuşan Fırat Bölgesi Tarihi Eserler Müdürlüğü Eş Başkanı Eli Silêman, “Dicle ve Fırat nehirleri tarihte büyük bir öneme sahipler. İlk çağ uygarlıkları burada yerleşik hayat sürdürmüşler. Bu nedenle Türk devletinin Fırat ve Dicle nehirlerinin su oranını düşürmesinin amacı bölgenin en eski halkı olan Kürtlerin kimliğini yok etmektir. İşgal edilen bölgelerde demografik yapının değiştirilmesi de aynı amacı taşıyor” dedi.

‘TÜRK DEVLETİ KÜRDİSTAN’DA SU PROJELERİYLE TARİHİ YOK EDİYOR’

https://www.hawarnews.com/tr/uploads/files/2021/11/13/213704_-.png

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eş Başkan Yardımcısı Hesen Koçer de işgalci Türk devletinin Fırat ve Dicle nehirlerine yönelik uygulamalarının insani bir felaket olduğunu, Irak ve Suriye hükümetlerinin bu durum karşısındaki sessizliğinin Türk devletinin önünü açtığını vurguladı.

Ağustos 2019 tarihinden itibaren su tutmaya başlayan Ilısu baraj ile 12 bin yıllık antik Hasankeyf ilçe merkezi ise artık tamamen sular altında.

Türk devletinin Ilısu Barajı’nı kurmasını AKP-MHP hükümetinin Kürtlerin tarihini sular altında bırakma olarak değerlendiren Hesen Koçer, “Buna karşı tepkimiz güçlü olmalıdır. Çünkü Türk devleti sözde su projeleriyle eskilere dayanan tarihimizi yok etmek istiyor” diye konuştu.

‘TÜRK DEVLETİNİN AMACI KÜLTÜREL SOYKIRIM’

Ilısu Barajı’nın kurulması ardından su altında kalan 200 köyde yaşayan 80 bin Kürt Bakûrê Kurdistan’ın farklı bölgelerine göç etmek zorunda kaldı.

Hesen Koçer, “Türk devletinin, Kürt halkına karşı yürüttüğü kültürel savaş, yürütülen soykırım savaşının bir parçası. Tabi askeri savaştan farksız, tarzı değişmiş olabilir ama amaç aynı. Doğal yaşamı ile bir bütün olan bir Kürt’ün köyünün ortasına baraj yapmak ne anlama geliyor? Bu şekilde binlerce kişi metrepollere göçertilerek eritilmek isteniyor. Bu bağlamda Türk devletinin Bakurê Kurdistan'da uyguladığı demografik değişim politakasıdır” diyerek faşist Türk devletinin kirli politikalarına dikkat çekti.

Çevre ve doğayı koruma örgütlerinin soykırımcı Türk devletinin uyguladığı politikaya karşı ciddi bir tavır sergilemediğine işaret eden Hesen Koçer, Avrupa ülkelerinin Türkiye ile işbirliği içerisinde olduğunu hatta Kürtleri beyaz soykırımla karşı karşıya bırakarak, kan dökmeden de bir katliam gerçekleştirmek istediğini söyledi.

KURAKLIKLA BERABER FELAKET SİNYALLERİ

Gelecekte dünyayı bekleyen karanlık senaryolara hazırlamayı planlayan Erdoğan,  6 Kasım'da Türkiye'nin 2’nci  büyük barajının (Ilısu) açılış töreninde, bu barajın ülkeyi kuraklığın tehlikelerinden ve etkilerinden koruyacağını duyurdu.

Erdoğan'ın açıklamalarıyla eş zamanlı, Fırat ve Dicle nehirinin  su debisinin azalması nedeniyle milyonlarca Suriyeli ve Iraklının hem tarımsal verim  hem içme suyu temini üzerinde olumsuz bir etkisi yaratarak sudaki kirliliğin de artmasına neden oldu.

Bağdat Üniversitesi Akademisyeni Cewad El-Beydanî, Facebook hesabından, Dicle Nehri üzerinde kurulan Ilısu Barajı’nın Irak halkı için en büyük tehdit olduğunu, aynı zamanda insan varlığı için tehlike oluşturduğunu  ve Irak’ta su miktarının azalmasıyla tarımı etkileyeceğini paylaşmıştı.

Öte yandan Cewad El-Beydanî, Irak hükümetini Türkiye'yi ekonomik olarak boykot etmeye ve Türkiye'nin Irak'ı karalama yönelik yumuşak politikasına karşı durmaya çağırdı.

Türk devletinin Fırat ve Dicle Nehri’nin su debisi seviyesini düşürdüğü bir dönemde, Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi ile Irak'ın orta kesimleri, azalan yağış miktarı nedeniyle su sıkıntısı çekiyor. Bir yandan Türk devletinin suyu halka karşı silah olarak kullanması bir yandan ise bölgede azalan yağışlarla beraber insani bir felakete yaşanıyor.

TÜRKİYE'NİN UZUN VADELİ HEDEFİ: HALKI GÖÇERTMEK

İşgalci Türk devletinin Suriye'nin Fırat kıyılarındaki su seviyesini azaltarak, nüfusu göçertmeyi planladığını bunun da uzun vadeli ve stratejik hedef olarak ele aldığına dikkat çeken Hesen Koçer,  Türk devletinin uygulamalarının Türk halkının komşu halklarla ilişkilerini olumsuz etkilediğini ve hassasiyet yarattığını söyleyerek, iktidar zihniyetin Türk halkı için de bir sorun olduğunun altını çizdi.

https://www.hawarnews.com/tr/haber/suriye-ve-iraka-karsi-cetin-bir-su-savasi-yurutuluyor-h48053.html

ANHA