​​​​​​​Gizli ajandalı tezkere mecliste onaylandı- ŞÜKRÜ GEDİK

​​​​​​​Gizli ajandalı tezkere mecliste onaylandı- ŞÜKRÜ GEDİK
28 Oct 2021   00:46

Şükrü GEDİK

Sınır dışına asker göndermeyi ön gören tezkere meclisten geçti. Geçmiş tezkerelerden farkı, CHP’nin hayır oyu kullanmasıyla ilk kez tavır değişikliğine gitmesidir. Bir diğer konu ise, tezkerenin içeriğine ilişkindir. Sınır dışına asker gönderme, süresini, miktarını belirleme yetkisinin şahsa münhasır olmasıdır. Tezkerenin 2 yıllık olması kuşkulara yol açarken, yabancı asker bulundurmaya da imkân tanıyor. Tezkerede yok yok gibi oldu. Savaş çıkarma yetkisi tanıyan bir tezkere haline geldi. Akıl sağlığının bozulduğuna dair doktor raporu gerekir dedikleri, ruhen hasta birine savaş yetkisinin verilmesi de ayrı bir endişe nedeni sayılmaktadır.

Bu tezkerenin bir başka özeliği, ülke çıkarları açısından kullanılan bir tezkere olma özelliğinden çok, iktidarın çıkarları için kullanabilecek olmasıdır. Erdoğan’a verilen tezkere yetkisinin hangi amaçla kullanılacağının yeterince açık olmamasıdır. Yorumlara açık, her yöne çekilen muğlak bir metnin amaç ve hedefleri adete tezkerede gizlenmiştir. Yazılanların dışında gizli bir ajandaya uygun yazılan bir tezkere olmuştur.

Sırayla gidersek; CHP’nin tavrındaki değişiklik, tezkerenin ülke için doğuracağı kaygıların sezilmiş olmasıdır. Yıllardan beridir ülke dışında asker bulunduran AKP iktidarının, istenen sonucu alamaması ve dış politikada ki başarısızlığıdır. Suriye politikasında içinden çıkılamaz ve sürdürülemez olduğu bilinmesine rağmen tezkereye evet demek, bile bile lades demeyi anlamış olmalarıdır. Erdoğan’a aşırı yetkiler veren ve oldukça kritik içeriğe sahip olmasına rağmen tezkere hakkında yeterince aydınlatıcı açıklamanın yapılmamış olması, CHP’yi tavır takınmaya sevk etmiştir. Sadece tezkere değil dış politikanın geneli hakkında yerli ve milli aldatmacasıyla atılan adımların Türkiye açısından risk oluşturduğunun farkına varılmış olmasıdır. CHP’nin HDP ile yan yana görünme eleştirilerini de göze alarak, hem bu korkuyu yenmiş olması ve hem de Suriye sorununun çözümüne tezkereden farklı bakış edinmesidir. Bu tavır değişikliği iç politik dengeler açısından Kürtlere duyduğu ihtiyacın da bir gereği şeklinde yorumlamak mümkündür.

Tezkerede yabancı askeri güçlerin Türkiye’de konuşlanmasına imkân tanıyan belirlemenin ifade ediliş tarzındaki muğlaklıktır. Yabancı ülke veya devlet yerine yabancı silahlı güç belirlemesi akıllara İdlib’de sıkışan çetelerin Türkiye’de konuşlanmasına yol açtığı yönündeki tartışmalardır. Suriye Milli Ordusu (SMO) olarak adlandırdıkları çete guruplarının bir araya getirilerek oluşturulan DAİŞ artıklarına Türkiye’nin resmen açık hale gelmesidir. CHP’nin hayır dediği bir neden de bu konudur. İki Türk askerinin yakma talimatını veren DAİŞ’linin yakalanıp ardından serbest bırakılması dikkate alındığında zaten Türkiye’de üslenmiş olan çete guruplarına tezkere ile resmiyet kazandırılacaktır.  

Tezkerenin 2 yıllığına uzatılmış olması da ayrı bir konu başlığı olarak ele alınması gerekiyor. Sadece yurt dışı gerekçelerle hazırlanan bir tezkereden ziyade, AKP iktidarının iç politikada gereksinim duyduğu sahte zaferler için gerektiğinde savaş çıkarma, çatışma ortamını yaratmaya odaklı olmasıdır. 2 yıllık süreç normal seçimlere denk gelen bir süreç olması nedeniyle seçimleri kaybedeceği kesinleşirse, savaşa girerek seçim yaptırmamaktır. Yani kendi iktidarı uğruna ülkeyi savaşa götürecek kadar gözü kara olduğunu bu tezkereden okumak mümkündür. Varsayımlar üzerinden değerlendirme gibi görünse de akıllara seçim endeksli bir tezkere olduğu izlenimini vermektedir. Türkiye’yi seçimlere sokmadan savaşa sokması uzak bir ihtimal değildir. 2023 seçimlerini daha şimdiden silahsız 15 Temmuz’a benzeten yorumlarla ısınma hareketlerinin yapıldığını söylemekle yetinelim.

Tezkerede üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise, RTE’ye tanınan aşırı yetkilerdir. Ne zaman, hangi şatlarda, ne kadar asker göndereceğini AKP şefinin belirlemiş olmasıdır. Yani istediği zaman kriz yaratarak yurt dışına asker gönderme yetkisini kullanmasıdır. Yani ülkenin bekası münasebetiyle değil de iktidar çıkarları için savaş çıkaracak, asker sevkiyatını yapacaktır. Milliyetçiliği şahlandırmak için kullanılacak bir tezkere hazırlanmıştır. Suriye’de üstlendikleri misyon, yerine getirilmesi gereken taahhütler ve verilen sözlerin kamuoyu ile yeterince paylaşılmaması da önemli bir sorundur. Türkiye’yi batağa sürükleyen politikaların tehlikesini fark eden birçok general bu nedenlerden dolayı istifa etmek zorunda kalmıştı. 

Üzerinde daha da tartışılması gereken birçok konu başlığı bulunmaktadır. İktidarı ve dolaysıyla Erdoğan’ı eleştiren muhalefetin de teskereye evet diyerek diktatörün peşine takılmaları, muhalefetin çapsızlığını gösteren bir sınav olmuştur. Ülkenin dış politikasını eleştirenlerin ardından da bu politikaya destek vermeleri muhalefetin ikiyüzlülüğünü göstermektedir.

Rojava’nın işgaline dönük çıkarılan bu tezkerenin kendi içinde gizli bir ajandaya sahip olduğunu belirtmekte fayda vardır. Kürt kazanımlarını bertaraf ederek, yeni bir işgal harekâtına olanak tanıdığı öncelikli konu olarak akılda tutulmalıdır. Tezkerenin birçok amacı olsa da asıl amacın Rojava olduğunu unutmamak gerekir. CHP’nin hayır demesi muhalefette bir çatlak olduğu anlamına gelmemelidir. Hayır dese de evet dese de tezkerenin sunucu pek değişmeyecekti.  Hayır diyerek belki biraz pirim yapmıştır. Kürt sorunu konusunda köklü bir değişiklik anlamına gelmemelidir. Kürtlerin sütten ağzı çok yanmıştır ayranı üfleyerek içmek zorunda bırakılmıştır. Temkinli yaklaşmak en doğru olanıdır.

Savaş tezkeresinin iki yıl daha uzatılması Kürtler açısından ekstra bir anlamı yoktur. Çünkü kesintisiz süren bir savaş hali zaten vardır. Bu da sürekli hazırlıklı olmak anlamına gelmektedir. Kendi öz gücüne dayanarak, öz savunmasını güçlendirmeye hız vererek tehlikeyi bertaraf edecek pozisyonda olması kaçınılmazdır. Tezkereye verilecek cevap halkın gücünde gizlidir.        

ANHA